Ülke futbolu son yıllarda çok önemli bir ivme yakaladı. Avrupa’nın üst düzey kulüplerinde oynayan birçok Fildişi Sahilli oyuncu var. Lakabı Filler olan Fildişi Sahilleri 2000′li yılların başından itibaren yakaladıkları gelişimi, 2006 yılında Almanya’da düzenlenen Dünya Kupasına katılarak taçlandırmışlardı. 2006 Dünya Kupası’nda Arjantin, Hollanda ve Sırbistan-Karadağ’la birlikte “ölüm grubu” olarak adlandırılan grupta yer alan Filler, çok güzel maçlar çıkarmalarına rağmen grubu üçüncü sırada tamamlamışlardı.
Fildişi Sahilleri takımı 1992 yılında Gana’yı penaltı atışları sonrasında yenerek Afrika’nın en prestijli kupası olan Afrika Uluslar Kupası’nı kazanmıştı. Afrika Uluslar Kupasında 2006 yılında finale kalan Filler, bu kez penaltılar sonucunda Mısır’a karşı kaybetmişti. Gana’da düzenlenen 2008 Afrika Uluslar Kupasında da yarı finalde yine Mısır ile karşılaşan Fildişi Sahilleri maçı 4-1 kaybetmiş ve kupayı 4.lükle bitirmişti.
Fildişi Sahillerinin en önemli oyuncusu kuşkusuz Didier Drogba. Drogba’nın Filler forması altında 33 golü var. Fillerin bir diğer önemli oyuncusu Didier Zokora ise milli takım formasını 75 kez giyerek, milli takım formasını en çok giyen futbolcuları oldu. Fillerin diğer önemli oyuncuları Emmanuel Eboue, Kolo - Yaya Toure, Salomon Kalou, Arthur Boka, Gervinho, Arouna Kone ve Gervinho.
FIFA sıralamasında şu an 27. sırada bulunan Fildişi Sahilleri milli takımı, 2005-2006 yılları arasında FIFA sıralamasında 18. sıraya kadar çıkarak tavan yapmıştı. Fildişi Sahillerinin teknik direktörlüğünü bir dönem Trabzonsporu da çalıştıran, Vahid Halilhodzic yapıyor. Fillerin Halildodzic’ten önceki teknik direktörü Alman Uli Stielike idi. Fildişi Sahillerinin genellikle eskiden sömürgesi olduğu Fransa’nın teknik direktörlerini milli takımın başına getirdiklerini de söylemek gerek.
Fildişi Sahilleri milli takımının bu seviyelere gelmesinin perde arkasında çok önemli bir adam var. Bu adam 1970′li yıllarda Fransa milli takım formasını da giymiş olan Jean-Marc Guillou. Jean-Marc Guillou’nun bugün Academie JMG adında Fildişi Sahilleri, Mali, Gana, Madagaskar, Tayland, Vietnam, Cezayir, Mısır ve son olarak Belçika'da açılan futbol akademileri var. Ancak Jean-Marc Guillou’nun ilk açtığı akademi Fildişi Sahillerinin başkenti Abidjan’daki olmuş. 1993-2000 yılları arasında Fildişi Sahillerinin ASEC Mimosas takımını çalıştıran Jean-Marc Guillou, 1999-2000 yılları arasında da Fildişi Sahilleri milli takımını çalıştırmıştı. Ardından 2001-2002 yılında Belçika’nın Beveren takımını çalıştıran Jean-Marc Guillou, Fildişili oyunculara sistematik işleyen bir yapıyla Avrupa’da futbol oynamanın yolunu açmıştı. 1993 yılında ASEC Mimosas’ın Académie de Sol Beni ismindeki altyapısını kuran JM Guillou, burada yetiştirdiği futbolcuları Belçika’nın Beveren kulübüne, Beveren de parlayanları ise Arsenal’e taşıyan bir sistem kurmuştu. Bu yapılanmanın sonucunda bugünki Fildişi Sahilleri milli takımının iskeleti sayılabilecek oyuncuları yetiştiren JM Guillou, ülke futbolunun devrimcisi olmuş adeta. Jean-Marc Guillou’nun, yetiştirdiği oyuncular arasında, Didier Zokora, Kolo- Yaya Toure kardeşler, Gervinho, Bakari Kone, Aruna Dindane, Siaka Tiene, Igor Lolo, Romaric, Yapi Yapo , Arthur Boka ve Salomon Kalou gibi çok önemli oyuncular bulunuyor.
Fildişi Sahilleri’nin, FIFA’nın daha çok Afrika ülkeleri üzerinde çalıştığı GOAL projesine de dahil olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Proje kapsamında FIFA başkent Abidjan da tesisler kurmuştu ve burada ülkenin gençlerine futbol yeteneklerini geliştirme fırsatı sunuluyor.
Ülke futbolu 2006 sonrası her ne kadar bir duraklama yaşıyor olsa da, ellerindeki oyuncu potansiyelinin yüksek olması onları Afrika'da yapılacak olan 2010 Dünya Kupasına taşıyacaktır. Fildişi Sahilleri'nin genç ve yetenekli oyunculardan kurulu olan milli takımı 2010'da en ileri giden Afrika takımı olabilir.
by LeFoot
5 yorum:
küçük gervinho, büyük gervinho mu:)
kamerun ve daha önemlisi nijerya ne alemde peki? bir zamanlar dünya şampiyonluğundan bahsedilen nijerya ne oldu? bu jenerasyonlar hakkaten önemli sanırım, ben hep osuruk derdim:)
ve brezilya da jenerasyon neden bitmez?
30-31 yaşına gelmiş olsa da bonaventura kalou da çok önemli bir oyuncu ve de salomon'un da abisi.
bu arada gervinho da 2009'da takip edilmesi gereken 10 afrikalı topçu arasında yer almıştı.
http://heryolroma.blogspot.com/2009/01/gen-afrikallar-listesi.html
Sanırım en ciddi eksikleri kalede. Afrika'daki pek çok ulusal takımın ana sorunuda sanırım bu. Acaba Afrikalı kaleciler hakkında bir araştırmayı bu blogda görüp bu konu hakkında bilgilenme şansımız olabilir mi?
Lafı toplamak gerekirse Kolo Toure'ye iyi bir partner ve kaliteli bir kaleci ile rahatlıklar dünya kupasının süpriz adayları arasına girebilecek bir ekip.
2006 Dunya Kupasında Hollandayı ne kadar zor durumlara dusurduklerı hala hafızalarda.
African Football Show mu ne bir progam var NTVspor'da, orada izlemistim fildisi sahili ligini. Bir Drogba, bir Yaya Toure nasil cikmis oradan inanamazsiniz. Herhalde iki mac iyi oynayani direk avrupa ucagina bindiriyorlar.
Wikipedia'dan baktim da, son iki senedir bu ligin Sampiyonu Africa Sports National'mis. Kaptanlari da tanidik bir isim, kariyerinin son demlerini memleketinde yasayan Cyril Domoraud.
Yorum Gönder