Özel bir şirkette çalışan Asım efendi cumartesi günü uyanır. Türk malı Yataş firmasından aldığı yatağından kalkar. Banyoya gider. Amerikan yapımı Colgate diş macunu ve diş fırçasıyla dişlerini fırçalar. Amerikan yapımı Palmolive sabun ile yüzünü yıkar. İtalyan markası Armani'den aldığı takımları giyer, çocuklarının Amerikan yapımı Levi's kot pantolonlarını ve Nike ayakkabıları giymelerini izler. Alman yapımı AEG buzdolabından çıkardığı İtalyan yapımı Nutella'yı Vakfıkebir fırınından aldığı ekmeğe sürer ve İngiliz yapımı Earl Grey çayla beraber kahvaltısını yapar. Bu sırada Güney Kore yapımı Samsung televizyonunu izler, derken Japon yapımı Casio saati çalar. İşte gitmesi lazımdır. Fransız yapımı arabası Peugeot'ya atlar. İşe koyulur. Yolda Sırp Goran Bregovic'in Türk Sezen Aksu ile verdiği konserin cdsini dinler. Arabasını garaja çeker. Hollanda bankası ING Bank'ın satın aldığı Oyak Bank'a girer. Girmeden önce Yunan bankası National Bank Of Greece'in hissesinin büyük bölümünü satın aldığı Finansbank'tan para çeker. Amerikan malı IBM bilgisayarında öğle tatiline kadar çalışır. Öğle yemeğinde Amerikan Mc Donalds'tan bir Big Mac yer. Öğleden sonra çalışmaya devam eder. Fransız Peugeot arabasına binip eve döner. Yolda Slovenya yapımı elektrik saatinin gösterdiği elektrik parasını öder, Fransız marketi Carrefour'dan meyve sebze alır. Eve gider. Karısını da alıp İsveç marketler zinciri Ikea'nın mağazasına gider. Alışveriş yapar. Eve döner. Amerikan kaynaklı "Deal Or No Deal"in Türkiye versiyonu "Var mısın Yok musun"u izler. Türk malı Yataş yatağına girer. Uyur.....Özel bir şirkette çalışan Asım efendi cumartesi günü uyanır. Türk malı Yataş firmasından aldığı yatağından kalkar. Banyoya gider. Amerikan yapımı Colgate diş macunu ve diş fırçasıyla dişlerini fırçalar. Amerikan yapımı Palmolive sabun.....................İşe geldiğinde bilgisayarında bir mail vardır.
"Boykot edeceğimiz X ülkesi malları" yazıyordur.Eski bankacı olduğumdan "forward mail" denen ve Ebola virüsünden daha çabuk bulaşan ve AIDS 'den daha öldürücü olan virüsü bilirim. Özellikle cuma günleri bu maillerin, çiçekli böcekli olanların ardı arkası kesilmez. Her birinin sonu da mutlaka kaç kişiye göndermemiz gerektiği ile ilgili bir öğreti ile biter. Böylece mail sanki outlook'tan değil de Dagobah gezegeninde inzivaya çekilen Yoda'dan gelmiş gibi bir hava verilir. Bir de bunun "
X ülkenin mallarını boykot ediyoruz" versiyonu var. Benim hatırladığım kadarı ile İtalyanları ettik, Fransızları ettik, Yunanistan'ı ettik, İngilizleri ettik, Amerikalıları ettik, Almanları ettik, e Almanları edince biz de edilmiş sayıldık , şimdi de İsrail'i ediyoruz. Bu ürün listelerini kim topluyor, kim alt alta yazıp bir azimle insanlara ulaştırıyor bilmiyorum. "Fransız mallarını boykot" mailleri ulaştığında araştırmıştım, zira Fransa'nın en büyük bankası BNP Paribas'nın ortak olduğu bir bankada çalışıyordum. Sonuçta o forward mail dehlizine yol açan ilk maili yollayan Akbank Ankara Balgat şubesinden bir çakal bankacı çıktı. Kimin, neden yolladığı önemli değil. Hadise iki yönden saçma.
Birincisi yukarıdaki metin. Tüketim toplumu, yabancı ürünlerin dünya üzerindeki dolaşımını bu derece yaygınlaşmışken ve yabancı malı kullanmak yerli malı kullanmaktan çok daha çekici gelirken, eski haline, yani ona göre daha düşük ve sıkıcı yaşam şartlarına dönemez. Bu insanoğlunun doğası gereğidir. Ayrıca zaten bunun gerçekleşmesi imkansızdır. Zira aslında bir çok ürün tek bir ülkenin üretimi değil, farklı ülkelerden gelen parçaların, bir başka ülkede bir araya getirilmesi yoluyla üretilir ve hayatımızın her alanına girmiştir. Otomobil ve elektronik eşyalar gibi. İkincisi de herhangi bir ülkenin politikasını eleştirmenin, onun eylemlerindeki yanlışlıkları dile getirmenin yolu tartışmadan, toplu olarak ses çıkarmaktan, çeşitli platformlarda farklı organizasyonlar düzenlemekten değil de internet üzerinden "send" tuşuna basarak gönderdiğimiz cuma maillerinden ve göstermelik "yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı" şovundan ibaretse Noam Chomsky yarın kendini assın o zaman "ben yıllardır boşuna konuşmuşum" diye. Ben de Hacı Şakir'le yıkanıp, İhlas buzdolabı kullanmaya, Kristal cola içip, işe Murat 131'le gitmeye. Akşam da Sır Kapısı'nı izlemeye başlayayım.
6 yorum:
Çok iyi çok!
Bu arada "Chomsky" ile ayrıca gönlümü çaldın bir kez daha. Yoksa yoksaa...biz kaç kişiyiz demiyorum. Çok var dünyada biliyorum da niye böyle bu dünya onu anlamıyorum bi türlü.
Chomsky Orhan Pamuk olay yaratan aciklamasinda ne soylediyse aynisini soyluyor, hatta fazlasini soyluyor ama buraya yazip blogu kapattirmayalim. Aman cok Chomsky referansi verip 301'lik olmayin :)
chomsky için de amerikan sistemini eleştirip onun devletinden maaş alıyor diyen bir sürü gerizekalı var...
işin komiği bu fwd. zincirlerine hala inanan, ısrarla devam edenler var... mailde okuduğu şeyler yüzünden danone yemeyen, pınar tüketmeyen, bilmemne yapmayan içi boş bir kalabalık...
toplumumuzun çok eksiği var da temellerinden biri empati... israil kendisine saldıran hamas'a cevap verince kahrolsun, türkiye kendisine saldıran pkk ya saldırınca varolsun (kim haklı kim haksız tartışması değil bu ayrıca umrumda da değil, ben devletlere ve onların yazdıkları tarihlere değil, zamana ve onun verdiği cevaplara inanırım) empati olmayınca boşbeleş atıp tutmak kolay oluyor... dün öğle yemeğinden sonra okey oynarken israil'i kınıyordu arkadaşlar... 30 saniyelik kınama ile 30 yıllık savaş sona eriyordu çünkü...
bütün eylemler gereksizdir çünkü her şey olması gerektiği gibi olur, bütün fwdlar embesildir çünkü üzerinde düşünülmüş değildir!
israilleri mallarini boykot edince, bundan en cok etkilenen o sirketlerde calisan isciler olur. sirketlerin geliri azalirsa, isciyi kovarak giderlerini azaltma yoluna giderler. olan en alttakine olur. o adama sorsan, belki o da karsi bu siddete ama cocuguna ekmek goturemeyen o olacak.
Hollandalı ne yaptın? Yakın zamanda mail kutuma düşecek bu da zannediyorum. Önüne geçemezsin...
Bu arada mail olarak sana geri döndüğünde duyurmanı bekliyorum.
Yorum Gönder