Ne zamandır söylemek istiyorum, bugüne kısmetmiş. Yıllardır amatör şubelerle ilgili taraftarın ilgisizliğinden yakınmaktan bıkıp usanmayan anlayış yine iş başında. Bugün voleybol erkekler play-off 1. tur ikinci karşılaşması oynanacak, detayları aşağıdaki gibi ;
Maç: İstanbul Büyükşehir Belediye - Galatasaray
Tarih: 31 Mart 2009 / 18:00
Salon: Haldun Alagaş
Ben Galatasaray taraftarıyım ve maça gitmek istiyorum. Peki ne yapmam gerekecek? 18:00’de başlayacak maça İstanbul’un bir ucunda olan ofisimden diğer ucundaki salona yetişebilmek için en iyi ihtimal ile 16:00’da çıkacağım. Takım kazandı ve seri bir sonraki maça sarktı, ne olacak? Çarşamba günü yine 18:00’de başlayacak maç için 16:00’da ofisten çıkacağım. Perşembe günü de kız takımın maçı var, onu da izlemek istiyorum. Maç yine 18:00’de, ben yine 16:00’da yollara düşeceğim. Peki Cuma ne olacak? Muhtemelen saat 15:00 sularında muhasebeden alacağım telefon sonrası yine tam saat 16:00’dan ofisten bir daha dönmemek üzere çıkacağım.
Voleybol federasyonu sitesinden play-off takvimine baktım, maçların başlama saatleri ; 15:00, 16:00, 17:30, 18:00. Peki arkadaş, bu maç saatlerini ayarlayan insanların Türkiye’deki mesai saatlerinden ve trafik koşullarından haberi yok mudur? Ya da bu “siz gelmeyin birader, biz kendi aramızda takılıyoruz” anlayışı mıdır?
Eğer bu saatler televizyon yayını nedeniyle ayarlanıyorsa, ülkenin yüzde bilmemkaçının evinde olan dijital platformlar yüzünden geri kalan büyük çoğunluğu neden cezalandırıyorsunuz? Tüm bunları geçtim, bütün bu olanlardan sonra ilgi yok, seyirci yok diye niye şikayet ediyorsunuz.
Bu kadar mantıksızlık bünyeye fazla geliyor..
by Gorky
3 yorum:
O saatlerde maci izleyebilmen de bulamazlar ki..
Voleybol Federasyonu'nun değişme zamanları.
Yine böyle aptal saptal bir saatte oynanan maç ve yine biz o ara işsiz güçsüz ya da işten kaçmış tayfa salondayız.
Çok tanıdık bir Federasyon yetkilisi geliyor karşıdan.Tekaütler ve duayenlerle birlikte oturduğumuz masaya oturuyor.
Hoş, beş...
"Bundan önceki Federasyon çok yanlış saatlere maç koyuyordu. Sizin de bir farkınız yok. Niye böyle?" diye soruyoruz.
"Daha yeni devraldık. Seneye emin olun, çok daha özenli olacağız" diye cevap veriyor.
Üzerinden üç sene, belki artı küsurat geçti.
Velhasıl "Bize yalan söylediler, bize yalan söylediler. Kolpadan bahsetmedileeeer."
voleybolun her zaman üvey evlat olarak kaldığı bir ülkede yaşıyoruz arkadaşlar. Buna rağmen büyük ilerleme var Türk voleybolunda. Gelen dünyaca ünlü yıldızlar da bunu göstermiyor mu?
Yorum Gönder