11 Mayıs 2009 Pazartesi

ARSENAL'DEN "PAS"























Chelsea hafta içindeki sarsıntıdan sonra hafta sonunda bir derbide alabileceği en iyi sonucu aldı Arsenal karşısında. Guus Hiddink göreve geldiğinde asli görevi Scolari'nin elinde giderek tehlikeye atılan Şampiyonlar Ligi vizesi idi. Artık üçüncülük koltukları da garanti. İkinciliği kovalıyorlar. Arsenal için ise işler bu sezon zaten bitmişti ama Arsene Wenger'i asıl düşündüren gelecek sezonki performansın ne olacağı. Yaklaşık 3-4 yıldır uğraştığı ve yaratmaya çalıştığı genç-dinamik-baş döndürücü pas trafiğini kullanan takımın bugünün futbolunda işe yaramasının çok zor olduğunu görmüş durumda. O da bunun farkında ki kadroyu güçlendirmek gerektiğini savunuyor. Genç oyuncuları bu blogda ne kadar savunduğumuzu bilirsiniz, ancak onların arasına bazen sahada bulunmaları bile korku yaratacak adamları sokmak lazım. Futbolu bıraktığından beri Arsenal Dennis Bergkamp'ını bulamadı. Ona en yakın adam şu anda Andrei Arshavin, Arsenal'in bu tür futbolculardan bir kaç tanesini kadrosuna dahil edip, yeteneklerinden şüphesi olmadığımız genç Afrika kökenli oyuncuları dengelemesi lazım. Bununla ilgili daha uzun bir yazı yazacağız zaman zaman yaptığımız incelemelere bir örnek olarak. Ama dünkü 4-1'lik tablonun bir kaç ayrıntısına bakmak gerekli diye düşünüyorum.

İlk önce iki takımın pas trafiğine bakmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Zira oldukça net biçimde görünen bir gerçek var o da ilk karşımıza çıktığında bizi hayretlere düşüren ve büyük bir hayranlık sağlamamıza yol açan o delirten pas trafiğinin artık durdurulabilir, önlem alınabilen ve bu nedenle de her zaman sonuca gitmede etkili olmayan bir silaha dönüşmesi. Üstteki resimde yukarıdaki grafik Chelsea'nin, aşağıdaki ise Arsenal'in maç boyu pas trafiğini gösteriyor. Dikkat edilirse Arsenal oyunu olabildiğince rakip sahaya yıkarak son 45 metrede bir dolu pas denemesi yapmış.417 pasları var maç boyunca, ceza sahası içinde yapılan bir dolu deneme de dahil. Diğer yanda maçı 4-1 kazanan Chelsea'ye bakalım. Yaptıkları paslar sahanın 30-70 metreleri arasına yoğunlaşmış durumda, ceza sahası içinde çok fazla oyalamamışlar topu, nitekim burada bunu yaratan adamlar Fabregas ve Lampard ikilisi. Fabregas topu ayağına aldığında olabildiğince tutmasına rağmen Lampard her aldığında optimum faydayı sağlayacak yere vakit geçirmeden çıkarmış. Tabi burada Obi Mikel'e de değinmek gerekiyor. Aynı bölgede attığı 51 pasın hepsi yerine gitmiş. Tabi Obi Mikel'i ben de dahil herkes topu 3 metre yakınındaki Lampard'a atmak dışında hiçbir fonksiyonu olmadığı yönünde eleştiriyor. Hele bu tür oyuncuları Türk insanı hiç sevmedi. Murat Yakın, Zlatko Yankov, Del Solar, Batista, Saidou gibi...Ancak kazandıkları topları da ekleyince önemli fonksiyonları var.























Üstteki çok önemli bir tablo. Hani yukarıda dedik ya Chelsea 30-70 metre arasına topları sıkıştırıp ceza sahasına girmeden işi bitirmiş diye. İşte bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. İki takımın maç boyunca girdiği ikili mücadelelerin raporu. Chelsea'nin rakip alanda, ceza sahasına yakın kazandığı topların raporuna bakabilir misiniz? Orada adeta yay çizmiş bir numara var. 11. Didier Drogba. Fildişi'li oyuncunun bu açıdan takıma ne kadar katkısı olduğunun bir işareti. Son haftalarda profesyonellik dışı hareketleri için çok eleştiriliyor ama bir takım oyuncusu olarak çok iyi işler yaptığını itiraf etmek lazım. Raki pceza sahasının önünde kazandığı 8 adet ikili mücadele var ki bu bir forvet için harika bir rakam. Hatta Chelsea o noktada takım olarak iyi bir performans ortaya koymuş durumda. Son veri aslında bir başka çarpıcı gerçeği ortaya çıkartıyor, geriden oyun kurma ve tandemin iki oyuncusunun yerleşiminin ne kadar iyi olduğunu. Chelsea'de defansın göbeğinde kim oynuyor? John Terry ve Alex. Ya Arsenal'de? Mikael Silvestre ve Kolo Toure. Aşağıdaki tabloda üst taraftakiler Chelsea'nin defans ikilisinin, alt taraftakiler de Arsenal'in defans ikilisinin pas raporu. Şimdi bir kere yerleşimde bir problem var, Alex ve Terry'nin nasıl defansın içine kadar gömüldüğünün aynı zamanda orta sahaya kadar çıkabildiklerini görüyoruz. Silvestre'nin durumu kabul edilebilir ama Kolo Toure? Bu tablodan Toure'nin bir defans oyuncusu olduğunu anlamak oldukça zor. Takımı geriden itmek konusunda da ne kadar zayıf kaldıkları görünüyor. Çok az kullanmışlar topu. Terry ve Alex ise oldukça baskınlar, çok daha çarpıcı bir veri olarak bu ikili maç boyunca kullandıkları 70'e yakın toplam pasın sadece 1 tanesinde hata yapmışlar o da Alex'e ait. John Terry maçı pas hatası yapmadan bitirmiş. Üstelik Kolo Toure'nin bu zayıf performanına bir de Drogba'ya kendi kalesi önünde kaptırdığı toplar eklenmiş. Hal böyle olunca aslında Chelsea'nin çok fazla üstün olmadığı maçta etkinliği en üst düzeyde tutarak sonuca nasıl gittiğini anlayabiliyoruz.






















Dediğimiz gibi Arsenal'in bu ses renkleri birbirine karışan kalabalık bir müzik korosunu andıran taktiğiyle ilgili bir kaç önlem tavsiyesini yakında yayınlayacağız.

3 yorum:

Genç Arsenal dedi ki...

iyi de terry alex bu pasların çoğunu 3-0 olduktan sonra vakit geçirmek için yaptı. 3-0 gerideki takımın stoperi toure'nin ileriye çıkmasında ne yanlışlık var anlamadım. kendi ceza yayında top mu çevirsinler. bu istatistiklerde tam sağlıklı değil. skorun getirdiği etmenlerde var. bunları unutmamak lazım.

varol döken dedi ki...

arsenal 4 yedikten sonra BİY .. yemiş çok mu?

Unknown dedi ki...

En çok Volendam'ın 100 kiloluk şişko kalecisine üzüldüm..
Hatalı gol yiyince takım arkadaşlarına saldıran bir kaleciydi..jeroen verhoeven