4 Kasım 2009 Çarşamba
BOMBALARIN KIYISINDAN YEŞİL SAHALARA
Milli takımdan arkadaşı olan Niko Kranjčar onun için "Avrupa'nın en under-rated oyuncusu" diyor. Türk milli takımı geçtiğimiz yıl Viyana'da yarı finali kutlarken o orta sahada hüngür hüngür ağlıyordu ve fotoğrafı neredeyse her gazetenin sayfasını süslemişti. Shakhtar Donetsk'in kaptanı Darijo Srna genelde hakkı verilmemiş oyuncularla kurulu Hırvat takımının en sağlam oyuncularından. Aynen futbolculuğu gibi üzerine gidilmemiş incelenmemiş bir hayat hikayesi var. Hem de akıllara durgunluk veren. Yokluk ve zorlukların altında geçen bir yaşam mücadelesinin ve azmin neler yapabileceği ile ilgili.
Darijo Srna'nın babası Uzeir Srna 1941 yılında Almanlar tüm dünyayı bir felakete sürüklemeden önce, Čajniče köyünde dünyaya geliyor. Sırp kökenli Çetniklerin savaş döneminde bir gece köylerini basması ve yakıp yıkması sırasında Uzeir'in annesi ve hamile olduğu kız kardeşi diri diri yanarak ölüyor. Kendisi, babası ve kardeşi Safet ile felaketten kurtuluyor ama göçmen mahallelerinde babası ve kardeşinden ayrılıyor. Babası, kardeşi ile birlikte sığındıkları Bosanski Samac kasabasında bir iş buluyor ancak bir gün çatışmalar sırasında bir serseri kurşun tarafından vurularak hayatını kaybediyor. Kendisi ise Saraybosna'da bir polis memuru tarafından evlat ediliyor ve ismi Mirko Kelenc olarak değiştiriliyor. Kardeşi Safet onu yıllar sonra ordudan ayrıldıktan sonra bulup Bosanski Samac'a geri götürüyor. Derken gençlik yıllarında okuldaki bütün çocukların kendisinden daha zengin olması ve çoğu geceler yatağa karnı aç olarak gitmesinden ilham alıp bir fırın işletmeye başlıyor. Aynı zamanda FK Sarajevo takımının da kaleciliğini yapmaya başlıyor. Daha sonra Neretva'da da bir süre oynadıktan sonra çalışmak için soluğu Paris'te alıyor. Kendisine Darijo ve Igor adlı 2 çocuk verecek olan Milka isimli bayanla burada tanışıp evleniyor. Bir süre Paris'te kamyon şöförlüğü yaptıktan sonra Neretva takımı ona genç takımının başına geçmesini öneriyor. O da bunu kabul ediyor ve takıma büyük oğlu Darijo'yu da kazandırıyor. O yıllarda sadece futbolda değil hentbol, basketbol ve masa tenisinde de yeteneklerini kanıtlayan Darijo, öğretmeninin ona basketbolda devam etmesi yolundaki tavsiyesine rağmen yeşil sahaları tercih ediyor. Derken baba Uzeir oğlu için Hajduk Split takımından bir teklif alıyor. Müslüman bir ailenin müslüman bir çocuğunun Split'te nasıl bir tepki alacağını da hesaba katan baba Srna Darijo'yu ilgili kulübe vermeye ikna oluyor.
Bu olayın gerçekleştiği yıl 1999. 9 yıl önce. Darijo Srna bugün Shakhtar Donetsk'in ve Niko Kovac'tan sonra koluna taktığı pazuband ile Hırvatistan milli takımının kaptanı ve babasının kendisi için verdiği emeklere ona bir Mercedes ve BMW alarak karşılık veren bir adam. Ama baba Uzeir bu hediyelere rağmen halen Neretva takımının yer aldığı Metković kentinde bir apartmanda yaşıyor. Oğluna sürekli tasarrufu öğütleyerek. Alman işgali ve çetnik saldırısında diri diri yanmaktan dakikalarla kurtulan bir adamın bunu söylemesine şaşırmamak gerek. Srna'nın oyunculuğu bir yana ama onu bir kenara bırakırsak yeşil sahalardaki varlığının bile nasıl çarpıcı bir hikayeye sahip olduğu bambaşka bir nokta.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Kranjcar çok doğru söylemiş, ben Srna'yı çok beğeniyorum sanırım Bayern istedi ama 15 milyon Euro'yu çok buldukları için almadılar. Açıkçası Bosingwa'ya verilen o parayı düşündükçe Srna gibi bir oyuncunun 15 milyon edeceğini düşünüyorum.
Herkes perişan değil mi? Bende hayatımın ne kadar rezil gittiğinden dem vuruyordum 10 dakika önce kantinde. Oturayımda işime gücüme bakayım.
Vay be Darijo abim benim,bak hemen bağrımıza basıyoruz,Türk milleti.O değil de benim okuduğum en etkileyici futbolcu biyografisi bu artık.
baba amerikalı olsaymış bu hayattan 3 film birkaçta oscar ödülü çıkarmış. dario srna müslüman mı?
babası üzeyir olduğuna göre kökte müslüman.
Halen futbol hayatlarına devam eden futbolcuların ilginç biyografilerini okumaya bayılıyorum. Lütfen buna devam edin. Et. Alooo.
Kardeşi Igor'un da daum sendromlu olduğundan bahsetmişti süper kupa finalinde spiker.
kranjcar'ın ben hariç en underrated demesi lazımdı.
Yorum Gönder