Yapımcıların ve senaryo yazarlarının çok sık başvurduğu bir formül bu. Karşı cinsten iki temsilciyi yanyana getirip, aralarındaki kimyayla genelde bir televizyon dizisi üreterek bunu sürdürmek. Genelde iş yapan bir formül olmuştur belirtelim. Yine üzerinde durulması gereken bir şey var ki, bu genelde polisiye dizilerde sıkça kullanılan bir formül.Sit-comlarda genelde çekirdek kadro iki kişiden fazla olduğu için sadece bu iki karakter öne çıkmaz, tüm karakterler ön plandadır. Örneğin Seinfeld'de Elaine ve Jerry iyi bir ikilidir ama George ve Kramer en az onlar kadar ön plandadır, hatta dizinin lokomotifi konumundadırlar. Dolayısıyla bizim liste iki karşı cinsten karakterin merkeze oturulduğu yapımlar üzerine. Genelde de sinema salonlarından değil, beyaz ekranlardan vereceğiz örnekleri zira orada süreli bir yayın sebebiyle iyice hafızalara oturmuş oluyor bu ikililer. Neyse geçelim listeye.
1-Fox Mulder-Dana Scully (X-Files): Bahsettiğimiz formülün en iyi uygulandığı dizilerden bir tanesidir X-Files. Dünya görüşleri birbirine zıt olan, sık sık çatışan, ama profesyonellik gereği bir arada çalışan, iki karakterin üzerine kurulmuş dizi Scully ve Mulder karakterlerinin birbirine tatlı-sert tutumunun ayarını çok iyi tutturmasıyla yıllarca sürdü. Ben Scully'nin tarafını tutardım genelde, zira Mulder tam cinci, hocacı, üfürükçü ekolündendi. Bu arada naçizhane görüşüm, dizinin uzaylılarla ilgili olmayan ender bölümlerinin daha iyi olduğu yönündedir. Misal bir kendisini görüşten silebilen eski Vietnam askeri bölümü vardır ki of of.
2-James Dempsey-Harriet Makepeace (Dempsey & Makepeace): Geçenlerde DVD'sini görmüştüm buralarda. Bir fırsatını bulunca yine izleyeceğim oturup 30 bölümün tümünü. Mulder-Scully formülünün atalarındandır
bu İngiliz polisiye dizisi. Bizde 80'li yılların sonunda, "Zorlu İkili" adıyla yayınlanan dizinin adı da Dempsey&Makepeace'dir zaten. Dizinin iki kahramanı Michael Brandon ve asıl adı Glynis van der Riet olan Glynis Barber (bu da Hollandalı çıktı), 1989'da sonradan evlenmiştir. Bugün birisi 64, diğeri 53 yaşında
3-Will and Grace (Will and Grace): E herhalde sevmiyoruz diye listeye almayacak değiliz, zira resmen bahsettiğimiz ekolün vücuda gelmiş şekli bu dizi. Ne karakterleri severim, ne diziyi severim, ne ele aldığı konuları severim, ne espri anlayışını severim ne de diziyle ilgili herhangi bir şeyi. Benim merak ettiğim bu dizide onca ünlünün nasıl konuk oyuncu olarak oynadığıdır. Madonna, Cher, Kylie Minogue, Jennifer Lopez, John Cleese, Matt Damon, Alec Baldwin....neredeyse her bölümde bir ünlü vardır.
4-Emma Peel-John Steed (The Avengers): Yine tatlı-sert, aralarında romantizmin olmadığı ve sürekli bir çekişmenin olduğu kadın ve erkek kahramanın üzerine yapılmış en iyi dizilerden birisi. Zaten dizinin Türkiye'deki adı da "Tatlı Sert"ti ve CNBC-E, Kanael E adıyla ilk yayına girdiğinde bir süre yayınlandı. Emma Peel seri boyunca bir kaç aktris tarafından canlandırılsa da bir Bond kızı da olan Diana Rigg en iyisidir. Dizinin Peel rolüne Uma Thurman, Steed rolüne Ralph Fiennes'in oturduğu bir de filmi yapıldı ama itiraf edelim çok kötüydü.
5-Madeline "Maddie" Hayes-David Addison (Moonlightning): TV tarihinin
en güzel açılış jeneriğine sahip dizisidir bence bu dizi zira dizinin tümüne hakim olan o loş, melankolik yapı sonuna kadar ekrana yansımıştır. İlginç olan bu dizi öncesinde kariyeri yukarı doğru giden Cybill Shepherd'ın dizi sonrası pek iyi işlere imza atamaması, aksine Bruce Willis'in patlamasıdır. Yine arada romantizmin olmadığı bir dedektif ikilisi. Tabi bu ikilinin yaveri Agnes DiPesto unutulmaz. 66 bölüm çekilmiş. Anca ne hikmetse TRT bu diziyi, adından ötürü müdür bilemem "Mavi Ay" adıyla gecenin bir yarısı yayınlardı.
6-Sam Malone-Diane Chambers (Cheers): Yine ikilinin kariyerinde bir daha hiç gelemeyecekleri bir yer işgal eden bir sit-com klasiği. Bu diziden geçen herkes sonra meşhur olmuştur (Woody Harrelson, Kelsey Grammar, Kirstie Alley) ama nedense Ted Danson ve Shelley Long yerinde saymıştır. Long ilk 5 sezon sonrası diziden ayrılmıştır ama her zaman Cheers denince akla ilk önce gelen karakter onunkidir.
7-Miss Piggy-Kermit the Frog (Muppet Show): Bu listenin en nev-i şahsına münhasır maddesi. Tamamen tek yönlü bir ilişki var ortada. Kurbağayı öpeceğim diye kendini parçalayan Piggy ve ondan her daim kaçan, kendisini işine adamış Kurbağa Kermit. Kermit zavallım bunun baskısı yüzünden her program terler içinde sunum yapmıştır ve başka kızlara bakmaya fırsat da bulamamıştır. Ama Piggy'ninki de tam arıza aşktır, Şovdan onca yakışıklı konuk gelip geçmiştir ama kurbağa gönüllerde taht kurmuştur bir kere.
8-Popeye-Oliyv Oil (Popeye): Böyle yazınca anlaşılmamış olabilir Temel Reis'le Safinaz işte. Şimdi Temel Reis yiğit adamdır, çocuklara yeşillik yemeyi sevdirir, annelerin sevgilisidir falan ama salaktır afedersiniz. Birincisi Safinaz gibi yalı kazığından bozma bir hatunun peşinde dolaşır, üstüne üstlük bu yalı kazığı kendisini defalarca Kabasakal denilen ayıyla aldatmasına rağmen yine sonunda hatunu koluna takar. Temel Reis dizisinin bende bıraktığı ders ıspanağın yararlı bir sebze olduğu değil Safinaz'ın su katılmamış bir orta malı olduğudur kusura bakmasın kimse.
9-Temel-Fadime (Mahallenin Muhtarları): Türk TV tarihinin kült dizilerindendir
Mahallenin Muhtarları. Zira bir post-modern müzikaldir. Dizi boyunca aynı koronun seslendirdiği şarkılar Moulin Rouge ve Phanto Of The Opera'yı ezer geçer. Muhtarın odasına birisi girer. İkametgah ister. Şarkı girer "
muhtar zor durumdaaaaa, bakalım Fadime ne yapacaaak, Temel çay dağıtıyor, Ali yine bunalımda".....Hey yavrum hey...Yalnız bu tatlı-sert ilişki bu ikisinde de vardır. Öyle yılışma yoktur yani...
10-Sam Whitmore-Kyle Masters (Generations): Yazmayayım, tutayım dedim kendimi ama ne yapayım elden bir şey gelmez. Tartışmasız ilk TV aşkımdır Kelly Rutherford. Ama çoğu kişinin de öyledir. Yalan Rüzgarı'daki Nina'ya aşık olacak halimiz yok, hatunun hep karnı burnundaydı. Yalnız evinin içinde bir itfaiye direği olan ve Sam'in her oradan üzerinde iç çamaşırıyla inişinde bizi can evimizden vuran çakma polis Kyle bizden az küfür yememiştir. Bir kaç sahnede kızı ağlatmışlığı vardır. O gece gözüme uyku girmemiştir...Bir kulunu çok sevdim, o beni hiç sevmiyor....
9 yorum:
Jonathan and Jennifer Hart ????
Tehlike Çemberi !
will and grace'i sevmemeniz beni ziyadesiyle üzüyor mr duthcman
mavi ay yok..
Dempsey & Makepeace en sevdiğim ikilidir bunların arasında.
oha demek isterim, taa geçenlerde aklıma düşmüş bir dizi vardı, hatun kahramana acaip aşıktım. hatırlayamıyorumda dizinin orjinalini ta ki az önce blogu açana denk..
James Dempsey-Harriet Makepeace (Dempsey & Makepeace) miş meğer adını hatırlamaya(ya da bulmaya) çalıştığım.. ne diğim ellerin dert görmesin..
o zamnlar hatunun hastasıydım, ama fazla döküman yok, google yok, üç beş kıytırık resmini kesmiştim gazetelerin tv sayfasından..
o günler demişken bir de lisa bonet vardı, ne oldu ona..
@oceangoing
yazıyı okuduğuna emin misin?
dutchman, sanırım ufak bir karışıklık olmuş; the avengers'ın beyazperde versiyonunda steed'i Ralph Fiennes canlandırıyordu.
@alchoburn
doğrudur,
Steed rolüne John Steed yazmışım :))
Emrah'ın Emrah'ı canlandırması gibi :))
güzel yazı olmuş.
senin aksine ben scully'yi hiç sevmezdim. Mulder ise itikatli çocuktu. Zaten hep haklı çıkan da Mulder olurdu :)
Yorum Gönder