15 Ekim 2009 Perşembe

ARJANTİNSİZ DÜNYA KUPASI OLSUN



















Evet olsun, ama hele bir sorun niye olsun. Arjantin'in dünya kupası şansı tehlikeye girdiğinden beri tüm Türkiye'de Arjantin hayranları tarafından aynı şey söylendi durdu. Tabi dünya futbol otoriteleri de hemen hemen aynı şeyi söylediler. "Arjantinsiz dünya kupası olmaz". Bunun temelde iki sebebi var. Birincisi kısa. Lionel Messi gibi bir adamı izlemekten mahrum kalmak. İkincisi de Arjantin'in her zaman kupayı renklendiren, ona talip olan ve sempati toplayan bir takım olması. İlk nedenin benim için hiçbir önemi yok. Ben Messi ve Ronaldo'yu dünya kupasında görmektense yıllardır görememiş Ryan Giggs'i görmeyi tercih ederim. Zaten her ne kadar günümüz futbolunun karar alıcı merciileri maçları seyredilir kılanın futbolcular olduğunu düşünüp yıldızsız finallere ve turnuvalara karşı olsalar da benim için turnuvaları güzel yapan başka şeylerdir. İkinci sebebin de bu kupa için bir mazereti var. Kusura bakmayın ama Arjantin, böyle Arjantin olacaksa, mümkünse Arjantinsiz bir dünya kupası olsun.

Maçın daha 10. dakikasında iki takımın da sahada oynadıklarındna çok Santiago'da oynanan topu düşündükleri belliydi ve kafalarında (bu tarafını haklı bulduğum) şu düşünce vardı. "Ekvator kazanmadığı sürece en iyi ihtimalle dördüncü en kötü ihtimalle beşinci oluruz. Dördüncü olsak süper olur, ama riske girip beşincilikten de olmaya gerek yok, CONCACAF dördüncüsünü nasıl olsa eleriz". Tüm maça yansıdı bu düşünce. Arjantin Maradona'nın saha kenarı sevinçleriyle gündeme geliyor aylardır. Futbol adına tek bir olumlu gelişme kaydetmemeleri çok önemli. Messi ve Veron'un açıklamalarının yersiz olmadığını gördük. Arjantin'in oyun planındaki en büyük sorun şu. Barcelona'da Xavi ve Iniesta ikilisi ve önündeki üçlüden Messi olmayan ikisi, öyle üretken ve öyle hareketli oynuyorlar ki Messi maçın neredeyse tamamını sahanın 75. metresinden itibaren oynuyor. Dikey bir hatta bu bölgede gidip geliyor, kendisine bu bölgeyi kullanılacak fırsat da veriliyor. Diğer dört adamla oluşturdukları beşli alıyorlar veriyorlar kaçıyorlar üretiyorlar. Maradona Arjantin'de Messi'yi yine aynı yere koymuş ama diğer dört adamda sorun var. Onlar üretken değiller. Messi trafik oluşsun diye Barca'da alıştığı bölgede bekliyor ama top gelmiyor ayağına. İlk yarının son 15 dakikasını Maradona'nın alıp defalarca izlemesi lazım. 20-30 dakikalar arası Messi'nin ayağına top değmedi nerede ise. O da ne yaptı? Orta sahaya yaklaşmaya orada top almaya başladı. Bu sefer sahanın 75 değil 55-60. metresinden itibaren oynamaya başladı. Tabii o kadar uzaktan da istediklerini yapamadı. Arjantinli'nin maçta yaptığı ilk girişim 42. dakikada rakip sahanın son bölümünde taç çizgisi yakınındaydı. Ama bu iş böyle olmuyor ve olmayacak da. Maradona bu yapıyı oturtmak için milli takımı mümkün olduğunca erken kampa almak zorunda. Yoksa dün akşamki gibi Veron ve Mascherano sadece rakibi durdurmaya çalışan orta saha oyuncuları olarak kalırlar. Bu tablo size tanıdık geldi mi? Buralarda da Arjantin'in ilk yarıda oynadığı futbolun aynısını oynamaya başlayan bir takım var. Messi benzeri bir oyuncusu bulunan ve aynen onun dün yaşadıklarını son 3-4 maçtır yaşayan bir adamın olduğu takım hani...

Uruguay'ın da Arjantin'den saha içi organizasyon açısından hiçbir farkı yoktu eklemek lazım. Forlan geçen yılın en çok gol atan adamı, Luis Suarez bu sene Ajax'ta utanmasa maç başına 2 gol atacaktı nerede ise, inanılmaz formda. Bu iki adamdan 90 dakika boyunca gol üretemediler. Zaten daha maçın 30. dakikasında hücum adamları birbirine "neden şuraya atmadın?" , "neden yerden atmadın?" diye kızmaya başlamışlardı. Zaten dedim ya bu maçın problemi Santiago'daki maçla aynı saatte oynanması ve büyük bölümünde maçın 0-0 gitmesiydi diye. O maç daha önce oynanıp Şili kazansa idi iki takım da daha rahat oynayabilirdi, Ekvator kazansa idi Uruguay'ın beşincilik koltuğu tehlikede olduğundan saldıracak ve daha renkli bir maç izleyecektik. İkisi de olmadı, Ekvator maçı 0-0 gidince tadı tuzu kalmadı maçın. Özellikle Uruguay "ben gol yemeden iyiyim böyle" planına girince Ersun Yanal ve Gençlerbirliği taktiği ile Arjantin'in kendi sahasından başlayan her atağını sert olmayan faullerle durdurdular. Heinze de zaten maç boyu yere düşeyim de ufak hadiseler çıksın modundaydı. Dikkatleri çeken bir başka hadise maç boyu, özellikle taç çizgilerine yakın yerlerden kullanılan frikiklerin çok fazla olması. İstatistiklere bakmadım ama yanlış hatırlamıyorsam Uruguay en az 2-3, Arjantin de en az 5-6 tane yan top şansı elde ettiler. Gol genelde Veron'un kullandıklarından değil Messi'nin kullandıklarından geldi ve zaten bir karambol golü oldu.

Maç sonu Maradona'nın, Carlos Salvador Bilardo ile sevinci görülmeye değer tabii. Bir an 70 yaşındaki Bilardo, Maradona'yı sıkmaktan boğacak sandım. Ama Arjantin'de işlerin düzelmesi gerekiyor. Ben onları 1990 Dünya Kupası ikinci turundaki Brezilya maçından beri ilk kez böyle etkisiz ve silik gördüm. O gün de maç boyu Brezilya Carecasıdır, Alemaosudur direkleri dövmüş, Arjantin rakip kaleye adam gibi bir kez gittiği anda Maradona'nın pası ve Caniggia'nın golü ile Brezilya'yı elemişti. Takımın o halini hatırladım dünkü maçta. Düzelmeyecek sorunlar değil elbet ama bu iş "Tanrı'nın Eli" ile olmaz, biraz da Maradona'nın eliyle olsun artık. Yoksa ikisi aynı şey miydi?



















Gecenin diğer kritik maçlarında Slovakya Polonya deplasmanında 1-0 galip gelip finallere gitti. Geçen hafta gördüğüm bir İspanyol arkadaşa Ermenistan maçını sorduğumda "artık sadece yenilmemiş olmak için oynuyoruz" demişti. İspanya mı çok ciddiye aldı, Bosna mı tarihin ilk dünya kupası şansıyla saldı bilemem ama İspanya 5-2 kazanarak grup maçlarını Hollanda ile birlikte "perfect yaparak" bitiren takım oldu. Portekiz, Yunanistan, Slovenya, Rusya, Bosna-Hersek, Ukrayna, Fransa ve İrlanda play-off turuna kaldılar. Kura 19 Ekim'de, maçlar 14 ve 18 Kasımda. Bu arada Yunanistan'dan Theofanis Gekas 10 golle elemelerin gol kralı oldu. Arkasında 9 golle Edin Dzeko var.

CONCACAF'ı ayrıca anlatacağız zira efsane ve hazin bir bitiş oldu orada.

14 yorum:

Enes Özbey dedi ki...

Son 2 macta 5 gol atarak son 100'de burun farkiyla kazandi Gekas yarisi...

Can dedi ki...

Maç sonunda bir "Bülent Başkaaan" modu vardı.Bu futbolla dağılır Arjantin kupada.

diren ayhan dedi ki...

Eh demekki neymiş, Düşüş Arda Turan da değilmiş.Orta sahadan verimli bir şekilde top ileriye taşınamayınca ister istemez bu tip adamlar gelip top almaya çalışıyorlarmış.Pek sevgili televizyon eleştirmenlerine duyrulur.Düşün şu adamın yakasından da bi rahat etsin yahu.

Murat ÖZMEN dedi ki...

"Ben Messi ve Ronaldo'yu dünya kupasında görmektense yıllardır görememiş Ryan Giggs'i görmeyi tercih ederim"

SAnırım F.D'nin bu sözünün arkasına güzel olacak, eğer 1990larda u 21 hocası Lawrie McMenemy ve a milli takım hocası rahmetli Bobby Robson isteselerdi sanırım Ryan Giggs ingiltere için oynamaya dünden razıydı.Umarım yanlış yorumlamamışımdır.
Şok linke tıklayın.

http://www.gettyimages.com/Search/Search.aspx?contractUrl=2&language=en-US&family=editorial&assetType=image&ep=2&p=giggs#49

en altta en soldaki fotoğrafa iki kere tıklayın.

Murat ÖZMEN dedi ki...

Bu arada Ryan Giggs'in Manchester City futbol akademisinden yetişmeside ayrı bir mevzudur ki bir türlü Manchester City'li fotosunu bulamadım

Adsız dedi ki...

abi cok guzel demissin be anlamadim gitti su turkiyedeki sair ruhlu ispanyol erkegi triplerine girip arjanin saksakciligi yapmayi. hani ne desteklerim ne de katilmasinda istemem ama bizim buradakiler kraldan cok kralci oluyorlar, hani gecen sene alakali alakasiz her barca haberne atlayan yorum yapan sora yorumlarda cakma katalan diye dalga gecilen tipler vardi ya, iste tam onun milli takimlar duzeyindeki hali oldu arjantin. bi suru adam var blog isiyle felan ugrasan ya da yorum yazan, dedikleri ilk sey turkiyenin olmadigi bir dunya kupasinda arjantinden baska kimseyi desteklemem, lan bi otur dusun zaten 2 kere gitmisiz kupaya, ki biri 2002, sen ne zaman arjantin maradona hayrani oldun, hand of god triplerine felan girdin, bole 40 yilik arjantin taraftrari modlarindasin. hani olsun tamam arjantin iyidir ama olmazsada dunya kupasi kotu gececek, messiden baska yildiz kalmadi dunyada diye bir sorun yok. hatta euro2008den gidemeyen 7 ulke var bildigim kadariyla buna daha cok uzuldum ben, cok iyi futbolculari goremeyecegiz ama dunya kupasi bir arjantine endeksli degil. birde arjantinsiz dunya kupasi olmaz olsun izlemem triplerinde insanlar varki ne bilim farkli hisler uyandiriyolar.

dersini almış da ediyor ezber dedi ki...

ben bu CONMEBOL'e tanınan ayrıcalığı anlamıyorum arkadaş. adamlarda 10 takım var 5'i dünya kupasına gidiyor. uefa'da ise herkes birbirini yemekle(yenmek değil yemek evet) meşgul. tamam çok fazla ülke var ama, uefa elemelerinden dünya kupasına katılmanın conmebol elemelerinden katılmaktan çok daha zor olduğunu da kabul etmek gerekir.

Hemşo dedi ki...

Kusura bakmayın ama tekrarlamak zorundayım:
Arjantin olmadan Dünya Kupası olmaz. Dünyanın çeşitli ülkelerinin katıldığı bir futbol turnuvası olur.
Arjantin'in ölüsü bile Dünya Kupası'nın en büyük favorilerindendir.

Aşkımız Messi'ye değil, Eva'ya :)

Protanopia dedi ki...

Ben Arjantin olmadan dünya kupası olmaz demiyorum ama sempatimin olduğu takımlardan biri ve sonuçta messi var. bir şekilde gitmelerni istedim.

Ha tabi Maradona Fatih terimden bile çok daha kötü bir taktisyen ve seçici. Takımın akil oyuncuları yol gösterirse belki bir şeyler olabilir ama yoksa çeyrek final bile hayal Dünya kupası'nda.

Olympian dedi ki...

bosna - ispanya macinin skorunun sebebi, bosna nin atamamasi, ispanya nin da buldugunu atmasi. cok kacirmis bosna.

Adsız dedi ki...

bu arjantin kupayı kaldırır.. bide ryan giggs city altyapısından filan çıkma değil.mesnetsiz safsatalara kulak vermeyin!

Murat ÖZMEN dedi ki...

Ryan Joseph Giggs (born November 29, 1973, in Cardiff, Wales) - Welsh footballer, Manchester United player. Nominally a left midfielder, but can also play the position of left midfielder, central midfielder or striker revoked. The best football season in England 2008-09.


Biography

__________________________________________________ _______________

Early career

Ryan Giggs moved from Wales to England at the age of 7 years. Enrolled in the youth club FC Dean Youth, where he learned the football trade. His coach was Denis Schofield, who recommended him to Manchester City, where he played football in school for 14 years of age.

Bu amcamların yalancısıyız, ama bir sürü yerde gördüm ben bunu, çok sağlam olmasa da benim mesnetim budur.
Gerçekten soruyorum siz nerden biliyorsunuz Manchester City'le hiç bir bağlantısı olmadığını

Flying Dutchman dedi ki...

Konuyu şu yazıda verdik

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2009/04/ayaklari-yere-degmeyen-bir-galli-cocuk.html

Giggs City altyapısından çıkma değildir ama o City'nin pilot takımlarından Deans FC'de oynamıştır. Deans FC'nin hocası da City scoutlarından birisidir...

Murat ÖZMEN dedi ki...

http://www.manutd.com/default.sps?pagegid={FE60904B-C2A8-4E60-9B05-700DBBC29BBC}&bioid=91965&teamid=458&section=playerProfile

Manchester United'ın kendi resmi sitesindeki Ryan Giggs profilinde şöyle yazıyor.
"United's most decorated player might never have graced Old Trafford, however, had it not been for Sir Alex Ferguson’s intervention. Cardiff-born Giggs was attending Manchester City's School of Excellence in his early teens, but Sir Alex made a personal visit to his house on his 14th birthday and Ryan jumped at the chance to sign for his boyhood favourites"
Lakin burdaki Manchester City'deki "City" ibaresi School of excellence'i Manchester şehir konseyi desteklediği için manchester "şehri'nden" geliyor da olabilir.Belki de bütün karışıklık bundandır .Tabii belki bu salford'lar falan belki beylerbeyi galatasaray gibi ilşikiler içindedir city'le.
Neyse bu kadar yeter vallaha buna harcayacağım emeği soyağacına harcamadım:)