28 Ekim 2009 Çarşamba
3:6
Lothar Matthaus ile ilgili haberleri verirken Macar milli takımındaki görevinden bahsetmiştik. Oradan Macar milli takımının altın yıllarına bir göz gezdireyim dedim ve aslında buraya taşımamız gereken efsane bir maça gözüm takıldı. Macarların 1950'lerde dünyanın tozunu atan Altın Takımının ya da diğer adlarıyla Magical Magyars, Marvellous Magyars, Magnificent Magyars veya Mighty Magyars gibi lakapları olan, Kocsis'li, Puskás'lı, Grosics'li, Bozsik'li, Hidegkuti'li, Czibor'lu o efsane kadrosunun tarihi değiştirdiği maçlardan birisi. Birçoklarına göre dünya futbol tarihinin en iyi maçı yada geçtiğimiz yüzyılın maçı. 25 Kasım 1953'te Wembley Stadyumu'nda oynanan ve Macarların 6-3 kazanarak İngilizlerin kendi evlerindeki saltanatına darbe vurduğu o müthiş maç.
Wembley'deki maç öncesi İngiliz basını daha takımlar sahaya çıkmadan, maçı "Yüzyılın Maçı" olarak lanse ederler. Macarlar 4 Haziran 1950 tarihindeki 5-2'lik Polonya galibiyeti ile başlayan seride tam 23 maçtır yenilgi yüzü görmeişlerdir ve bu seride sadece 4 kez beraberlik almışlardır. 5, 6, 7, 8 hatta 12 gollü galibiyetler vardır bu seride. Tartışmasız olarak dünyanın en iyi takımı durumundadırlar. Daha 1 sene önce Helsinki olimpiyatlarında berabere dahi kalmadan şampiyon olmuşlardır ve formlarının zirvesindedirler. İngilizler ise tam 52 yıldır kendi evinde, Büyük Britanya dışından bir takıma kaybetmemektedir. En son yenilgi aldıkları tarih 1901 tarihidir. Dolayısıyla iki cevizden birisinin, beraberlik dışında bir sonuç alınması halinde kırılacağı maçtır bu efsane maç.
Macarlar sahaya o günün en geçerli taktiği olan ve daha önce blogda da ele aldığımız, "W" harfini andıran 2-3-5 taktiği yerine bir U harfini andıran, kanatlardan rakip kaleye inen bir taktikle oynarlar. Böylece güçlü İngilzi defansıyla da karşılaşmadan Gil Merrick'in koruduğu kaleye inmeye çalışırlar. İngilizler ise blindik taktikleri ile sahaya çıkarlar. 52 yıllık yenilmezliğin getirdiği o güvenle yine mağrurlukları üzerindedir. Macarları o halleriyle bile küçümserler. O günkü hezimeti yaşayan oyunculardan Billy Wright yaptıkları hayatı şöyle anlatır. "Macarları hem taktik olarak hem de oyuncu kalitesi olarak aşırı küçümsemiştik. Maç öncesi yanyana sahaya çıkarken, Macar oyuncuların ayakkabılarına baktım. Atletlerin giydiğine benzer, boğazı bileğin altına kadar inen ayakkabılar giymişlerdi. Dönüp Stan Mortensen'e 'merak etme alırız bu maçı, adamların doğru dürüst malzemesi bile yok' dediğimi hatırlıyorum". Onun ve arkadaşlarının bu mağrurluğuna efsane Puskás ve arkadaşları sadece birkaç dakika sonra tokat yapıştırmaya başlayacaktır.
Wembley Stadyumu'nda 100.000 kişilik bir kalabalık vardır ve hepsi takımlarının Macarları sahadan sileceğini izlemeye hazırdır. Macarlar santrayı yapar. Puskás topu ileriye taşır, Hidegkuti'ye verir. Kocsis ve Puskáskadar şöhreti olmayan gizli kahraman Hidegkuti ceza sahasına yaklaşır ve girer girmez de daha 90. saniyede müthiş bir şutla topu İngiliz kalesinin tavanına yapıştırır. 1-0. İngilizler neyle karşı karşıya olduklarını o an anlarlar ve silkinip kendilerine gelmelerinin zamanı geldiğini sezerler. 13. dakikada Stan Mortensen'in pasını değerlendiren Jackie Sewell maça dengeyi getirir. Ama bu beraberlik golünü attıkların pişman olurlar, zira Muhteşem Macarlar İngilizleri sonraki 15 dakika içinde teslim alırlar. Önce Hidekuti sahneye tekrar çıkar. İngiliz ceza sahasında yaşanan karambolde yakın mesafeden topu ağlara gönderir. 4 dakika sonra efsanenin sırası gelmiştir. Sağ taraftan getirilen topu ceza sahası içinde alır. Vuruşunu engellemek isteyen, maç öncesi galibiyetten emin olan Billy Wright çekeceği şutu engellemek için önüne atlar ama Puskás topu sola çekerek Wright'ı İngiliz bakkaliyesine gönderir. Sonra da Merrick'in ağlarına yapıştırır. İngilizlerin çilesi bitmemiştir. 3 dakika sonra Bozsik'in frikiğine topuğuyla müdahale eden Puskás durumu 1-4' getirir. İngilizler bu fırtınadan sonra 38'de Stan Mortensen ile bir gol bulurlar ve ilk yarı sonuçlanır. 2-4.
İkinci yarıya umutlu çıkar İngilizler, Ancak aynen maçın başındaki gibi Macarların bu umutları söndürmesi de uzun sürmeyecektir. 50. dakikada Altın Kafa Kocsis'in kafası direkte patlar, dönen top ceza sahası dışına açılır ve Bozsik müthiş bir füzeyle durumu 2-5'e getirir. İngilizlerin gardı düşmüştür. Hezimet devam eder. 3 dakika geçmez ki Hidegkuti sol kanatta ceza sahasına kaldırılan topa uzak direkte ayak koyar ve hat-trick yapar. 2-6. 100.000 Wembley seyircisi ve sahadaki İngiliziler kroki durumdadır. 57'de Alf Ramsey ile bir penaltı golü bulurlar ama o kadar. Maçın Hollandalı hakemi Leo Horn son düdüğü çaldığında İngiltere'nin 52 yıllık Wembley saltanatı sona ermiştir ve ülke tarihinin en büyük futbol tokatlarından birisini yemişlerdir.
Maç boyu, uyguladıkları "U" taktiği gereğince sürekli yer değiştiren Puskas ve Kocsis'i marke etmekte zorlanan İngiliz defans oyuncuları bu ikilinin ortasından hücum yapan Hidegkuti karşısında çaresiz kalmışlar ve maç boyu şaşkın ördek gibi sahada dolaşmışlardır. Macarlar İngiliz kalesine tam 35 şut atmışlar, İngilizler ise 5'te kalmışlardır. Sir Bobby Robson daha sonra bu maçı şöyle anlatır. "Puskas, Kocsis ve diğerleri...Bu oyuncular hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Bizim için Mars'tan gelmiş gibiydiler. Maç öncesi futbolun efendisinin bizler, onların ise yönetilen olduğunu düşünüyorduk. Ama gördük ki durum tam tersiydi. Puskas Macar ordusunda görevli bir subaydı. Bir askerin bize futbol dersi vermesini çözememiştik". Macarların bu taktiği daha sonra Hollanda'nın dünya futboluna tanıttığı "Total Futbol" felsfesinin de temelini oluşturmuştur. Maçtan 6 ay sonra 23 Mayıs 1954'te Budapeşte'de rövanş maçına çıkılır. Macarlar İngilizleri bu sefer 7-1 ile perişan ederler. Bu halen İngiliz futbol tarihinin en ağır milli takım yenilgisidir. Macarlar 6-3'lük bu galibiyeti bugün dahi unutamazlar ki unutulacak gibi değildir. Aşağıda bu maçın anısına bastırılan telefon kartları görülüyor.
Bu muhteşem maçın görüntülerini şuradan izleyebilirsiniz. Bugün o gün sahada olan İngilizlerden kaleci Gil Merrick, ilk golü atana Jackie Sewell ve George Robb halen hayattalar. Macar tarafında ise efsane kaleci Gyula Grosics ve defans oyuncusu Jeno Buzánszky yaşıyor. Grosics hakkında blogda yine hoş bir yazımız vardı. Bu müthiş maçın kadrolarıyla bitirelim.
25 Kasım 1953, Wembley Stadyumu
Seyirci sayısı: 100.000
Hakem: Leo Horn (Hollanda)
İngiltere: Gil Merrick (Birmingham City) - Alf Ramsey (Tottenham Hotspur), Bill Eckersley (Blackburn Rovers) - Billy Wright (Wolverhampton Wanderers) (k), Harry Johnston (Blackpool), Jimmy Dickinson (Portsmouth) - Stanley Matthews (Blackpool), Ernie Taylor (Blackpool), Stan Mortensen (Blackpool), Jackie Sewell (Sheffield Wednesday), George Robb (Tottenham Hotspur)
Teknik direktör: Walter Winterbottom
Macaristan: Gyula Grosics (Honvéd) (yerine 76. dakikada Sándor Gellér (MTK Hungária FC) girdi) , Jenő Buzánszky (Dorog), Mihály Lantos (MTK Hungária FC), József Bozsik (Honvéd), Gyula Lóránt (Honvéd), József Zakariás (MTK Hungária FC), László Budai (Honvéd), Sándor Kocsis (Honvéd), Nándor Hidegkuti (MTK Hungária FC), Ferenc Puskás (Honvéd), Zoltán Czibor (Honvéd)
Teknik direktör: Gusztáv Sebes
Goller
İngiltere: 13' Jackie Sewell 1-1, 38' Stanley Mortensen 2-4, 57' Alf Ramsey 3-6
Macaristan: 1' (90. saniye) Nándor Hidegkuti 0-1, 20' Nándor Hidegkuti 1-2, 24' Ferenc Puskás 1-3, 27' Ferenc Puskás 1-4, 50' József Bozsik 2-5, 53' Nándor Hidegkuti 2-6
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Ingilizlerin iki golunun de ayni olmasi ilginc. Bir de videoyu hazirlayan arkadasin muzik zevkini kiniyorum. Nasil bir Moonlight Sonata'tir o Yarabbim, tirlatmak uzereydim..
İngiltere kadrosuna, daha doğrusu o kadroyu oluşturan oyuncuların oynadığı takımlara bakar mısınız?
Nerde Manchester, Arsenal, Chelsea, Liverpool...?
Bilmediğim bir olaydı bu. öğrendim; bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp hakketen!
teşekkürler FD!
Yorum Gönder