21 Aralık 2008 Pazar
YORGUN SAVAŞÇI
Aslında devre arasında, maçın ilk yarısına bakıldığında Beşiktaş'ın ikinci yarı skora ortak olacağını düşünüyorduk, ama Delgado'nun kırmızı kartı maçın önemli kırılma noktalarından birisi oldu. Son 10 dakikada Galatasaray defansının Beşiktaş'ı çok kolay üzerine davet ettiği dakikalarda siyah beyazlılar 11 kişi olsalardı, skor tabelası farklı bir hal alabilirdi. Ama tabi öncesini anlatmak lazım.
Bülent Tulun devre arasında yorum yaparken güzel bir noktaya değindi, "hücum oyuncuları savunmaya yardıma geldiklerinde genelde bir sakarlık yaparlar" diye. Yıllar önce Hakan Şükür'ün Polonya milli maçında rakip forvetin önüne indirip gol pası verdiği bir kafası, yine Manchester United deplasmanındaki 3-3'lük maçta kendi kalesine attığı bir golü vardır. Yine yıllar önce Tarık Daşgün bir Fenerbahçe-Bursa maçında topu rakibe çarptırarak taça atmak isterken kornere sebep olmuş, o korner gol olmuş, maç berabere bitmiş ve Fenerbahçe 1 puan farkla şampiyonluğu kaybetmişti. Bu sene El Hadji Diouf'un 90. dakikada Sunderland'in 1 puanına mal olan bir penaltı yaptırması var. Holosko'nunki de buna benzedi. Beşiktaş maça çok iyi başlamış bir Galatasaray'a karşı beraberliği bulmuşken daha ileri gidebilirdi ama Holosko imdada yetişti. Buna rağmen Mehmet Topal'ın Beşiktaşın yan ortalarında defansın arasına çok sık girmesi ve rakip ataklarda Baros, Lincoln, Nonda üçlüsünün fazla seyirci kalması devre sonuna kadar Denizli'nin ekibinin Galatasaray yarı sahasının ortasında çok rahat top yapmasına sebep oldu. Sıkışınca da yerine adapte olamayan Barış'ın kanadından geldiler. Zira diğer yanda Hakan ve Arda ikilisi iyi bir blok oluşturdular.
Sonra da meşhur kart pozisyonu. Şimdi FIFA kural kitabı şunu söylüyor: Elini sallayarak kart işareti yaparak, rakip oyuncunun kart görmesi gerektiğini hakeme anlatmaya çalışan futbolculara, hakeme yapılan toplu itirazlarda en az bir futbolcuya ihtar gerekir, el-kol işaretiyle itiraz etmek veya hakemin üzerine doğru koşarak gelmek de sarı kartı gerektirir". Bu hareketi neden, nasıl, hangi niyetle, neyi anlatmak isterken yaptığınızın bir önemi yok. Ne yaptığınız önemli. Hakeme sarı kart işareti yaparek (ki el-kol işareti de buna dahil) itirazın adı o oyuncuya sarı kart demektir. Şöyle bir örnek vereyim. Ben kendimi ceza sahası içinde bilerek yere bırakırsam, hakeme gidip "ben daha önce kendini yere bırakan futbolculara dikkat çekmek için ibret amacıyla yaptım" diyemem. Amacım önemli değildir çünkü. Ne yaptığım önemlidir. Beşiktaş kaptanının bir sarı kartı varken, hakeme 50. dakikada böyle bir itiraz yapmaması gerekirdi. Bu hadisenin özeti kannımca budur. Aynı maçtan alıntılarsak, Arda'nın kendini yere bırakıp, sonra da yaptığı hatayı anlayıp hakeme elini sallayarak "kendimi atmadım" şeklinde bir hareketi var. Yine amacın ne olduğu önemli değil, eğer kendini bir futbolcu yere bırakmışsa cezası sarı karttır veArda'nın eğer bir müdahale yoksa sarı kart görmesi gerekirdi.
Galatasaray'ın bu sayısal üstünlüğe rağmen penaltı dışında maç bitene kadar hiçbir gol pozisyonu yakalayamaması buna rağmen Beşiktaş'ın Bobo, Zapotocny ile 2 kez rakip kaleye gelmesi önemli. Sarı kırmızılılar son 10 dakika oyundan bariz biçimde düştüler. Tabi bunda Mehmet Topal'ın yine mükemmel oyunuyla başı çektiği savunma hattının Lincoln, Nonda, Baros üçlüsünün seyir halinde olduğu dakikalarda 10'a 8 veya 9'a 8 mücadele etmesinin payı büyük. Mehmet Topal yine parantez sebebi. Dakika 90 iken diri kalabilen, kademeye girebilen, akıllı paslar atabilen ve oyun disiplininden kopmayan bir adam. Çanakkale'den Alman disiplininde bir adam çıkması sebebiyle şehri de kutlamak lazım. Skibbe'nin de en gözde adamı olacaktır, aynen Feldkamp ve Cevat Güler'in olduğu gibi. Skibbe'ye gelmişken, o bölgeye takviye gereken bir anda Sabri'yi tam zamanında oyuna sürmesi önemli bir manevra. "Oyunu okuyamıyor" diyen Skibbe alerjili ekibe de bir selam. Tabi aynı Skibbe'nin belki de sahada 90 dakika kalması gereken son adam olan Nonda'yı son düdüğe kadar oyunda tutması da ilginç. Kongo'lu oyuncuda bir garip hal var. Memnuniyetsiz, futboldan zevk almayan, zoraki oynayan bir oyuncu havasında. Halbuki, Kewll'ın sakatlığında bu takımın çok daha tecrübeli golcüsünden önce (Ümit Karan) akla ilk geliyor olmasından motive olup daha iyi işler yapabilirdi. Hertha Berlin maçında son 4 dakika oyuna girişinden itibaren bir problem olduğunu seziyorum.
Son notum De Sanctis için. Hala güven vermediğini söyleyeceğim hayranları kızmasınlar. Holosko'nun ayağına uzayarak aldığı top öncesi kalesini terketmesi, 10 gün önce Volkan Demirel'in Dinamo Kiev maçında kalesini terkettiği pozisyon ile neredeyse aynı. Üstelik topa atladığı pozisyonda 1 saniye gecikmesi bir penaltıya ve çok sıkıntılı bir son 10 dakikaya mal olabilirdi. İtalyan kalecinin cepheden gelen toplarda hala çok iyi olduğunu ama maçın son 5-10 dakikasında kalede gördüğünüzde "tamam buradan falso vermeyiz" dedirtemeyen bir kaleci olduğunu düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
27 yorum:
fifanın kural kitabına bakarsak penaltı sırasında saha içine oyuncu girerse penaltı tekrarlanmalıdır. ama bu kuralın uygulandığını çok az görürürüz. ki bu maçtada ihlal var ama penaltı tekrar edilmedi. o zaman kitaba göre hakem büyük bir hata yapmıştır.
kart isteme olayı da buna benziyor aslında. her hafta tonla maç izliyoruz hiç bi yerde ben böyle bi kart gösterildiğini görmedim. elbbette aşırıya kaçan oyuncular kart görür, ama böyle bi anlık hareketlere kart yoktur. kitapta yazanlar harfi harfine uygulanmaz, uygulanmamalıdır da. hakem haksızdır ve maçın skoruna etki etmiştir bana göre.
ha beşiktaşın sorunları başkadır. yönetim, teknik direktör, taraftar heryerde arızalar vardır. belki maçı kazanmayı da haketmemiştir. ama bunlar hakemin kötü bir yönetim gösterdiğini maça etki ettiği gerçeğini değiştirmez.
Sari kart pozisyonu icin hep ozenilen la liga da gecen haftaki derbiyi tekrar izleyin satin Dutchman.... Hakemlik yada futbol bu kadar mekanik olursa ve olmasi gerekiyorsa futbolcu deyimiyle onumuzdeki maclara bakalim hep birlikte bakalim ardanin eli daha kac kez sallanacak sami yen semalarinda
Arkadaşlar sizden ricam la ligada veya herhangi bir ligde bir futbolcunun hakemin yanına giderek "kart göster" ya da "kart" işareti yaptığı (doğrudan bu hareketten bahsediyorum, sıradan itiraz değil)bir pozisyonu herhangi bir video ile bulabilir misiniz? Cidden böyle bir durum varsa, hatta bloga koyalım, örnek olsun
Ayrıca ortada bir kural varsa ve bunu uygulayan 1 uygulamayan 99 ise bu uygulayanı haksız yapmaz. 99tane uygulamayan halen haksızdır. Ama yine de standart açısından hepimiz çok maç izliyoruz ama ben şahsen hakemin yanına gidip eliyle kart işareti yapan Avrupalı futbolcu çok görmedim. Cidden bir video bulursanız yardımcı olur hepimize. Ben de arayacağım. Özellikle bu sezondan
http://www.fifa.com/mm/document/affederation/federation/81/42/36/lotg_en.pdf
Futbol kural kitabı burada.Hepimiz kesin bilgi sahibi olalım.Benim bildiğim bu ''hakeme alkış ve kart isteme'' Türkiye'ye özgüdür.Tıpkı İngiltere'de ''centilmenlik taca atması'' durumunun özelleştirilmesi gibi.Alkış konusunda Ronaldo, bu sezon Man City maçında açık açık hakemi alkışladı ve kart almadı.Kart istemeyi ise İngiltere'den hatırlamıyorum.Dutchman'ın da alıntıladığı bölüm TFF mevzuuatından.Ben bu Türkçe kural açıklamasının İngilizce'sini burada göremedimYa da ben bulamadım, tam doğrusunu öğrenmek için birbirimize yardımcı olalım.
Delgado'nun kartı haklıdır, zaten sanmıyorum ki bunu tartışıyor olsun insanlar.Problem açıkca kuralda ya da gaddarca uygulanıyor olmasında.
kendi tuttuğum takımdan örnekle girecem olaya sanırım elimde görüntü olmasa da yaşanmış olduğuna emin olduğum olaydır: 23.11.2008 ankaragücü-Fenerbahçe maçında lugano hakeme sarı kart işareti yapmıştır lakin herhangi bir kart ile cezalandırılmamıştır.
bir örnek daha vereyim üstelik aynı hakemden aynı ligden: sivasspor-gaziantespor maçında oldu bu olay. tum cüneyt çakıra sarı kart işareti yapmış olmasına rağmen herhangi bir kart cezası almadı. buradan hakemi,beşiktaşı,galatasarayı savunduğum anlaşılmasın. herhangi bir taraf değilim burada, sadece kuralın esnekliğinden bahsetmek istedim, avrupa liglerinde de eminim vardır, ufak bir araştırma oralardan da onlarca örneğin bulunmasına vesile olacaktır.
Bence de bizim hakemlerimiz bu kuralı fazlasıyla abartıyor. Anlık hareketlerin hiçbirine bizim ligimizde gösterildiği gibi kartlar çıkmıyor..
Oyuncular ısrarcı olursa tamam ama anlık bir tepkide hemen kart göstermek bence de çok gereksiz..
Nonda sözleşme yeniledikten sonra kayda değer bir oyun sergilemiyor ve her topu eziyor neyse ki Ayhan Barış ve M.Topla üçlüsü forvetin kaptırdığı topları hızlı atak yapılmadan kesmeye çabalayarak takımın direncini üst seviyede tutuyor, tek forvet oynamamız veya nonda yerine daha aktif bir forvet daha uygun olabilir
Hakan Şükür ün Manchester United deplasmanındaki 3-3'lük maçta (hatta kariyeri boyunca)kendi kalesine attığı bir golü yoktur ve Polonya diye verdiğiniz örnek de herhalde Euro 96 elemeleri Macaristan maçıdır o pozisyonda kornerden gelen topu kafayla ceza sahası dışına çıkarmış macar oyuncu da güzel bir vuruşla gol yapmıştır
"ve Arda'nın eğer bir müdahale yoksa sarı kart görmesi gerekirdi."
bu paragrafin son cumlesi eksik kalmis sanirim. o da soru cumlesi olmasi gerek: "peki neden gormedi?"
boyle buyuk maclarin detaylarda bittigini dusunen biri de olarak. (tabi bu ornegi fanatik besiktasligimdan dolayi galatasaray'dan veriyorum ama bu demek degildir ki besiktas'in boyle pozisyonlari bulunamaz) ayhan macin son 20 dakikasinda holosko'nun beline bir tekme, bir de arkadan cekme taktiginda cuneyt cakir neden o supercool tavrini takinip sanki cebinden mavi akbil cikariyomus gibi cikardigi kartlara elini atmadi ve hatta faul olduguna bile kanaat getirmedi? arda macin sonunda roportajda 11e 11 derbi oynamanin cok zevkli oldugunu soyluyordu. e biz niye goremiyoruz bu zevkli oyunu acaba?
geçen hafta arsenal-m'boro maçında olması lazımdı sanırım elle kart isteme olayı, kart falan çıkmadı. highlightlara konacak kadar önemli şeyler olmadığı için videosunu da bulmak zor..
rakip oyuncunun kart görmesi gerektiğini hakeme anlatmaya çalışan futbolculara sarı kart gösterilir diyorsa delgado'nunki haksızdır ayrıca. ben, bir, sarı işareti yaptı ki ben tek faulle niye sarı gördüm anlamı çıkar, cüneyt çakır ki son 4 sezonda ali sami yende beşiktaşın 3. yenildiği maçı yöneten adamın suratı bile ekşidi kartı gösterirken, ben naptım dercesine.
ilk golün aynısını da nobre ibb'ye attı ve iptal edildi. nano saniyeleri ölçelim rüştü elini ne kadar değdirdi bakalım diosanız bilemem de o gol verilmediyse bunun da verilmemesi lazımdı.
sonuç olarak gs bu maçı haketmesine haketti ama hakem de maçı rezil etti. seneye son 5 sezonda ali sami yende 4. beşiktaş maçını yönetir de heyecan yapmayız en azından..
Ben de bir Galatasaray taraftariyim ama Delgado nun gordugu sari kartin agir oldugunu dusunuyorum, futbol kurallari cercevesinde dogru uygulanmis olabilir ama hakemlerin boyle buyuk maclarin tansiyonunu da goz onune alip kararlarini futbolu guzellestirme yonunde vermesinin daha kurallari harfiyen uygulamasindan daha onemli oldugunu dusunuyorum, ayrica fidddas dogru soyluyor abi, gecen hafta barcelona real madrid macinda,orta sahada raul u indirdiklerinde yarim metredeki hakeme eliyle kart nerde isareti yapti raul,ama hakem raul e herhangi bir kart gostermedi, yine juventus milan macinda hakem maci o kadar guzel yonetti ki,izleyen herkes kendinden gecmistir eminim. Cuneyt Cakir, gecen seneki cok tartismali Galatasaray Fenerbahce kupa macinda da bunlari yapmisti futbol kurallarini harfiyen uyguladi,ama hem bizim hem de Fenerlilerin cok cok tepkisini cekti, Yani sonuc olarak, hakem kitaba uygun davranmistir dogrudur ama, 11 e 11 bitse daha da guzel bir mac olabilirdi.
Brilliant posting!!!!
Congrats!!!!
abi eline sağlık çok güzel yorumlamışsın. Kart olayıyla ilgili kural kısmından azcık alıntıladım kendi yazımda, belirterekten tabi. Millyetlik hürriyetlik yapmadım :D
Ayrıca tüm renkdaşlarımızı kutluyorum..
fidddas, sen Real Madrid- Sevilla macinda Robben'in nasil atildigini gordun mu? Bir de o sahneyi getir gozunun onune bakalim. Demek birebir o pozisyonda kirmizi kart gorse Delgado simdi yer yerinden oynuyordu. Darilmaca yok ama, 2 derbi izlemekle Avrupa futbolu bilgesi olunmuyor maalesef.
Yesil sahada futbol oynanir, sessiz sinema degil. Ben televizyonun onunde ayaklarimi uzatmisken Delgado'nun meramini anlayabilirim, ama 25000 kisinin gurultusu, 22 topcunun mucadelesi, 2 yan hakemin 'hoja cekti faul' sesleri, seref tribununden gelen kem bakislari arasinda kalmis adam anlamayabilir. Sanki tek derdi Delgado'nun pandomimi adamin:
"4 kelime. Birincisi, ben. Ikincisi bir, tamam cepte. Hmm kart gosteriyosun, hah dorduncu kelime kart. Buldum lan, 'Ben bir faulde kart gordum, ve sen buyudun'. Mustafa yaziosun puanlari di mi?"
Bu arada Nonda tamamen zaruretten sahadaydi bence Dutchman. Umit 1 aylik sakatliktan yeni cikti, ve Skibbe takimi 2 forvet tutmak istiyordu. Yaser'in de henuz hazir oldugunu dusunmuyor sanki Skibbe.
sarı kart meselesi ile ilgili bir yazı için bkz. http://www.ntvspor.net/pages/30583.asp
Maçı BJK'nin makus talihi ve GS'in oturmuş taşları belirledi. Yoksa Holosko'nun yararlı koşuları, Tello'nun ilk yarıdaki olumlu pasları ya da Barış'ın kötü oyunu, adam kaçırışı, Nonda'nın küskünlüğü böyle çizilmiş kadere dur diyemezdi. İşin kolayı, kaderi dillendirmek, bence BJK'nin yönetimden kaynaklanan olumsuzluğu ve GS'nin de aksayan topçularını cezalandırması gerekli, bunlar için de biraz daha sesi yükseltmek gerekir.
Denizli hala "yapcez etcez" desin dursun.
Şimdi sizlere katıldığım bir nokta var, kural bence de ağır, yani kendisi ağır, ama maalaesef kual işte. Uygulamak zorundasın. Futbol kuralları içinde bu tür saçma sapan şeyler var maalesef, mesela ben çift vuruş denen şeyin de saçma sapan bir kural olduğunu düşünüyorum. Ofsayt veya tehlikeli hareketin cezası, niye böyle bir ayrım var, tek vuruş olsa futbol ne kaybeder hiç anlamış değilim. Ama işte futbolun kuralı yapacak bir şey yok.
Daha önce de örneğin barajda ihlal eden veya erken kullanan oyuncuya sarı kart veriliyordu doğrudan şimdi uyarı yapılıyor. Bu da değişebilir elbet.
ben kuralların mühendis gibi "1+1=2"dir şeklinde uygulanmasına karşıyım. "delgado x demek istedi" falan umrumda değil, hakemin görevi "itiraz etsinler de herkesi atayım" değil, "tansiyonu dengeleyeyim" olmalı.
ikinci sarı kart için çok ağır bir karardı bence. iki kartın ağırlığı çok farklıdı, isteyen aksini düşünebilir. bu yüzden ingiltere ligi maçlarını daha çok seviyorum zaten. hakemler otorite göstermek, veya oyuna hakimiyet kurmak için değil, oyuna hizmet etmek için yönetiyorlar orada.
bu arada söylemek istemiyorum ama şimdi tuhaf yorumlamalar olmasın diye ekleyeyim, galatasaraylıyım.
2008-2009 fifa oyun kurallarının türkçesi:
http://www.tff.org/Resources/TFF/Documents/TFF/Ligler/OyunKurallari-2008-09.pdf
bu linkten indirebilirsiniz.
Dutchman'in yazdığı gibi kurallarda "şu şekilde elini sallarsa sarı kart verin" tarzında bir kural bulunmuyor kitapçıkta ki kitapçık o kadar dataya inmez. Fedarasyon daha çok böyle detaylara iner.
Skibbe konusunda gelince, dün Sabri'yi oyuna alması Skibbe'nin oyuna müdahale günücü kesinlikle yansıtmıyor. Çok ama çok geç kaldı Sabri'yi oyuna almak için ki son 10dakikada aldı. BJK 10 kişi kalmasına rağmen pozisyonlar bulurken ve Nonda hiç bir şey yapmadan sahada gezinirken daha ilk yarı sonunda yapılması gereken şey Sabri'yi oyuna almaktı. Dün Nonda'yı sahaya sürerek sağ kanadın tüm yükünü Barış'a vermek de ayrı bir yanlıştı. Dün Denizli derbiye Skibbe den daha iyi hazırlanmıştı aradaki farkı iki takımın oyuncu kaliteleri arasındaki fark kazandı. Yoksa sitem, oyun dizilişi falan kesinlikle etkin değildi.
Delgado bıle gordugu kart konusunda bırsey dememıstır.Mac sırasında staddan bile denızlının ona ofkesı görunebılıyordu.
Beşiktaş tekrar buyuk kımlıgını kazanmaya bakmalı.zapo-sivok ıkılısıne verılen 9,7 mılyon euroya yazık.aynı paraya cok iyi bir sağ kanat ve stoper alınabılırdı.ekrem, seric, ibrahım, gökhan, ugur gibi oyuncular ıyı bır yedektır bu takım ıcın.
son lincolne: gecen yılın acısını cıkartıyor bu sene.dun durdurulamaz bır oyun oynadı.
Daha dün blogda belirttiğim pozisyon. Maçın 90 dakikasını bulursanız en anlamlısı bu olur. İşinizi görecektir. Barça-Real maçında Raul indirildiğinde eliyle bariz şekilde kart istedi. Hakem de koştura koştura kart göstermedi tabi...Devam...
http://theneretva.blogspot.com/2008/12/okeye-4-tsl-gerei.html
Ayni sekilde hatirlarsaniz Fb-Gs macinda da Lincoln sari kart isteyince hakem hic cekinmeden karti göstermisti Lincoln`e. Verene niye veriyorsun denecek pozisyon degil kesinlikle.
kişisel ve duygusal yorumları bi tarafa bırakırsak,beşiktaşın geldiği nokta el değmemiş bir lig pankartlarıyla uğraşan ve büyüklüğünün farkına varmayan yönetim ve idare şeklidir.Şayet büyük isen dostun yoktur afrikanın vahşi ormanlarında,ne zaman sırtını çakallara dayasan ''ki o çakallardır'' seni ısıran ve sana en fazla zararı veren...
Rüştü nün pozisyonu için...
http://www.forzabesiktas.com/images/userfiles/rustuel2.jpg
@pads
avrupa futbol uleması olduğumu yazdığımı yada konu hakkında bahsettiğin kadar iddialı bir yorum yaptığımı hatırlamıyorum... gereksiz bir saldırma olmuş sizinkisi...
ama başka bir iddiam var delgado o sarıyı inonüde lincolnde ali samiyende olsa görmezdi...
daha da uzatacak bir konu değil zaten...
fidddas
bi düzeltme yapayım maçta olan birisi olarak. Arda'nın kendini yere bırakması vs diye başlayan cümle yanlış keza arda orda kendini bırakmadı çime takıldı düştü sonrasında zaten direk kalkıp faul yok takıldım dedi oyuna devam ettiler oyuncular bile itiraz etmedi çünkü çok netti takılıp düştüğü :) ilginçtir hem hakem hem beşiktaşlı oyuncular durumu görüp herhangi bir harekette bulunmuyor ama arda kendini yere attı deniyor :) neyse velhasıl yok öyle bişey
düzeltme yapmam lazım; Fenerbahçe - Bursa maçında topu rakibe çarptırmaya çalışıp beceremeyen Bülent Uygun'dur..
Yorum Gönder