16 Mart 2009 Pazartesi

HAFTASONU NOTLARI - 7



Benim için erken mesai hafta sonları başladı. Cuma sırası Fenerbahçe'ye geldiğinden birkaç hafta böyle gideceğiz. E iyi aslında, erken başlıyoruz haftasonuna bahaneyle.

* Cuma akşamı yine metrobüsü kullanarak geçtik stada. Bu kez daha düzenliydi diyebiliriz. Gerçi yine jeton alacak gişe yok, turnikelerde sizi bir amca karşılıyor ve onun akbiliyle geçiyorsunuz. Neyse izdiham olmaması ve 25 dakikada stada varmak güzel.

* Bizim tayfa bu kez yolda çok şehit verdi. Birinin hanımının hastalığı, öbürünün uzayan toplantısı, diğerinin taşınma telaşı derken, pek çok Fenerli geçinenden daha çok maça gitmiş Beşiktaşlı Ufuk'a bir İstanbul'a hoşgeldin hediyesi oldu maç. Aylardır Ankara'da asosyallikten ölen adama birkaç panzehir verdik haftaiçi, cuma da tam ilaç oldu. Gelgelelim ne kötü bir oyundu sahadaki-Fenerbahçe açısından tabi ki? Yani evet, çok kötü maçlar izledik, çok kötü oyunlar gördük, ama böylesini hiç görmemiştim. Ne yaptığını bilmeyen, savruk! Aslında oyun anlamında sorun belli galiba. Haftalardır alışılan Emre-Deivid ikilisinin takımı ileriye taşıması rutini bu hafta askıya alınmak durumunda kalınca, orta saha çok aksadı. Selçuk'un hazır olmaması ve üstüne sarıyı görmesi durumu iyice zorlaştırdı. Alex fazla önde, Uğur fazla dağınık, Kazım her zamanki gibi olunca işler iyice sarpa sardı. Eh bir de Gökhan Gönül'de artık çok belirgin bir şekilde farkedilen "Kazım'la oynayamama" sendromu da eklenince, takımın tüm yolları tıkandı. Sonuç dakikalarca gelmesi beklenen rakip golünün 88'de gelmesi. Sonrasında da beyhude çabalar.

* Kocaelispor'u takdir etmek lazım. Son 4 maçtan 8 puan, ki bu son 4 maçın 3'ü önemli deplasmanlar: Fenerbahçe, Galatasaray, Bursaspor. İmkansızı başarma yolunda sağlam adımlar atan Erhan Arslan'ı tebrik edelim buradan ve Kocaelispor'un neler yaptığını daha fazla araştırıp anlatma sözü verelim.

* Volkan Babacan'ı ıslıklayanların hepsini ıslak havluyla dövsek mesela?

* Sinirlenmemek lazım, devam edelim. Sivasspor'un sezonunun dönüm noktası olarak Murat Duruer'in bomboş kale yerine direğe nişanladığı topu gösterebilir miyiz? 2 haftalık kazanamamanın ardından Ankara'da da puan bırakılsa, Sivas'ta keskin düşüşünün başlayacağını garanti edebilirdik. Ama o direk ve ardından Mehmet-Kamanan ikilisinin golleri işleri terse döndürmüş. Futbolcuların kendisine selamına buz gibi ifade ve asık suratla bakan Bülent Uygun'u da not edelim kenara.

* Fazla cafcaflı başlamış Beşiktaş-Gençler maçı. Cumhurbaşkanına hoşgeldinler falan. Tribün şov da iyiymiş, giden arkadaşlar anlatıyordu bugün. Sonra da stat istemişler cumhurbaşkanından herhalde. Şu an bir dua etmek istiyorum: "Rabbim, n'olur İnönü Stadı'nın yıkıldığını bana gösterme." Evet, bitti. Beşiktaş da epey tıkanmış ama çilingir Yusuf, kilidin içine girip pozisyonu hazırlamış. Beşiktaş gittikçe iddialı duruma geliyor ama son yıllarda bu zamanlar hep iddialı konuma geliyorlardı - evet herkes aynı şeyi söylüyor biliyorum. Haftaya yine kilit çözücü maçlardan birisi var. Gerçi bu seneki kilit çözücü maçların hepsi berabere biterek zincire bir halka daha ekliyor, hadi bakalım.

* Hani derler ya bazı maçlarda, rakibi durdurduk ama kendi savunmamızı durduramadık diye. Hah onu diyenler Emre Toraman'ın bu performansını bile düşünememişlerdir herhalde. Şık iki vuruşla Eskişehirspor'u karambole iten Emre Toraman, inişli çıkışlı kariyerinde yeni bir alan yaratarak haftanın notlarına girmeyi başarıyor. Talihsiz bir şey tabi ama herhalde birkaç gün sonra takım arkadaşları bile dalga geçmeye başlayacaktır kendisiyle: "Abi kanat toplarında Emre'yi tutun çok etkili, kaleyi cepheden görünce affetmez, direk dibine bırakır!"

* Trabzonspor-Galatasaray maçı da sıkı geçmiş (Yine özetten konuşuyorum). Hakemin kararlarının tartışılacak çok tarafı var, ama biz golleri konuşalım. Alanzinho'dan tokat niteliğinde bir cevap diyebilir miyiz o gol için? Sırf bu gol için geldiyse bile benim kabulüm. Colman'ın da çabuk ve sert vuruşu güzel, sonraki Güney Amerika kokan sevinci daha bir güzel. Ama Baros'un o ustaca son vuruşu en güzel. Forvet gibi forvet adam kendini belli ediyor.

* Milan 5 çekerken, Pato yine bir acaipti. Bu çocuk çok can yakacak. Barcelona gol atamamış lan dakka 54 diye açtık ntvspor'u, iki cambazlık yapıp attı yine adamlar. Bunlar iflah olmaz. Fransa'da da acaba PSG lider mi bitirecek haftayı derken Marsilya daha seri çıktı. Gerets'e şampiyonluk yakışır!

* Haftasonu Ülker baskını vardı internette. Baros'un reklamdaki "abanmak yok, teknik vuracaksın" penaltısını sen atıyorsun, iyi numara. Fakat gol atmak pek mümkün değil, gidip direğe çarpıyor top, sitenin ortasına düşüyor. Saha ortalarında da maç öncesi futbol nerede biz oradayız pankartlarıyla, ilgilerini iyiden iyiye bu yöne çevirdiklerini belli etmişlerdi. Basketboldan sonra burada da daha fazla sahiplenir olacaklarını öngörebiliriz. Deivid, Rüştü, Delgado, Gökhanlı reklam videoları ve çekimlerin perde arkası da şurada.

* Ama o anladı, o beni anladı, dibine kadar dibine kadar! Duman'ın yeni albümüne iki gün kaldı.

* Yine karıştı alt taraf üst taraf. Antalya'ya nefes, Belediye'ye ateş. Aynı nefes Antep'le Bursa'ya, ateş Konya'yla Eskişehir'e. Kocaeli, Hacettepe direniyor. İki kazanamayanın maçında yine kazanan çıkmamış, ama Ankaraspor'un kafayı taşlara vuran taraf olduğu aşikar. 2-0'dan sonra ne goller kaçırmışlar öyle? Bu maçın golleri de mutlaka izlenmeli. Ligin tescilli uzaktan golcüsü Bilal'den harika bir şut ve Cangele'den eski günleri hatırlatan hareketler.

* TRT 2'de 85-86 sezonu özetlerini yakaladım pazar günü. Zeminlerin hali neymiş öyle yahu? Oynanan oyunun futbolla uzaktan yakından ilgisi yok. Goller, pozisyonlar bambaşka bir oyunu andırıyor sanki. Fakat tribünler yine tıklım tıklım! Hem de hava durumu, şehir farketmeden! Sahayla tribünlerde farklı gelişmeler görüyoruz 20 senedir. Sahada oyun iyileşirken tribünler boşalıyor. Bir şeyler yapmak lazım vakit geçiyor!

* Ibrahimovic'in ikinci golünü de görmek gerek. Golden sonra Mutu'nun İbo'yu tebrik etmesi de oyunun güzelliklerinden herhalde.

* Mart'ı da yarıladık, kopan bir şey yok. Türkiye, Almanya, Fransa ayrı bir güzel. Aynı heyecanın Nisan'a da sarkmasını dileyip, bu haftaki listeyi de kapatalım.

by tunchay

3 yorum:

Yigit dedi ki...

*Bir düzeltme,teknik direktörümüzün adı Erhan Aslan değil Erhan Altın.Karıştırılması normal zira Erhan Aslan da teknik direktörlüğümüzü yapmıştı bir zamanlar :)

Raziel dedi ki...

Ibrahimovic'in golü müthişmiş hakkaten. Spartak Moskova-Zenit maçında Pogrebnyak'ın frikiği de görülmeye değer..

Diğer maçları akşam Ntvspor'da Gol programında izliycez artık. Özellikle programın sonundaki "haftanın en güzel golleri" kısmını izlemesini tavsiye ederim herkese.

Adsız dedi ki...

inönü'deki tribün şov cidden çok başarılıydı; şampiyonluk kutlama provaları bunlar söliim... ayrıca Ülker bannerındaki topla oynama olayı da güzel olmuş; keşke bi oyun yapsaydılar da devam etseydik oynamaya...