6 Nisan 2009 Pazartesi

SINIRDAN NOTLAR


























Günü kapatırken Iron Maiden fonunda uzaklardan bir metinle kapatalım. Tabi şarkı da metne uygun, yapılmış en güzel savaş karşıtı albümlerden "A Matter Of Life and Death"den "For The Greater Good of God"...Dönüşte yazar kadrosuna katılması için yerini hazır tuttuğumuz "asker"den şafak 37 notları, askere gitmek üzere olan arkadaşlara duyurulur.

Please tell me what life is
Please tell me now what love is
Well tell me now what war is
Again tell me what life is





5 ay nedir abi, göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Hem çok iyi zamanda gidiyorsun, piyasalar alt üst, git gel arkadaşım. Oğlum önünde engel, bir an önce yap da gel, yaşın ilerledikçe daha da zorlaşır. Kışın günler kısa, soğukta eğitim meğitim olmaz, yatarsın" dediler gaza getirdiler. Aldığım gazla, hazır işten de çıkmışken bozdurdum tecili, 325'inci kısa dönem oldum birdenbire. Arkadaş, ne çok üçkağıtçı varmış çevremde, gidip gelenlerden biri de demez mi; "Oğlum bırak, git bir yurtdışı kapısı aşındır, ne aşındırması, kapılarında yat, çile doldur, yalvar yakar; olmadı kaçmayı dene, ankastre serilerinin içinde italya'ya adam kaçıran çok güvenilir bir abim var, al bu da numarası" diye. Bu deneyim, çevremdeki insaları tekrar gözden geçirmeye yöneltti beni. Listeledim bu isimleri, bir bir çizdim üzerlerini. Askerliğini yapmış bütün erkekler elendi, Flying Dutchman de bu gruba giriyor. İşte bu yazı da ona sitemim olsun, ahali sitenin kurucusunun bilinmeyen yönlerini öğrensin, gizlisi saklısı kalmasın.

Bütün terslikler askerliğimi Ardahan'da yapacağımın belli olmasıyla başladı. Aylardan aralık ve ben hava durumlarının eksi derecelerinde rekor üstüne rekor kıran iline gidecektim. Ve gittim... İlk gün Ardahan'ın merkezinde geçireceğim çarşı günlerinde nereye giderim, ne yiyip içerim diye etrafa bakınmam pek bir işe yaramadı. Çünkü meğer acemi birliğim Ardahan'ın Göle ilçesinde, usta birliğimse Çıldır ilçesinde olacakmış. Göle 2.300 metre yüksekliğiyle Van Doğubeyazıt'tan sonra Türkiye'nin en yüksek yeriymiş, gidince öğrendik. Bunun hakkını bize burun kıllarımızı donduran (abartmıyorum, her sabah çatır çatır sesler geliyordu burunlarımızdan) soğuğuyla verdi. İçtimalar ve eğitimler, ciğerlerimizi dondurdu, tabii hasta olmayan kalmadı. İşin manyakça tarafı, bu soğuğa rağmen psikopat Teğmen önderliğinde bize emirle futbol oynatılmasıydı.


Usta birliği Çıldır'da hala devam ediyor. Son 37 güne giriyoruz artık. Gürcistan ve Ermenistan sınırını koruyan taburun, bir bölüğünde, iki karakolla, bol nöbet ve kendi adıma santral işletmenliğiyle son aya yaklaştık. Şampiyonlar Ligi ve UEFA finalleriyle sezon sonuna İstanbul'a ayak basacağım inşallah.


Ve bu yazıdan iki mesaj çıksın okuyana: 5 ay hiç de göründüğü gibi az değil, dolduruşa gelmeyin, askere gitmeden önce gerçeklerle yüzleşin, -20 derecede futbol oynamaya yeltenmeyin!

2 yorum:

Ayberk dedi ki...

323. kısa donem olarak Antalya'da yaptim Ağustos 2008 - Ocak 2009 arasi. Acemilik Akseki'de. Usta birligi Alanya İncekum Jandarma Karakolu'ndaydi.
Kurye ya da bir diger tabir ile dis postaydim. Butun gunum sivil kiyafetle Alanya ilcesinin icinde geciyordu. Karakoldan sabah 8'de cikip aksamustu 6'da donuyordum.
Askerlikle alakasiz gozuken tum bu olumlu sartlara ragmen sunu soyleyebilirim.
Hayatimin en kotu donemiydi. Henuz yapmamis olanlar ne yapsin etsin bir sekilde ya hic yapmasin ya da minimum sure yapmanin yollarini bulsun.

varol döken dedi ki...

ben şöyle demişimdir hep, kendinden kaçamadıkça askerden kaçmaya çalışmak gerekli değil ve mantıksız olan askerler, askerlik değil...

yine de siz bilirsiniz ama okumayı, kafa dinlemeyi, biraz da kulaklarını tıkayabilene güzel bir deneyimdir asker ocağı...

yurtdışına da gezmeye çıkarsanız daha çok keyif alırsınız, valla bak...

- ulan senin tuzun kuru ben de yapsam izmit'te askerlik ben de atar tutarım böyle!

- niye öyle diyorsun abi, arkadaş gel torpil yapalım dedi de, istemem ben nereye gitsem razıyım demedik mi?

- ya bırak bir de denizciydin sen...

- fış fış kayıkçı, abuguburubu böreği...

(aha oldum dedim, dinlemedin daçmin efendi, blogsigortası var mı sizde, joe bey dark ale terapisi istiyorum)