Hafta sonu Cesc Fabregas ve Emanuel Adebayor sakatlık devrelerinden sonra Arsenal formasına geri döndüler. 2-0 kazandı Arsenal Manchester City önünde. Böylece üstüste dördüncü maçta hanelerine 3 puanı yazdılar. Ama bu seferki çok başka bir 3 puandı. Arsenal'i en son geçtiğimiz yılın başında böyle görmüştüm. Hani kimsenin takip edemediği o baş döndüren pas trafiği. City'li oyuncular neye uğradıklarını anlamadan maçı bitirdiler, Fernandez ile 2 gol pozisyonları var o kadar. Robinho pek ortada görünmedi. Ama daha önemli olan yukarıdaki ikilinin sakatlıktan dönmesinin Arsenal'e kattığı güç. Gollerin ikisi de Adebayor'dan, ikisi de Fabregas'tan. Hele Fabregas'ın dönüşü inanılmaz oldu. İspanyol oyuncunun takımın pas trafiğine yaptığı katkı ve Arsenal'i bildiğimiz havaya büründürmesi çok önemli. Dolayısıyla bu ikilinin dönüşü skor anlamında değil oyun karakteri açısından da incelenmesi gereken bir durum. Arsenal Fabregas'ın forma giydiği son maç olan 6 Aralık'taki Wigan Athletic maçında 461 pas yapmış maç boyunca. Fabregas o maçtan son cumartesi gününe kadar oynamadı. Arsenal'in kazandığı son 3 maçta yaptığı pas sayısı 411, 349 ve 395. Fabregas'ın dönüşü ile yukarıda gördüğünüz gibi bu rakamı 481'e çektiler. Lig lideri Manchester United, Villa önünde kazanırken 402 pas yaptı örneğin. Tabi bunda Adebayor gibi hem duvar hem de son vuruşçu olarak kullanılabilecek bir forvetiniz olmasının etkisi büyük. Bu iş belli ki Arsene Wenger'in "manevi oğlu" Nicklas Bendtner ile olmuyor. Danimarka'lı oyuncu her iki fonksiyonda da Adebayor'un bir hayli gerisinde kalıyor. Van Persie de hala 3 maçı aynı çizgide oynamayı başaramadı bir türlü. Wenger gelecek sezon o bölgeye mutlak suretle bir alternatif hücum oyuncusu transfer edecektir.
Değinilmesi gereken bir başka nokta aşağıda gördüğünüz
Arsenal'in sağ kanadı. Bacary Sagna ve Theo Walcott'un oynadığı kanat maç boyunca 100 pas üretti ve bunlardan sadece 17'si başarısızdı. Daha da önemlisi bu 17 hatalı pasın hiçbirisi Arsenal'in sahasında değildi. Aşağıdaki kırmızı noktalar hatalı pasları gösteriyor. Sagna'nın "hücumcu bir bek nasıl olur"un dersini verdiği bir maç olduğunu rahatlıkla görüyoruz. Kendi sahanda rakibe, tehlike yaratacak bir top hediye etme ve öndeki açık oyuncuya sürekli destek ver. Tabi arkada böyle üretken bir bek olunca uçtaki Walcott da, defans tarafını pek düşünmeden kendini tamamen hücuma organize edip etkili olabiliyor. Fizik yapısı ve oyun stili açısından Theo Walcott'a oldukça benzeyen
Arda Turan'ın sadece 60 dakikayı çıkarabilmesinin ardında sadece kendi kondisyon eksikliğinin değil, arkasında Sagna gibi bir bek olmadığının anlaşılması için bir örnek daha.
1 yorum:
ohannesburg demek istiyorum ilk resim için, neredeyse saha gözükmeyecek mavi noktalardan..
Yorum Gönder