30 Nisan 2009 Perşembe
TURKISH DELIGHT'TAN YOLUN SONU
Geçtiğimiz hafta Türk basınına Tugay Kerimoğlu'nun Blackburn'ün halen yeni sayılabilecek hocası Sam Allardyce tarafından reserve takımına gönderildiği ve bunun milli oyuncu için bir şok olduğu haberi yansıdı. Tabi altı biraz boş bir haberdi zira İngiltere'de futbolcuların reserve takımda maça çıkmalarının bir çok sebebi var. Sakatlıktan dönen oyuncuyu futbola alıştırma gibi(Arsenal-Eduardo örneği gibi), A takımda oynamayan ama her an görev alabilecek futbolcunun formda kalmasını sağlamak gibi (Manchester United-Darren Fletcher örneği gibi) veya gerçekten o oyuncunun kadroya giremeyecek durumda olması gibi (Chelsea-Shevchenko örneği gibi). Bir de tecrübeli oyuncuların genç oyunculara oyun içindeki yeteneklerini geliştirme açısından örnek olma amacıyla da reserve takımlara gittikleri oluyor. Tugay'ın geçen haftaki de böyle bir karardı. Blackburn Rovers reserveleri Wigan'ı deplasmanda 3-1 mağlup ettiler, Tugay da 77 dakika oynadı. Ardından geçen cumartesi Tugay A takımla ilk onbirde sahadaydı. Dolayısıyla ona karşı Allardyce tarafından alınan bir tavır yoktu. Dolayısıyla Daily Mirror ve bu haberi kopyalayan Türk basını yanıldılar. Ama ortada bir Allardyce gerçeği var onu belirteyim.
Öncelikle söyleyeyim ben bu Harry Redknapp ve Sam Allardyce'a bir türlü ısınamadım. Soğuk, mesafeli, mahkeme duvarı suratlı, sürekli yüzlerinde bir memnuniyetsizlik ifadesi olan 2 adam. Blackburn'ün Allardyce seçiminin çok iyi bir karar olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Allardyce'ı Newcastle'ın başında iken de hiç sevmezdim. Zaten kariyerinde de Bolton'la aldığı bir UEFA Kupası vizesi dışında tek bir kupa bile yoktur. Ha hocalık kariyerinin başında İrlanda Ligi'nde Limerick FC ile kazandığı şampiyonluğu bir kenara bırakıyorum. İngilizlerin tabiri ile "Big Sam" gelecek yıl Rovers ligde kalsa da kalmasa da kadroda büyük değişiklikler yapacak. Takımın iskeletinin tamamiyle değişmesi bekleniyor ve bu süreçte Allardyce Tugay'ı planlarna dahil etmeyecek burası kesin. Bu hafta içi Tugay ile Allardyce bir araya geldi ve gelen haberlere göre yeni sezonda pek düşünülmüyor. Ama zaten geçtiğimiz yıl da bir jest sonucu 1 yıllık ek bir kontrat önerilmişti. Kontratı bitiyor doğal olarak. Büyük ihtimal bu sezonun son haftası onun son çıktığı maç olacak kariyerindeki. Beni düşündüren arasının çok iyi olduğu Mark Hughes dönemindeki görevi bıraktıktan sonra kulüpte antrenör olarak görev alma konusunun ne olacağı. Allardyce bu konuda da bir terslik çıkarabilir, bereket Rovers başkanı John Williams Türk oyuncuyu çok seviyor. E tabi 8 senedir taraftarların sevgilisi olan ve 300'ün üzerinde maça çıkmış adamı seversin.
Bu arada Blackburn taraftarları hadiseyi hemen sanal ortama taşımışlar. Facebook'ta Norveç'li bir gencin kurduğu "Tugay'ın jübilesi, 10 yıllık hizmetin bedeli" şeklinde çevirebileceğimiz bir grup var. Şuradan ulaşabilirsiniz. 19 Aralık 2008'de kurulan grubun çoğunluğu İngiltere'den 4.568 üyesi var şu anda. Bir tür Fenasi bey fenomeni yaratmak istemem ama üye olabilirsiniz. Grupta çok hoş resimler de var söyleyeyim. Şunu artık rahatlıkla söyleyelim, Tugay Türk insanını yurt dışında en pozitif şekilde temsil eden adamlardan beri (sadece futbolcu değil tüm meslekler dahil). İngiltere'de ön yargıyla bakılan bir milletin nasıl kendini sevdirebileceğinin de kanıtı. İşine saygı, istikrar, spekülasyondan uzak durma....Ne yazsak az...Çok yazdık zaten...Gruptaki bir Rovers'lının cümlesiyle kapatalım yeterlidir. Shearerların, Andy Cole'ların, Chris Suttonların geçtiği bir kulüpte onun için şöyle deniyor.
"Absolute legend, best player I've seen in a the blue and white halves".
"Tam bir efsane, mavi beyaz formada gördüğüm en iyi oyuncu".
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Facebook grubuna baktım. Nasıl mutlu etti bilemezsiniz. İngilizler bu tip şeylere çok önem verirler, Big Sam önem vermese de başkan verir. O önemsemezse taraftar kendi içinde bir tören yapar, yine onurlandırır Tugay'ı.
Geri dönmesini, engin futbol bilgisini ve -en önemlisi- görgüsünü Türk futbolcularıyla paylaşmasını isterim. Geleceğin Milli Takım antrenörüdür bana göre. Ama İngiltere'de kalmayı, çocuklarını orada büyütmeyi ve futbolu orada yaşamayı tercih ederse de saygım sonsuz. Ülkesini en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğini ama en önemlisi bir futbolcu veya Türk olarak değil, doğru düzgün bir insan olarak genç nesillere birikimini aktaracağına inancım tam.
ferguson'un tugay'ın taraftarlar tarafından yılın oyuncusu seçildiği sezon sanırım, tam emin değilim bir sözü vardı; 10 yaş genç olsa kesinlikle transfer ederdim diye. bu bile kendisinin ne kadar değerli olduğunu belirtiyor sanırım.
ntvspor da Dutchman'den sonra sitesine tasimis bahsedilen grubu.
ntv ile olan bir röportajında çocukların eğitimi yüzünden ingiltere'de kalacağını, yani onlar üniversite çağına gelene kadar, artı vatandaşlık başvurusunda bulunacağını söylemişti
zannetmiyorum buraya döneceğini, ben de olsam manchester'da otururken ve bu kadar sevilirken dönmezdim
bir fotoğrafta "god" olarak etiketlenmiş bir hayran tarafından...
daha da söylenebilecek bir şey yok heralde.
vodafone a bulaşmasaymış daha iyiymiş. Neyse en azından inghilterra da izlenmiyor bu reklamlar.
Yorum Gönder