9 Eylül 2009 Çarşamba

TRAKYA'DA FUTBOL





















Blogun daimi okuyucularından ve düzenli destekçilerinden Göktuğ Erce Gürel bize Trakya futbol ile ilgili bir yazı göndermiş. Yine noktasına virgülüne dokunmadan ve ellerine sağlık diyerek yayınlıyoruz.

---------------------------

Yazıya nasıl bir giriş yapacağımı bilememekle beraber, bir yerden başlamak gerektiğinin farkındayım. O yüzden direk olarak lafı uzatmadan başlıktan yola çıkmak lazım. Bilindiği üzere Marmara Türkiye’nin en gelişmiş bölgesi. Profesyonel futbol liglerinde de birçok takımla temsil ediliyor ama bu takımların neredeyse hepsi Marmara’nın Anadolu yakasına ait. Peki Trakya? Trakya’daki şehirlerde futbolun durumu hiç de iç açıcı değil. İstanbul’un ve Çanakkale’nin bir kısmı, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ Trakya’nın şehirleri olmakla beraber, bu yazıda ağırlıklı olarak Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ hakkındaki araştırmalarımı aktarmaya çalışacağım. Yazıyı yazmamın sebebi ise, doğma büyüme Tekirdağlı biri olarak eksikliğini hissettiğim “şehir takımı destekleme” olgusunu neden gerçeğe dönüştüremediğimden bahsetmek.

İstanbul’un Trakya kanadında kalan kısmının futbol kulüplerini araştırırsam çok teferruatlı ve boyumu aşan bir yazı olacağını düşündüm. O yüzden ilk önce kalan dört şehrin profesyonel futbol takımı sayısına bakalım. Çanakkale’den Dardanelspor, Kırklareli’den Lüleburgazspor, Tekirdağ’dan ise Çerkezköy Belediyespor 3. Lig ve üzerindeki kategorilerde mücadele edip profesyonel takım statüsü kazanmış durumda. Edirne’nin ise maalesef profesyonel bir futbol kulübü yok. Çanakkale Dardanelspor’u Anadolu yakasında kaldığı için Trakya’ya dahil edemeyeceğiz. Kısacası Trakya’nın İstanbul harici profesyonel futbol takımı sayısı sadece ve sadece iki. Üstelik Çerkezköy Belediyespor da 3. Lige bu sezon itibariyle yükselmiş bulunmakta. Öncelikle bu iki takımdan bahsedelim.

1967’de kurulmuş olan Lüleburgazspor Trakya futbolunun en başarılı temsilcisi olarak göze çarpmakta. İki kulübün birleşmesiyle kurulan takım, kırmızı-yeşil renklere sahip ve maçlarını 2500 kişilik 8 Kasım Stadyumu’nda oynuyor(tahmin edebileceğiniz gibi ilçenin kurtuluş tarihi). 42 yıllık tarihinin 9 yılını 2. Ligde geçirmiş. Son olarak 2006-2007 sezonunda 3. Lige yükselen kulübün bir de Tayfa isimli taraftar grubu var. Geçen sezon da kulüp 2. Lige yükselme maçlarını oynamış fakat başarısız olmuş. Kulüp tarihinin en büyük olayı ise ikinci ligde oynadıkları 1979-1980 sezonunda Türkiye Kupası’nda önce Beşiktaş, sonra Fenerbahçe’yi elemeleri.













Gelelim Çerkezköy Belediyespor’a… 1967’de Çerkezköyspor olarak kurulan kulüp çeşitli isim değişiklikleriyle bugüne kadar gelmiş. Son senelerde sürekli iyi paralar harcayıp güçlü kadrolar kuran takım ancak 3. Sezon üst üste Tekirdağ şampiyonu olduktan sonra, geçen sezon 3. Lige çıkabilmiş. Renkleri kırmızı-mavi ve stadı hakkında bir bilgiye ulaşmak mümkün değil.

Amatör kulüplerden bahsedecek olursak, Edirne’nin 57, Kırklareli’nin 70, Tekirdağ’ın ise 86 kulübü olduğunu görüyoruz. Amatör kulüpler hakkında doğruluğunun kesin olduğunu düşündüğüm bir araştırma yapamadım. Mesela Edirneli ve Kırklarelili okuyucular varsa illerinin takımları hakkında daha iyi bilgi verebilirler. 1995 yılında Süper lige çıkmayı kıl payı kaçıran bir Edirnespor, 1998 sezonunda 3. Ligden düşen Keşanspor ve Uzunköprüspor Edirne’nin amatördeki iyi kulüpleri. Kırklareli’deki en başarılı amatör kulüpler ise geçen sezon amatör ligi şampiyon olarak tamamlayan ve bir zamanlar Tarık Hodziç’in de oynadığı Babaeskispor ve Kırklarelispor. Tekirdağ’ın en iyi kulüpleri ise en son 2004-2005 sezonunda 2. Ligde mücadele eden Çorluspor ve 2004’te amatöre düşmüş Tekirdağspor.

Kısıtlı araştırma imkânlarımla bulduğumuz bilgilere göre Trakya’daki futbol kulüplerinin genel durumu bu. Peki, bu kulüpler neden başarısız oluyor? Onun nedenini kesin olarak bilmiyorum. Yeterince para harcanmıyor olması en büyük nedeni. Taraftar desteği ise ikinci planda sayılabilir. Tekirdağspor profesyonel liglerde mücadele ediyorken stadının tamamı her maç dolmasına rağmen amatör kümede diğer çoğu amatör takım gibi 50-100 kişiye oynuyor. Bunun aşılabilecek bir sorun olduğunu, eğer 3. Lige çıkarlarsa bütün Trakya takımlarının seyirci sıkıntısını atlatacağını düşünüyorum. Kişisel kanaatime göre artık profesyonel liglerde daha çok Trakya takımı olmasının zamanı geldi de geçmeye başlıyor bile. Kulüp başkanları, belediyeler, yöneticiler elini cebine atmalı(hoş ekonomik krizde bu da zor ya) ve kulüpleri profesyonel lige çıkarmaya çalışmalı. Siz de istemez misiniz gazetelerde Tekirdağspor’un bir üç büyükler galibiyetinde örneğin “Fenerbahçe’yi rakı çarptı” haberini görmeyi? Kendimden bir an utandım bu arada, gazetelerin böyle başlık atmasından iğrenmeme rağmen kendim de aynı tür bir başlık attım. Bence çoğu 1970’ten önce kurulmuş olan bu kulüpler Süper Lig’deki birçok takımın yerine mücadele edip lige renk katmayı hak ediyorlar, en azından orta vadede.

Okuyanlara teşekkür ederim, bir Tekirdağlı olarak kendi bilgilerimle bir yazı hazırlamaya çalıştım. Umarım okurken zevk almışsınızdır.

by Göktuğ Erce Gürel

9 yorum:

tierra dedi ki...

Lüleburgaz'dan bu posta bir katkı:

http://trakyatesi.blogspot.com/2008/11/trakya-futbolu.html

yazılış tarihi kasım 2008

morientes dedi ki...

Ben de bir Edirne'li olarak Edirne'deki futbol geçmişinden ve neden profesyonel liglerde bir takımımızın bulunmadığından kendi bilgim dahilinde bahsetmek istiyorum. Uzun yıllar 2. Ligde mücadele edip, yazıda da bahsedildiği gibi 1995 yılında 1. Ligin kapısından dönen Edirnespor bu tarihten sonra yavaş yavaş performansında düşüşe başlamış ve neticesinde, sanırım 2002-2003 yılında amatör kümeye düşmüştür. 2. Ligde oynadığı yıllarda, Ankaragücü ile sayısız gollere imza atmış Hakan Keleş’i, Bursaspor ve Trabzonspor’da başarılı bir performans göstermiş savunmacı Selim Özer’i, Adanaspor’da özellikle Fenerbahçe maçlarında attığı gollerle ünlenen Ali Asım Balkaya’yı, kadrosunda barındırmış olan Edirnespor bu dönemde yerel sponsorların yoğun desteği, şehir belediyesinin ilgisi (ki belediye başkanı Hamdi Sedefçi bu yıllarda kulüp başkanlığı da yapmıştır.) ve ilin diğer başarılı takımları olan Keşanspor, Uzunköprüspor gibi takımlardan aldığı altyapı desteği ile başarılı sonuçlara imza atmaktaydı. Kulübün en önemli gelir kaynağını o yıllarda büyütme çalışmalarında olan stadın içerideki her maçta tam kapasite (yaklaşık 3500 kişi) doluyor olmasından gelen gelirler ve belediyenin çeşitli yollar ile halktan takım için topladığı bağışlar oluşturmaktaydı (bir ara su faturalarında bile Edirnespor’a destek payı olduğu söyleniyordu). Ancak bildiğim kadarı ile 90’lı yılların sonlarında çıkan bir kanunla il belediyelerinin spor kulüplerine gelir elde etmek için bu tip yollara başvurmalarının önüne geçildi ve bunun üzerine belediyenin kulüp üzerindeki desteğine önemli bir engel oluştu. Yeni yönetimler bu eksikliği daha ulusal kaynaklı sponsorluklar arayarak aşmaya çalıştıklarında ise karşılarında isim değiştirme adı altında ortaya atılan çıkar sorunları ortaya çıktı. Bulunan birçok ulusal kaynaklı sponsorlukta kulüp adının önüne sponsor şirketle ilgili bir isim eklenmesi söz konusu olduğu için yönetim içi muhalif kesimlerin ve halkın bir kısmının buna karşı çıkması üzerine bu sponsorluk anlaşmaları başarısız olmuştu. Ekonomik gücü gittikçe zayıflayan takım önce 2. ligdeki istikrarını kaybetti. Daha sonra 3. Lige düştü. Burada da “Lahmacuncu Başkan Fiyaskosu” olarak da bilinen olaydan sonra amatör kümeye düşmüştü. 3. Ligdeki ilk senesinde orta sıralara oynarken, 2 seneye sanırım 10 maçta 10 galibiyetle başlayıp grubun mutlak favorisi olmuşken, Edirne’de bir lahmacun-pide salonu sahibi olan başkanın çıkıp “Bundan sonraki maçları kazanmamaları için futbolcularımızı uyardım. Çünkü 2. ligde oynamaya paramız ve gücümüz yetmez. 3. ligde kalacağız” şeklinde açıklama yapması üzerine kulüp altüst olmuş, başkan bu açıklama ile Hülya Avşar şova kadar çıkmış ancak takım o sezon ligden düşmekten son anda kurtulmuştur, bir sonraki sezonda hala kurtulamadığı amatör kümeye düşmüştür. Yaklaşık 6-7 sezondur buradan kurtulup çıkamamasının başlıca sebepleri, halen ekonomik anlamda kulübün ciddi bir destekçisi olmaması, başarılı olunan yıllarda futbolcu desteği sağlana kulüplerin artık rakip pozisyonunda oldukları için bu desteklerini bırakmaları ve Edirnespor yönetiminin kendi içinde iyi bir altyapı sistemi oluşturamamış olması ve il içinde profesyonel bir takım olmamasına rağmen çok sayıda yerel kulüp olması ve gerek belediyenin gerekse halkın desteğinin bu takımlara bölünerek, takım başına desteklerin çok azalması gösterilebilir. Edirne’nin Ayşekadın Gençlerbirliği, Keşanspor ve Osmanlıspor gibi başarılı amatör ekipleri Edirnespor adı altında bir birleşmeye gidip, yönetimin iyi bir sponsorluk anlaşması bulması halinde 25 Kasım Stadında yine profesyonel maçların oynanmaması için hiçbir sebep göremiyorum.

raul dedi ki...

trakya futbolunun hali içler acısı.çerkezköylü olduğum için en azından çerkezköy hakkında biraz bilgi vereyim.çerkezköyün stadı çerkezköy şehir stadı ancak nisan ayında yapılan tff incelemelerinde 3.lig için yeterli bulunmadığı için maçlarını çerkezköy'e 20 dakika mesafede bulunan Çorlu general basri saran stadın'da oynuyor.1 yıllığına stadı kiraladılar ancak uzun lig maratonunda buraya gidecek seyirci sayısı muamma.çerkezköy'ün teknik direktörlüğünü samsunspor'dan da tanıdığımız ercüment çoşkundere yapmakta.Yeni 3.lig statüsü nedeniyle kadrı kurmada zorlandıklarını söyleyebiliriz.geçen yıl takımı 3. lige çıkaran birçok futbolcu ile yollar yaşları nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı.ilk hafta bayrampaşaspor ile yapılan maçta alınan yenilgi sonrası 4 oyuncu daha transfer ettiler.2.hafta maçında lüleburgaz ile 0-0 berabere kaldı.ilk haftadaki maçı izlemiştim.o oyunla 3.lig için fazla kalıcı durmuyorlar.

eates59 dedi ki...

Çorluspor'un geçmiş dönemdeki başkanlarından birinin o dönemde yabancı transferinin yasak olduğunu başkanlığa seçildikten sonra öğrendiğini ve "Türk topçular da çok pahalı işimiz zor dediğini" duyduğumda kulaklarıma inanamamış, sabaha kadar gülmüş ve o gece bir ufak daha fazla içmiştim :) Trakya'nın üst liglerde fazla takımı olmamasına en çok deplase taraftarın üzülmesi gerektiğini düşünüyorum zira kafanın güzel olduğu deplasman en iyidir her türlü.

Kurt dedi ki...

4-5 sene evvel tekirdağda lisede okurken beden hocamız tekirdağ sporun kaptanıydı(bülent daşdan). o sene profesyonel lige yükselmek için playoff lara kalmışlardı. ancak finalde elendiler. sonrasında hocamızın anlattığına göre ne yöneticiler ne teknik ekip zerre ilgilenmemiş. çok zorluk çekmişler. son maçlarından önce doğru düzgün kalacak yerleri bile yokmuş. bir trakyalı olarak refah seviyesinin bu kadar yukarı olduğu bir bölgede futbolun bu kadar geride kalması beni de çok üzüyor. sorunun temeli de bence yeterli ilgi ve alakanın olmaması konuya. çünkü yetenekli topçular soluğu yakın diye istanbulda alıyorlar. bu da trakyanın kaynaklarını kurutuyor. hoş trakyadaki hiç bir gencin ideali ilerde futbolcu olmak değildir. ya okursunuz ya da babadan kalma mesleği icraaya devam. ben de tam olarak çözemedim=))

Öner dedi ki...

Bölgedeki sanayi altyapısını kullanması lazım kulüplerin ya da belediyelerin "zorla kullandırtması" lazım ... Zira gerek Çorluspor , Çerkezköyspor , Tekirdağspor gerekse Lüleburgazspor çok rahat destek bulabilirler ( Tabi böylesi bir ekonomik dönemde değil ) Mesela yıllardır Trakya'nın ismini kullanan Trakya Birlik bu takımlardan birini sahip çıkabilir. O zaman süper lig olmasa bile Bank Asya 1. Lig 'de görürüz o takımı

Adsız dedi ki...

Trakya Birlik bir dönem Edirnespor'un sponsoruydu sanırım. Trakya Birlik Edirnespor olarak geçiyordu adı hatta.

Mucci dedi ki...

Trakyada futbolun gelişimini engelleyen bir çok etken var. Herşey terstir Trakyada, en azından şu zamanlarda böyle. Alt yapısı olan sadece profesyonel takımlar vardır. Mesela yukarda yorumlarda Edirneli arkadaş anlatmış Keşan ve Uzunköprünün alt yapı desteği sağladığını şu an Edirnespor'un alt yapısından çıkıp kadroya giremeyen oyuncular oraya gidiyordur büyük ihtimal.

Alt yapı yoksunu Trakya özellikle Lüleburgaz 1979'da kalmış. O zamandan itibaren futbol adına yapılan tek şey stada bir tribün eklenmesi oldu. Trakyada klübün başına gelenlerin amacı kendini reklam etmek oluyor. İş bitiricilikte bir iş adamının önünde kulüp başkanlığı vasfı olunca daha güvenilir oluyor herhalde ki bir kere alan bir daha bırakmak istemiyor kulübü.

Kim nasıl düşünür bilemem ama Lüleburgazspor'un ligte yakaladığı ufak bir istikrardan sonra biraz yatırım yapılacak sanırım. Şuan belediye spor kompleksi yapılacağını açıkladı ve 1 sene içinde bitireceği sözünü verdi. 2 adet futbol sahası(biri çim diğeri sunni çim), kapalı spor salonu, olimpik yüzme havuzu, tenis kortları gibi bir çok spor dalını bir arada tutabilecek bir kompleks olacağı söyleniyor. Amatör takımlarda artık kum sahadan kurtulacak, belki o zaman diğer amatör kulüpler alt yapı desteği sağlarlar Lüleburgazspora.

Yazı için teşekkürler bir Trakyalı olarak, bir Lüleburgazsporlu olarak.

uzköplü22 dedi ki...

bu yazıları okuyunca 80 li yıllardan bu yana trakya futbolunu izleyen biri olarak içim acıdı.Şu an sakaryadayım ve burada futbola verilen desteği gördükçe bizim neden başarılı olamadığımızı daha iyi anlıyorum.Bizler hep paralı bir yönetim gelsin para verip iyi bir takım kursun diye bekledik.Başkan para verir futbolcu alınır onun borusu öter astığı astıktır.Taraftar beleş bilet ister maça girsin diye,altyapı desen iyi futbolcuyu ayırtedebilecek birileri bile yoktur takımın başında.Bu sebepten bizden ne köy olur ne kasaba.Ahh uzköpp ahhh.