27 Ocak 2009 Salı
TAKIMININ PEŞİNDE-2
Altay'ın peşinde bu sezonun 2. yarısında takımının iç saha ve deplasman maçlarını takip ederek Türkiye'nin sistemli ilk "groundhopping" denemelerinden birisini gerçekleştirecek olan Sercan Akan'ın yolculuğu sürüyor İzmir Alsancak Stadı'ndaki Altay-Giresunspor maçı ile. Önümüzdeki 3 deplasman sırası ile Karşıyaka, Manisaspor ve Boluspor deplasmanları. Dolayısıyla gelecek hafta İzmir derbisi ile ilgili doyurucu bir yazı bizi bekliyor.
-------------------------------------------------------
Gerek -pek gitmesem de- okulumun Ankara'da olması, gerekse farklı şehirlerdeki stadları tanıtmanın herkese daha çekici gelecek olması sebebiyle Flying Dutchman ile deplasman serisi yapma konusunu konuşmuştuk. Fakat İzmir'de iken boş durmayalım dedim ve Altay-Giresunspor maçını da seriye eklemeye karar verdik.
Havanın güneş mi açsın, yağmur mu yağsın karar veremediği bir İzmir gününde Kordon'da kısa bir tur attıktan sonra maça gidiyoruz. Dev bir yolcu gemisi limana yanaştığı için ortalık Japon turist kaynıyor. "Gelin oğlum futbol görün biraz" diyorum. "İlhan Mansız İlhan Mansız" diyerek kaldırım taşlarının fotoğraflarını çekmeye devam ediyorlar.
Üstüste üç ışıktan Elvan Abeylegesse hızında geçip, bozuk parayla çiğdem aldıktan sonra bir de barikat aşıp maçı izlemeye hak kazanıyoruz. Stadın adı "Altay Alsancak Stadyumu". Önündeki Altay ismi, bizim kulübün önümüzdeki 49 yıl boyunca stadın kullanım haklarını kiralamasından ötürü var. Hani yıllardır tartışılagelen bir konu vardır ya: Şehrin iki takımı aynı stadı kullanır mı? Bu soruya "evet" cevabı verenlerin yegane örneği de Milano şehrindeki San Siro'dur. Halbuki Altay Alsancak Stadı bu konuda bir efsanedir. Hatta dünyanın bir numarası bile olabilir. Çünkü tam beş İzmir takımı maçlarını bu stadda oynuyor. Atatürk Stadı da zaman zaman kullanılıyor fakat asıl yük bu emektar stadın omuzlarında.
Kapalı tribünün kulüp binası tarafından stada giriyoruz. Zaten öbür taraftan giriş yok.Saha zeminini kontrol edip berbat olduğuna kanaat getirdikten sonra top-kale atışını beklemek için kapalı tribünün en sonuna, arkadaşların yanına doğru yol alıyoruz. Atış yapılıp rakip takım giriş tarafındaki kaleyi alınca aynı yolu gerisin geri yürüyüp takımın atacağı golleri yakından izlemek üzere tribüne kuruluyoruz. Burada ufak bir bilgi vereyim: Altay taraftarları, takımları hangi kaleye atak yapacaksa tribünün o tarafında konuşlanırlar.
İlk düdükle beraber iki takım da atak bir futbol sergilemeye başlıyordu.Altay, Arjantinli oyuncusu Molina’nın hırsı ve iyi oyunu sayesinde sol kanattan ataklar geliştirirken, Galatasaray’dan Bucaspor’a kadar geniş bir yelpazedeki tüm takımlarca tanınan sol beki sebebiyle Giresunspor’un geliştirdiği tüm atakları da yine sol kanattan karşılamaya çalışıyordu.Bu sol bekin oldukça ileri görüşlü olan ve çocuğuna bir peygamberin ismini veren ailesi sayesinde, çarpılmaktan korkan Altay taraftarı küfür edemiyor, dayanışmaya en çok ihtiyaç duyulan şu günlerde bizim kulüp toplu küfür yüzünden para cezası ödemekten kurtuluyordu. Molina’nın getirdiği toplarla tehlikeli olan Altay, yine sol kanattan gelişen bir atağın sonunda Merter’in topa düzgün vuramayıp kaleciyi yanıltması sayesinde öne geçiyor, henüz bir dakika önce takımı defansif bir taktikle oynattığı için teknik direktöre kızmakta olan Altay taraftarlarının öfkesi yerini müthiş bir sevince bırakıyordu. Kalan dakikalarda Altay gol atmayı ya da yemeyi beceremiyor ve soyunma odasına evsahibi takımın 1-0 üstünlüğüyle gidiliyordu.
Madem devre arası oldu, biraz Alsancak Stadı’ndan bahsedelim.Açık tribün, kapalı tribün ve balkon tribününe sahip olan stad resmi olarak 15000 kişilik. Göztepe ve Karşıyaka taraftarlarının oturuş stiliyle kapasitesi ikiye katlanabilen stadda genellikle balkon tribünün bir bölümü konuk takımın taraftarlarına veriliyor. Universiad oyunları için yenilenen stadın koltukları sarı ve beyaz renkte. Yani altı İzmir takımının da renklerinden farklı. Tribünlerin oyun sahasına çok yakın olması futbolcularla sohbet etmek için hoş bir ortam yaratıyor. Altay kulübünün bu stadla ilgili bazı projeleri var fakat henüz atılmış somut bir adım yok.
Soyunma odasında bizim hoca, sol beki ve bir orta saha oyuncusunu oyundan çıkarıyor, yerlerine sağ ayaklı bir sol bek ve bir forvet oyuncusu alıyor, maçta farka giderek taraftarın gönlünü almayı planlıyordu. İkinci yarı başlayıp, biz giren forvet oyuncusunun kondisyon durumu hakkında tartışırken yaklaşık 75 metrelik bir depar atarak lafımızı bize yediren eleman ceza sahasında bir Giresunsporlu oyuncuyu düşürüp penaltıya sebep oluyordu. Topun başına geçen oyuncu penaltıyı gole çevirerek eşitliği sağlayınca Alsancak’ta tansiyon yükseliyordu.Golden sonra rakip kaleye yüklenmeye başlayan Altay’da bu sefer Brezilyalı Tiago sazı eline alıyor, Giresunspor’un sol kanadını parçalıyor, ancak gol bir türlü gelmiyordu.Savunma güvenliğini ikinci plana atan Altay kalesinde de tehlikeli ataklar görüyor fakat bunları Yiğitcan sayesinde savuşturuyordu. Karşılıklı atakların olduğu maçın son düdüğü çaldığında açk tribün ile ambulans kapısı arasında kalan skorboard 1-1 yazıyordu.
Doksanıncı dakikaya kadar takımlarına destek veren Altay taraftarları maç bittikten sonra ‘Destek bitti Feyyaz istifa’ diye bağırmaya başlıyor, soyunma odasına gitmekte olan Feyyaz Uçar boynundaki akreditasyon kartını çıkararak sahaya, taç çizgisinin dışına bırakıyordu.
Bense kaçırdığımız galibiyetten çok forvet oyuncumuzun kondisyonu hakkındakı yanlış yorumumuzla çocuğun hakkını yememize üzülüp Karşıyaka maçını beklemeye koyuldum.
Not 1: Birinci Lig’de takımların 21 yaş ve altında iki yabancı oyuncu oynatma hakları var.
Not 2: Feyyaz Uçar henüz resmi olarak istifasını vermedi.
Takımının Peşinde-1
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
çok güzel bir yazı olmuş. Alsancak stadı dediğiniz gibi bu konuda efsane o0labilir. 5 takım oynayınca da maalesef zenin bir süreden sonra kaldırmıyor. Ben bir karşıyaka tarafatarıyım. Haftalardır Atatürk stadındayız zemin bozuk olduğu için. Ama alsancak stadının ortamı, tribüne yakınlığı falan katlar Atatürk stadını.. E tabi ulaşım problemini saymıyorum bile...
Feyyaz Uçar ile yollar resmen ayrıldı.
http://www.altay.org.tr/haber.php?haber=179
Yaktın beni Altay hafta sonu,Alsaydın bu maçı kasayı 2 ye katlayacaktık :(
Ferman
umarım kaşarlardan biri ya da yorumcu kadrosundaki alemcilerden biri gelmez. metin tekin faciasını unutmadık daha.ümit turmuş şu anda olabileceklerin en iyisi sanırım ya da eski topçulardan biri. turgut uçar hariç .
altay tribunun daimi ziyaretcileri arasinda yasi cok buyuk bi suru amca vardir kapalida. bunlar garip bi sekilde surekli kelle iste, kenardan hocaya bagirip ne yapmasi gerektigini soyler. diger tarafta tribuncu tayfa, destek icin elinden geleni yapar ama mevcut tribun yapisindan dolayi takima katki saglayamaz. yillardir altay i desteklerim, gonulbagim vardir ciddi anlamda ama karsiyaka maclarina gitmeyi daha cok seviyorum, daha cok keyif aliyorum o maclardan.
güzel bir yazıydı, teşekkürler Sercan
Sercan çok güzel olmuş yazı eline sağlık.Bu alsancağın balkon altı diye tahmin ettiğim kısmı eski Ali Sami Yen kapalı alta çok benziyor.Eski fener stadında sırf sarı bir yer vardı böyle hayal mayal hatırlıyorum ama.
Yorum Gönder