22 Ocak 2009 Perşembe

TAKIMININ PEŞİNDE-1


2 hafta önce Groundhopping isminde bir yazı yayınlamıştık. Linkten zaten ayrıntıları ile okursunuz 2 kelime ile özetlemek gerekirse "Stat Gezginliği". Yani dünya üzerinde olabildiğince fazla stada giderek cv'nizi genişletmek. İngiltere, İskoçya'da ve çok geniş şekilde Almanya'da bu aktivitenin kuralları ve resmi internet siteleri dahi mevcut. Ancak Türkiye'de böyle bir girişim söz konusu değil. İnsanların künyesindeki kaç maça gittikleri bilgisi tamamen sözden ibaret, "geçen sene hiçbir maçı kaçırmadım" veya "her sene 4-5 deplasmana giderim" şeklinde. O maça gidilene kadar geçen yolculuktaki otobüs, tren, maç bileti ve maçta çekilmiş resimlerle desteklenmiş bir hatıra defteri yok. Böyle bir çalışmaya yakında girişeceğiz umarım. Blog yazarlarından tunchay'ın yakında başlatacağı bir çalışma var. www.statgezginleri.com start verilmeyi bekliyor. Bu yazı aynı zamanda bir nabız yoklama olabilir gelecek yorumlara göre.

Sercan Akan 21 yaşında üniversite öğrencisi Altay taraftarı bir stat gezgini. Şöyle diyelim stat gezgini yolunda bu sene önemli adım atacak insanlardan bir tanesi. Bizimle birkaç hafta önce bağlantıya geçip Altay'ın tüm deplasman maçlarına gitmeyi hedeflediğini belirtti ve yazı ve resimlerinin yayınlanmasıyla ilgili bir talepte bulundu. Severek kabul ettik. İlk maceranın sonuçları bugün ulaştı. Kartalspor-Altay maçı. Umarım gerisi gelir ve sezon sonunda enfes bir "stat gezginliği" günlüğü elde etmiş oluruz. O Altay'ı deplasmanda kovaladığı sürece biz de buradan günlüğe not düşeceğiz. Maç yazısı ve resimlerini paylaşıyoruz.

-----------------------------

Flying Dutchman'e mail atmaktaki amacım 15 farklı ili temsil eden 18 takımdan oluşan ama gözlerden uzak bir ligi biraz olsun tanıtmaktı.İlk adımı bugün atıyoruz.Büyük bir engel çıkmadığı sürece iki haftada bir Altay'ın deplasmana gittiği stadların fotoğraflarını ve maçın kısa bir öyküsünü sizlerle paylaşacağım.İlginizi çekecek ve merakınızı giderecek bir çalışma olmasını umuyorum.Son olarak da herkes kendi şehrinin takımının maçlarına gitmeye başladığında Türkiye'de futbolun çok daha zevkli hale geleceğini lütfen unutmayın.




















Yaklaşık 15 yıldır Altay'ı takip ediyorum.Play-off maçları ve birkaç deplasman harici İzmir dışındaki maçlara neden gitmediğimi soruyorum kendi kendime Joe Jonese Ateşdağlı'yı okurken.Mantıklı bir cevap bulamayınca da düşüyorum yollara.Finalleri boşverip atlıyorum Ankara'dan otobüse elimde valizle. Oldum olası sevmediğim İstanbul'u arkadaş çekilir hale getiriyor benim için. Ertesi gün maça geç kalmayalım diye erkenden dönüyoruz eve. Maçtan üç saat önce evden çıkıyoruz fakat planlamadığımız birşey var: İstanbul'un semtleri arası uzaklık. Kadıköy'den Kartal'a giden otobüse bindiğimizde maçın başlama düdüğüne 30, maçın başlayacağı stada ise 55 dakika uzaklıktayız. Otobüsle bir yere kadar gidip taksi gördüğümüz ilk yerde otobüsten iniyoruz. Taksici bize stad işte burası dediği zaman önce bir afallıyorum çünkü karşımda sadece apartmanlar var. Kafamı sağa çevirmemle beraber tepenin altındaki stadı görüyorum. Kartal'ın Beşiktaş ile ortak bir diğer özelliği de beleştepeymiş diyorum kendi kendime.





















Burada bir ara verip Kartal Stadı'ndan bahsedelim. Dört tarafı da tribünle çevrili ve yaklaşık 1000-1500 kişi kapasiteli bir stad. Hakemi ve futbolcuları baskı altına almak için çok elverişli fakat Kartalspor'un çok ve ateşli taraftarı olmadığı için ambiyansın ve sahada oynanan karşılaşmanın halı saha maçından farkı yoktu. İki kale arkası tribünü ve kapalı tribün Kartalspor taraftarlarına veriliyor ve bu tribünlerde yüksek bir tel örgü yok. Kartalspor seyircisi de bu güveni boşa çıkarmadı ve izlediğim sürece oldukça centilmen bir şekilde takımlarını desteklediler. Beleştepeden ve çevredeki apartmanlar da hatırı sayılır sayıda insan maçı izledi. Deplasman takımına verilen açık tribünde ise oldukça yüksek tel örgüler var. Tel örgülere yaklaştığınızda halı saha maçı izleyenlerde oluşan adam sakatlansa beni alırlar mı acaba hissi iyice kuvvetleniyor.




































Arayı bitirdikten sonra aynı hızla devam ediyoruz. Maç çoktan başlamış. Heyecanla tribüne girebilmek için koşuşturuyorum. Kartalspor taraftarının arasına dalmaktan son anda arkadaşın uyarısıyla kurtulup, tam ters istikamete doğru yol almaya başlıyoruz. Altay tribününe geldiğimizde ise bizi kötü bir sürpriz bekliyor. Kapı duvar ve etrafta ne bir biletçi var ne de bir görevli. O sırada Altay'lı birkaç taraftar daha geliyor. Abilerden biri cengaver çıkıyor ve kapıyı açtırtıyor fakat görevli içeri girmemize izin vermiyor. Bu sefer rota ambulans kapısı oluyor.Oradan da net bir hayır cevabı aldıktan sonra umudumuz kırılıyor ve kaldırıma çöküyoruz. Hem o kadar yol gidip hem maçı izleyemecek olmanın üzüntüsü içime oturuyor.Verdiğim sözü tutamayacak olmanın utancıyla da sıcak basıyor. Tam vazgeçip dönmek üzereyken bir mucize oluyor ve ilk yarının bitimiyle beraber kapı açılıyor.Yeni aldığı spor ayakkabıyla koşturan çocukların heyecanıyla depar atıyoruz ve içeri giriyoruz. Bu bir işaret olmalı diyorum ve fotoğraf makinemi kılıfından çıkarıp deklanşöre davranıyorum. Ben son fotoğraflarımı çekerken takımlar sahaya geliyor. Ama ayakları geri geri gidiyor sanki oyuncuların. İki takımın da kaçırdığı birer golden başka hiçbirşeye sahne olmayan bir ikinci yarı izliyoruz. Maçın son düdüğünden sonra iki takım taraftarlarına da kapıları aynı anda açıyorlar.Aslında kötü sonuçlar doğurabilecek bu hata, kimsenin taşkınlık yapmaması sayesinde görmezden geliniyor. Sabiha Gökçen'e giderken ilk iki yine yalan oldu diyorum kendi kendime. Hani sen bu ligin zevkini,kalitesini,sertliğini yazacaktın nerede bunların hepsi? diye de ekliyorum.

Onlar da diğer yazıların konusu olacak. Altay'lı futbolculardan söz aldım.


by Sercan Akan

14 yorum:

Blogspor dedi ki...

Eline sağlık Sercan kardeş.Umarım bir dahaki deplasman maceranda semtlerin uzaklığını iyi hesaplarsın :D

Joe Jonese Atesdagli dedi ki...

Çok güzel bir seri olacak, şimdiden eminim. Lakin fotoğraflardan daha çok yazılarda betimleme yap ki yeri gelsin biz makine başında piedra ırmağına gidelim, bir cümle de mangalbaşı yapalım :)

varol döken dedi ki...

sercan akan'ı, bu seriyi çıkaranları ve bizim gibi istanbul çocuklarını tribüne düşünmeye çağıranları bir kez daha kutluyoruz...

joe seni kutlamıyorum, seninle mangalbaşı yapçam ama tavuk mangalı başı:)

murarty dedi ki...

Eline sağlık Sercan Akan.

@Varol Döken
Bu sene Kristal Elma alacağınızı düşünüyorum!

Sercan Akan dedi ki...

Teşekkür ederim :) Joe abi bu fikrin çıkış noktası senin yazıların.

Biz Flying Dutchman ile ilk konuştuğumuzda yazının daha bile kısa olmasını planlamıştım ben ama yazmaya başlayınca burada kesebildim.Bundan sonraki maçlar için benim de aklımda daha uzun ve betimlemeler olan, bazı yerlerde konudan konuya atlayacak yazılar var.Umarım aklımdan geçenleri düşündüğüm şekilde gerçeğe dönüştürebilirim.Ama benim amaçlarımdan biri de atıyorum Boluspor'un stadını merak eden ve görmek isteyen insanların merakını gidermek.Bunun yolu da fotoğraf kullanmaktan geçiyor.İki isteğimi de aynı anda gerçekleştirebileceğim bir yol düşünüyorum şimdi.Her fikre açığım.Önerilerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

xearoson dedi ki...

yazı için çok teşekkürler.bir Altay'lı olarak bir gönüldaşımın böyle bir yazı dizisine başlaması beni çok onurlandırdı.

Bir de hazır Kartal maçı demişken Altay'ın 85. dakikada penaltı kaçırdığını okudum bir forumda.ama gazetelerde göremedim.onu da sormak isterim doğru mudur?penaltılardaki şanssızlığımız devam mı ediyor??

erdemkursat dedi ki...

çok güzel bir yazı, güzel bir seri olacağına inanıyorum, kolay gelsin.

varol döken dedi ki...

@murarty
seninki de kristal taş olmuş:) şunu bilmeni isterim, acetoblogda'da burada da blog sahipleri veya yazarları ben onlara böyle bir şeyin reklamını yapar mısın diye sormadan kendileri teklif etmiştir. burada jonese kendi postuna not yazana kadar bir şey yazmamıştım...

yine de bir görüntü kirliliğimiz varsa affola...

Flying Dutchman dedi ki...

yok yahu tavuk çevirme iyidir...
İstanbul'a gelebilirsek kesin geleceğim...

kuru tavuk alıp Ribery'e götüreceğim dönüşte seversin diye

sen gelene kadar kapatma dükkanı

varol döken dedi ki...

evyallah uçan hollandalı...

ribery artık kuru tavuk yemez, ona gitse gitse bizim özel soslu tavuk gider, kuru tavuğu fatih gökşen yesin artık:)

murarty dedi ki...

@Varol Döken
Espri yapmaya çalışmıştım;yanlış anlaşılmış demekki.Lütfen taş olarak algılamayın.
Tekrar hayırlı olsun.

Semt Aşığı dedi ki...

@prince

1-Yazılarını kesinlikle Siyah-Beyaz bi blog' a yazmalısın.Burdada olsun ordada olsun.

2-İstanbul içi hakkında yardım edebiliriz benimle irtibata geç en azından nereye nasıl gidersin diye bilgi veririz.

3-Kartal seyircisinin öyle vurdu kırdı mesayisi yok zaten.en güzel özellikleride o zaten.

4-Bu yeni oluşuma bende katılmak istiyorum.Ben gitmeden önce stadları araştırıyorum.

http://semtimizsevdamiz.blogspot.com/search/label/deplasman

yardımı olmaz ama bak istersen.

varol döken dedi ki...

@murarty
eyvallah, sadece karakter gereği çok imtina ederim bu tür şeylerden, ondan ehemniyet verdim...

beklerim bir gün çay içmeye...

Adsız dedi ki...

bu bılgileri burda paylaşan arkadaş bazı yanlış bilgiler vermiş ben aydınlatıyım koltuk kapasiteli stada 1000 1500 kişilik demişin koltuksuz 16 bın kişiliktir koltuklu 9 bin kişiliktir taraftar baskısı yok demişin altay maçı haftaiçi çarşamba gunu oynandı senı bı haftasonu bekleriz kartal maçına zirveye oynayan altay dan daha fazla seyırcıye oynuyoruz dikkatini çekerim kartal kumede kalmaya oynuyor başka bı konu evet kartala gelen mısafır takım ıyı karşılanır kı altaylı kareşlerimizi öyle karşıladık ama kaşıan amisafir takım itinayla evine gönderilir haber arşivlerinden geçmişteı olaylara bakarsınız saygılar