18 Şubat 2009 Çarşamba

CHESS BOXING

















Üniversitede üyesi olduğum Bilimkurgu ve Fantezi Topluluğu bahar aylarında bir satranç turnuvası düzenlemiş ve turnuvaya katılan arkadaşlarımdan birisi maçı kaybettiği rakibi için, "lavuğu dövesim geldi" şeklinde bir laf sarfetmişti. Bu sporu tanıdığım anda anladım ki o gün bizi dinleyen birisi varmış. Bu tür "board games" denilen "masa başı oyuınları"nda (o bildiğimiz oyunlar değil tabi bunlar) genelde konsantrasyon ve dikkat çok önemlidir. Ama adım gibi bilirim ki karşısındaki rakibin mimik ve hareketlerinden ona iki tane patlatmak isteyen adam sayısı çoktur. Bu sadece satranç, dama, tavla gibi oyunlarda değil bilardo, dart, bowling gibi sporlarda da geçerli. İşte Hollanda'lı Iepe Rubingh'in Fransız çizer Enki Bilal'in satranç ve boksun birleştiği bir hikayeyi anlattığı çizgi romanı "Froid Équateur"dan etkilenerek 2003 yılında spor dünyasına kazandırdığı "Chess-Boxing" bu boşluğu dolduruyor.

Sporun mantığı adında gizli. İki rakip karşı karşıya geliyor ve hem satranç oynayıp hem de boks yapıyorlar. Bir karşılaşma 11 rounddan oluşuyor. 4 dakikalık bir satranç roundundan sonra yarışmacılar ringe çıkıp 2 dakika boks yapıyorlar. Sonra da karşılaşma 4 dakika satranç-2 dakika boks şeklinde devam ediyor. Roundlar arasında 1 dakikalık dinlenme süresi var. Oyunu ya satranç tahtasında şah matla ya ringde nakavtla ya da hakem kararıyla kazanıyorsunuz. Eğer 4 dakikalık satranç süresinde bir oyuncu hiç bir hamle yapmazsa hakem tarafından uyarılıyor ve izleyen 10 saniye içinde mutlaka bir hamle yapmak zorunda kalıyor. Toplamda da 12 dakikalık maksimum satranç süresi kullanma hakkınız var. Bu süreyi 11 round bitmeden bitirirseniz mağlup oluyorsunuz. Sporun ilk uluslararası turnuvası 2003 yılında Amsterdam'da yapıldı ve kurucu Iepe Rubingh şampiyon oldu. Daha sonraki 5 turnuvanın 3 tanesi Berlin'de 2 tanesi Köln'deydi. 2008 yılında 19 yaşındaki Rus matematik öğrencisi Nikolai Sazhin (resimde solda) Berlin'de düzenlenen Dünya Şampiyonası finalinde beşinci roundda mat ettiği Alman polis Frank Stoldt'u (sağda) yenerek dünya şampiyonu unvanının sahibi oldu. Şimdi diyeceksiniz ki "bu aktiviteyi kim izler arkadaş?" Buyurun aşağıda fotoğrafı. 2008 şampiyonasının başlangıcı öncesi kapıdaki kuyruk. Biletler 15, 25 ve 35 eurodan satıldı.


































Dünya Satranç Boksu Federasyonu'nun merkezi Berlin'de. 2005 Ağustos ayında kuruldu. Başkanlığını sporun kurucusu ve ilk şampiyonu Rubingh yönetiyor. Aynı yılın Ekim ayında Bulgaristan'da dabir federasyon kuruldu. Zamanla Rusların bu sporda giderek etkisinin artacağını düşnüyorum. Özellikle, satrançta zaten yetenekleri olan bu ülke insanlarının cüsse olarak da çok yabana atılmaması gerektiği düşünüldüğünde.



4 yorum:

Raziel dedi ki...

Okan Bayülgen, Kingo Disco'nun ilk bölümlerinden birinde Andy Kaufman tarzı bi şov yapmıştı buna benzeyen. O zaman anlam verememiştim ama bu spordu galiba yaptılan..

Okan Bayülgen'in rakibi Fırat Arslan, "Dünya hafif-ağır siklet boks şampiyonu" imiş o zamanlar.

Adsız dedi ki...

erotik karate gibi bi şey.bazen biz de okey masasında eli iyi olupta coşan coştukça ağzından çıkanı kulağı duymayan arkadaşların kafasına ıstakayı geçiriyoruz.baktık ki bu sık sık oluyo dedik ki bunu resmi bi oyun haline getirelim.birbirimizi nasılsa dövüyoruz.bunun da bi federasyonunu kurmak niyetindeyiz.nasıl olur dutchman.her elden sonra açan açamayanların kafasına ıstaka ile vursa mesela?

ismail...

varol döken dedi ki...

satranç oynarken ne diye bağırıyo hocası kenardan:

- kafasına çalış!

tryy dedi ki...

Hayatımda duyduğum en gereksiz işlerden biri olmuş.