İsim seçmek; bir organizmaya ona dair tüm anlamları ifade edecek bir isim koymak ya da bir isimle bir organizmanın tüm kaderini belirlemek…
Ne kadar da çetrefilli iştir isim vermek ya da almak…
Kızılderililerin yaptığı gibi bir kahramanlık ya da o kişiyle anılan önemli bir olaydan yola çıkarak isim veriyor olsaydık ya da aborijinler gibi belli bir yaşa geldiğinde kendi ismini seçme hakkı verseydik biz günümüz dünyalıları, benim gibi asabı bozuk, obsesif derecede mükemmeliyetçi (bu da ne biçim kelimedir, milliyetçi gibi) biri tatmin olur muydu bilemiyorum… Bilsem, yazmak için bu konuyu seçmezdim.
Misal kediye isim vermek… Ah ne zor iştir… Hele de kediler dişiyse ve kürtaj karşıtı Katoliklermişsiniz gibi ısrarla kedinizi kısırlaştırmıyorsanız, dolayısıyla her seferinde artan bir sayıyla doğuruyorsa… Eh, bir noktadan sonra sıkılıp renkleri ile kedileri anmak en ideali oluyor tabi. Bkz: Karakedi, Benekli, Sarıkedi
Hiç olmadı, bilimum sevgi/mıncıklama ünlemleri isim oluveriyor. Bkz. Tuçi, Oluş, Kuzuuuu (“u” mutlaka uzayacak)
Sonra internet ortamlarında nick seçmek var bir de… Aman tanrım! Ne meşakkatli iştir! Öyle bir isim seç ki hem kısa olsun, hem seni anlatsın, hem senden önce başkası seçmiş olmasın, hem Türkçe’nin esnekliği sayesinde alaya müsait olmasın, hem cinsiyetini belli etmesin (ademoğulları internetin verdiği “muhteşem” özgürlük ortamında içlerindeki en ilkel yaratığı ortaya çıkarmaya bayıldığı için sıkıysa kadın olduğunuzu belli eden bir nick seçin!) hem de orijinal olsun. Yok devenin nalı!
Benim anlamadığım, bu iş benim için bu kadar zorken insanlar utanmadan çocuklarına isim verebiliyor… İnanılmaz… da… Asıl inanılmaz olan insanların hala doğuruyor olması ya neyse; bu konunun sonu gelmez, başka bir yazıya saklayalım.
Bu isim koymak mevzuu, kendimi bildim bileli bu kadar sıkıntılı bir konu olduğundan kelli ben de işin hilesini buldum tabi: Az bilinen kitaplardaki mümkünse anlamsız isimleri çalıp çırpmak… Ah nasıl bir zevktir bu… En çok da Ursula K. Le Guin ablam yardımcıdır bu konuda sağolsun… Ha, hakkını yemeyeyim bir de uydurukçu arkadaşlarım. Mia diye Çin prensesleri (Çincede böyle bir kelime olabilir mi yahu? Hiç sanmıyorum…) yaratanlar mı dersiniz, Esteb adında çizgi film kahramanı olduğunu iddia edenler mi dersiniz (Bu da bildiğimiz Güneşin Oğlu Esteban’mış meğer, sağlam sıkmış arkadaşım)…
Tabi ki bu blogda kullanacağım isim de böyle bir yerden apartılmıştır… Nereden apartıldığını bulmak size kalıyor; yakında yayınlayacağım “ölmeden önce okunması gereken kitaplar” listemde gizli olacak cevap. (Rım rım rım rım, heyecan yaratalım, Arkası Yarın’cı, sansasyoncu olalım ki takip edilelim.)
Sonuç olarak en güzel çözüm, bence Anarres’in sisteminde gizli: Sıradan bir bilgisayar harfleri rasgele sıralayarak isim yaratıyor ve o isim gezegende yalnız bir kişiye ait oluyor ki soy isme gerek olmasın. Ne kadar rasyonel bir davranış… Böylece, Savaş adında bir çocuk hayatının sonuna kadar yeryüzündeki tüm savaşlardan kendini sorumlu tutmaz ya da Satılmış adında bir genç, ömrü boyunca kimseye güvenememek gibi bir zaafla mücadele etmek zorunda kalmaz. İşin daha da güzel tarafı soy isim olmaması. Soy nedir, soyun neden ismi olur, insanevlatları bir zıkkıma ait olmadan kendilerini uzay boşluğunda mı sanır… Nedir yani nedir?
by Gand
9 yorum:
yüzüklerin efendisi mi yoksa mevzubahis kitap.
nedir yani?
hakikaten nedir kardeşimm:)
Bizim devrimci peder bey, ismimi Devrim, Eylem vb. bir sey koymaya calisirken Nurettin Ersin'in sinif arkadasi dedemin de mudahil olmasiyla daha bir ne kokar ne bulasir olan Baris'da karar kilinmis. Ismimin hakkini verdim mi? (Hakkini vermek) Hayir. Internet aleminde de Canarino'yu sectik ki kanaryalar duysa kahrindan olur, 90 kilo kanarya mi olur diye.
Zaten bizim memlekette isimden kacma sansi da yok. Misal benimkine tepkiler cocukluk zamaninda "Kac karis" ile sekillenirken, blog imtiyaz sahibinin basindan da "Tur at" gecmistir. Keza orneklerden Satilmis icin de "Kaca sattilar len seni eha eha" gecerli.
Aklima sayesinde kucuk capli bir servet kazandigi icin ismini Ertul Cankilic yapmak isteyen bir agabey geldi arada...
metis bilimkurguyla tanıştığımız "ve sonra hiç kalmadı" olmalı kitap.
gandi ve herkes kendi işine baksın...
Cevap veriyorum: Cocuk Kalbi
sw da bir gezegen var bu isimde.
Eric Frank Russell' ın The Great Explosion kitabındaki Gandlerden geliyor olabilir isim.
hoş geldin yerdeniz büyücüsü!
Bir köpeğim var. İsim koyarken aynen yazdığın gibi o sıralar okuduğum kitaptan esinlenerek terakki koydum. Gelgelelim ingilizcenin naifliğinden olsa gerek kimse köpeğimin ismini tek bir söyleyişte telaffuz edemeyince, bende terraki olarak değiştirdim. Bu hayvan herhalde ilk ismini öğrenmiş olsa gerek, ismini değiştirip her terraki deyişimde ortalığa şöyle bir bakıp ön ayağını vucüduna götürerek "Ben mi abi? Bana mı dedin?" bakışı atıyordu. Sonraları alıştı gerçi.
Hoşgeldin Gand ama sen de tam muhalif çıktın. Malüm ülkemizde sesi çatallı çıkanlar hemen sindirilir. Bunun senin için geçerli olduğunu düşünmüyorum çünkü blgo ülke standartlarının dışında.
Peder beyin adı iki adet ve Osmanlıca olunca demiş ki çocuklarıma Öztürkçe ve anlamlı kısa isimler koyacağım demiş. Ablamın ismi Özge benmkisi ise Onat. İsmim yüzünden ne kadar teşekkür etsem azdır babama. Bu nedenle ben de aynı taktikle Öztürkçe ve anlamlı bir isim arıyorum şimdiden daha baba olup olmayacağımı bilmeden
Yorum Gönder