Tarih 30 Kasım 2007. Atlas Jet'e ait uçağın Isparta'da düşmesi sonucu meydana gelen facia. Şöyle yazmışım o gün bloga.
"56 kişiyi göklere uğurladık. Yine her zaman olduğu gibi 56 can gittikten sonra, gitmeden önce söylenecek her şeyi sıralamaya başladık. Uçak eski, pilotlar yorgun, rota yanlış, havalimanlarında çok fazla rötar var, denetim yok...Peki bunun sorumluluğunu birisinin alacağını düşünen var mı? Alınacak aksiyonların sadece yaprak koparmaktan ibaret olup kökleri iyileştirmeye kimsenin yanaşmayacağından kuşkumuz var mı? Yakup Kadri ekspresinde raylara saçılan sorumluluk hala orda. Kim üzerine aldı ki burda arıyoruz.
56 insanın tüm yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Rahat uyusunlar."
Tarih 25 Şubat 2009. 15 ay geçmiş. Yazıdaki 56 rakamının yerine hayatını kaybeden 9 insanı yerleştirin. Bir de öyle okuyun. Bir değişiklik hissettiniz mi? Hayır. Hisstetmeyeceksiniz de zaten, bir sonraki kazada da hissetmeyeceksiniz. Zira Türkiye Cumhuriyeti yönetiminde bazı koltukta oturan insanlar öyle insan müsveddeleri sınıfındalar ki bizi bu söylemlere mahkum ediyorlar her seferinde. Dün Amsterdam Schiphol havalimanına düşen uçak bizim kimler tarafından yönetildiğimizi, daha doğrusu bizi kimlerin yönettiğine izin verdiğimizi gösteren bir tokattır adeta bir kez daha. Bu tokat bazı şeyleri anlamamız için daha ne kadar vurulacak merak ediyorum. Biz yemeye alışkınız orası kesin.
Öncelikle şunu söyleyeyim. Hollanda'lıların hayat tarzı "acil", "ivedi", "ehemmiyet" gibi kelimeler yerine "sistem", "analiz", "sakinlik" gibi kelimeler üzerine kurulduğu için dünkü kazadan sonraki gelişmelerin ve Hollanda makamlarının yavaş hareket ettiği gibi bir eleştiriyi hoş görebiliyorum. Ama belirteyim bunun amacı aşağıda anlatacağım gibi sonradan başlarına büyük işler açacak söylemlere ve eylemlere girmeden olayı tamamıyla idrak edip ona göre davranma isteklerinden kaynaklanır. Kaldı ki bazı görüşlerde belirtildiği gibi Hollanda makamlarının meydana gelen kaza sonrası "yardımsever olmayan" tavırlar içine girdiğine de katılmıyorum. Pasaportu dahi olmayan bir dolu yolcu yakını Hollanda konsolosluğunun olağanüstü çabasıyla yurt dışına çıktılar birkaç saat içinde. Uyum yasası, uyum sınavı gibi bir dolu göçmen akınını önleme tedbiri alan bir ülkenin yaptığı bir hareket bu. Çok art niyetli bakmamak lazım hadiseye. Ama asıl sebep paragrafın başında belirttiğim sebep. Dün CNN International haber spikeri İstanbul'daki muhabirine "Türk yetkililer kaza olduktan yarım saat sonra "hiç ölü yok" gibi bir açıklama yaptılar, bunu hiçbir şey belli değilken nasıl yapabildiler, sonraki açıklamaları neticesinde hiç eleştiri yapılmadı mı?" şeklinde bir soru sordu. Şimdi kendinizi o insanların yakınlarının yerine koyun. Televizyonu açıyorsunuz, eşinizin dostunuzun uçağı yatıyor yerde, siz de ölüyorsunuz onlarla, sonra ilgili faaliyetin en tepesindeki adam, Ulaştırma Bakanı çıkıp diyor ki "mucize kimsenin ölmemesi". Sevinç çığlıkları atıyorsunuz evde, 20 dakika sonra aynı yetkililer çıkıp "pardon Hollandalılar bildirdi 9 ölü varmış" diyor. Ne olmuştur o yolcu yakınlarına? İnsanların duygularıyla nasıl oynandığını hiç düşündünüz mü? Bir devletin, ilgili konudaki en yetkili bakanının kulaktan dolma bilgiyle açıklama yapmasındaki dehşet verici tabloyu göremeyen var mıdır hala?
Ama bu bakanın ilk falsosu mu? Hayır. Ulaşımın her ayağında rezaletler yaşandı 7 yıllık döneminde. Yakup Kadri Ekspresi'nin sorumluluğu onundu. Almadı, makiniste atıldı suç. 56 kişiyi aramızdan ayıran kazanın sorumluları arasındaydı. Almadı. Yetkisi altında bulunan internet faaliyetlerinde yaptığı düzenlemeler ve sansür uygulamaları bizi uluslararası bazda utanç verici listelere soktu. Sorumluluk onundu. Almadı. Dünkü kazanın sorumluluğu yine onun. Almayacak. Şu müthiş "Bu kazayı da hükümete bakana bağladınız ya?" savunmasına bitiyorum. Kime bağlayacağım, uçağın düştüğü tarladaki süne zararlısına mı? O faaliyetin 1 numaralı yöneticisi o bakan. Pilotları, makinistleri bir numaralı suçlu iddia edip işin içinden sıyrıldığını zanneden ama o pilot ve makinistleri göreve alanları atayan adam. Kimi sorumlu tutayım. THY Genel müdürünü mü? Peki. Temel Kotil'in ne sebeple oraya atandığını bilmeyen var mı? Ben bir ordu komutanıyım. Sırf aynı mahallenin çocuğuyuz diye bir binbaşıyı cepheye yolluyorum. O komutan yeteneksiz bir grup askerle manevra yapıyor ve başarısız oluyor. Ne diyeceğim çıkıp? "Manevrayı yapan askerin suçu ben ne yaptım mı?" diyeceğim.
İşin televizyon yayıncılığı, Hollanda televizyonlarının (haber kanalı olmayanlarının bile) olaya kesintisiz eğilmesi varken devlet televizyonundaki duyarsızlığı taraflarına hiç değinmeyeceğim. Ben bu filmi çok gördüm. Hatta re-make'ini izledim, 20. yüzyıl özel special edition diskini bile gördüm. Üstelik bu sefer yönetenlerin ve senaryo yazanlarının bir avantajı da var. Aktörler film çekilirken vefat etti. Oh ne ala, "aktörler kötü oynadı, bizim ne suçumuz var?" diyip filmin şeridini gömeceğiz toprağa. THY Genel Müdürü görevine devam edecek. Suç Schiphol havalimanına veya nasıl olsa vefat etti diye pilotlara ve bir dolu saçma sapan faktöre atılcak. Zavallı pilotun ailesine bir sus payı verilecek. Sonra bir sonraki faciaya kadar susacağız. Binali mi, o da çocuklar gibi şen olmaya Karakoçan'daki seçim gezilerine devam edecek. Şen ola Binali şen ola....
23 yorum:
Istifa etmis gibi yapacak. Basbakan, bana geldi ben kabul etmedim kendisi iyi bir arkadasimizdir diyecek. Sirtlar sivazlanacak sen uzulme denecek. Secim meydanlarinda boyle haykirilacak ve toplu alkis tufaniyla birlikte kursuden el sallanacak.
Oyle bir kabiz olmusuz ki bogazimiza kadar bok icindeyiz.
ulaşımın bu kadar kalitesiz olmasındaki en önemli etkenin, özelleştirme, daha doğrusu piyasalaştırma olarak görüyorum. devlet kurumları, kar zarar mantığıyla işleyen kurumlar olmamalıdır. eğer güvenli, rahat ve herkesin yapabileceği bir yolculuğu zarar ederek yapıyorsa, yine de yapmalıdır. ayrıca, trafiğe çıksa şurdan şuraya gidemeyecek adamları, ulaştırma kadrolarında önemli yerlere getirmeleri de diğer bir etken.
denek hayatlar yaşıyoruz...
Bİr Ulaştırma Mühendisi olarak yorum yapmadan duramam:
-Pamukova'daki 'Hızlandırılmış Gudubet' kazası tam anlamıyla cinayettir. Bakan direk suçludur.
-Isparta'daki uçak kazası ihmaller, siyası manevralar ve yandaşara yaptırılan işler yüzünden gelmiş-geçmiş hükümetlerin suçudur. Bakan suçludur.
-Ama el insaf Dutchman bu olayda bakan'ın suçu nedir, çözemedim. Bilmediğim bir olay varsa hakikaten öğrenmek isterim.
Artık bir hatada yada yanlışlıkta suçu üstlenmesi gerekenlerin bunu yapmamasına o kadar alışmışızki çıkıp biri yapsa way be ne erdemli adam diyeceğiz. Halbuki bu olması gereken. Bu felaketten çok daha önce yediği haltlar nedeniyle istifa etmesi gereken bir adam bu eleştirile dile getirilince birde karşısındakine fırça atma hakkını kendinde bulabiliyorsa zaten denecek söz kalmamıştır. Yıllardır olduğu gibi yine sözün bittiği yerdeyiz yani.
Bakanın suçu mu nedir?
Televizyona çıkıp bir uçak kazasından tam 30 dakka sonra "Seviniyoruz çünkü bütün yolcular tahliye edilmiş, ancak yaralı var ve ne mutlu ki ölen yolcu yok" demesi bile başlı başına 85 kere istifa sebebidir.
Sen ne hakla, ne zihniyetle ve nasıl bir mantıkla bunu söyleyebilirsin. Insan böyle bir açıklamayı emin olmadan yapar mı? Sen hiç mi düşünmezsin ki yolcu yakınları 9 ölü olduğunu öğrendiklerinde neler hissedecekler.
Utanmaz, arlanmaz, düşüncesiz, ahlaksız, umarsız ve kalitesiz adamlar sizi.
Diyecek başka söz bulamıyorum.
@Pads
THY`nin ozellestirme surecinde yasadigi sorunlari internetten aratip okumani tavsiye ederim.
muammer güler de thy'nin son dönemdeki finansal başarılarından bahsetti dün basın toplantısında. cümleyi başından tut, kıçından tut elde kalıyor.
Dostlar alışverişte görsün minvalinde yapılacak bir kaç işlemler kapanacak olay. Belki de az kişi öldü diye apronda deve kesilecek, etleri seçim yatırımı minvalinde Pursaklar halkına dağıtılacak.
Ölenlerin yakınları acıları ile kalacak.
bir binali kolay yetişmiyor, binaliler kolay yetişmiyor.
binali çok değerli bir kardeşimizdir, arkadaşımızdır.
cenabı-ı haktan niyaz ederim, inşallah, maşallah vs...
bu yolcu yakınlarından biri şimdi gitse binali yıldırım'ı apronda kestikleri deve gibi kesse, kimin içi acır?
not: hiçbirinin yüzüne değil, önce havaya tükürüyorum ki ilk benim yüzüme gelsin! yazıklar olsun bana...
facebook ile youtube ayağını denk alsın diyen bir ulaştırma bakanından bu tür olaylarda akl-ı selim davranmayı beklememek gerekir.
birkaç yıl önce 27 mayıs süreci tartışılırken idam edilenlerin yakınları vardı programda. bir tanesi çıkıp demişti ki, "olaylar var, ülke kötüye gidiyor deyip deyip durdular. ölen topu topu 3-5 gençti." programın ana teması menderes, zorlu ve polatkanın idamı üzerineyken bunu diyen zihniyettir binali vd.'nin zihniyeti.
yıllarca sizin devrinizi yaşadık da ülke ne hale geldi, artık bizim devrimiz diyen zihniyettir ayrıca.
ayrıca "adam yiyor ama iş yapıyor kardeşim" diyen zihniyetle beslenirler.
aslında ben o yiyicileri elime geçirsem neyi yedireceğimi biliyorum ya neyse!
kusun beyler kusun, kusun da rahatlayın.
binali nin istifa etmemesi, savunduğu veya ait olduğu zihniyetin değil, bütün hepimizin ait olduğu sistemin bozukluğunun bir sonucudur.
başka bir noktaya dikkat çekmek isterim izninizle:
guardian da newyork times ta "kaza haberi" verilip sebebin ne olabileceğiyle ilgili teknik ve coğrafi nedenler üzerinden yorumlar yapılırken medyamızın çıkıp yönetim kurulu başkanı candan karlıtekin in ölen olup olmadığını teyit edemiyoruz demesine rağmen ısrarla ölü yok denildi diye ısrar etmesi, üstüne kendilerinin teyit edilmesi imkansız üçü de ölen pilotların bulunduğu ortamla ilgili olarak hiç bilmeden "büyük ihtimal pilot hatası", "tecrübeli pilot junior pilot a eğitim veriyodu" gibi hezeyanlara atfen bir medya nasıl olmamalı sorusunun cevaplarını da gördük dün. daha geçenlerde alitalia yı geçerek filo büyüklüğünde avrupa 7.liğine yükseldiği haberleri yapılan, kendimde çokca bindiğim için karşılaştırabiliyorum, hizmet olarak da oldukça tatmin edici olan uluslararası düzeyde en önemli markalarımızdan biri olan thy yi başkası bu kadar lekeleyemez.
binali istifa etmeli mi, evet etmeli sonuna kadar varım. ama maksadı bağcıyı dövmek olan arkadaşlar -ülkemizin kit lerden sırtına binen yükü, zerre kadar liyakatları olmadan insanların nasıl devlet kurumlarına yerleştirildiklerini bilmeden özelleştirmeye karşı çıkanlar mı dersin, insanların manevi duygularıyla inşallah maşallahlarıyla dalga geçenler mi dersin vb.- lütfen biraz insaf.
insanlara küfrederek bir yere varamayız. bu kişiler bazında bir sorun değil bir zihniyet sorunudur. ve bunun çözümü insanlara küfretmek değil çözüm önerileri geliştirmektir. hürriyetin haber yorumlarına dönmüş ortam, lütfen biraz seviyeyi muhafaza edelim. son olarak şu an cnn in muhabiri istanbul atatürk te canlı yayında ve ilettiği haber ve yorumlar inanın daha objektif..
flyby
Ölen insanları seçim döneminde karalama kampanyasına alet edenleri görünce içim daha çok acıyor.
MerhumlaraAllah rahmet eylesin, ailelerine de sabır versin.
Kimse de bana kazaya 45 dakika güvenlik önlemleri nedeniyle müdahele etmeyen Hollanda'yı savunmasın. O süre içinde kaç can kurtulurdu acaba.
şu meşhur 45 dakika dalgasına değineyim
Uçağın kalkış saati 8:25. İstanbul-Amsterdam arası hiçbir rötar olmazsa THY uçuşlarında 2 saat 45 dakikadır. Bu da TSİ 11:10 eder. Uçağın tam düşüş zamanını bilemiyorum. 11:10-11:30 arası bir bir vakitte olması lazım. Bunun anlaşılması ve yardım için hareket etme sırasında 5 dakikalık bir süre var. Uçak bir tarlanın ortasında. Oraya yolun 2 tarafından yürüme mesafesi 5 dakika. Ben ekşisözlükte 11:55-12:00 sularında 15 tane ambulansın görüldüğü ve etrafta görevlilerin olduğu resimler hatırlıyorum. Nasıl 45 dakika geç müdahale ediliyormuş?
Hayır kolu kırılan sürücüyü ilk yardımı beklemeden sıkışan otodan kolundan çekerek çıkarmaya çalışan ülkenin insanları olarak böyle şeyler söyleyince komik duruyoruz.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11090419.asp?gid=229
Oradan gecen adam anlatmis olayi, soyle bir cumle var
"Uçağın düştüğü yere koşmaya başladım ve yaklaşık 8-10 dakika sonra olay yerine ulaştım. Ben olay yerine giderken kurtarma ekipleri de yaklaşıyordu."
10 dakikada gelmis kurtarma ekipleri. Kim cikardi bu 45 dakikayi onu cozemedim. Gerci Isparta'da dusen ucagi Turkiye'nin teknolojik gelisimini engellemek isteyen Israilli ajanlarin dusurdugunu soylemislerdi, ucak baska memlekette dusunce 45 dakika uydurmasi hafif kaliyor, Hollandalilar sapanla vurmus dedikodusu cikmadigina sukredelim.
Sevgili Ucan Hollanda'li bazen ayni ulkede yasadigimizdan suphe ediyorum...
Bak ben bu ulkede neler gordum:
Zaturee olan hastayi, yok birseyin aspirin al gecer diye eve gonderdiler. Dusseldorf'a goturduk bir hafta yatti.
Arkadasin iltihapli disini cektiler (cocuk bile cekilir iltihapli dise birsey yapilmayacagini) arkadasin kafasi 1.5 katina cikti Turkiye'ye zor gitti olum tehlikesi yasadi.
Bankada calisan ABD vatandasi 2 sene boyunca oksuruk sikayetiyle doktora hastahaneye gitti birseyin yok dediler annesini ABD'ye ziyarete gitti kanser tehsizi kondu 3 ay icinde oldu.
Arkadasin kucuk kardesi buz tutan kanalda kirilan buzun icine dustu olmek uzereyken onlarca Hollanda@li kafa ceirmeden gecti gitti bir Polonyali kurtardi cocugu...
Burasi Hollanda Ucan Hollandali... Benim dusuncem o ambulanslar gelmsitir emir beklemistir mudahalae icin oyle bakmislardir iceri mal mal...
Ha bunlar bizimkileri masum mu ilan eder, hayir bizimkiler daha beter. Ama senin Blog'unda yazdiklarini okudugumda ki cok cok cok begenerek okuyorum Hollanda ile ilgili olanlar cok farkli bir ulkeden gibi gelityor ki biz burada zengin ve parali bir cevrenin icinde yasiyoruz yani Avrupali Turklerin yasadiklari bunlardan da fazla...
Sevgi ve saygilarimla.
Cok hizli ve nefes almadan yazip bir cok imla ve yazim hatasi yapmisim affola...
Saygilar...
@garrincha
birinci olarak Hollanda dünyanın en kötü ülkesi olsa da bu Türkiye'de eleştirdiğim yetkililerin kusurlarını örtmez, neden bir karşılaştırma yaptığım fikrine kapıldın anlamadım, bu uçak singapur'a da düşse Türk Ulaştırma Bakanlığı'nın tutumu rezalettir.
İkinci olarak da bana biraz yabancı ülkede yaşayıp, yabancı kökenli olması sebebiyle bir türlü o ülkeye ısınamayan ve sürekli onun hatalarını bulmaya çalışan bir anlayış izlenimi uyandırdın :)), yanlış bir izlenim olabilir benimkisi de ama ne hikmetse de ben de burada hiç böyle şeyler yaşamadım, örneğin bir polis ihbarı olduğunda polislerin 90 saniye içinde olay yerine geldiğini, itfaiyenin haber alındıktan sonra otobüsle uzaklığı 10 dakika olan yere 7-8 dakikada geldiğini ve gece yarısı aradığım nöbetçi doktorun 20 dakika sonraya randevu verip bize hizmet ettiğini gördüm, "otobüste dışkıyla karşılaştım" dedin mesela o günden beri otobüslere bindiğimde dışkı arıyorum amersfoort ve utrecht bölgesindeki tüm otobüslere bindim sanırım.
diyorum ya büyük tesadüf benim hiç böyle olaylara rast gelmemem. ama her ülkenin kusurları olacaktır diyorum yine de.
Ha bir de bu 45 dakika ile ilgili anladığım kadarı ile yolcuların beyanı kaynak gösteriliyor. Yani uçaktan kurtulmuş yolcuların o olayın şokuyla "45 dakikada geldiler" lafına bakılıyor. Yani "en az 3 ölü var uçakta" diyip sonra "Ulaştırma Bakanı yok diyorsa yoktur" diyen insanların
ben çok doğru bir iddia olduğunu düşünmüyorum.
Selam Ucan Hollandali,
Oncelile biraz bel alti vurmaya calismissin ki senin gibi saygiyla okudugum birisinden beklemezdim oncelikle.
1) Ben sonuna yazdim ki butun bunlar bizimkilerin yaptigi hatalari ortmez, bizimkiler daha beterdir diye, bunu gozardi etmissin...
2) Ben sahsi olarak hicbir zorlanma yasamadim 5 senedir yasadigim bu ulkede.
3) Ben yabanci bir ulkede degil kendi ulkemde de hatalari ve kotu yonleri goz onune cikarmayi tercih ederim, zaten guzel olan seyelr insanlara guzel seyelr yasatiyor.
4) Bir gu Amsterdam'a beklerim seni misal hergun binlerce kisinin gectigi Amsterdam Merkez Istasyon girisinde kopek buyuklugunde iki olu sicanin 3 hafta boyunca oradan kaldirilmadigini yerlerin durumunu metrolarin otobuslerin durumunu..
Ha benim ulkem cok mu guzel, hayir belki daha beter ama burasi da en guzel su sozlerle aciklanir "medeniyet dedigin tek disi kalmis canavar"
Hollandali ve acik goruslu cogu arkadasimin da kabul ettikleri ozellikleri var Hollandalilarin. (Simdi ben de senin gibi bel alti vuracagim ama bunu ornek olmasi amacli yapiyorum:) ) Sen de yabanci asikligi icinde yabanci bir ulkeyi oldugunun 10 kati gibi gosteriyorsun, bir de beni uyum saglayamamis tosuncuk(!) gibi gosteriyorsun ki cok uzuldum. Bu sekil bir milliyetci ideolojiye sahip biri degil tam tersine enternasyonal'den yanayim ama olmayan seyleri varmis gibi gostermeyelim..
Neyse isim basimdan askin ve ay sonu bugun:) Arzu edersen daha sonra uzun uzun tartisiriz.
Ozellikle Muzik ve Futbol yazilarini bayilar okumaya devam edecegim...
Saygilarimla, bel alti vurma lutfen, tanimasam da saygi duydugum birisin cunku...
@garrincha
bel altı vurmaya çalışmadım, zaten sonundaki ":))" ikonla da takıldığımı anlatmaya çalıştım ama sanırım yanlış anlattım neyse sonuçta böyle bir niyetim yok
ikinci olarak da "Sen de yabanci asikligi icinde yabanci bir ulkeyi oldugunun 10 kati gibi gosteriyorsun," lafını kullanacağını da adım gibi biliyordum hatta senden önce ben yazacaktım
kısaca söyleyeyim böyle bir niyetim yok Hollanda'nın sevmediğim yanlarını da burada belirttim zaman zaman hem futbol hem toplum yaşamı konusunda, ama evet övgü yaptığım yerleri çok daha fazladır, bunun yabancı aşıklığı olduğunu sanmıyorum, misal ben Belçika'yı, Brüksel'i hiç sevmem (Gent ve Brugge dışında), ilgili yazıda bulabilirsin görüşlerimi
Amsterdam'a geldiğimde haberleşir beraber tetkike çıkarız :), merak etme insanları kıracak şeyleri yazmam kolay kolay, buna da kırıldıysan özür diliyorum, sadece görüşümdür.
selamlar
O lafi iste zaten klise olacagi icin yazdim, yazarken de bunu belirttim zaten. Dogru oldugu icin yazmadim yani..
Senden bekledigim gibi kaliteli bir cevap vermissin tesekkurler...
Bol bol ama guzel guzel tartismak dilegiyle...
Saygilar..
Yorum Gönder