24 Temmuz 2009 Cuma

BABASINA ÇEKMEYEN BİR ADAM

Dün Avrupa Ligi'ndeki sonuçları takip ederken fark ettim. İrlanda'nın Saint Patrick's Athletic FC takımının Malta temsilcisi Valletta'yı mağlup ettiği maçta Valletta kadrosunda bir isim göze çarpıyordu. Jordi Cruijff. Dünya futbolunun gelmiş geçmiş en üyük yeteneklerinden olan, Hollanda'da tüm zamanların en iyi futbolcusunun oğlunun 35 yaşında geldiği yer çarpıcı. Yıllar önce Balic Konyaspor'a transfer olduğunda gazetelerde "Real Madrid'den Konya'ya" şeklinde bir manşet vardı hiç unutmam. Futbolcuların kariyerlerinde ani düşüşleri görmek acı bir durum. Jordi'nin de durumu böyle oldu. Kariyerinde hiç bir zaman Hollanda takımlarında forma giymedi ilginç şekilde. Baba Johann onu 7 yaşında Ajax altyapısına soktu ama, kendisi gibi Katalunya'ya gitmesi için Ajax'la başarılar kazanmasını beklemedi. 14 yaşında onu Barcelona altyapısına getirdi. Aslında 25 yaşına gelene kadar işler gayet iyigitti. Önce Barcelona'da sonra da 1.4 milyon pounda gittiği Manchester United'da. Ama United kariyerinin ikinci yılından itibaren kariyeri düşüşe geçti. İspanya'ya döndüğü an onun için makus talihi geri döndürme açısından bir fırsattı. 2000-01 sezonunda Alaves'in efsane kadrosuyla UEFA Kupası'nda oynadığı final onun geri dönme sinyalleriydi. Ama ötesine geçemedi. 2003'te takım küme düşünce ayrılıp Espanyol'a gitti. Bir sezon oynadıktan sonra gelen sakatlığı onu futboldan uzak tuttu 2 sene boyunca. Bu sürede Barcelona B takımıyla futboldan kopmamaya çalıştı. 2006'da Ukrayna'nın Metalurh Donetsk takımına geldiğinde yaşı 32'yi bulmuştu. Bu sezon başında da Malta'nın yolunu tuttu.

Malta'ya gidişinin ardında biraz da takımın Hollanda'lı hocası Ton Caanen'ın da etkisi var tabi. Zaten hem futbolcu hem de yardımcı hoca olarak görev yapıyor. Dün Saint Patrick's Athletic'e mağlup olarak turnuvaya veda ettiler, böylece Cruijff'un, belki de kariyerindeki son Avrupa defteri de kapanmış oldu. Eğer babasının yolundan gidebilseydi dünya tarihindeki en iyi baba-oğul ikililerinden birisi olabilirlerdi ama onun yolu milenyumun başından itibaren hep aşağıya doğru oldu.

3 yorum:

Metonet dedi ki...

Soyadı Cruyyf olmasa Barcelona'da ManU'da hayal olurdu bence onun için.boynuz kulağı geçemedi.

Minero dedi ki...

Ben de Metonet'e katılanlardanım. Hiçbir zaman üst düzey oyuncu olamadığını ve ismin hatrına oynadığını düşünüyorum. Yamulmuyorsam ismi bile Barcelona şehrinin azizi sayılan Saint Geroge'un Hollandaca halidir.

Ku.Ba dedi ki...

Dur bakalim, bu isin teknik direktörlügü de var daha. Belki yolun basindadir henüz :)