Futbolda kadro genişliği lafı o takımın o sezon kullandığı oyuncu sayısının az veya çok olmasına göre kullanılmıyor. Zira oyuncu sayısı belli bir rakamı geçtiği anda da o oyuncularla hem birebirde hem de toplu olarak iletişim kurmak ya da antrenman programı hazırlamak çok zor oluyor. Jose Mourinho, bu yüzden Ocak ayında verdiği bir röportajda devre arası transfer döneminin gelmesine çok sevindiğini, zira sayısı 27-28'e varan oyuncu kadrosu ile çalışmakta çok zorlandığını belirtmişti. Bunun ideali 22-24 diyebiliriz. 3 alternatifi olan kaleci dışında her mevkinin mutlaka 2 adayının olduğu ve bazı oyuncuların sahada bir kaç pozisyonda oyanayabildiği bir kadro. Ancak kadro genişliğinin içerdiği başka bir anlam var ki o da kenardaki oyuncuların en az sahadakiler kadar göreve hazır ve hemen hemen aynı kalitedeki oyuncular olması. Bu dengeyi tutturduğunuz zaman bir çok avantaj sağlıyorsunuz kendinize. Hem rotasyon yapma imkanınız artıyor, hem birbirine yakın kalitedeki oyuncuların forma kapma savaşı takımdaki rekabeti ve kaliteyi yükseltiyor hem de maç içerisinde herhangi bir oyuncuyu oyuna sokarken kafanızda bir tereddüt olmuyor. Bu denge sağlandığı zaman başarının geldiğinin en güzel örneklerinden bir tanesi Eredivisie'den. Aşağıda Hollanda Ligi'nde bu sezon yedek oyuncuların attığı gol sayısına göre yapılmış bir sıralama var. Listenin tepesinde AZ var 6 golle. Ligin 11 puanla lideri aynı zamanda AZ. İkinci sıradaki Heerenveen ligde dördüncü sırada. Üçüncü sırada bulunan PSV ise lig beşincisi. Orada ilk dörtte bulunan son takım Sparta Rotterdam'ın sorunu ise hala sezonun sonuna gelinmesine rağmen kadrosunda istikrarı sağlayamamış olması. Tabi işin bir de bu yönü var. Ligin gol açısından altın yedeği ise FC Volendam'lı Melvin Platje. Platje bu sezon oyuna sonradan girerek 4 golün altına imzasını koydu.
Takım | Gol | Takım | Gol |
AZ | 6 | Feyenoord | 4 |
SC Heerenveen | 6 | FC Utrecht | 4 |
PSV | 6 | Roda JC | 3 |
Sparta Rotterdam | 6 | FC Twente | 3 |
Heracles Almelo | 5 | Vitesse | 3 |
NEC | 5 | FC Groningen | 2 |
FC Volendam | 5 | NAC Breda | 1 |
ADO Den Haag | 4 | Willem II | 1 |
Ajax | 4 | De Graafschap | 0 |
4 yorum:
günümüz futbolunda aynı basketbolda olduğu gibi bench'ten gelen oyuncuların takıma yaptıkları katkı artık bir bonus olmaktan çıkıp takımlar için olmazsa olmaz bir hale geldi. ayrıca elinizde ne kadar çok hazır ve kaliteli oyuncu olursa o kadroyu aynı oranda ekonomik ve verimli şekilde kullanma şansınız oluyor. AZ'nin de ligde bulunduğu konumu düşünürsek bu tezin doğruluğu ortaya çıkıyor. darısı 12-13 oyuncuyla oynamaya çalışan takımlarımızın başına..
Galatasaray'ın mevcut kadrosu bu anlamda mükemmel bir kadro. Çok kaliteli oyunculardan kurulu diye iddia etmiyorum ama kadro yapısı olarak çok dengeli olduğunu söyleyebilirim.
Forvet hattında Nonda,Ümit Karan ve Baros var. Üçüde farklı tipte oyuncular ve bir teknik direktör mevcut skora göre ne yapmak isterse birini çıkartıp, diğerini oynatabilir. Misal skoru korumanız gereken bir maçta oyun sıkışırsa ve ileri atılan toplar duvar gibi geri dönerse, Nonda'yı sokup takımı rahatlatabilirsiniz.Baros ile maça başlayıp rakip defansın arasına atılan her hızlı topta onu gol pozisyonuna sokabilirsiniz. Oyunu rakip sahaya yıkmasına rağmen bir türlü gol atamıyorsanız Ümit'i devreye sokup gol bulabilirsiniz.
Kanatlarda Arda ve Kewell gibi hem sağda, hem solda oynayacak tipte iki oyuncunuz var. Bu adamlar ters kanatta oynayıp içeri kat edip süpriz goller atabilirler. Yada kullandıkları ayaklara uygun biçimde kanatlara yerleştirilip, bireysel becerileri ile 0 çizgisine inip asist yapabilirler.Kısacası rakibin göbekten delinemeyeceğini anladığınız maçlarda bu adamların oynadığı kanadı değiştirip alternatif bir plan yaratabilirsiniz. Rotasyon için genç yetenek Aydın Yılmaz'ı kullanabilirsiniz.
Orta sahanın ortasında Ayhan ve Barış gibi iki adet dinamik ve top tutan oyuncu kullanabilir yada duruma göre Mehmet Topal-Linderoth ikilisine direk kesici rol verip rakibin çıkmaması için baskı yaptırabilirsiniz.Bu dördünden ikisi mevcut duruma göre oynatılabilir kısaca.
Elinizde Lincoln gibi bir çilingirin olduğunu bilerek, bütün ortasaha ile forvet arasındaki bağlantıyı ve pas trafiğini bu adamın bireysel yeteneğine bırakabilirsiniz.
Defansınızda Meira, Servet, Emre A. gibi kule vazifesi gören oyuncularınız sayesinde Türk takımlarının yan top hastalığına çare bulabilir, alternatif olarak Emre Güngör gibi bir kesiciyi kullanabilirsiniz.
Sağ ve sol bek oyuncularınızı kolay geçebilecek maçlarda dinlendirebilirsiniz.Ne de olsa elinizde Sabri, Serkan Kurtuluş, Volkan Yaman,Hakan Balta var. Biri diğerinin yaptığı işi yapamaz belki ama rotasyonda o kadar da sırıtmazlar.
Yada 2 senedir Lincoln'ün yaptığı her terbiyesizliğe göz yumarak bugün gelinen noktaya gelinmesine yardımcı olursunuz. Tüm defans oyuncularının sakat olduğu bir ortamda Meira'yı satarsınız ve takımın sol bekini defansın göbeğinde oynatmak zorunda kalırsınız. Sene başından beri sakat olan ve iyileşmeyeceği belli Linderoth için bir b planı yürütemez, takımın ortasahasını Mehmet Güven'e bırakırsınız. Nonda ve Ümit Karan'ı ihtiyacın tam tersi olan maçlarda oynatıp mental olarak bitir, form durumları hakkında da uyarma gereği bile duymazsınız.Sağlık ekibiniz önüne gelen her oyuncuyu yeterli sürelerde tedavi edemez yada tedavi edilen oyuncuların sakatlıkları sürekli nüksetmesine rağmen "hoop bilader n'oluyo burada?" demez, aksine yanlış giden birşeyler olduğunu asla kabul etmezsiniz...
Evet, tüm bunları yaparak, oldukça dengeli gözüken bir kadroyu, oldukça dengesiz bir hale getirebilirsiniz.
Galatasaray'da Aydın Yılmaz, Mehmet Güven ve Yaser Yıldız ligde toplam 37 maçta oynamışlar. İlk onbirde sahaya çıktıkları sayı ise yalnızca 2. Tabii ki 2 maçta oynayan isim Aydın. Süper ligimizde de en çok oyuna sonradan giren isim Ankaragücü forması giyen Metin Akan. 16 kez bu şekilde oynamış, onunki biraz alışkanlık olmuş galiba..
http://puanyadapuanlaristiyoruz.blogspot.com/2009/03/super-ligimizin-yedekleri.html
Huysegems hâlâ Twente'de olsaydı ilk sırada kuvvetle muhtemel Twente olurdu.
Yorum Gönder