19 Ocak 2009 Pazartesi
AT ARABASI BALKABAĞINA DÖNÜŞMEK ÜZERE
Avrupa'da sezonun 2 takımına bel bağlamıştık. Hoffenheim ve Hull City, bu kadar devin arasında kendi ülkelerinin birinci ligine bu sene yükselmişlerdi ve bir peri masalını canlandırıyorlardı. Sezon başını hatırlayın, "tamam bu hafta rüyanın sonuna geldik" diye kendimizden emin konuştuğumuz her hafta bizi yanılttılar. Hele Hoffenheim belli bir süre sonra bu işi sonuna kadar götüreceğinin sinyallerini verdi. Özellikle takipçileri Bayern Münih'e Allianz Arena'da ancak son dakika golüyle mağlup olmaları ve oynadıkları futbol önemli bir mesaj oldu. Hala dünya futbolunun son birkaç yıldaki en büyük sürprizini gerçekleştirmek için şansları var. Ancak hem Hoffenheim hem Hull City at arabasının balkabağına dönüşmesi tehlikesi ile karşı karşıya.
Hoffenheim'ın sıralamadaki yerinde bir problem yok.İkinci devre öncesi liderler. Ama onların peri masalını tehlikeye sokan haber bireysel. Sinderellaları sezon sonun kadar masalda olmayacak. Vedad Ibisevic dün gelen haberlere göre diz bağlarındaki yırtıktan ötürü 6 ay boyunca yok ve doğal olarak da sezonu kapadı. Sakatlanmasına sebep olay da La Manga ile yapılan hazırlık maçında meydana geldi. 17 maçta 18 gol atan, neredeyse hiçbir maçı boş geçmeyen ve bu masalı yaratan aktörlerden en önemlisi ikinci yarı sahada olmayacak. Kırması muhtemel rekor ihtimalinin kalkması bir yana Hoffenheim'ın hücum gücü çok büyük bir yara aldı. Söylemek istemiyoırum ama onun yokluğunda bu yarışı sonuna kadar sürdürebilirler mi şüpheliyim. Tabi transfer dönemi bitmeden Ibisevic'in yerini dolduracak bir forvet arayışına giriştiler hemen. Eren Derdiyok'a gittiler ilk olarak ama Eren Bayer Leverkusen'de oynamayı düşündüğünü belirterek teklifi reddetti. Bir kaç hafta içinde veya sezon sonu Leverkusen'e katılacak. Hoffenheim en büyük kozunu kaybetmesine rağmen bu işi sonuna kadar götürürse zaten mucizenin etkisinin bir kaç adım daha artırır.
Phil Brown'un Hull City'si ligde son 5 maçta 5 mağlubiyet aldı. 5. sırada kendilerine yer bulmuşlardı bu 5 maç öncesinde. Şimdi 9. sıradalar. Çok daha çarpıcı bir istatistik var. 42 golle ligin en çok gol yiyen takımı durumundalar. Onlardan sonra en fazla gol yiyen takım kalesinde 37 gol gören Newcastle United ve WBA. Özellikle kendi seyircileri önünde çok kötü bir karneleri var. 11 gol atıp 23 gol yediler. Mağlup oldukları son 5 maçta 15 gol yediler. Maç başına 3 gol. Phil Brown'un defans hattında düzeltmesi gereken çok net sorunlar var. Manchester City maçının devre arasında takım 4-0 mağlupken soyunma odasına gitmeyip taraftarların önüne götürmesi ve futbolculara fırça atmasını BBC Match Of The Day programında Alan Hansen "bu hareketin sonuçları bu maçta değil ama sonra görülebilir, futbolcuları ne kadar kötü oynasa da taraftarın önüne götürüp kurban etmek çok akıl kârı bir iş değil" şeklinde görüş belirtmişti. Brown belki de Hull'un bu çıkışının sonunda bir yerde gazının kesileceğini gördüğü için testi kırılmadan futbolcuları tokatlamayı hedeflemişti ama işler pek iyiy gidiyor gibi görünmüyor. Önlerinde zorlu bir West Ham deplasmanı var.
"H" takımları havlu atarlarsa gözümüzü Fransa'daki Lyon hegemonyasını yıkacak takıma ve AZ'in sezon sonuna kadar Ajax'ı altında tutabilme ihtimaline bağlanacağız. Tabi Sivasspor'u da unutmamak lazım. Hala bu sezonu "hoş bir masalla" hatırlamak için elimizde kozlarımız var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Hoffenheim ıle ılgılı Bobo dedıkoduları var ama ne kadar dogru bılemıyorum.
Hull City için türkiyede olsa seçim zamanı belediye başkanı paralarını vermemiştir dicem ama deiller...
hull city'nin masalı bence diğerlerine göre daha farklı.premier ligde başa oynamalarını beklemiyordum ama avrupa kupalarına katılsalar bile bu sezon benim için masaldan öte bir şeydir.
bu masallarda sonuna kadar başa güreşebilecek tek takım gözümde alkmaar. plase lyon un hanedanlığının yıkılması olabilir
Yorum Gönder