13 Temmuz 2009 Pazartesi
YUNANİSTAN'DAN SEZON ÖNCESİ İLK İZLENİMLER
Cumartesi günü yazı işlerinde oturuyoruz, mafalda'ya "şu Yunanistan'da yaz dönemi transferlerini ve takımları bir değerlendir" dedim, kaldırdı kafasını "ya Dutchman zaten kupayı kaç senedir Pire'ye giderken cam fanusta ancak görüyoruz, bir de transferde adamlar iyice tozu dumana kattı, ne transferi ne AEK'sı, PAO'su, ben baklava Türk tatlısı mı Yunan tatlısı mı hala ondayım" der gibi baktı yüzüme. Ben de "tamam lan tamam ben yazarım, zaten kaç senedir Atina'dasın, bir Yunan mutfağından yemek tarifi yazmadın aylardır Tuncay'ın ısırıklarını gözlüyoruz" şeklinde sitemkar biçimde gözlerimle muhabbeti tamamladım ve giriştim işe. Yunanistan'da transfer dönemi tüm hızıyla devam ediyor. Şimdilik gördüğümüz takımların kadrolarında en az 5-6 oyuncunun yer değiştirdiği yönünde. Peki bu önümüzdeki sezonun çehresini geçtiğimiz sezonlardan farklı mı yapacak? Bana göre hayır. Biraz daha ayrıntısına girip konuşalım.
Olympiacos son 12 sezonun 11 tanesinde ve son 5 sezonda şampiyonluk ipini göğüslemekle meşguldü. Üstelik bunların 5 tanesinde de duble yaptılar, sonuncusu geçtiğimiz sezon olmak üzere. Peki bu dominasyon yıllarında Avrupa'da ne yaptılar? Nerede ise hiç. 10 sene önce Şampiyonlar Ligi'nde oynadıkları bir çeyrek final var o kadar. Her sene şampiyon oluyorlar, Avrupa'ya gidip yamulup geri dönüyorlar. Peki yıllardır arkalarında nal toplayan Panathinaikos ne yaptı bu dönemde? 2000-01'de o zamanki statüye istinaden Şampiyonlar Ligi'nde ikinci gruplara yani son 16'ya kaldılar. 2001-02'de aynı kupada, 2002-03'te UEFA Kupası'nda çeyrek finale kaldılar. Geçtiğimiz sezon da yine Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkarak son 16'ya attılar kendilerini. Yani Olympiakos içerde aslan dışarıda kedi kesilmişken onlar da Avrupa'da ilerlemekle meşguldüler. Her sezon Olympiakos bu gidişe bir dur demek için yapıyor transferlerini. Olympiakos-PAO ilişkisini bu anlamda Fenerbahçe ve Galatasaray'a benzeten var. Çok para harcayıp büyük transferler yapan Olympiakos'u sarı lacivertlilere genelde düşük bütçeli transferler yapıp Avrupa'da başarılı olan PAO'yu da sarı kırmızılılara. Ama bu biraz zorlama bir benzetme zira ne Galatasaray artık o eski düşük bütçeli transferlerin takımı ne de PAO gibi 12 yıldır rakibini izlemekle meşgul.
Pire takımı bu sezon transferde hafiften abarttı tabloyu. Önce Olof Mellberg'i aldılar Juventus'dan. 2,5 milyon euro ödediler bu transfer için ve 31 yaşındaki İsveçli defans oyuncusuna da yıllık 1.8 milyon euro ödeyecekler. Ardından geçtiğimiz yıl kiralık olarak çok iyi bir sezon geçiren İngiliz Matt Derbyshire'ın bonservisini Blackburn Rovers'tan 3 milyon euroya aldılar. Ledesma ve Raul Bravo kiradan döndüler ve son olarak dün Sevilla'dan Enzo Maresca'yı 3 yıllığına transfer ettiler. Bu transferler Belluschi'nin Porto'ya gidişi ve Djordjevic'in futbolu bırakmasının ardından oluşan boşlukları kapatacak tabi ki. Bu transferlerin neye dönük olduğu açık. Ama en çarpıcı değişiklik teknik direktör koltuğunda oldu tabi. Espanyol'da kazandığı başarılardan sonra Yunanistan'a gelip ilk sezonunda duble yapan Ernesto Valverde Pellegrini'den boşalan Villarreal hocalığına oturunca Olympiacos, aslında biraz da beklenen bir işi yaptı ve eski AEK'lı, UEFA'nın Anorthosis Famagusta ile gösterdiği performans ile yılın koçu ödülüne aday gösterdiği Temuri Ketsbaia'yı takımın başına getirdi. Bu arada mafalda'nın dün söylediğine göre bu transfer listesinin gerisi de varmış...Bekleyip göreceğiz.
Panathinaikos'a gelince. Az ama öz transferler yaptılar aslında. Djibril Cisse için 8 milyon euro ödediler Marsilya'ya. Geçtiğimiz sezon Olympiacos'ta kiralık oynayan Liverpool'ın Arjantinli oyuncusu Sebastian Leto'yu kadrolarına kattılar. Nice'ten defans oyuncusu Cedric Kante'yi ve 3 sezondur Benfica ile Portekiz'de olan Kostas Katsouranis'i Yunanistan'a geri getirdiler. Katsouranis geçtiğimiz sezon Benfica'nın en iyi oyuncusu seçildi taraftarlarca. Henk Ten Cate'nın takımı giderek açılan arayı kapatmaya çalışacak. AEK'ya gelelim. Genelde doğu blokundan oyuncular transfer ettiler şu ana dek. En son şampiyonluklarını tm 15 sene önce kazandılar. O tarihte takımın başında olan adam Dusan Bajevic bugün de takımın başında. Bajevic 1988-96 arasında çalıştırdığı AEK ile üçü üstüste olmak üzere 4 lig şampiyonluğu kazandı ve takımı 3 kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda son 16'ya kaldı. O görevi bıraktığından beri şampiyon olamıyorlar ve 20002 yılından beri kaldırdıkları tek bir kupa dahi yok. Bajevic 1996'da görevi bırakıp Olympiacos'a gittiğinde AEK'lı taraftarların büyük nefretini kazandı. Üstelik gelir gelmez Olympiacos'u 10 sezon sonra şampiyonluğa taşıdı. Sırp hocanın Olympiacos'un bugüne kadar gelen hegemonyasını başlatan adam olacağı sonra ortaya çıkacaktı. Bajevic 2002'de büyük taraftar muhalefetine rağmen tekrar AEK'nın başına geçti. Ancak kabus gibi geçen 2 sezonun ardından 2004'teki Iraklis maçının devre arasında istifa etti. Geçtiğimiz sezondan beri üçüncü kez AEK'nın başında.
Bu üçlünün dışında son yıllarda kıpırdanan Larissa'ya da bakmak lazım. Yunanistan'ın üç büyüğü dışında şampiyonluk kazanan son takım Larissa. 1987-88'de tarihlerinin tek şampiyonluğunu kazandılar. Tam 10 oyuncu transfer ettiler şu ana dek. Zurawski ve Laurent Robert de dahil, bir o kadar oyuncu da takımdan ayrıldı. Bu sene Şampiyonlar Ligi play-offuna kalmaları önemli bir gelişmeydi. Yunanistan tarihinde bu 4 takımın dışında şampiyonluk kazanan 2 takım var ki onlar da son olarak ele alacağımız 2 Selanik takımı. Aris ve PAOK. Aris'in en önemli transferi Uruguay'lı gezgin Sebatian Abreu. Artık 33 yaşına gelmiş oyucu kariyerinin sonunda ilk kez Balkanlara uğrayacak. PAOK ise Yunan futbolunun gelecekteki önemli yıldız adaylarından, 21 yaşındaki Vasilios Koutsianikoulis'i (bu adamın ismini bir kerede telaffuz edene benden bir Olimpos tatili) Ergotelis'ten 1.2 milyon euroya aldı.
Yunanistan'da lig son yıllarda "futbol basit bir oyundur, top 2 kaleye gidip gelir ve sonunda Olympiacos kazanır" şeklinde geçiyor. Mağlu başlasalar da, 2-0 geriye düşseler de eninde sonunda kazanıyorlar. Maşallah federasyon ve hakemler de yardımcı oluyor tabi. Son yıllarda 90+4, 90+5 hatta 90+7'de attıkları gollerin haddi hesabı yok. Kendi maçlarına Pire bölgesinden hakemler atanıyor zaman zaman. Böylelikle zaten elinde tuttuğu ve her yıl 500 milyon euro civarı gelir sağlayan, telekomunikasyon firması Intracom ile dünyanın en zengin 500 adamından birisi olan başkan Socratis Kokkalis'in her sene saçtığı paraların karşılığını almaması mümkün olmuyor. Bu sene de benzerini göreceğiz gibi....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Guzel ozetlemisin eline saglik :))
Ligin ilk maci Olympiakos`la ic sahada bu arada. Hani belki daha Olympiakos lige isinmadan bir punduna getirip guzel bir galibiyet aliriz da guzel baslariz.
bu arada altidore'un da olympiakos ile anlaştığı söyleniyor ki bu durumda bobo transferi rafa kalkar.altidore-diogo-derbyshire.genç ve gelecek vaadeden 3 forvet.
maresca'nın bonservisi 1,5 milyon euro ise ki yazılanlar o yönde inanması gerçekten çok güç bir rakam.klasik bizimkiler bu parayı veriyor adamlar bu parayı geyiğine girmek istemem ama gerçekten bu paraya alınabilecek en iyi adamlardan biridir.
eline sağlık diyeceğine 2 yemek yaz şuraya :)))
evet hazırlıksız yakalayıp yenin...gerçi siz 15 senedir lige ısınamadınız o ayrı da :))
bir yazı yazmaya üşenen bünyelerin atina dan kavalaya hoşgeldin komitesi kurmasını beklemek aek'in şampiyonluğunu beklemek gibi bir şey:)
bir de 22 yaşında kariyerinin sonuna nasıl geliyor, sebastian abreu mu benjamin button mu bu adam?
Noldu simdi sizli bizli mi olduk. Neyse ki kaskollari daha postaya vermemistim.
öhöm yani adresi diyorum gönderdim sevgili yazarımız....
varol 2 ve 3 yanyana olunca :))) 22 değil 33...
@varol
Kavala cok uzak. Oraya kadar gelirsem devam eder Istanbul`a giderim. Bence sen 22 Agustos`taki maca gel.
ah be mafalda seinfeld benim dinim diyince konsoloslukta adama sempati gösterip 6 aylık vizeyi vermiyorlar:) yemin ediyorum vizelere verdiğim para ile kolonaki de cafe açardım...
22 ağustos'ta budapeşteye gideceğim, macar konsolosluğu vizeyi uzun süreli vermezse bayram için bu sefer yunan konsolosluğunda abi bak komşuyuz ülke olarak da mahalle olarak da, yukarıda oturuyorum abi ben eziklikleri yapacağım...
@flying dutchman
madem stickerler her yere yapışıyor artık şu vize olayına da bir el at, paris te iş arkadaşlarıyla oturup 10 turist klişesi yazmak kolay, edirne'den dışarı adımını atamadan nasıl yapacak adam gözlemini klişesini...
Yorum Gönder