12 Ocak 2009 Pazartesi
2009 DÜNYA DART ŞAMPİYONASI
Aslında hafta sonu evimin çok yakınındaki gölün Hollanda tarihinde 10 yıl sonra tamamen donması ve devasa bir buz pateni alanı oluşturması sebebiyle kendimi bu kış sporuna adayacaktım. Ama "kime niyet kime kısmet" babında bir hafta sonu yaşadım. Buzların üzerine çıkmadan önce İsveç'li vurguncuların sarı lacivert mabedlerinden aldığım kitaplığı monte ediyordum ki televizyonda 2009 Dünya Dart Şampiyonası Yarı Finallerine denk geldim. E bu aktivitede sizden iyi olmasın biraz da yetenekli olduğumdan, bir yandan kitaplıkla uğraşırken bir yandan da maça odaklandım. Derken kitaplık bitti diğer yarı final başladı. Onu da hallettik. "E 2 yarı finali izledikten sonra finali izlemesek olmaz" diyip finali de izledik tabi ve yılın ilk uluslararası turnuvalardan birisinin son 2 gününe şahit olduk.
Büyük Britanya'ya futbolun değil dartın beşiği demeleri lazımmış aslında. İngilizlerin bu derece hegemonyasında olduğu başka bir spor var mı bilmiyorum. Hollandalılar onlara karşı koyabilen yegane ülke. Şöyle bir kaç rakam vereyim. Dünya üzerinde dart federasyonu 2 adet. Birincisi 1973'te kurulan İngiliz Dart Organizasyonu (British Darts Organisation-BDO), diğeri de 1992'de kurulan Profesyonel Dart Derneği (Professional Darts Corporation). Tabi ilkinin saygıdeğerliği biraz daha fazla. Zaten ikincisi birincisine alternatif olarak kurulmuş durumda. Her iki kurum da her yıl dünya şampiyonası düzenliyor. BDO Dünya Dart Şampiyonası'nın 32 yıllık tarihinde 25 kez adadan çıkmış dartçılar kupayı eve götürmüşler, 19 kez İngilizler, 3'er kez İskoçlar ve Galliler olmak üzere. 5 kez Hollandalılar zirveye çıkmış. Kupa sadece 2 kez Avrupa dışına çıkmış. 1994'te John Part Kanada ile 2002'de Tony David ile Avustralya bu şerefe nail olmuş. Gelelim PDC Dünya Dart Şampiyonası'na. Orada da 16 yıllık bir geçmiş var. 13 İngiltere, 2 Kanada (her ikisi de John Part ile) ve 1 Hollanda. Yani bugüne kadar 2 farklı federasyonun düzenlediği toplam 48 turnuvada 32'si İngiliz 38 Büyük Britanya'lı dart ustası şampiyon olmuş. Bugün dünya sıralamasının ilk onunda sekizinci sıradaki Hollandalı Edwin Marx dışında Britanya dışından hiçbir isim yok. Hegemonya kelimesinin kullanma nedenimi anlamışsınızdır.
Şimdi tabi "dart, İngiliz, BDO, Hollanda diyorsun da birader bu iş nedir, turnuva nasıldır?" diye soranlar da vardır. Biraz anlatayım. Dünya Şampiyonalarına 32 dartçı katılıyor ve dünya sıralamasındaki yerlerine göre eşleşiyorlar. Oynanan oyun şu. Dartın üzerindeki rakamları vurarak 501 sayısından aşağı düşmeye çalışıyorsunuz. Her dönüşte 3 dart hakkınıza var. İlk 0 rakamına düşen bir oyun kazanıyor. Dart tahtasının üzerinde her rakam diliminin ortasındaki ince kısım vurulduğunda o rakamın 3 katı hesabınızdan düşüyor, rakamın tepesinde sınırda bulunan kısım vurulduğunda ise 2 katı. Dolayısıyla 501 rakamından aşağı düşerken amaç dartın üzerindeki en büyük rakam olan 20 sayısının ortasındaki üçlü bölgeyi vurmak. O küçücük bölgeye 3 tane dartı yanyana sığdırıyor işte bu adamlar. Haliyle de 20x3=60X3= 180 sayı bir anda düşebiliyor ve bunun adı literatürde "ton 80". Tabi oyunun gidişine göre diğer rakamları da vuruyorsunuz. Set ve oyunlarda tenis mantığı var. 3 oyuna ilk ulaşan 1 set kazanıyor. Ama burada tenisteki gibi bir uzama söz konusu değil (7-5 şeklinde). Setlerde ise şöyle bir durum var. İlk turda 3 sete ilk ulaşan tur atlıyor, ikinci turda ulaşılması gereken set sayısı 4. Bu sayı Çeyrek finalde 5, yarı finalde 6 şeklinde artıyor. Finali kazanmak için ise 7 set almanız lazım.
Her yıl İngiltere'nin Surrey kentindeki Lakeside Leisure Complex'de düzenlenen BDO Dünya Şampiyonası'nın 2009 maratonunda çeyrek finale gelindiğinde meydan yine adalılara, 7 İngiliz ve 1 İskoça kalmıştı. Yarı finalde 4 İngiliz, dünya sıralamasında üçüncü Martin Adams, beşinci Darryl Fitton, yedinci Ted Hankey ve dokuzuncu Tony O'Shea kalmıştı. Nefis 2 yarı final maçı sonrası "Dracula" lakaplı Ted Hankey Tony O'Shea'yi 7-6 mağlup ederek kariyerinde ikinci kez dünya şampiyonu oldu. Final maçı 7-6 bitti ki harika bir mücadele oldu. Bir ara durum setlerde 6-6, oyunlarda 0-0 ve puanlarda 240-240 idi ki bu çekişmenin son ana kadar gittiğinin göstergesi. Durum 6-5 iken 6 kez şampiyonluk için dart atan Ted Hankey bunlardan yararlanamasa da son seti 3-1 alıp şampiyonluğa ulaştı. Dikkat ettiğim 2 şey var. Birincisi her dart oyuncusunun bir lakabı var. Örneğin yarı finaldeki 4 ismin lakapları Ted Hankey-"The Count", Tony O'Shea-Silverback, Darryl Fitton-The Dazzler ve Martin Adams-Wolfie şeklinde. Hele Ted Hankey işi iyice abartmış. Sahneye Drakula kostümü ile geliyor ve maçlar sırasında siyah-kırmızıdan oluşan bir kıyafet giyiyor. Oyuncularla ilgili dikkat ettiğim ikinci şey ise İngiliz ustaların hepsinin feci şekilde göbekli olmaları. Maşallahı var hepsinin. Tabi her maç arasında biraya vururlarsa kendini böyle olur.
Final maçını tesiste aşağı yukarı 1500 kişi takip etti. Dart oyuncularının hayranları bile var. Hatta kalabalık içinde aynen Hankey gibi Drakula kıyafeti giymiş isimler bile mevcuttu. Toplam 320.000 pound ödüllü turnuvanın şampiyonu Hankey 95.000 poundun sahibi olurken ikinci O'Shea 35.000 pound kazandı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
kurallara;
bitirici atışta double ya da triple ring i isabet ettirmek gerekliliği de eklenebilir sanırım.
Sanırım daha önce yazılan en gereksiz 10 spora bunu da eklemek gerekiyor.
olympian iyi noktaya değinmiş ayrıca maçı salondan seslendiren adamın seyircileri inanılmaz havaya soktuğunu da eklemeliyiz..
birde pardayan ın dediği gibi bi durum olamaz bu spor için o ambiyans bir çok sporda bulunmayan bi ambiyans çünkü..
ancak benim en çok dikkatimi çekenler finaldeki abilerin 50 li yaşlarda olmasıydı.. yani zamanla konsantrasyonlarını kaybetmelerini düşüneceğimiz adamlar, inanılmaz hırslı bir şekilde atış yapıyorlar.. özellikle hankey dracula kostümü dışında bana direk olarak tony soprano yu anımsatıyor..
Bira içerek, yani kafan güzelken yapabileceğin yegane sporlardan. :) Bunun neresi gereksiz? :P
bu hegamonyanın nedenlerinden biri de herhalde dart oyununun ingiltere de yaratılmış olmasını sayabiliriz. hatırladığım kadarıyla zamanında ingiliz ordusundaki okçuların eğitimi için yaratılmış bir oyun.
ed
Geçen hafta eurosport açıkken uyuyakalmanın ve o en güzel kanepe uykusunu "fourteen hundred" biçiminde durmadan bağıran arkadaşla hiç etmenin de sanırım sevmememde etkisi var.
Sevebileceğim tek yanı da evet bira :)
Türkiye'de bir dart federasyonu var. Türkiye Bocce Bowling Dart Federasyonu.
Gereksiz bir spor olduğunu söyleyen arkadaş daha nasıl oynandığından bile bihaber galiba. İnanılmaz matematik hesabı ve yüksek konsantrasyon ve antrenman gerektiren bir spor. Bitiriş için triple atma diyede bir şey yok. double out yapmanız gerekiyor.
Bu sene ingilterede başlatılan yeni kural gereği Double in-Double out var. Yani oyuna double atarak başlıyorsunuz ve double atarak bitiriyorsunuz. Şu an Türkiye'de 800'ü Ankara da olmak üzere 1000 adet Lisanslı Dart sporcusu var. PDO adında da resmi bir ligi var. İlgilenen arkadaşların www.dartspdo.org sitesine bakmalarını tavsiye ederim.
Yorum Gönder