20 Mayıs 2009 Çarşamba

DU BAKALİ N'OLECAK

























Old Trafford Stadyumu Kuzey Tribünü-İkinci kat, kenar sektörü: Söz konusu koltuktan sahanın görünüşü yukarıda üstte. Sezonluk kombine fiyatı: 779 pound = 1.846 YTL

Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Fenerium tribünü, A Blok, 1-11 sıra. Söz konusu koltuktan sahanın görünüşü yukarıda altta. (Henüz zam görmemiş) sezonluk kombine fiyatı: 2.550 YTL

























Stamford Bridge Stadyumu. Batı tribünü. Söz konusu koltuktan sahanın görünüşü yukarıda üstte. 2009-10 sezonu kombine bilet fiyatı. 790-1125 pound arası = 1.872-2.666 YTL arası

Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Maraton tribünü, D Blok, 1-11 sıra. Söz konusu koltuktan sahanın görünüşü yukarıda altta. (Henüz zam görmemiş) sezonluk kombine fiyatı: 4.900-5.700 YTL arası

".............Hani hükümetimiz darda kalıp dünya cenneti Boğaziçi'nin en güzel tepelerini, korularını, yerlerini petrol zengini Araplara satıyordu ya...İşte o sıra bir Arap zengini çıktı ortaya, Şeyh mi, prens mi, yoksa hepsi birden mi, öyle bişey..Adı da Ebul-Fatık El-Mışki. Boğaziçi'nin seyrine doyum olmaz tepelerinden birini satın almış. Oraya artık köşk mü, konak mı, saray mı işte öyle bişey yaptıracak. Derken bu Ebul-Fatık, bir Türk kızıyla evlenme sevdasına düşmüş. Hangi Türk kızı olduğu belli değil, yeter ki Türk kızı olsun..........

.....Ebul-Fatık'a çok kız göstermişler. Arap hinoğluhin, öyle her kızı da beğenmiyor.........Sonunda bulunan kızlardan birini çok beğenmiş bu Ebul-Fatık......Kızın saflığı aptaldan biraz yukarıda saf.Kızın kendinden altı yaş küçük bir oğlan kardeşi var, kızın tersine cin mi cin. O, Fatık Amca diyemediğinden Fıtık Amca demeye başladı. Fıtık Amca aşağı, Fıtık Amca yukarı....

Fıtık amcanın güzel ve küçük karısı sokakta hep çarşaflı geziyor. Fıtık Amca çok kıskanç olduğundan, gencecik karısınını kadın akrabalarıla bile sık görüşmesini istemiyor. İyi ama, kızın da canı sıkılıyor.... İşte bu yüzden, kendisinin evde bulunmayacağı iki gün karısına alışveriş için çok uzaklara gitmemek koşuluyla sokağa çıkabileceğini söylüyor. Genç kadın ne yapsın sokakta tek başına?Sinemaya gidip gidemeyeceğini soruyor. Fıtık Amca uzun uzun düşünüyor. O dolaylardaki sinemalarda oynayan filmleri seyredip "Hazreti Ömer'in Adaleti" adlı yerli filmi uygun bulup karısına o filmi görebileceğini söylüyor. Necmiye...Genç karısının adı. Gidiyor sinemaya...Fıtık Amcanın içi pırpır. Ertesi akşam erkenden eve dönüyor. Oh, çok şükür Necmiye evde.

-Necmiyaa
-Efendim

- Ne yaptın ben yokken?


Necmiye yana yakıla anlatmaya girişiyor!


- Ah, sorma......nasıl sormasın, meraktan çatlıyor.

- Ne oldu Nacmiya?
- Öyle bişey geldi ki başıma, şaştım şaştım kaldım.
- Ne geldi başında?

Necmiye saf saf anlatıyor!


- Senin söylediğin sinemaya gitmek üzere çarşaflandım.

- Şok güzel.

- Çıktım sokağa.

- Avet?
- Yolda giderken bir herif sokuldu yanıma?

- Bir herif?
- Evet... ben gidiyorum, o da yanımda gidiyor. ben gidiyorum, o da gidiyor. dur bakalım, ne olacak, diye merak ettim.

Fıtık Amca çok bozulur ama, karısına belli etmemeye çalışarak o da çok şaşmış görünür!


- Allah allah... ban da şok merak ettim. du bakali n'olecak?

- Ben gidiyorum, o gidiyor... bööyle yanımda. dibimden ayrılmıyor. dur bakalım, n'olacak diyorum içimden...

- Fa suphanellah... du bakalî n'olecak?

- Bilet alıyorum o senin dediğin sinemaya... aaa, adam da bilet alıyor. ben sinemaya girdim, adam da girmez mi?

Bu kez Fıtık Amca atik davranıp karısından önce sordu:


-Ve minelgaraip... Du bakali n'olecak? sonra?
- Sonra, ben bir koltuğa oturdum. o da yanımdaki boş koltuğa oturmaz mı?
- Hayret! du bakali n'olecak?

- Işıklar söndü, film başladı.

- Eeee? anlat nacmiyaa?

- O herif elini bacağıma atmaz mı?

- Ne diyorsun, velacaip...
- Çarşafımın eteğinin altından elini sokmaz mı? Aaa! şaştım kaldım...

- Ne yapacak?

- Bilmem. Ben de onu merak ediyorum ya... dur bakalım, n'olacak diye bekliyorum.

- Vallahi ban da berak ettim yahu... du bakali n'olecak?
- Sonra o herif oramı buramı karıştırmaya başladı. Doğrusu çok merak ettim. Sen olsan merak etmez misin?


Fıtık Amcanın gözlerinden ateşler saçılıyor ama, karısı o denli saf ki, kızsa, hiç yakışık almayacağı için o da kansına uyup soruyor!


- Nacmiya, du bakalî n'olecak?

- Sonra "Hazreti Ömer'in Adaleti" bitti. lambalar yandı. Ben kalktım, o da kalkmaz mı?

- O harif da?

- Evet...
- Velacaip ve minelgaraip... du bakali n'olecak?

- Çıktım sinemadan, o da çıktı. ben yürüyorum, o da yanımda yürüyor.

- Aman Nacmiya, vallahi şok marak ettim. du bakali n'olecak?

- Ben de merak ediyorum. ben köşeyi saptım.
- Harif da saptı mıı? - Saptı.
- Anlat sabuk nacmiya, şok maraklı.
- Bizim apartımanın kapısından girdim, herif de girdi. dur bakalım, n'olacak diye merak içindeyim.


Fıtık Amca ter içinde...


- Sonra?

- Bizim kata çıktım, herif de çıktı.

- Vay herif vay!...

- Çantamdan anahtarı çıkarıp bizim dairenin kapısını açtım, girdim içeri, o da girmez mi?

- Harif da yallah içeri...

- Evet...

- Du bakali n'olecak... aman anlat sabuk Nacmiya...

- Eve gelince yatak odasına girip elbet soyundum. O da soyunmaz mı?

- Ne diyorsun nacmiya... du bakali n'olecak?

- Soyununca yatağa girdim. Olur şey değil, o da benimle yatağa girmez mi?


Fıtık Amca kızgın demirle dağlanmış gibi haykırır:


- Ayvaaah! du bakali n'olecak?

- Ben de yatakta ne olacak diye merak ediyorum.
- Aman Nacmiya, vallahi meraktan şatlayacak ban... söyle sabuk, ne oldu Nacmiya?

- Hiç canım... bişey değilmiş, ben de boşu boşuna merak etmişim.


Boncuk boncuk ter döküyordu Fıtık Amca.


- Yok yahu.. Peki, ne oldu Nacmiya? ne yaptı?

- Aynen senin her gece yaptığını..

Beyninden vurulmuşa dönen Fıtık Amca ne yapsın şimdi? Karısı o denli saf ki, başına kötü bişey geldiğinden bile haberi yok ki... Bağırıp çağırsa olmaz. Döğse olmaz. Kovsa olmaz. Erkekliğe toz kondurmamak, yiğitliğe krem sürmemek için Fıtık Amca şöyle der:

- Amaaan nacmiyaa, ban da mühim bişey zannettim. du bakalî n'olecak, du bakalî n'olecak diye boşuna merak etmişim. velakin hiç mühim değil.

Olayı anlatan yaşlı işçi emeklisi, "İşte böyle arkadaşlar"diye sözü bağladı. Titreyen elindeki kahve fincanını masaya koyan bir memur emeklisi, "yani, hiç anlayamadım" dedi, "sen şimdi bu olayı ne diye anlattın? kel mana? "
İşçi emeklisi, "her gün burda laflayıp laflayıp da sonunda "dur bakalım, n'olacak?", "dur bakalım n'olacak?" diye merak edip soruyorsunuz ya, dedi, işte sizi meraktan kurtarmak için ne olacağını anlattım."

Çayevindekilerden bir kahkaha koptu. işçi emeklisi ekledi:


-Velakin hiç mühim değil."


Aziz Nesin, Nah Kalkınırız, Ağustos 1998

10 yorum:

varol döken dedi ki...

ben de bu hikayeyi neden şimdi anlattığını anlamadım... konu gelecek zamlarsa kimsenin taktığı yok çünkü her halükarda kombine satışları düşecek... en azından ben azalacak 2 kişi tanıyorum... karşılaştırmalı tribün fiyatlarıysa şükrü saraçoğlu bu konudaki tek örnek değil, tuvaleti olmayan ali sami yen'e ne fiyatlar istendiğini de biliyoruz...

ne oldu şimdi harbiden anlamadım?

Empyrium dedi ki...

Bilet olayı değilde, olayı ülke ekseninde düşününce hiçte farklı olmayan bir senaryo hergün yaşanıyor...

Saygılar

Flying Dutchman dedi ki...

@varol döken

senin yaptığın ne biliyor musun?

20 tane başyapıt çıkarmış Martin Scorsese'yi abi niye Departed'da colt marka tabanca kullanmadın da magnum kullandın diye eleştirmek.

Burada Galatasaray'ın kombine fiyatları ve uygulamalarıyla ilgili yazdığımız yazıları faks çeksek Fizan'a yol olur.

hep söylediğim şeyi bir daha söylüyorum, bir yazıyı yorumlarken o yazıyla ilgili öncesinde ne yazıldığıyla ilgili o blogun profilini bir gözden geçirmek iyi olacaktır...

şmd dedi ki...

Ben bu oyunu izlemiştim.

Bayağı bir komikti. :)

varol döken dedi ki...

@flying dutchman
gereksiz yere alınganlık yapmışsın... ben ali sami yen'i niye yazmadın demedim, örnek vererek gerçekten anlamadığımı belirttim... blogun profili kolay takip ediliyor ama sen de yorumcularının profilini az çok takip ediyorsundur... o yüzden ben de senin yaptığın ne biliyor musun gibi bir sert girişi yadırgadım... oradaki 2. paragrafta harbiden sıfatını bundan kullanmıştım... sorun neden yazdın ve neden fener değildi, zamanlamayla ilgiliydi...

bu arada ali sami yen değil inönü yazacaktım ama kötü bir stat olması sebebiyle sami yen daha mantıklı geldi, vereceğim örneğin daha iyi olması açısından...

neyse sormayız bir daha olur biter...

flyingdupe dedi ki...

meslek icabı merak ettim, saraçoğlunda son yapılan inşaatlarda bu detaya (herhangi bir noktadan saha görüşü) dikkat edilmişmidir acaba?

mcD dedi ki...

@onur
saha görünüşünde bir problem yok makineyi biraz çevirip çekmişler sadece üstteki resmi.
problem sahadakilerin görünüşünde var ama okadar fark varken, daha da kötüye gitmişken bu fiyat artışları bu krizde bize müstehak mı?

Burçin Baygül dedi ki...

Chelsea'nin sezonluk biletleri sadece premier league maçları için geçerli. fenerbahçe için durum nedir, bilen var mı? kombine alanlar türkiye kupası ve en önemlisi şampiyonlar ligi maçlarını izleyebiliyorlar mı?

Mete dedi ki...

@ Burçin

Turkiyedeki bütün klüplerin kombineleri kendi sahalarındaki her resmi maçta geçerlidir...Hatta bazen sezon oncesi hazırlık maclarında da geçerli olur mesela fenerbahçe bu sezon basında saraçoglunda shaktar ile hazırlık maçı oynamıştı ve kombineler geçerli idi..

Adsız dedi ki...

olaya bir de şu açıdan baksak;
iki ülkenin genel yapısı olarak,
verilenn örnekteki ülkelerden birinde;
(örnek olarak)50 bin kişilk stad için full kombine ve enaz bu kadar yedek bekleyenler var..

bir diğerinde ise;

yılda iki maç için stada gelenler ve kapasitesinin yarısını bile dolduramayan klupler var..

yani bu mantıkta, hele ki manu,liverpool,chelsea vs vs..ayarı kluplerin fiyatı haketen bedava..

not; ayrıca paranın alım gücünü ve yıllık ortalama gelire göre kıyaslamalarından bahsetmiyorum bile..