Ne denilebilir ki bu maç için? İtiraf edeyim. Henüz interneti dolaşma imkanım olmadı ama yorumların % 90'ının "ilahi adalet" veya "tur hakedenin oldu" şeklinde olduğundan eminim. Tur hakedenin olmadı, sebebi de bu turu hakedenin olmamasıydı. Açık söyleyeyim Hiddink faktörü nedeniyle Chelsea'yi destekliyordum fena halde. Iniesta'nın şutu içeri girdiğinde çok üzüldüğümü belirteyim ama öbür tarafta da Barcelona'lı futbolcuların yerine koydum kendimi. 180 dakikadır boşluk arıyorlardı ve büyük bir ihtimalle 800'e yakın yan pas yapmışlardı iki maçta. Kafayı kaldırıp şut imkanı bile bulamadılar doğru dürüst. Kaleye attıkları ilk şut 70. dakikada Pique'nin getirdiği toptu. Böyle bir maçta 90+3'te gol atsam ben de kendimi kaybederim. Katalanlar da kaybetti zaten. Essien'in golü Chelsea için büyük bir şans oldu elbet, gol de zaten hiçlikten çıkıp geldi, Vedat Okyar'ın "oradan telgraf çeksen 3 günde gelmez" dediği türden bir gol. Sonrası ilk maçın özeti aslında. Sadece bir farkla, Chelsea kazandığı topları pozisyona çevirme konusunda biraz daha becerikliydi. İlk yarıda Messi'nin dikine adam eksilttiği iki pozisyon var sadece, ikisi de Cech'in ellerinde eridi. Hiddink'in oynattığı kontrol futbolu bir ders niteliğindedir adeta. Anelka ve Malouda kendi kanatlarında sık sık beklere yardım ettiler ve kaptıkları topları atağa döndürmeye uğraştılar. Anelka her iki işi de yapabilecek bir adam değil. İlk yarı savunma ve kademe yönünde iyiydi ama top ayağına geldiğinde hücum kısmında çok etkili olamadı. Diğer yanda Malouda aksine çok etikiliydi. Bir de bunun üzerine Essien, Lampard ve Ballack'ın top nerede ise oraya kanalize olup ikili üçlü kademeye girmeleri Barca'yı kitledi. Xavi'nin bir pozisyonunu çok net hatırlıyorum. İspanyol topu ayağına aldı sola döndü, boşluk bulamadı, sağa döndü, yine bulamadı sola bir daha döndü hala bulamayınca da geriye döndü. Bu taktiği çözecek ortadaki 2 bücürün de önünü çok iyi kapattı Chelsea. Burada Lampard'a ayrı bir parantez açmak lazım. Olağanüstü oynadı bana sorarsanız. 89. dakikada korner bayrağının dibinden orta sahaya depar atıp akın kesiyordu.
İkinci yarı başladığında artık şunu kesinlikle gördük ki Guardiola'nın bir B planı yoktu. Panik içindeydi kenarda ve ilk 10 dakikayı oyuncularına fırça atarak geçirdi. Maç boyunca uyguladığı korner taktiğini anlamış değilim. 2 maçtır Chelsea defansını bu derece açmakta problem yaşarken neden ısrarla kornerleri doğrudan ceza sahasına yollamak yerine kısa paslarla kullanmayı denediler çözemedim. Tamam Barca forvetleri hava toplarında çok etkili adamlar değillerdi ve kanatlardan gelen Eto'o ile Alves çok kötüydüler ama genel-geçer taktik sonuç vermezken ısrarın sebebini anlamak mümkün olmadı. Abidal'ın atılmasından sonra Barca golü ancak böyle bir dakikada bulursa turu geçebilirdi zira, örneğin 80. dakikada atacakları bir golle kalan 10 dakikada çok net bir penaltıyı vermeyerek üzerinde baskı kurulması muhtemel bir hakemle ve eksik olarak oynamak zorunda kalacaklardı. 90+3'te buldular ve golün çıkması da mümkün olmadı. Drogba'nın çıkışında bir muamma var. Zira Fildişi'li oyuncu oyundan alındığına pek memnun değildi ama kırmızı karttan sonra kenara gelip oyuna girdiğinde doğru dürüst yürüyemiyordu bile. Bana oyundan çıkmasından çok, sakatlığına canı sıkılmış gibi geldi, yoksa devam edebilecek gibi durmuyordu pek. Çıkışının forvet hattında çok büyük bir yara açtığını düşünmüyorum zira zaten kendisi de çok etkili değildi. 70-90 arası maçı koparacak birkaç fırsat geçti Chelsea'nin eline. Pique'nin elle müdahalesini Norveç'li Tom Ovrebo'nun es geçmesi dönüm noktalarından birisi. Son 13 dakikaya 2-0 mağlup ve 10 kişi girecek Barcelona'nın oradan çevirmesi imkansıza yakın olacaktı. Peki hakem engel koydu da mavilerin kendisi koymadı mı? Biraz lakayıtlıktan biraz da son pastaki beceriksizlikten harcadıkları 2-3 pozisyon var. Belletti'nin maçın son anlarında topu söküp götürdüğü ve kaleye erken vurduğu top daha sakin kullanılsa ipi çekilmişti Katalanların. Golün öncesinde sol kale dibinde 2 Barcelonalının bomboş kalmasının tek sebebi o sırada Chelsea'nin Roma hayalini kurmaya başlayıp oyun içinde dalıp gitmesidir kesinlikle. Hiddink'in toplam 190 dakika boyunca tek kelimeyle mükemmele yakın kurguladığı futbol da Iniesta'nın sandalyeye vurması ile heba oldu. Yukarıda dediğim gibi Chelsea ve Hiddink'e düzdüğümüz onca övgüye rağmen 180 dakika boyunca yılmadan boşluk arayan ve sabırla hücum eden Katalanları da kutlamak gerekiyor. Onlara yapılan "sürekli top çevirdiler, iyi oynadılar denemez" eleştirisine de katılmıyorum. Ne yapsınlar adamlar, 40 metreden her kaleyi gördüklerinde şut mu atsınlar, ya da Türk takımlarının daha 60. dakikada işler kötü gidince yaptığı gibi defanstan şişirsinler mi? Sabırla, 90. dakikada dahi ayağa pas yapmaya çalışarak geldiler. Gol de zaten ceza sahasında isabetli yapılmış 2 pasın ürünü.
Bu Hiddink'in finalin kapısından son dakikada yediği golle ikinci dönüşü. PSV'nin başında iken de Milan'a karşı Hollanda'da böyle elenmişti. Şimdi karşımızda şöyle bir soru var. Barcelona'yı durdurmanın yegane yolu bu mu? Zira bu teknik işe yarar gibi görünüyor. Iniesta'nın golü oldukça ekstrem bir durum. Ancak durum şu ki Sir Alex Roma'da böyle oynamayacak elbet. Messi, Henry, Eto'o üçlüsü ve Xavi-Iniesta ikilisine karşı Rooney, Ronaldo kozu olan bir adamın geriye oturup bekleyeceğini düşünmüyorum. Onların silahları hücumcu bekleri, Messi gibi her an tehlike çıkarabilecek bir adam ve geçilmesi çok zor defans ikilisi olacak.
Son anetktodları da hakem Tom Ovrebo için ilgili verelim. Roman Abramovich şu anda Norveçli'nin ilkokulda beslerken öldüğü balığının adına kadar öğrenmediyse sürpriz olur benim için. Onun da Moskova'ya bir süre ayak basacağını sanmam. Maç sonunda Drogba'nın tepkisini hafiften abartılı buldum yine de. Önemli bir ceza alacaktır. Tabi bir de 96'da vurduğu top penaltı olarak dönmeyince Ovrebo ile artistik patinaj çiftler kapanış programındaki gibi 20 metre göğüs göğüse takılan Ballack'ın da beni oldukça güldürdüğünü not düşeyim.
7 Mayıs 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
26 yorum:
barcelona bu maça kadar doğru düzgün bir defans ya da orta sahaya karşı oynamadı ki zaten. ne kadar üzülsem de bahane olmasın ama en kötüsü de realdi bu konuda.
sonunda adam gibi bir savunma ve defans barca'ya pozisyon vermedi neredeyse. 2 maçta toplasan 3 pozisyonu var barcelona'nın. keza aynısı chelsea için de geçerli. eğer bugün futbolun adaleti olsaydı kesinlikle chelsea çıkardı. anti-futbol değildir chelsea'nin oynadığı, dediğin gibi kontrollü futboldur. ayrıca anlamıyorum bu "çakma" barcalıları. savunmada beklersin çirkinleştirdi derler, hücum yaparsın fark yiyince küçümserler. neyse son olarak şunu söyleyeyim büyük konuşmak gibi olmasın ama bu savunmayı bile açamadıysa barcelona, vidic-ferdinand savunmasını hiç aşamaz. hele hele önlerindeki muhtemel 3lü orta sahadan yiyecekleri dayağı hiç hesaba katmıyorum...
chelsea nin oynadığı futbol gerçekten de takdire değer. bir takımın catenacciovari futbol oynaması, diğerinin de bunu açmaya çalışmasını izlemek çok zevkli. genel görüş olan chelsea maçı katletti görüşüne katılmıyorum.
ancaaaak, eğer chelsea turu geçseydi, finalde ingilizlerin sıkışık, sıkıcı futbolu karşımıza çıkacaktı. işte bu yüzden barca nın finale çıkmasını istiyordum ve golde yerimden zıpladım. bu noktada futbolun kazandığını düşünüyorum. sezonun geneline baktığımızda da hakedenlerin finali olduğunu düşünüyorum...
futbolun adaleti denemez tabii şu 180 dakikaya bakıp. ama sezonun adaleti denebilir belki. barça çıkmasa üzülürdüm açıkçası, bütün bir yıl efsanevi bir şekilde adından söz ettirmiş bir takım. barcelona gol attığında bütün kahve ayağa kalktı, ben de dahil olmak üzere. demek ki gerçekten barçayı tutuyormuşuz biz türkler bu maç. ingiliz nefreti midir, niyeyse? golün de neredeyse maçın tamamında kenarlarda oynayan iniesta'dan gelmesi ayrı bir nokta. bi de bu takımı asıl gelecek sezon görmek lazım. b planları var mı yok mu o zaman iyice belli olur.
Chelsea'nin iyimser bir tahminle 2, kötümser bir hesapla 4 penaltısı net olarak yendi ve eritildi hakem tarafından.
Ve Barcelona'nın kırmızı kartı da tamamiyle yanlıştı keza.
Şampiyonlar Ligi'nin bu safhasında görev yapmış gelmiş geçmiş en kötü hakem olabilir.
asaylar soylediklerine kendin inanıyosan sorun yok.
senin yazdıklarınla acaba 'çakma' chelsea taraftarlarından ne farkın var bir düşün bence.
Bugünkü oyunun tek sorumlusu takımı kenardan seyirci gibi izleyen guardioladır.takımın bütün düzeniyle oynayıp sonrada oturup seyretmesi bir barselona taraftarı olarak beni final öncesi oldukça endişelendirdi.Bugüngü maçın seyrini tamamen eksikler belirledi.chealse gene golü atardı ama o devamındaki pozisyonları bulamazdı.
Gelelim bu yeni tabirlere çakma barcelonalı olayına.şöyle söyleyeyim barselonayı yeni sevenler güzel futbolu için seviyor peki chelseayi sevenler hiddink için seviyor sizce kim daha çakma.
Son olarak m.united'in orta sahasını chelseaden daha iyi olarak lanse etmek nedir ki.Lampart, Essien, Ballack
Fletcher, Carrick, Anderson
sadece isimleri yazdım gerisini siz çıkarın.
Tur hakedenin oldu.
Chelsea'nin de sadece 1 penaltısı verilmedi, Alves'in pozisyonunda faul bile yok.
maçın en eğlenceli anı da bence de Ballack'ın hakemi taciziydi. Bir an göğüs göğüse, ik saniye sonra arkadsından kafa atcak gibi, ik saniye daha sonra koltuk altından çıkıyor hakemin tekrar. Adam'ın hayatı turnuva kaybetmekle geçiyor gerçi bu kadar sinir normal.
futbolu bilenler ve bildiğini sananların ayrımını yapabileceğimiz bir yazı. chelseanin şu barcalı taraftar bünyesince sindirilemesinin en büyük sebebi barcelonaya bolca pozisyon verip çok gol yiyen R.M. gibi takım olmamasıdır. düşünün ki barcanın kaleyi bulan tek topunun gol olduğu maçta essienin golü için 100 defa vursa 1i gol olurdu diyecek kadar sığ düşünenler var. neyse hollandalı blog dünyasında yazılarınla eğiteceğin çok insan var. kolay gelsin sana.
hocam şu süpermiş: "artistik patinaj çiftler kapanış programındaki gibi 20 metre göğüs göğüse takılan Ballack'ın"
valla ne yalan söyleyim, hakem chelsea aleyhine çok karar verdi, ancak barca'nın almasına da sevindik yani.
barca-manu acayip bi final olcaktır, barca bırakmaz bence burdan kupayı.
guardiola oyun içinde bissürü taktik değişiklik yaptı b planı illa oyuncu değiştirmek değildir, hatta dili dışarda koşan iniestayı çıkartmamak bile görüldüğü üzere bir plana dönüşebiliyo. 2 maç boyunca durmadan golü aradı her varyeteyi denedi ve yılın takımı 185. dkda attı e olsun o kadar. chelskiye de üzülmemek elde diil 2 yıl üstüste bu kadar dramatik elenmeyi haketmediler
Barcelona'yı duruduracak taktiğin bu olduğunu düşünmüyorum.
İniesta ve Xavi'nin oratda oynadığı Henry,Messi ve Eto'o üçlüsünün yerinde ve formda oynadıkları bir maçta bu kadar zorlanacaklarını düşünmüyorum.
Dünkü maçın bir benzerini Barcelona Valencia'ya oynadı çok yakın bir zamanda.
O maçta Henry zorunluluktan değil Guardiola'nın keyfinden oynamamıştı.
İniesta'nın kanatta etkili olamadığı ve Xavi'nin etkinliğinin azaldığı belli olmuştu.
Keita, Toure ve Abidal gibi yaratıcılıktan uzak adamlar Barcelona gibi süper 5'linin olduğu takımlarda bile zaman zaman sırıtıyor demekki.
Ayrıca dün Bülent Korkmaz'a son zamanlarda haksızlık ettiğimi düşündüm.
Demekki büyük deha gibi gösterilen Guradiola'da kilitlenip kalabiliyormuş.
Resmen maçı izledi ve ilk değişikliği 85'te Bojan Krkic'i alarak yaptı.
Sonuçta evet aynen dediğin gibi maç biter bitmez ''Futbolun adaleti var'' dedim.
Zaten biz de B planı oyuncu değiştirme şeklinde bir görüş belirtmedik. Aksine oyun içindeki stratejiden bahsettik. Ben o strateji değişikliklerini göremedim pek.
Her varyeteyi denedi dediğimiz sağdan sola soldan sağa yan pas yaparak 15. pas civarı derinlemesine başarısız top atmak veya Dani Alves'in ortalarına bel bağlamaktan ibaret oldu kusura bakmayın. Misal orta üçlüyle defans ikilisi arasına premier lig'de daha önce oynamış ve Terry'i çok iyi tanıyan gudjohnsen gibi bir adamı alıp onu duvar olarak kullanabilirdi. Bu sadece bir örnek
tabi daha genç bir teknik adam, geliştirecektir kendini
@TakeBackTheCity: kesinlikle katılıyorum sana
bununla birlikte kimsenin kimseyi "cakma" taraftar diye nitelendirebilecegini,kimse de bu hakkın olduğunu dusunmuyorum.
Essien'in golü için "100 kere vursa 1 i gol olur" ifadesinden daha iyisi "100 kere vursa 1 i bile gol olmaz" dır.
bunu soyledigim icin beni de sıg olarak nitelendirecek ark lar dönüp yazıyı bir kez daha okuyarak nerede benzediğimizi bulsunlar.
yahu şu 180 dakikada ne yalan söyliyim mircea lucescu'yu özledim arkadaş!! biz haksızlık etmişiz bizim çingeneye,beterin beteri varmış !! yahu hadi böyle bi oyundan utanmıyosun pasaportunda yazan '' HOLLAND '' yazısından utan be adam!! çağdaş futbolun anavatanının vatandaşı olmaktan utan!!
bi de şey yok mu fena halde kahkaha komasına sokuyor beni :) tek planı '' çocuklar çıkıyoruz allah ne verdiyse vuruyoruz,maçın başında bireysel bi kabileyetle hasper kader 1 tane gol bulup sonra 90 dk(hatta 180) topun arkasına geçip gerilla oluyoruz '' gibi bişey olan hiddink'in bazıları tarafından futbolun ilahı,en büyük taktisyen falan olarak lanse edilmesi yok mu çok feci o çok :)) lütfen diyorum,at gözlükleri diyorum beyler !!
ama alıştık artık be usta bizim ülkede her türlü düşünce günlük tezler üzerine oturtulduğu için ve hiçbir derinliği olmayan sığ yorumlar olduğu için gülüp geçiyoruz sadece..ayrıca hepimiz katalanız(!!!)yaa hatta ve hatta ÇAKMA KATALANIZ YA !!! ki bu düşünce (bkz:sözlük yazarlarından aforizmalar) olarak yerini alır sözlükte ancak,bi adım öteye dahi gitmez!!!
ancak merak etmesin o arkadaşlar(onlar kendilerini biliyorlar) bu ÇAKMA KATALANLAR patrick kuivert'li,saviola'lı,gio'lu kadrosuyla ligde 6.olup uefa kupasına bile zor katılabilen tarihin en kötü barcelonalarından birini bile sonuna kadar desteklemiş,yeri gelmiş üzülmüştür de..bazıları gibi zidane'ın glasgow'da attığı voleden sonra galacticos olmamıştır.!kötü günün de manevi desteğini esirgemeyip,iyi günün de de başarılarını açık yürekle dile getirip barça'yla övünmekle ÇAKMA KATALAN olunuyorsa evet BEN ÇAKMA KATALANIM ARKADAŞIM !! GURUR DUYUYORUM !! bi de iyi tarafından düşünmek lazım ; en azından ''madrid in londra kanadı değilim'' ..
hayır yani anlamıyorum ki neden bütün bu bohemya ? ben bi türk vatandaşı olarak KOYU bir barcelona taraftarı olamamaz mıym ? yasak mı bu ? ancak gel gelelim aynı kişiler mısır'da,fas'da,tunus'da bi fenerbahçe bi galatasaray taraftarı gördüklerinde ağzı kulaklarına varıp '' helal olsun be bak görüyor musun kuzey afrika'da bile türk takımınlarını tutuyorlar '' diyebilme potansiyeli çok yüksek olan kişilere tekabül etmektedir..
bu arada barça manchester'ın muhtemel 3lü orta sahasından dayağı yiyebilir,hatta tarihi bi fark da yiyebilir,bu gayet normal..ancak normal olmayan şu ki ; bazı junior franco'lar tarafından türünün son örneği olarak önümüze konulan el bilmem nesiyle bilmem nereye girmektir..hayat ne garip vapurlar falan dimi .?
biraz pozitif olalım ya çok mu zor ?
Michael Ballack daimi ikinci olarak anılacak sanırım. Kupa kazanmanın sırrı Ballack'la aynı takımda oynamamak olacak. Borges'in eli değerse (belki de değmiştir bilemiyorum) Ballack benzer kariyeri olupta bu kadar çok kupa kaybeden alman oyuncu var mıdır? diye bize anlatsa nasıl olur?
@Venezia
bu maçta Chelsea, Real Madrid'in Bernabeu'da yaptığı gibi Allah ne verdiyse "biz bu adamları yenmek için saldırırız" deyip misal 6 yeseydi ne denecekti hiç düşündün mü? Misal "helal olsun 6 yediniz ama açık oynadınız bravo" mu? Yoksa "Barca böyle yapar adamı işte, 6 tane döşediler, Chelsea'ye güle güle" mi? Ben ilkinin olacağını hiç sanmıyorum. Kimse Real için "helal olsun açık oynadılar" demedi, "Barca dalga geçti" dedi. Bu ihtimali olan bir takıma karşı haddini bilerek oynamayı görmek neden at gözlüklerini takmak oluyor
sen karşında 7 tane 20 yaşında amatör topçu olan bir takıma karşı halı sahada 7 tane 30 yaş üstü adam varken maç boyunca hücum pres mi yaparsın....ne yaparsın geri çekilirsin... nefesini ekonomik kullanırsın, yoksa 30. dakikada sahanın ortasında şişer kalırsın..haddini bilmekten kastımız budur...
barcaya bugüne kadar boş alan bırakan herkes küfelik oldu...chelsea bunu ilk maçta denedi ve tuttu, niye bıraksın ki ikinci maçta...
Hayır bu "chelsea defans yaptı" diyenlerin dediklerini kabul edelim, velev ki chelsea deli gibi kapandı, ne yapması lazımdı? Dünyanın tescilli gelmiş geçmiş en büyük takımının daha 3 gün önce hücum oynayıp kendi evimde boğacağım diye sahaya çıktığı maçta ne hale geldiğini görmüşken hem de. Üstelik Chelsea'nin elinde öyle silahlar da yok.
Chelsea oyunu çirkinleştirdi diyen adamların İstanbul'da Arsenal'e açık oynayıp 5 yiyen Fenerbahçe'ye lanet yağdırıp Emirates'de Çanakkale geçilmez oynayarak puan alan Fenerbahçe'ye de "helal olsun çocuklar" çekmesi de futbolumuzun apayrı bir absürdlüğü tabi..
Son tahlilde gözlükleri çıkarmak lazım. Ben Cambridge-Stevenage Borough maçında bile taraf tutuyorum, elbette taraf tutarsın ama bunu "kahrolsun Chelsea adios adios" veya "Barca kaç para verdin hakeme" durumuna getirmezsin...Nou Camp'te veya Stamford Bridge'de her hafta sonunu geçirmediğimize göre bu işler uzaktan taraf olmakla çerçevelidir...Yoksa kusura bakmayın (milliyetçilikle alakası yok yanlış anlamayın) bir Türk'ün bir başka Türk'ü bir İngiliz ile bir İspanyol takımının maçı yüzünden kırması bana çok saçma geliyor.
Tunus'taki adamın Galatasaray'ı desteklemesi de aynı hesaptır. Desteklesin tabi, ama atıyorum Hamburg'u tutan bir başka Tunus'lu ile gidip bunun üstünden kavga ederse bunu da absürd bulurum.
Futbol açısından enfes bir mücadeleydi, ben ikisinin de inadına hayran kaldım, Hiddink faktörü ile Chelsea'nin finale çıkmasını istiyordum ama yine çok hoş bir final izleyeceğiz. Hadise budur.
"Roman Abramovich şu anda Norveçli'nin ilkokulda beslerken öldüğü balığının adına kadar öğrenmediyse sürpriz olur benim için" :)
Ballack'ın o an ruh halini anlayabiliyorum. Eller bi kaç kez gitti geldi. Hakemi tutup yatıracak sandım.
@ flying dutchman
kendi adıma konuşmak gerekirse real-barça maçı bittikten sonra arkadaşıma yaptığım ilk yorum ; helal olsun 2takım da büyüklüğüne yakışır bi şekilde açık ve seyir zevki yüksek bi futbol oynadılar ve 2 gömlek daha üstün olan taraf kazandı dedim,hoş dalga geçtik bilmem ne yaptı demedik mi ? tabii ki dedikk onlar işin latifesi bana kalırsa pek takılmamak lazım onlara..hatta o yorumu bi adım daha ileri götürüp '' guus hiddink ilk maçta deplasman da kapandı(ki çok mantıklı) ama eğer söylenildiği gibi o kadar büyük bi teknik adamsa barcelona'yı kapanarak değil hücum yaparak,cesur oynatarak geçer ve bu sezonun tartışmasız en kaliteli takımını yani barcelona'yı barcelona'nın şartlarında alt edebiliyorsa o zaman gerçekten cl finalini hakediyordur takımıyla birlikte'' dedim hala da savunuyorum,ki haketmiyomuş zaten ortaya çıktı.sonuçta dünyanın en büyük görsel şöleni bu ve ''joga bonito'' gibi hoş da bi mottosu var yıllardır ve ben bu şöleni baltalayan her takımı her şahsı ne yalan söyliyeyim,günahım kadar sevmiyorum.şöyle bi düşünelim hangisi kaçımızın gönlünde gerçek birer 'şampiyon' ? 2004'ün yunanistanı,2006'ın italya'sı ?(bu takımların oynadığı futbolun hiddink'in barcelona'ya karşı oynattığı futbolla tamamen aynı olmasa da)
ikisini toplasan 2008'in ispanyası etmez..
ancak dediğine de katılmamak elde değil ; bir türkün bir türkü bir ispanyol takımı yüzünden kırması gerçekten de şık değil..benim bi önceki yorumda tepkim de bunaydı zaten.ben ve benim gibi küçüklükten beri barcelonaya karşı bi sempatisi olan ve çok özel bi durum olmadıkça hiçbir maçını kaçırmayan barca sempatizanları bu takımın finale çıkmasıyla çok doğal bi şekilde memnuniyetlerini mutluluklarını tüm gerekçeleriyle dile getirmeleri ve bunun sonucunda 'çakma katalan' olarak nitelendirilmeleri,hangi akla hizmet? merak ediyorum doğrusu..
kısacası ; futbol severlerin tamamının olmasa da büyük bi çoğunluğunun dilediği bi final eşleşmesi ortaya çıktı bu saatten sonra bunun keyfini çıkaralım derim ben(çok da hümanistimdir ayrıca :pPp) :D :D
@venezia
hocam, gercek barca li olman icin real madrid e bernabeu'da gol atman gerekiyor kimilerine gore :))
soylediklerine kesinlikler sonuna kadar katiliyorum.
@Diego
o da güzel :)) ama o zaman da çakma golcü oluruz be dostum :D
eee bernabeu'da real'e gol atamayacağıma göre barça formasını sırtıma geçirip plaza mayor'da dolaşmayı tercih ederim ben :)
bence hiddink hala 6-1'lik aydın maçının travmasını yaşıyor!
öncelikle şu yanlış anlaşılmanın önüne geçmek istiyorum "çakma" barcelona taraftarı derken bu sezon birden bir ortaya çıkan barcelona taraftarlarından bahsediyorum. geçen sezon santiago bernabeu'da 4 yerken konuşmayan ama bugün ortaya çıkıp "ya barcelona, takımım benim" tarzında muhabbette bulunan adamlardan bahsediyorum. yanlış da anlaşılmasın tabi insan isterse bugün barcelonalı olur, yarın manchester unitedlı, normaldir. ama bizde bir sezon harika futbol oynayınca kendini fahri katalan hissedenler var ve sanki yıllardır barcelonayı tutuyorlar. ben futbol ile ilgilenmeye başladım başlayalı real madrid'i desteklerim ve bu adamların beni sözde kızdırma uğraşları da haliyle rahatsız ediyor:)o yüzden bu ve benzer şekilde davrananlara "çakma" dedim. yoksa ligi 6.sırada bitirirken destekleyen bir barcelona taraftarına çakma diyecek bir insan değilim aksine saygı duyarım. çok yakın bir arkadaşım orta okuldan beri barcelona hayranıydı hiç bir zaman desteklemekten vazgeçmedi, hatta türkiye'de takım tutmazdı kendisi. ben franco olaylarını bile ondan öğrenmiştim. bunu bile bile ben niye bu arkadaşıma benzer görüştekileri çakmalıkla nitelendireyim? bu konuda kimseyi de kırmak değildi amacım,yanlış anlayanlardan özür dilerim başta venezia ve diego olmak üzere. bir de burada yorumu bulunmayan vakilinchuk'tan:)
ikincisi real madrid'i galacticos olayından önce desteklemeye başladım. hayatımda 90 dakika anlayarak izlediğim ilk avrupa kupası maçı 98 şampiyonlar ligi finaliydi. mijatovic'in golünü hala hatırlarım o maçta. ayrıca suker'i, seedorf'u, hierro'yu da. hatta o günkü teknik direktör jupp heynckes'i de:) o maçtan beri hep bir sempatim vardır real madrid'e. aynı ligi 6. bitirdiğinde bile barcelonayı tutan taraftarlar gibi 3 sene önce zaragozadan 6 yediğimizde bile real madridi destekliyordum. dünkü maça gelince de hayatımda ilk kez chelsea'yi yürekten destekledim. aynı bir galatasaraylının geçen sene chelsea'yi desteklemesi ya da fenerbahçelinin bu sezon hamburg'u desteklemesi gibi.
son olarak da dün söylediklerimin de arkasındayım oyun konusunda. barcelona'nın bu sezon oynadığı modern ötesi futbolu inkar etmemekle beraber özellikle dünkü maçta doğru düzgün pozisyona giremediğini düşünüyorum. ayrıca dün chelsea evet gereğinden fazla kapanmıştır rakibinin hücumdaki anormal formundan dolayı ama asla anti futbol veya yunanistan tarzı savunma değildi dün chelsea'nin oynadığı. eğer öyle olsaydı 2. golü atmamak için direnmezlerdi zaten:)
ayrıca lyon'un, bayern münih'in, hatta real madrid'in savunmasının avrupa ligi özetlerinde ne hale düştüğünü de görüyoruz. o yüzden ilk kez savunma konusunda bu kadar iyi bir takımla oynadığını söyledim. man utd. defansının ise bu sezon dönem dönem hatalar yapmakla birlikte konsantrasyon halindeyeken de nasıl ezici, hırpalayıcı olduğunu arsenal maçında gördüğümüzü düşünüyorum.
asaylar,
bu ayrımı belirtmen önemliydi teşekkür ederim bunun için sana ayrıca benim yorumlarımda da haddimi aşacak ya da seni üzecek bi ifade kullandıysam kusura bakma bunun için.aslında senin çakma yorumunu okumadan birkaç dk. önce ekşisözlük'te buna benzer hatta daha sinir bozucu bikaç ifade görmüştüm.üzülmüştüm,neden üzülmüştüm.? çünkü ekşisözlük bu ülkede sözlük kavramının öncüsü olmuş,biçok kez web dünyasının en iyi websitesi seçilmiş ve belki de bu ülkenin en entellektüel sanal platformudur.o yüzden insan daha mantıklı daha dişe dokunur şeyler görmek istiyor.gösterdiğim tepkinin de bunun blinçaltıma yerleşmesi ve akabinde dışa vurumu olduğunu söyleyebilirim,tekrar kusura bakma mevzuat barcelona olunca babamı bile tanımıyorum bazen :)
@asaylar
hic sorun degil asaylar ozur dilemene de gerek yoktu.sonucta burada herkes goruslerini paylasiyor ve herkesin farkli gorusu var.bunu saygiyla karsilayabilecek yastayim kendi adima :) ama hepimizde az cok kendi duygu(romantikler icin bu normal, bkz. romantikkanaryalar.blogspot taki romantik tanimi:) ve dusuncelerimizi on plana cikarmak istiyoruz karsidakileri kirmak niyetinde olmasak da onlari taniyip bilmediimiz icin de karsilikli boyle inatlasmalar olabiliyor. mesela ben hala macla ilgili goruslerine katilmiyorum :)
CL finali sonrasi yine kapisalim :)
@venezia
bakarsin birgun atariz golumuzu bernabeu da, stad bos olur tribunde kimse olmaz ama o kdr da olsun artik :)
ben de çok özür dilerim, mualla teyze o topu camına atmayacaktım, kız neşe valla saçların annemin süpürgesine benzemiyordu, hocam özür dilerim evet o yuttuğum sakız değil kopya kağıtlarıydı, baba özür dilerim o gün arkadaşta kalmadık tekirdağ da alem yaptık, sevgilim özür dilerim doğumgününü unutmuş o hediyeyi de götümden uydurmuştum, futbolu bilen herkesten de özür dilerim, bilemedik biz...
Yorum Gönder