3 Kasım 2008 Pazartesi

VEDAD IBISEVIC

























Çok önce yazmamız gereken bir isimdi aslında. Bundesliga'nın zirvesine baktığımızda artık her hafta dilimizi ısırtan bir hale gelen Bundesliga'nın en genç kadrosu Hoffenheim var. Gol krallığı listesinde de 24 yaşında bir Bosna'lı. 11 Ekim'de Türkiye-Bosna-Hersek milli maçında 63. dakikadan itibaren İnönü Stadı'nın çimlerine çıkmış bir adam. Teknik direktör Miroslav Blažević'e onu ilk onbirde sahaya sürmediği için teşekkür etmemiz lazım belki de. Çünkü, 13 golle Bundesliga'nın gol krallığı listesinin zirvesinde olan ve en yakın iki rakibi Bielefeld'li Wichniarek ve Leverkusen'li Helmes'e 5 gol fark atmış bir adamdan bahsediyoruz. Üstelik bu unvana sahip olduğu ülkeye henüz 2 yıl önce ayak basmış bir adamdan. Ibisevic'in bu patlamasının arkasında ilgi çekici bir hikayesi var.

1992-95 yıları arasında Balkanlarda büyük bir yıkıma sebep olan Bosna Savaşı'nın etkileri tabi ki her savaş sonrası gibi kısa sürede ortadan kalkmadı. Yugoslavya'nnı 1991 yılında bölünmesi ile başlayan çatışmalar etnik ve ekonomik etkenlerden beslenince ortaya soykırıma varan bir savaş çıktı. 1995 Aralık ayında sona eren savaş ardında tedavi edilemez bir sürü yara ve hayatta kalanların üzerinde bütük bir yük bıraktı. En büyük yük olarak da ekonomik sıkıntıları. Ibısevic savaş yıllarında henüz 10 yaşlarındaydı. Savaş sonrası ülkedeki ekonomik krizin bir çok iş yerine kepenk kapattırması ve var olan iş olanaklarını da öldürmesi üzerine Ibısevic ailesi kısa süreli bir göçebe hayatı yaşadı. Önce aile Vedad'ın da doğum yeri olan Vlasenica'dan Tuzla kentine yerleşti. Oradan da kısa bir süre sonra İsviçre'ye. O sırada 16 yaşında olan Ibisevic İsviçre'de kısa bir süre şu an üçüncü ligde mücadele eden FC Baden'in altyapısında futbol oynadı. Ülkenin önde gelen ekiplerinden FC Basel olan bir kontrat önerdi ancak ailenin İsviçre'deki ömrü sadece 10 ay sürünce ve babası ABD'nin St Louis kentinden kendisine gelen bir iş teklifini kabul edince Ibisevic ve 13 yaşındaki kız kardeşi onlarla beraber yeni dünyanın yolunu tuttu. O sırada Bosna 16 yaş altı takımında çoktan forma giymeye başlamıştı. Şehrin liselerinden olan Roosevelt High'da bir süre futbol oynayan Bosnalı bir süre sonra St. Louis Üniversitesi'nden burs kazanmayı başardı. Üniversite ona NCAA futbol programlarının en önemlilerinden birisinde burs kazandırmıştı. Daha o zamanlar Roosvelet Lisesi futbol takımının hocası Jim Grimaud "büyük bir geleceği var, sürekli kendini geliştirme isteğinde" demişti Vedad için. O da 24 golle okulun gol rekorunu kırmıştı. zaten. St. Louis Üniversitesi'nde bu başarılar devam etti. NCAA Ligi'nin en iyi yeni yeteneği seçildi ve 22 maçta 18 gol 4 asiste imza attı. Tabi bu gidiş ülkesi Bosna'dan da duyulmuştu ve 2004 yılında lige verilen arada Bosna 21 yaş altı takımıyla çalışmak için ülkesinin yolunu tuttu. Ardından çorap söküğü gibi gelen bir kariyer. Önce Michel Platini daha sonra da PSG hocası Vahid Halilodzic'in onu keşfetmesi takıma aldırışı, ancak daha sonra Halilodzic'in takımdan ayrılışı ile "hocanın has adamı" muamelesi görüp Dijon'a kiralanışı. 2 sene boyunca Dijon'da bir kariyer ve 2006 Mayıs ayında Almanya topraklarına ayak basış. Bundesliga'ya yeni yükselen Alamania Aachen ile. Çıktığı ilk maçta golünü atmayı başardı Ibisevic. "St. Louis'ten gelen çocuk" tanıtımıyla. Takım ligde bir sene kaldı. Tekrar 2.lig yolunu tuttuğunda Ibisevic de kariyerinin en önemli hamlesini yaparak 3300 nüfuslu Hoffenheim beldesinin yolunu tuttu. Gerisini biliyorsunuz.

Ibısevic 21. yüzyılın moda forvetlerinden. Hava toplarında etkili olacak ama aynı zamanda çabukluğunu engellemeyecek kadar uzun (1.89 cm), ceza sahası içinde çok etkili, kendini kaybettirmeyi çok iyi bilen ve duracağı yeri çok iyi bilen bir adam. En önemlisi de çok iyi bir tek vuruşçu. Bir golcü için çok önemli olan bir özelliktir bu. Bir de Sasa Ilic için Türkiye'de oynarken icat edilen bir laf vardı hatırlayacaksınız, "araya çok iyi giriyor" diye. Eğer hakikaten böyle bir özellik varsa Ibisevic bunu en iyi yapanlardan. Bosna milli takımının 1 numaralı forveti olacaktır büyük bir ihtimalle. Amerikalılar onu ellerinden kaçırdıkları için hafiften üzülüyorlar çünkü St. Louis Üniversitesi'nde oynadığı yıllarda onu geleceğin en büyük 25 yıldızı arasında göstermişlerdi. Haklı çıktılar ama yıldızı ellerinde tutamadılar. 13 gol iyi bir marka veriyor futbolcuya. Bu markayı alacak olanları daharekete geçiriyor. Tottenham'ı 2 haftada Deniz Akkaya'nın estetik ameliyatından önceki halinden sonraki haline çeviren Harry Redknapp Ocak ayında peşine düşecek. Ancak Hoffenheim'ın rüyaya yatmışken, bu rüyanın yaratıcılarını elinden çıkarmak isteyeceğini sanmıyoruz. Tabi Redknapp yanında 30 milyon poundu alıp getirirse 40 milyon euroluk bir stad projesinin içinde olan başkan Dietmar Hopp buna ne cevap verir bilemem.

5 yorum:

Raziel dedi ki...

Milivoje Novakovic hakkında da bir yazı istiyoruz. Bence finishing özelliği çok yukarılarda olan bir oyuncu, biraz Lucarelli'yi andırıyo..

neretva dedi ki...

Ibiseviç ve Subotiç. Savaş ve benzer hikayeler...

Adsız dedi ki...

Bu nasıl bir yorumdur, okuyunca gülmekten yere düşüyordum!

"...Tottenham'ı 2 haftada Deniz Akkaya'nın estetik ameliyatından önceki halinden sonraki haline çeviren Harry Redknapp Ocak ayında peşine düşecek..."

Radical Media dedi ki...

Ibisevic inşallah EPL'ye gitmez sezon bitmeden . Gerçekten erken gibi ... Spurs Crouch'u alsın yanına da hızlı bir eleman uydursun herkes için en iyisi olacaktır.

Fuzzy Logic dedi ki...

Ibisevic Aachen'da oynarken ve gecen sene 2.Bundesliga da oynarken bende cok isiramayan bir forvet etkisi yaratmisti. Ayni Hoffenheim'da gecen sezonun (2. Bundesligada) buyuk bir kismini yedek olarak gecirmisken bu sene olimpiyatlar biraz onun sansi oldu cunku takimin (bence) en yetenekli oyuncusu Obasi Nijerya milli takimina gitmisti, Hoffenheim sezona Obasinin yoklugunda gecici olarak Ibisevic forveti ile basladi, ibisevic de sans ile de olsa kaptigi formayi birakmadi ama bence hala en azindan bir sezon daha izlemek gerekir cunku Hoffenheim 2000 yilinda galatasaray'in bana hissettirdiklerini tekrar hissettiren bir futbol oynuyor, ne zaman gol yeseler acaba golleri nezaman siralamaya baslayacaklar diyorum. Cok basitce olacak ama Hoffenheim'in ileri ucuna Veysel Cihan'i koyasan o da bayagi bir atar gibi oynuyorlar