ULTRAS JUVENTUS

Herkes yıllardır merak eder bu Juventus dünya çapındaki böyle popüler iken, İtalya’da kupa üzerine kupa koyarken maçları neden dolmaz? Tamam Torino’da Toro şehre hakimdir ama Juventus neden diğer iki büyük camia Inter ve Milan gibi koreografiler yapamaz? Juventus’un acaba gerçekten dışarıya verdiği imaj çerçevesinde sağlam ultraları yok mudur? Bu yazıda Juventus Ultralarının tarihsel sürecine göz atacağız.

1968’de Fossa Dei Leoni ve 1969 yılında Boys SAN’ın kurulmasıyla Milano takımları artık kendilerini hem İtalya hem de dünyanın dört bir yanında yalnız bırakmayacak taraftar gruplarına kavuşmuştu. Ancak gerek kazandığı başarılar,gerekse de taraftar çoğunluğu ile çizmenin en büyük camiası olan Juventus’un böyle gruplara kavuşması 1970’li yılların ortalarına rast gelecekti. İlk kurulan gruplar Venceremos ve Autonomia Bianconero idi. Bu gruplar aşırı sol eğilime sahip, organize olmaktan çok uzak, sadece yakın arkadaşların maçı beraber izlerken kendilerine isim ekleyerek oluşturdukları amatör gruplardı. Bu sebeple Juventus tribün tarihine ilk olarak geçen gruplar 1976 yılında kurulan Fossa dei Campioni ve Panthers’dir.

1977 ise Juventus tribün tarihinin esas kurulduğu tarihtir diyebiliriz. O yıllarda Torino şehrinde ve Juventus tribünlerinde resmen bir efsaneye dönüşen ve tüm gençlerin peşinden koştuğu Beppe Rossi, ünlü Fighters grubunu kurar.

80’li yıllara bu tabloda girilirken,yeni gruplar yerlerini almaya başlarlar. Gioventu Bianconera, Area Bianconera ve Indians bu grupların küçük olanlarıydı. Ancak esas büyük değişim Viking ve N.A.B (Nucleo Armato Bianconero) gruplarının kurulması ile başladı. Fighters o ana kadar holigan eylemlerinden uzak durmuşlardı. Viking ve N.A.B deplasmanlarda veya iç saha maçlarından önce karşı takım taraftarlarına saldırmaktan ve mevzu yaratmaktan çekinmiyorlardı. Ayrıca bu iki grup önderliğinde de Avrupa Kupası maçlarında ilk deplasman organizasyonu yapıldı (1983,Liege deplasmanı).

1987 yılında önemli bir gelişme yaşanır ve Fiorentina deplasmanında çıkan büyük olaylar sonucunda, Fighters grubu kendilerini feshetme kararı alırlar. 10 yıllık efsane grup dağılmıştır. Ancak grubun ağır topları, Stanley Kubrick ustanın ünlü filminden yola çıkarak Arancia Meccanica ( Clockwork Orange ) adlı yeni grubu hemen kurarlar.

Ancak o yıllarda başta İngiltere olmak üzere,her yanı saran holigan olayları nedeniyle, polisler tribün gruplarına adeta göz açtırmıyorlardı. Pankartlar,logolar,grup isimleri tek tek kontrol ediliyor ve ırkçılık,şiddet çağrışımı vb. hadiseler içeren her şey yasakalanıyordu. Arancia Meccanica da isim olarak İtalyan polisine fazla şiddet yanlısı geldi ve isimleri değiştirilmeye zorlandı. Burada tribün tarihindeki güzel olaylardan biri gerçekleşti ve grubun adı Drughi olarak değiştirildi. Drughi, aynı filmdeki çetenin ismiydi ve İtalya polisi bu durumun farkına yıllar sonra varacaktı.


Bundan sonra Drughi her geçen sene popülaritesini artırdı. 1988’den 1996’ya kadar üye sayıları 10.000’i aştı. Bu arada 1993 senesinde Drughi içindeki eski Fighters üyelerinden bazıları tekrar Fighters’a hayat verdiler. Artık La Curva Sciera’da kıdem sırasına göre tam ortada Drughi, hemen onların sağ tarafında ise Fighters oturuyordu.

1996 senesinde Roma Olimpico’da Juventus kıtanın en büyük kupasına uzandıktan sonra, yazın Juventus CurvaNord’unun tüm grupların reisleri,ileri gelenler toplandı. Aynı Roma tribünlerinin CUCS’u (Commandos Ultra Curva Sud) zamanında kurdukları gibi, tek çatı altında toplanma kararı çıktı. Tüm gruplar Black and White Fighters Group bünyesinde toplanacaktı. 20 yıllık mazisi ile Fighters, bu yeni oluşumun isim babalığını fazlasıyla hak etmişti.

Bu periyot öncesi, Juventus tribünlerine damgasını bırakmış bir diğer oluşum da Irriducibili Vallette grubuydu. 1990 yılında Torino kentinin Vallette bölgesindeki taraftarlarca kurulan grup, beklenmeyecek derecede organize olarak yerini aldı. Sürekli güçlenen ve taraftarlar arasında da çosevilen Irriducibili, 2002 senesi başında alınan kötü sonuçlar nedeniyle Lippi ve klübe resmen savaş açtı. Her maç protestolardan Lippi ve yöneticiler en sert dozajda nasiplerini alıyorlardı. Juventus klübü, taviz vermeme adına Irriducibili’ye deplasman bileti sağlamayı kesti. Lippi ile aralarını düzeltseler de yönetim ile köprüler artık atılmıştı ve sonunda grup feshedildi. Kazanan Juventus yönetimiydi.

Bu kararı takiben Juventus yönetimi yeni bir proje hazırladı. İtalya ve tüm dünyadaki Juventus Fan Club ve taraftar sitelerini tek bir çatı altında toplayan Juventus Centro Coordinamento Club oluşumunu tribüne taşımak istediler. Büyük bir pankart hazırlayıp, buraya bu klübe bağlı taraftarları oturtmak istediler. Ancak sonuç tam bir fiyasko idi. Proje gerçekleşemeyecekti.

Son yıllara kadar böyle gelen Juventus tribünlerinde şimdilerde yeni bir soluk olarak Noi Soli grubu da yer almakta. Noi Soli 2002 sezonunda kurulmasına rağmen, kurucularının eski Viking üyeleri olması sebebiyle bu işe aşinaydılar. Ancak ilk yılları zorlu geçti. Juventus-Newcastle United Şampiyonlar Ligi maçında, eski Irriducibili üyeleriyle aralarında kavga çıktı. Buna rağmen pes etmeyen Noi Soli, Fighters’dan izin alarak pankartlarını CurvaNord’un ilk katına asmaya başladılar. Fighters ile araları iyi olduğundan halen ve uzun soluklu bir şekilde tribünde devam etmekteler.

Juventus tribünlerindeki son büyük olay ise Viking’in 2003 senesinde tekrar kurulması idi. Eski pankartlarını ve logolarını kullanan Milano menşeyli bu grup, eskiden klüple ve polisle pek çok kavgaya girdiği için, eski pankartlarını şu anda Delle Alpi’ye sokamıyorlar. Sadece deplasman maçlarında pankartları asabiliyorlar. Çünkü Viking eskiden polis ve karşı takım taraftarlarıyla çok büyük olaylarda hep vardı. İtalya’da çok çekinilen ve korkulan bir gruptu. Ancak 1998’de çalınan bir pankart ve kendi iç çekişmeleri sonucunda aynen FDL (Fossa dei Leoni ) gibi kendilerini feshetmişlerdi.

Juventus tribün tarihine baktığımızda ; kulüp başarılar ve popülaritesine oranla daha eski ve büyük bir grup olmalıdır diye düşünmeden alamıyorum kendimi. Özellikle de Inter ve Milan en büyük rakipleri olarak karşılaştırıldığında, onlarınki kadar eski, istikrarlı grupları olmamıştır. Bu handikapı da aşırı sertlik yanlı tavırlarıyla dengelemeye çalıştıklarını görüyoruz. Herkesin dediği veya düşündüğü gibi kötü bir tribünü yok Juve’nin, ancak çok daha iyi olması da bir gerçek.

















Bu enfes yazı için CurvaNord'a çok teşekkürler.