22 Aralık 2008 Pazartesi
SESSİZ VE DERİNDEN BİR ADAM: MARTIN O'NEILL
Zamanında Xavi, Arteta, Olic gibi oyuncuların da yer aldığı bir "Top 10 Underrated Oyuncu" listesi yapmıştık. Bir de bunun teknik direktör versiyonu var. Ottmar Hitzfeld örneğin. İşte bu listeyi teknik direktörler için yapsak, listeye kesinlikle üst sıralardan girecek bir isim var. Martin O'Neill. İngiltere Premier Ligi'nin zirvesine bakıldığında artık 4 büyüğün arasına girmiş bir takım var. Lider Liverpool'ın 5 puan gerisindeki Aston Villa. Bu Kuzey İrlandalı'nın kendisinden bahsettirdiği ne ilk çıkış ne de son çıkış olacak. 54 yaşındaki teknik adam Premier Lig'de adım adım kariyerine sürekli yeni bir tuğla koyarak yükselen bir isim.
Futbolculuk kariyerinin 10 yılı Nottingham Forest'te geçmiş bir isim O'Neill. Futbola doğduğu ülkenin takımlarından Derry City'de başiladıktan sonra 19 yaşında Premier Lig'e gelen ve bir daha da kariyerinin sonuna dek İngiltere'den ayrılmayan bir isim. Futbolculuk kariyerinde Forest'in 70'lerin sonunda estirdiği fırtına ile topladığı Avrupa Kupaları'nın başarıları ile dolu. Menajerlik kariyeri ise tam bir istikrar sembolü. Kariyerine doğrudan üst düzey bir takımla değil, iki amatör lig takımıyla başladı O'Neill. Önce Gratham Town sonra da Shepshed Charterhouse'u çalıştırdıktan sonra 5 yıl sürecek Wycombe Wanderers macerasına başladı ki, bu onun yükselişine başladığı takım oldu. Wanderers'ı Konferans Ligi şampiyonu yaparak Division 3'e taşıdı. Bu başarılar onu 1995'te futbolculuk kariyerinde de bir süre görev yaptığı Norwich City'e getirdi ama aynı yıl kulüp başkanı Robert Chase ile yaşadığı anlaşmazlık , onu asıl çıkışını yapacağı Leicester City' getirdi. O'Neill Leicester'ın başına geçtiği ilk yıl takımı Premier Lig'e çıkarttı. İzleyen sene Premier Lig'de 9. oldu ve Lig Kupası'nı kazandı. Sonra 2 sezon üstüste gelen 10.luk ve 8.lik. 2000 yılında Lig Kupası tekrar Leicester kentine geldi. 1999'da da aynı kupada final oynadılar. Yani Kupanın 1996-2000 yılları arasındaki 4 sezonunun 3 tanesinde final gördüler. Bu kupa başarısı takımı 1961 yılından beri ilk kez UEFA Kupası'na götürdü. O'Neill'in oluşturduğu ve Leicester'dan futbol dünyasına geçiş yapan oyunculardan oluşan kadro hala akıllarda. Mustafa Izzet, Neil Lennon, Emile Heskey, Kasey Keller, Pontus Kamark, Steve Claridge, Steve Guppy, Robbie Savage ve diğerleri. Bu başarı hikayesi onu kuzey topraklara Glasgow Celtic'e götürdü.
Celtic onun pırıltılı başlayan kariyerine yepyeni açılımlar getirdi. O'Neill çıktığı ilk Old Firm derbisinde Glasgow Rangers'ı 6-2 mağlup ile ezdi geçti. İlk sezonunda Lig Kupası, FA Cup ve Lig Şampiyonluğu'nu kazanarak üçlemeye imza attı. Celtic'de geçirdiği 5 sezon boyunca 3 lig şampiyonluğu, 3 İskoç ve 1 Lig Kupası kazandı. Old Firm derbisinde Rangers'ı 7 maç üstüste mağlup ederek bu alanda bir rekora imza attı. Ayrıca 2003-04 sezonunda ligde üstüste 25 maçını kazanarak bir başka rekoru oluşturdu. Celtic kariyerinin zirve noktasında 2003 yılında UEFA Kupası'nda finale yükseldi. Sevilla'daki finali Mourinho'nun Portosu'na 3-2 kaybettiler. Maçın son dakikalarında Porto'lu oyuncuların vakit geçirmek için yaptıklarına O'Neill maç sonrası "Sir Alex beni bu konuda uyarmıştı" şeklinde bir demeç vererek Mourinho'nun kurnazlıklarına ufak bir eleştiri getirdi. Celtic'deki bu rüya dönem onun eşinin hastalığı ile ilgilenmek için futboldan 1 sene ayrı kalacağı 2005 yılına kadar sürdü.
2006 Ağustos'unda Aston Villa ile geri döndü O'Neill. David O'Leary'nin Leeds'deki çıkışını tekrarlamak için geldiği ama birkaç sene boyunca hiçbir şey yaratamadan ayrıldığı takıma kısa sürede sihirli değneğini değdirdi. Yerinde transferler, güçlü kadro yapısı ve istikrar başarıyı getirdi. 2006-07 sezonunun ilk 9 ve son 9 maçında yenilmediler. 2007-08 sezonunda attıkları 71 gol şampiyon oldukları 1980-81 sezonundan sonraki en büyük skordu. UEFA Kupası'nı sadece 1 puanla kaçırdılar ama O'Neill takımı Inter-Toto'ya götürdü. Bu sezon başında Odense'yi yenip UEFA Kupası'na kaldılar ve şu anda da son 32 takım arasına kalmış durumdalar. Ligde ise üçüncülük koltuğuna oturdular. O'Neill'in her takımda imza attığı özgün kadrosu yine sahnede. Agbonlahor, Gareth Barry, Milan'da yedek kulübesinde örümcek bağlayan, Fatih Terim'in Milanello günlerinin gözdelerinden Danimarka'lı Martin Laursen, Ashley Young, James Milner, Bouma, Steve Sidwell ve sezon başı takıma katılarak kalede büyük bir güç oluşturan Brad Friedel.
Villa sezon sonuna kadar bu performansı götürecektir. Manchester United eksik maçlarını tamamladığında asıl tabloyu göreceğiz ama alttaki takımlar 4 büyüklere çelme takmaya devam ederlerse Martin O'Neill rüya sezonlarına bir yenisini ekleyebilir. Gittiği tüm takımlarda harikalar yaratan ve "Martin O'Neill Ekibi" imzasını bırakan Kuzey İrlandalı'yı daha uzun süre izleyeceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
mourinho, lippi, capello gibi uç örnekleri bir kenare bırakırsak benim beşiktaş için hayalimdeki teknik direktördür kendisi. hele son iki yıldır yaşanan sağlam ve denizli felaketlerinden ve o'neill in şahane performansını gördükten sonra bu isteğim iyice arttı. ibrahim altınsay başkan o'neill teknik direktör daha ne isterim ki...
Kadrolar dikkat cekici, iyi oyunculari mi topluyor O'neill, iyi oyuncular mi yaratiyor yoksa? Ya da sansli mi, ki bu kadar sansliysa teknik direktorlugu birakip Iddaa oynasin.
Ayrica O'neill'i her gordugumde aklima ITU Insaat gunlerim geliyor. Sanki A103'e girmisim de Docent O'neill cekme cubuklarindan, kopma mukavemetinden bahsediyor.
Belki undervalued olmasinda bu muhendis tipinin etkisi vardir:)
bu yazıyı aynen kuzenıme yolladım.kendısı yıllardan beri basımın etını yer "su adamı bı alsa galatasaray ucar" derdı.celtic'te sevmiştim kendisini ama suankı basarısı muazzam... saha kenarında cokda hırslıdır ayrıca
martın o'neill analızı çok iyi. martın o'neill ile ilgili Alkım yayınlarında çıkan f dergisinde de çok güzel bir yazıda mevcut.
dergide people management in yayın yönetmeni steve crabb ın o'neill hakkında söylediği şu ifade var; " sıradan yeteneklere sahip elemanlarına aşıladığı motivasyon ve inançla onlardan dünya standartlarında verim almayı başarabilen sessiz bir otorite. bir an bile egosuna teslim olmayan..."
o'neill ın ise uefa finaliyle ilgili söylemi, " rakip savunmanın zaafları, elinizdeki hucum gücü ve bunu kullanacağınız zaman dilimi.. hepsi kusursuz bir cinayetin sırları gibi.
...tıpkı mourinhonun chelseaye oynattığı oyun gibi. ben o oyunun tuzagına 03 finalinde düşmüştüm. biz onları yakalmaya çalışıp onlara yaklaştıkça aslındaonların bizi öldürecek silahlarına yaklaşıyorduk. hayatımın en büyük üzüntüsü o finali kaybetmemeiş olmamızdır."
ama ben yazacaktım ama diyesim geliyor:)
Fotomaç İddaa'da o daracık kısımda her hafta Martin O'Neill'i övmeye ayırıyorum, bloga da yazacaktım ama geç kalmışız...
eline sağlık Dutchman.
Bu sezon başı yaptığı tam manasıyla ''nokta atışı'' transferler, göreve geldiğinden bugüne kadar Aston Villa'nın her transfer dönemi mevcut yapısının üzerine koyması, Dutchman'ın yaptığı O'neill portrelendirmesine ek olarak apayrı bir tez konusu olabilir.Elindeki kadro özellikle geçen yıl çok dardı, bu sezon iyileştirildi.Bir sonraki sezon daha iyi olacaktır.Futbol yönetim becerisinin yanında bir planlama uzmanı Martin O'neill, kendisiyle 10 yıllık sözleşme yapılası bir hocadır.
Aston Villa altyapısının da O'neill'a önemli yardımları oldu, kendisi de bu kaynağı verimli kullanarak Ada futboluna da büyük katkı sağlıyor.
Fener 3 sene once hoca ararken Martin O'Neill diye kendimi yirtip saga sola yazilar yaziyordum, o zaman bostaydi, simdi o yazilari bulamadim, bulsam eklerdim. Sonra gidip Zico'yu aldik, simdi takim bu halde. Hastasiyim kendisinin, yurtdisindaki liglerden takim tutup "lan ne koduk haftasonu" seklinde takilma aliskanliklarim yoktur ama Martin O'Neill'dan beri Aston Villa taraftari oldum Ingiltere'de.
Yorum Gönder