12 Mayıs 2009 Salı

WESTFALEN'Lİ MOURINHO'NUN YÜKSELTTİĞİ EFSANE




















Westfalen Stadyumu'nun kale arkasına baktığımda sahadaki sarı siyahlı kulübün dünyanın en büyük kulübü olabileceği hissine kapılıyor insan. Birbiriyle uyumlu sarı siyah renkler, mahşeri bir kalabalık, büyük bir gürültü ve devasa bir stadyum. 80.000 kişilik, yeni adıyla Signal Iduna Park'ın kalbi orada atıyor adeta. 2001-02 sezonunun son haftasında Brezilya'lı Dede 1-1 giden Werder Bremen maçının 74. dakikasında Dortmund'a tarihinde şu ana kadarki son şampiyonluğunu getirdiğinde takımın son 10 yıldaki altın çağının da bitişine imza attığını bilmiyordu elbet. 1992-2002 yılları arasında Westfalen takımı Ottmar Hitzfeld yönetiminde önce 2 Bundesliga şampiyonluğu kazanmış, ardından da 1996-97 sezonunda Münih Olimpiyat Stadı'nda Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuştu. Matthias Sammer 2001-02'de bu şaşaalı dönemin son şampiyonluğuna imza attı. O tarihten bugüne kadar Borussia Dortmund hiçbir sezonda bir önceki sezon elde ettiği dereceden daha yukarıda bir derece elde edemedi. Her sezon daha da gerilediler.

Şampiyonluğu izleyen sezon yine Sammer yönetiminde üçüncü sırayı aldılar. 2003-04 sezonunda gelen altıncılık sonucu Sammer görevi bıraktı ve Feyenoord ile UEFA Kupası'nı kaldıran Hollanda'lı Bert van Marwijk koltuğa oturdu. Van Marwijk'ın dönemi Dortmund kulübünün mali yönden çöktüğü döneme denk gelir aynı zamanda. 2003-04 sezonunda Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Club Brugge'a penaltılarla elenme sonucu başlayan kriz 2004 yılının sonuna gelindiğinde korkunç bir boyuta ulaşmıştı. 65 milyon euroluk zarar açıkladı kulüp ve borç bir anda 118 milyon euroya çıktı. 2005 yılında kulübün hisseleri borsada % 80 oranında değer kaybetti. Başkan Gerd Niebaum görevinden istifa etti. Başkanlığa üçüncü kez Reinhard Rauball getirildi. Patlayan mali kriz oyuncu ücretlerinde % 20'ye varan indirimler yapılmasına yol açtı. Tabi bunu kaldırabilecek olanlar takımda kalırken diğerleri Dortmund'dan ayrıldılar. Stadyumun isim haklarının satışı ve bir dolu giderin kısılması ile takım mali açıdan rahat bir nefes alabildi ama bu saha içindeki kötü gidişi durduramadı elbet. Van Marwijk yöetimindeki iki yıl boyunca üstüste yedinci oldular. Van Marwijk 2006 Aralık ayında görevi Jurgen Röber'e devretti ama Röber'in dönemi sadece 3 ay sürdü. Mart 2007'de görevi bıraktığında yerine Thomas Doll getirildi. Doll sarı saiyahlıların o sezondaki üçüncü teknik direktörü olarak ligi dokuzuncu sırada tamamladı. Geçtiğimiz yıl gelen 13.lük sonucu Doll da Westfalen'den ayrıldı.

























Dortmund yeni bir hoca arayışındayken 7 yıl boyunca Mainz 05'in başında olan Jürgen Klopp isimli 40 yaşındaki bir Alman'a gittiler. Klopp 18 yıldır Mainz'a hizmet veriyordu. 1990-2001 arası 11 yıl kulüpte futbol oynadı. 2001 yılında emekli olduğunda 33 yaşında Mainz'ın başına geçti. 2001-02 sezonunda takım Bundesliga 2. lig tarihinin bir üst lige yükselemeyen takımlar arasındaki en iyi performansını verdi. 1 puan farkla dördüncü olup birinci lig şansını kaçırdılar. İzleyen sene işler daha da dramatikleşti. Eintracht Frankfurt'la aynı puan olan Mainz son haftaya sadece 1 gol averajı geride dördüncü sırada girdi. Braunschweig deplasmanında 4-1 kazandılar. Frankfurt 3'ten daha az farkla kazansa dahi Bundesliga vizesi alıyorlardı. Onlar da evlerinde küme düşmüş Reutlingen'i konuk ediyorlardı ve 88. dakikada durum 4-3 Frankfur lehineydi. Bu skor Mainz'ı Bundesliga'ya taşıyacaktı. Ama mucize gerçekleşti. Frankfurt 89. dakikada 5-3, 93. dakikada da durumu 6-3'e getirerek tekrar Mainz'ın 1 gol averajı üstüne çıktı ve üçüncü sırayı alıp Bundesliga yolunu tuttu. Bu dramatik anları şuradan izleyebilirsiniz. Klopp üstüste 2 sezon dramatik şekilde yükselmenin eşiğinden dönmüştü. Ama bu yıkımı yine atlattılar. 2003-04'te bu sefer averajla üçüncü sırayı alan onlar oldu ve Bundesliga'ya yükseldiler. Klopp takımı iki sezon üstüste 11. sıraya oturttuktan sonra 2006'daki küme düşüşü engelleyemedi. Buna rağmn 2007-08'de yine yükselmeyi ucuna kadar getirip dördüncü olabildiler. Bu da Klopp'un Mainz kulübesindeki son yılı oldu. Son 4 yıldaki çizgisi enerjik bir hoca arayan Dortmund yönetiminin ilgisini çekti ve 2008 Mayıs ayında göreve getirildi.


















1 Eylül 2008'de blogda "Anka Kuşu Westfalen'de" başlıklı yazıda Klopp'un ilk 3 haftaya iyi başlamasının ardından işi sonuna kadar götürüp götüremeyeceğini sorgulamıştık. Aradan 28 hafta geçti. Klopp da sınıfı geçti. Borussia Dortmund ligdeki son 7 maçının tümünü kazandı. Bu kulüp tarihi rekoru aynı zamanda. Bu müthiş performans onları bir anda zirveye yaklaştırdı. Lider Wolfsburg'un 5 puan arkasındalar ama daha önemlisi bu akşam deplasmanda Wolfsburg önüne çıkıyorlar. Kazanmaları halinde zirveyi alt üst edebilirler. Magath'ın geçtiğimiz hafta içi ayrılacağını açıklaması Wolfsburg'da oldukça olumsuz bir etki yaparken Dortmund sürekli yükselişte. Biri inişte öbürü çıkışta 2 kulübün maçından yükselenin kazanması çok sürpriz olmamalı. Son 2 maçlarını da Monchengladbach ve Bielefeld ile oynayacak olmaları bu maçın önemini daha da artırıyor. Sarı siyahlılar ilk yarıdaki maçlarda büyük takımlarla oynadıkları ve berabere biten bir dolu maçın yarısını kazanabilseydi bugün zirvede oturuyorlardı. Ama hala iş bitmiş değil. The Guardina'ın ifadesi ile "Westfalen'li Mourinho" son kurşununu atmadı henüz. Takım 2002 sezonundan beri ilk kez ligi bir önceki sezondan daha yüksekte bitirmeyi garantiledi. Bu dönüşümde Nuri Şahin'e de değinmek gerekiyor. Üstüste kazanılan son 7 maçın son 6 tanesinde 90 dakika sahada kaldı. Umarız 16 yaşında onu milli takıma alıp daha sonra bir köşede unutan Fatih Terim bu sefer görmezden gelmez. Subotic ve Santana'dan oluşan defans göbeği, Sebastien Kehl ve bu sene patlama yapan Thomas Hajnal'dan oluşan orta saha göbeği ve ileri uçta sakatlıktn dönen Alexander Frei'nin varlığı Dortmund'u her geçen hafta daha ileri taşıdı. Tabi bir de Bundesliga'nın en iyi 12. adamlarından Mohamed Zidan'ı da eklemek lazım.




















Westfalen'in kale arkası tekrar eski günlere dönmeye hazırlanıyor. Klopp hakkında tek bir dileğim var, Adnan Sezgin'in eline düşmesin. Zira yükselmekte olan Alman genç teknik adam öğütme konusunda daha önceden başarılı bir geçmişimiz var. Bir ikinciye yol vermeyelim.

3 yorum:

rıza yaşar dedi ki...

Dutchman,

32. hafta maçları bu haftaiçi oynanacak. Wolfsburg-Dortmund maçı da bu akşam saat 21:00'de. (tsi ile)

TD-erkut dedi ki...

Her "yükselen genc Alman hoca" keske Klopp gibi olsa.. Geldigi yeri tirnaklariyla kazimistir kendisi.. Skibbe gibi cakma yükselen, yükseldigi rivayet edilen, tesadüfen Allah tarafindan yükselen hocalardan degildir... Haaa Adnan Sezgin'in eline gercekten düsmesin, ama bir gün GS'a gelsin...

Öperim ellerinden Ollandali.. Akilli ol...

Ha bir ara alayim da Dortmund'un o meshur kale arkasi tribününe (nam-i deger Südtribüne) götüreyim seni... Yanniz o stad UEFA kupasi aldigimiz sene mundar oldu biraz be.. Sen git 60 bin biletin 45binini Türklere kaptir... Yakismadi Dortmundspor'a...

Osman dedi ki...

Klopp hakikaten Bundesliga'nin belki de en özel TDsidir.

Ama Skibbe'ye de "cakma yükselen" demek de, futbol'u sadece profesyonel takimlardan ibaret sanmak sayilir, ve kanimca hem yanlis hem de hakisizliktir.