30 Haziran 2009 Salı

ALLAH'IN SEVGİLİ KULU-2















Dün Malmö'de Alman 21 yaş altı takımıyla Avrupa'nın zirvesine çıktı Horst Hrubesch. Alman futbolundaki teknik adamlık görevine dönmeden önce görev yaptığı son yer Samsunspor'du. Çok uzun sürmedi Samsun kariyeri. 2000 yılında Almanya'ya dönüp altyapı üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdı. 4 yıl boyunca Alman ümitlerinin hocası olan DieterEilts geçtiğimiz Kasım ayında Hansa Rostock'un başına geçmek için ayrılınca stepne hoca olarak getirildi gençlerin başına. Ancak Eilts'ın 4 senede yakalayamadığı başarıyı 8 ay sonra yakalamayı başardı. Bu çıkış onu Alman futbolundaki hocalık kariyerinde yeni sayfalar açacaktır. Kendisi futbolculuk yıllarında zaten tarihe geçmiş bir oyuncuydu. Hamburg forması ile kazandığı başarılar ve Alman Milli takımı ile 1980 Avrupa Şampiyonluğu onu Alman futbolunun unutulmazları arasına soktu. Özellikle Belçika ile oynanan finalde attığı 2 kafa golü onun kariyerinin zirve noktasıdır. İlginç olan Hrubesch'in o golere kadar turnuvada hiçbir gol kaydına muvaffak olamamasıdır ki işte anlatacağımız enfes hikaye de bunun sebebi ile ilgilidir. Jupp Derwall'in müthiş kitabı "Futbol Basit Bir Oyun Değildir" kitabından alalım.

"................Horst Hrubesch sezon sonunda 28 Mayıs 1980'de Madrid'te yapılan Avrupa Kupa Galipleri finalinde Nottingham Forest'e karşı Hambur'un kadrosunda yer almıştı. Oyunu Hamburg 1-0 kaybetmişti. Hrubesch hem bu fşnal yenilgisinin etkisini henüz üzerinden atamamış, hem de dinlenmek ve Avrupa şampiyonasına hazırlanmak için yeterli zaman bulamamıştı..........

Bu nedenle onu ilk maçımızda onbine koymadım.....Oyunun tek golünü Rummenigge attı....
Ertesi gün, antrenman bitice Horst Hrubesch yanıma gelerek, yemekten sonra iki saatliğine kente gitmek için (Roma) izin istedi. Onu dürüst ve açık bir insan olarak tanıdığım için izin verdim ve iki saat sonra otele dönmesini söyledim.

...Hollanda maçına 1 gün kala Napoli'ye hareket ettik. Hrubesch üçüncü milli maçını oynayacaktı. Daha ilk yarıda 3-0 öne geçmiştik. Gollerin hepsini Bernd Schuster'in derin paslarıyla Klaus Allofs atmıştı. Horst Hrubesch sonuna kadar oyunda kalmış ama gol atamamıştı. Roma'da kahvaltıdan sonra tedirgin bir halde olduğunu gördüm. Tam dışarı çıkarken benden iki saatliğine kente inmek için izin istedi. Mutlaka bugün gitmesi gerektiğini söyledi ve "Hocam, benim için çok önemli, lütfen, dedi". Onu üzmek istemedim, öbür oyuncuların da özel şeyleri olabilirdi, tek başına takılmak isteyebilirlerdi. Uzatmadan peki dedim ve yine zamanında otelde olmasını söyledim. Hrubecsh böyle ikide bir kente inmesinin sebebini bana turnuvadan sonra söyleyeceğini ekledi.


Yunanistan'la Torino'da berabere kalıp şampiyona finalini garantiledikten sonra Hrubesch yine karşıma dikildi. Ben gözlerimi sıkcıa yumdum. Kulağıma sadece "kente inmek-bir saat-bu son olacak-hiç gecikmeyeceğim" filan gibi sözler geliyordu. Epeyce düşündüm, yemekten sonra şöyle dedim: "Sadece bir saat. Ayrıca yanına birini de katacağım ve otele tam zamanında döneceksin".


Yarım saat geçtikten sonra kapıda dikilip onu beklemeye başladım. Derken Hrubesch göründü, yüzünde merakımı çeken bir gülümseme vardı. Daha uzaktan seslendi: "Hocam gördüm onu! Papayı gördüm hocam! Papayı gerçekten, hem de çok yakından gördüm". Memnun, mutlu ve müteşekkir görünüyordu. O zamana kadar Hrubesch'in böylesine inançlı bir Katolik olduğunu bilmiyordum.

........Hrubesch final maçı öncesi Alman liginde kendisini kanıtlamıştı ama mşlli takımdaki ilk beş maında gol atamamıştı. Yine de onu oynatmak riskli olmaz dedim kendi kendime. Mücadeleciydi, kafa topları ve şutları güçlüydü. Ona orta yapacak olan da Hamburg'da beraber oynadığı Manni Kaltz'dı.

1980 Avrupa Şampiyonası finalini 2-1 biz kazandık. Bizi galibiyete taşıyan iki golün de sahibi, önceki iki üç gün durmadan Papa'nın peşinde koşturan Hrubesch'ti. Ve onu gördükten sonraki ilk maçında golleri atmıştı. Bu goller bize 1972'den sonra 1980'de ikinci kez Avrupa şampiyonluğu unvanını getirmişti......
"

Allahın Sevgili Kulu

1 yorum:

KralCan dedi ki...

Onlarda topluca cuma'ya gitmek yokmuş demek ki :)