13 Temmuz 2009 Pazartesi

VİZYONSUZ ADAM YOLA DEVAM EDİYOR
























Vizyonsuz, misyonsuz ve karizmasız yolladık ülkeden Şenol Güneş'i. Türk futbol tarihinin milli takımlar bazındaki en iyi turnuva derecesi hala ona ait. 2002 yılında alınan Dünya Kupası üçüncülüğünü, "hiç bir Avrupa takımıyla oynamadan kazandık" şeklindeki iddiayı hafiften komik bulurum. Zira bu turnuvanın adı Avrupa Şampiyonası değil Dünya Kupası, sadece Avrupa takımlarının bulunmamasının getirdiği doğal bir sonuçtur zaten. Tamam dünya futbolunun kalbi Avrupa'da atmaktadır ama bugüne kadar düzenlenen 18 dünya kupasının 9 tanesini Avrupa dışından bir ülke kazanmıştır, yani yarı yarıya. Dediğimiz gibi turnuvanın Avrupa çapında değil, dünya çapında yapılmasının da esprisi budur zaten. Orada belirtilmek istenen elimizde iyi bir nesil olduğu, fırsat kaçırdığımız, turnuvayı kazanacak güçte olduğumuz gibi şeylerse tamam oturup tartışılır ama yukarıdaki ifadeyi kabul edemiyorum. Ayrıca o turnuvadaki kadromuz, Euro 2008'de yarı final gören ve bugün dünya kupası biletini mucizelere bırakmış olan kadrodan daha mı kaliteliydi çok büyük şüphelerim var. Maksat Şenol Güneş'in ipini bir an önce çekmekti. Çektik hep beraber ve Güney Kore'ye yolladık.

FC Seoul ile üçüncü sezonuna başladı Kore'de Güneş kısa bir süre önce. Son zamanlarda ülkede yurt dışına gönderdiğimiz teknik adamlar arasında aynı takımda üçüncü sezonu gören adam yok doğru dürüst. Geçtiğimiz yıl ligi play-off finalinde kaybettiler. Bu sezon başında Trabzonspor için adı geçtiğinde tek düşüncem dönmesi halinde büyük hata yapacağı idi. Kaldı Seul'de. Takım şimdilik geçen sezondan da iyi gidiyor. Üç cephenin tümünde yollarına devam ediyorlar. Dün zirveye oynayan takımlardan Incheon United'ı kendi evlerinde 5-1 mağlup ederek liderlik koltuğuna oturdular ve şimdilik maç fazlasıyla devre arasına zirvede girdiler. Asya Şampiyonlar Ligi'nde ilk önce gruptan mucizevi şekilde çıktılar, sonra da turnuvanın en büyük şampiyonluk adayı Kasima Antlers'i deplasmanda penaltılarla mağlup ederek çeyrek finale kaldılar. 23 Ağustos'ta Katar temsilcisi Umm-Salal ile çift maçlı eliminasyon sistemi ile yarı final mücadelesi verecekler. Kore Lig Kupası'nda da çeyrek finaldeler ve dün 5-1 mağlup ettikleri Incheon United karşısına çıkacaklar ayın 22'sinde. Kore Federasyon Kupası'nda ise 4. turda Jeonbuk Hyundai Motors'a 3-1 mağlup olarak elendiler.

















FC Seoul 24 Temmuz'da Manchester United'la 80.000 kişilik Seul Dünya Kupası Stadyumu'nda bir özel maç yapacak. Maçın biletleri şimdiden tükendi. Tabi bu maç sebebiyle 22 Temmuz'daki kupa maçı rövanşının ertelenmesi gerekebilir.

Güneş'in Seul'de iki de Türk yardımcısı var. Yasin Özdenak kaleci antrenörü olarak görev yapıyor takımda. Şampiyonlar Ligi 2. turundaki Antlers maçında futbolcularla iletişiminin çok iyi olduğunu gördüm Özdenak'ın. Takımdaki diğer Türk de Şeref Çiçek, Çiçek antrenör olarak görev yapıyor. Güneş'in altında çalışan diğer tüm personeller Kore'li. Takımın en önemli oyuncusu elbette 2007 yılında Incheon United'dan alınan Karadağ'lı Dejan Damjanovic. Oyuncu, bu sene FC Seoul'un ligde ve şampiyonlar liginde en çok gol atan oyuncusu. Lee Chung-Yong, Ki Sueng-Yueng, Fransız Kavin Hatchi ve Edilson Dos Santos takımın diğer önemli oyuncuları.

Güneş bu sezon lig veya Asya çapındaki şampiyonluklardan birisine ulaşırsa bu kovalanırcasına gönderildiği ülkeye bir selam olacak. Şimdilik gördüğümüz Kore'de "vizyon, misyon ve karizma" aranmadığı (!).

11 yorum:

zachpaulsen dedi ki...

vizyon, misyon, karizma kısmı hikaye ama Şenol Güneş'in teknik direktör olarak yeterli ve tatmin edici olmadığı aşikardır.
2002 dünya kupasında kurduğu 11'ler saç baş yoldurtmuştu. hakan şükür'e her maçta tahhmmül edip o zaman formda İlhan MAnsız'ı oynatmaması, bir türlü takımı çift forvet oynatmaması, yıldıray'ı çok iyi oynadığı Brezilya maçında erkenden oyundan alması kabul edilebilir hatalar değildi. ve en önemlisi cesaretli olması gereken yerlerde hep ürkek davrandı. oyuna hiçbir yerinde müdahele yapmadı.

Ayrıca kura şansı olduğunu da inkar edemezsiniz.

oynadığı maçlar içinde kolombiya, çin, japonya ve senegal dışında tek takım brezilya idi. 2 brezilya maçını da çok kötü yönettti saçma sapan işler yaptı.

şenol güneş büyük çapta bir takımı çalıştırabiliecek kalibrede bir hoca değildir. Kore'de devam etsin hayatına.

Flying Dutchman dedi ki...

@hücum futbol

öncelikle Kolombiya ile değil Kosta Rika ile oynadık grupta belirteyim. O önemli değil de kura şansı bir kupada gruplarda değil de eliminasyon usulü maçlarda konuşulabilecek bir durumdur bana göre. O turnuvada bizim kura şansımız vardı da Almanya'nın yok muydu? Gerçi Almanya'nın ne zaman yok? Ayrıca oynadığımız takımlar turnuvanın en iyi ekiplerinden Senegal, Brezilya ve ev sahibi takımlardı ki ben bunlara çok kolay takımlar diyemiyorum. Senegal bizle oynayana kadar son dünya ve Avrupa şampiyonunu mağlup etmiş, İsveç ve Uruguay gibi takımları saf dışı ederek oraya gelmiş bir ekipti. O gün sahadan sildiğimizi çok iyi hatırlarım Senegal'i ama haklısın Şükür'ün formsuzluğuna kurban gidiyordu maç az daha.

Teknik direktörün yanlış yapması ya da eleştirilebilmesine varım ama çifte standarta katlanamıyorum. Örneğin Fatih Terim'in milli takımın başında bu ülkede Güneş'in gördüğü eleştirinin % 10'unu görmediğini düşünürüm hep. Güneş dünya üçüncüsü yaptı ve ardından Euro 2004 play-offunda elendi, görevden alındı. Terim euro 2008'de yarı final oynadı, şimdi dünya kupası elemelerinde nal topluyor...var mı istifa sinyali...var mı görevden alma sinyali?....Grupta bizden sadece 1 puan geride olan ve bizimle içeride oynayacak Belçika "2010 defteri bitti 2012'ye hazırlanıyoruz" diye hocasını değiştirdi, biz uyuyoruz hala...

CaRtMaNtR dedi ki...

Bizde çıkmadık candan umut kesmeyen bir yönetim anlayışı var. Ayrıca misyon vizyon bilemem ama bu ülkede basın Şenol Güneş'e sallarken gösterdiği cesareti asla Fatih Terim' karşı gösteremez. Malum kendisi bıyıktan gözlükten filan başlayarak kalayı basabilir.

Bu arada Şenol Güneş ile bu yaz Trabzonspor arasındaki flörtte kendisinin Trabzon'a gitmek istediği ama FC Seol'ün onu bırakmadığı yönünde haberler çıkmıştı. Bu doğru ise Şenol Güneş için kötü bir kariyer planlayıcısı yada fazla duyguları ile hareket eden biri demek mümkün olabilir.

zachpaulsen dedi ki...

benim şenol güneş'e özel bir garezim yok. sadece tespit yapıyorum. konu Fatih Terim değil ki onu tartışalım. ikisini kıyaslamaya veya medyanın onlara yönelik çifte standardını örnek vermeye gerek yok. Sonuçta böyle bile olsa bu durum Şenol Güneş'in kötü ve yetersiz bir teknik direktör olduğu gerçeğini değiştirmez.

Fatih terim'se 2000 yılında Galatasaray'ı bıraktığından beri saçmalamaya devam etmektedir. ikinci galatasaray macerası ve son Avrupa şampiyonasında yaptığı hatalar, kadro tercihleri, oyun kurguları skadal boyutta. Ama bizler aynen 2002'deki hep sonuç odaklı olduğumuz için gerçeklerle bir sonraki turnuvalarda yüzleşiyoruz. Milli takım olarak istikrarlı bir yapı, takım kurgusu ve oyun planı geliştiremediğimiz için 2010 dünya kupasına gidemiyoruz. Aynen 2004 Avrupa şampiyonasına gidemediğimiz gibi. Bizim işimiz anlık başarılardır.

Ancak Fatih Terim'i Şenol Güneş'le kıyaslarken bir şeyi atlarsak ayıp ederiz. 96-2000 arası Galatasaray'da yaptıkları, oynattığı futbol bugüne kadar yanına bile yaklaşılamayacak kadar farklı bir oyundu. Eğer devam etse 2001 yılında bayern yerine Galatasaray şampiyonlar ligi şampiyonu olacaktı. Aynen Marunho'nun Porto'da yaptığı gibi.Önce UEFA sonra Şampiyonlar Ligi. hayatının en büyük hatasını O takımı bırakmakla yaptı bence.

Milli takımı çalıştırabilecek Türk Hoca yok bence. Palyatif ve kısa vadeci Mustafa Denizli hele hiç ümitlenmesin. Ben İngilizlerin yaptığı gibi dünya çapında klas bir yabancı ile en az 2 turnuva dönemi geçirilmesini düşünüyorum. aksi takdirde; sabri, ibrahim üzülmez, gökhan zan, colin kazım, uğur boral, tümer, emre belözoğlu, mevlüt, gibi bir sürü adamı bu takımda görmeye devam ederiz.

varol döken dedi ki...

2002 dünya kupasında oynadığımız futboldan, bugüne kadar daha iyisini izleyen, o takımdan daha iyi bir milli takım hatırlayan varsa beri gelsin... şenol güneş'in hataları çoktu ama sahaya takım çıkarıyordu... fatih terim ise sahaya kendisini sürüyor bu kadar basit...

giggle loop dedi ki...

Şeref Çiçek futbolculuğundan sonra ODTÜ'de hocalık yaptı. Hatta seçmeli futbol dersi falan almıştık zamanında.

lembo dedi ki...

bu yazıyı , ateşli bir şenol güneş savuncusu olan sunay akın'a okutmak lazım.. hem hemşerilik, hem de ideolojik görüş bağlarıyla bağlılar birbirlerine.. okusun da sevinsin..

Northx dedi ki...

Senol Gunes'in cikardigi tum kadrolarda sac bas yoldugumu hatirliyorum, hala da pozitif bir izlenimi yoktur bende. 2002 Dunya Kupasi kuralarinda sansimiz yaver gitti ama pek bir onemi olmamali, 3. olduk, ekolsuz, ne oynadigi belli olmayan bir takim icin buyuk basari.

Trevanian dedi ki...

Başarılı adama bok atmakta üstümüze yok ... Adam dünya üçüncüsü yaptı "Hocaya Rağmen" diye kestirip atıverdiler. O kadar basit zaten herşey.

Yok akdeniz oyunlarından beri beraber oynayan takımmış da dedem de 3. yaparmış. Akdeniz oyunları 93 de yapıldı 2002 ye kadar ne yaptı bu milli takım? Euro96 da gol atamadan geldik de gene de bayram etmedik mi?

İllaki eleştirilen kararları oldu Güneş'in 2002 de ama komple kestirip atmak, başarıyı ona buna maletmeye kalkmak ayıp değil mi yav??

İki defa yenildiğimiz Brezilya maçlarında da gayet güzel oynamıştık bence. İlkinde penaltı olmayan penaltı ve rivaldo'nun aktörlüğüyle 9 kişi kaldık 2-1 yenildik. İkincisinde Ronaldo'nun herkesin hakkında garip fikirler türettiği nerdeyse gerilmeden vurduğu pisburunla 1-0 yenildik. Bnce kapasitemizi sonuna kadar zorladığımız iki maçtı.

Daum'un dediği gibi 11 e kadar saymasını bilen herkes futbol hakkında yorum yapabilir. Türkiye'de peygamber gibi görülen Ferguson'u getirsek ona da bir kulp takan çıkar.

Aragones geldi Fener'de başarısız olunca "zaten ispanya'yı herkes şampiyon yapar" dendi, Del Bosque geldi "Babacan adam ama futboldan anlamıyo" dendi, "Ancelotti adam değil Milan takım değil" dendi memlekette daha neyi konuşuyoz :)

Rijcaad'a da kulpu takarlar yakındır... Benim beklentim " Arda ,baros ve keita aynı anda oynamaz orta saha zayıf kalıyor,Barça'da Xavi, İniesta vardı onlar gibi adam lazım bu sistem için"

uykutu dedi ki...

öncelikle kişisel fikrimi belirteyim, 2002 kadrosu 2008 kadrosundan kat be kat üstündür. 2002 kadrosu İngiltere'de düzenli forma giyen çok sağlam bir stoper Alpay, en formda günlerinde olan Bülent Korkmaz, yanılmıyorsam Werder'de şampiyonluk yaşamış ve hemen her maç forma giymiş Ümit Davalar, ülkenin formda olduğu zaman gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden Hakan Ünsal, o sıralar nefes almadan koşmaya hala devam edebilen Okan Buruk, Leverkesun ile ş.ligi finali yaşamış, hemen her büyük klüpte forma giyebilecek yetenekte Yıldıray, yaşadığı sakatlıklara rağmen o zaman için hala üst düzey yeteneklerini sahaya yansıtabilen, adı büyük klüplerin transfer listesinde geçebilen Emre, turnuvada yoldurduğu saç başa rağmen en sağlam stoperlere karşı bile pivotluğunu sürdürebilen, bülentin gelişi güzel toplarını bile başarıyla arkadaşlarına indiren, rakip savunmayı yorgun düşüren Hakan Şükür, İngiltere'de deneyiminin doruklarına çıkan buram buram tecrübe Tugay, açıkça kabul edelim ki turnuvanın en formda ve başarılı oyuncularından birisi olan Hasan Şaş ve Muzzy, İlhan Mansız, Arif gibi oyunun kaderini değiştirebilecek yedekler (2008 deki yarı final başarısına rağmen birey olarak aldığımızda turnuvaya damga vuran oyuncumuz 2002 ye nazaran az hatta yoktu.. 2002'de ise Hasan Şaş, Yıldıray, Kahn ile birlikte turnuvanın en iyi kalecisi olan Rüştü, ve bir nebze Emre turnuvaya damga vurmuştur )bunları zaten hepimiz biliyoruz ama biraz da kendime nostalji olsun diye yazdım, güzel günlerdi ((: yine şahsi fikrim Brezilya'dan da daha komplike ve daha iyi bir takımdık(takımdık!) pis burun ronaldo'ya kurban gittik o ayrı (: objektif olarak da ifade edeyim ki Brezilya hiçbir maçında bizimle oynadığı maçlardaki kadar zorlanmamıştır.. ilk maç şenol güneş'in turnuvadaki en büyük hatalı seçimi yıldırayı oyundan alması sonucu kaybedilmiş, ikinci maç ise demin de söylediğim gibi pis burun ronaldo'ya kurban gitmiştir..

yeni kadromuz da iyi oyuncular vardır ama şimdilik sadece iyilerdir.. Arda süper topçu ama şimdiye kadar sıradan bir UEFA maçında bile takımını sürüklediği ? çok az.. Tuncay? devamlılık? Nihat? yıl içinde sakat olmadığı süre? Gökhan-Servet? Haka Balta'nın Hakan Ünsal ile kıyaslanması bence kıyaslanmaz..2002 Emresi ile 2008 Emresi? Werder apoletli Ümit Davala yerine Sabri HAHAHA.. uzar gider ben kıyaslama yapabilecek oyuncu bile göremiyorum maalesef.. takım ruhu olarak da 2002 kat be kat üstündü..

uykutu dedi ki...

Şenol Güneş'in yetenekleri tartışılır, hatalı seçimleri de olmuş olabilir ama en önemlisi şu ki Şenol Güneş takıntılı bir adam değildir, hatasını gördüğü zaman kararından açık yüreklilikel vazgeçebilir.. Yıldıray'ı diğer maçlarda oyunda almaması, ya da İlhan Mansız'ı Senegal maçında oyuna alması vs (ki hep merak ederim tamam İlhan çok formdaydı da maça ilk 11 başlasa sonradan girdiğinde sergilediği o başarıyı sergileyebilir miydi ? bazen kenarda olduğunuz ve saha içindeki arkadaşlarınızı izlediğiniz de dışardan gördüğünüz ve ekstra motive olduğunuz için ulan bi oyuna girsem tozunu attırım, mını ırzını buranın diye oyuna girme ve anlık patlamalar yaşamanız olasıdır, 11 de iseniz sistem içindeki en iyi oyununuzu oynarsınız ama öyle patlama filan yaşamazsınız, biliriz vardır öyle hırs küpü adamlar, emre ve okan da çok sık yapardı bunları eskiden oyuna ilk girdiklerinde rakip yarı sahadaki uçan kuşa pres yaparlardı )

Turnuva boyunca avrupa ülkeleriyle karşılaşmamış olmamız ise bu başarıyı bir nebze olsun küçültüyor ise bu sadece ama sadece bizim vizyonu yok vizyonu yok hede hödööö diyen basınımızın gözünde onların vizyonsuzluğundadır, sanmıyorum ki hiçbir yabancı basın ülkesi bizim başarımızı küçümsesin böyle yaklaşsın olaya.. Japonya, G.Kore, Senegal turnuvanın en iyi takımları değil miydi ? farklı turnuvaları mı izledik? Senegal değil miydi Fransa'yı maymun eden, Zidane'a top göstermeyen.. İtalya ve İspanya'yı eleyen G.Kore değil miydi ? G.Kore'nin yaptığını biz yapamaz mıydık ? rahat yapardık? kral'ı gelsin ulan dedirtir adama o takım. unutulmamalı turnuvanın en iyi takımıydık.. Galatasaray'ın uefa ve süper kupasına bahane bulanlar da var.. başarıyı hazmetmekte inanılmaz zorlanan bir bünyemiz var.. bu şeyler çok sık yaşanan duygular, başarılar değil, tadını çıkartmak lazım.. kralı gelsin ulan!!! ((: