6 Kasım 2009 Cuma

ÇEKME KASET - 4: İSYANKAR KADINLAR (TÜRKÇE)

Türkiye’de kadınlar tarafından yazılan, bestelenen ya da sadece yorumlanan muhalif (neye göre kime göre) şarkıların kendi halinde, anlık esintiyle yapılmış listesidir. Muhalefet dedik mi, özgün müzikten yüzlerce örnek bulunabileceği akla geliyor. Mevzu, konsepti muhalefet olmayan, yani popüler müzikten bu tip örnekleri bulup çıkarmakta. Albümlerin genelde A yüzünün sonu gibi kuytu köşesine saklanmış bu eşsiz örnekler kolaylıkla dikkatten kaçabilecekken işi gücü gereksiz detaylarla didiklemek olan birileri böyle hizmetinize sunuyor.

Aşka dair söylenebileceklerin tamamını Shakespeare tüketmişken, Serdar Ortaç'la inatlaşırcasına, rockçıların da aşkın suyunu çıkarması, benim gibi müzik müptelalarının çaresizlikle yabancı sözlü müziğe gark olmaya itmiştir. Neyse ki ender de olsa aşağıda sıraladığım gibi şarkılar, anadilde müzik dinlemenin keyfini yaşatıyor.

AYLİN ASLIM – GÜLDÜNYA: Güldünya Tören için yazılan şarkı. Yorumsuz...

canım abim vurma beni,
bu dünyadan alma beni,
dökülür mi kardeş kanı ?

bir karında yatmadık mı,
bir anadan doğmadık mı,
bir memeden doymadık mı ?

seni gönderene söyle,
köydeki büyük meclise,
söyle daha çocuk yaşta üstüme çıkan herife...
eğer böyle ölürsem iki elim yakanızda,
hayaletim gezer düşer peşinize,

binbir yarayla, tek bir kurşunla gitti Güldünya,
kim farkında kimin umrunda yandı bir dünya...



*
Şarkıyı dinlerken aklıma hep Abdullah Oğuz'un Mutluluk'u gelirdi. İsabet ki biri daha benim gibi düşünüp o filmden sahnelerle bir video yapmış.


SEZEN AKSU – ÜNZİLE: Erken evlendirilen kadıncıkları daha iyi anlatan bir şarkı daha yapılmadı desem yeridir. Şarkı yazılalı 25 yıldan fazla olmuş, ama konu hakkında ülkede hala bir arpa boyu yol alınamamış. Sonumuz hayrolsun demekten başka yapacak şeyler de var. Sadece tribünde deşarj olmak da bir seçenek tabi.


Bir Aysel Gürel-Onno Tunç çalışması:

Ünzile insan dölü
On kardeş beşi ölü
Büyüdükçe ufak
Ve gelir de görücü

İnci gibi dişi
Görücü bilir işi
Söğüdüm ağlar gider
Olur hatun kişi

Varmadan sekizine
Ergin oldu Ünzile
Hem çocuk,hem de kadın
Onikisinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın ünzile

Yağmuru kim döküyor
Ünzile kaç koyun ediyor
Dayaktan uslanalı hiçbirşey sormuyor


Korkar durur gitmez
Köyün en son çitine
İnanır o sınırda dünyanın bittiğine

Ünzile insan dölü
Bilinmezlere gebe
Sırların mihletini yüklenipte beline


ŞEBNEM FERAH – VAZGEÇTİM DÜNYADAN: Oldum olası sevmem bu şarkıyı. “Bakın, sosyal içerikli şarkı yaptım.” tadı verir bana. Sözleri de güzel olmasa ne işi var bu listede… ah bir de mahalle baskısı…

Yürekler alınmaz pulla parayla
Kim yenmiş kaderi duayla


Gelinlik giymeden ışığı görmeden
Bebeğimden önce vazgeçtim dünyadan
Kaderi yenmeden utandım kendimden
Daha sevilmeden vazgeçtim dünyadan
...
Mezarlar bile küsmüş of kadınca ölene
...

ÖZLEM TEKİN – SEBEPSİZ SAVAŞ: Türkçe söz yazmanın zorluğunu bilmek için dahi olmak gerekmiyor. Özlem Tekin’e hayranlığım en çok da bu yüzdendir. “Savaşlar olmasın, trallallalaaa” ya da “imagine all the people, living life in peace” gibi dimdirekt sözler yerine “Sebepsiz savaşın izleri, dostların kanayan külleri, durdurmaya yetmedi ki insafsız elleri” daha sembolik bir anlatımın, insana ve hayata dair derin mevzuları daha iyi ifade ettiğini düşünmüşümdür. Hippi yalınlığını küçümsemekten değil de, 60’larda tüm dünya daha umut doluyken bugün daha karamsar bir hava hakim olduğundan, sadece dilekleri sıralamak yetmiyor içine çökmüş ruhlarımızı ifade etmeye… evet, muhtemelen bundan…

Çocukları cezbeden kötülükler
Gençleri zehirleyen süslü sözler
Kurşunlar sizin olsun
Kurusun gözler
Kadınları namusundan edenler
Bir ölüye binbir para verenler
Zulümler sizin olsun açılsın güller

Özlem her zamanki gibi yorumu ile şarkının ruhunu çok iyi veriyor. Bkz. “durdurmaya yetmedi ki insafsız elleri

Özlem’in performansındaki tavrı şarkının ruhuyla kel alaka olsa da, pek de bilinmeyen bu şarkıyı illa ki dinleteyim istedim. Başka da malzeme bulamadım:



* Siz yine de şarkının orijinal stüdyo kaydını dinleyin .

SEZEN AKSU - BİN DOKUZ YÜZ KIRK BEŞ: 1984 Eurovision elemelerinde yarışmış bir şarkı. İyi ki de kazanamamış diyorum. O dönemki makus Eurovision talihimizden payını alıp son sıralarda yer almasıyla anılmaması gereken bir şarkı çünkü. Bestenin formu o kadar çok değişiyor ki pop müziğimizde benzer bir tane örneği dahi olduğunu sanmıyorum. Onno Tunç'un en iyi bestesi desem abartmış olmam.

Sözlerse, inanamıyorum ama Aysel Gürel'e ait. İyi bir söz yazarı olduğuna şüphe olmamakla birlikte bu kadarı da... daha fazla yoruma gerek yok. Şarkı kendini anlatıyor zaten:

Gel asırlardan uzan da tut ellerimi sımsıcak
Yoksa bendeki çocuk da böyle çaresiz kalacak
Öfke ile beslenen çocuklar yanlızdırlar
Ve ümitleri çiceklerden acıları tarihlerden
Senin gibi benim gibi onlar da hep insandılar
Ve sevgiye inandılar ve saygıya inandılar
Senin gibi benim gibi

Onlar biraz terkedilmiş biraz küskün çocuktular
Sanki biraz önce bilmiş, sanki yetersiz sevilmiş
Sanki utandılar kavgadan ve sustular

Öp incilenen göz yaşları, kurusun inançlarında
Sene bin dokuz yüz kırk beş, onlar da hep insandılar
Ve sevgiye inandılar ve saygıya inandılar
Senin gibi benim gibi...

Sezen, 2009 konserlerinde, arkasındaki müthiş müzisyenlerle (yaylılar da vardı) 1945'in hemen ardından hiç kesmeden "Bir Çocuk Sevdim" adlı şarkısına girmiştir ki gerçekten izlemeye değerdi. Zira arkada çok da kalabalık sayılmayacak orkestra bu geçişi öylesine heybetli yaptı ki, senfoni orkestrasıyla söylemiş kadar oldu Sezen. Sözlerde ara ara eşlik eden Ladies&Gentlemen korosu da bu etkiyi pekiştirdi. Zaten iki şarkının ne kadar güzel olduğunu düşünecek olursanız, orkestra ve koronun yarattığı etkiyle seyirciden kopan o müthiş alkışı da hayal edebilirsiniz.



ÖZLEM TEKİN – HERKES ŞANSLI DOĞMUYOR: Rock dediğin böyle olur. 80'lerde tüm dünyadaki apolitikleşmeyle paralel olarak felsefik köklerinden gittikçe kopmaya başlayan rock, 90'larla birlikte pop dediğimiz kategorinin bir parçası oldu. Bugün, bırakın isyanı, sistem eleştirisi barındıran şarkı sözü bulmak, zifiri karanlıkta mumla iğne aramaya eşdeğer. Özlem, genelde çizdiği boş teneke imajına rağmen kafasının ne kadar çalıştığını, istediğinde harbi rock diyebileceğimiz nitelikte şarkı yapabileceğini, yani rüşdünü bu şarkı ile ispatlamıştır. Bu saatten sonra arabeske de kaysa bıraktığı izin derinliği azalmayacaktır.

Çok küçük yaşı zulmetmiş sokaklar
Çocukluk gitmiş gözünde yıllar var
Bir değil miyiz ki Herkes şanslı doğmuyor
Doğmuyor niye

Ümidi yok bizden yardım dilesin
Güvenmez ki el sözünü dinlesin
Hiç mi sevmez anacığına dönesin
Kimden hesap sorasın

NAZAN ÖNCEL – BEN SOKAK KIZIYIM: Ben sokak kızıyım, bana iyi davranmayın! Hayata karşı dış kapının mandalı gibi duran, bazen farklı bir gezegenden geldiğinden şüphelendiğim Nazan’ın en sıkı şarkılarından biri. Hem rock alt yapısı hem sözleri hem de klibiyle unutulmayacak şarkılar arasına girdiği kesin.

SEZEN AKSU – MASUM DEĞİLİZ: Meral Okay ve Sezen Aksu tarafından yazılan bu şarkının 2 kişi tarafından nasıl bir anda, nası bir iç hesaplaşma halinde yazıldığını hayal etmek eğlenceli oluyor. Kafaların dumanlı olduğu çok belli. Yoksa hangimiz böylesi itirafları başkasına yapıyoruz ki? Hele de kadınsanız ve hissettiklerini bastırmak, toplumun görmek istediği gibi biri olmak konusunda itinayla yetiştirildiyseniz... Ama Meral Okay ve Sezen Aksu'nun bu standart Türk Kadını profiline sokulamayacağı çok net ortada. Virginia Woolf'un "Kendine Ait Bir Oda"da ortaya koymaya çalıştığı, kadınların erkeklerle eşit koşullara sahip olması halinde onlar kadar yaratıcı ve üretken olacakları teorisinin yaşayan kanıtlarından ikisi değil midir bu nev-i şahsına münhasır ablalarımız...

Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece,
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna,
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye,
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
İçindeki çocuğa sarıl sana insanı anlatır

Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu bütün
Dünya günahkar

Masum değiliz hiçbirimiz



ŞEBNEM FERAH – PERDELER: Şebnem Ferah’ın söz yazarlığında doruk yaptığı albümdür. İçine cin mi kaçmıştır diye merak ederim; sen bunları yaz, sonra serbest nazım gibi bir stile dön. Tamam, içinden geldiği gibi de yaz, öyle de yap müziği. Ama Türkçe gibi şarkı sözü yazması çok zor bir dilde sınırları bu kadar da zorlama. Neyse, Perdeler diyorduk. Klibi de çok güzeldir bu şarkının.

...
Çok düştüm yaralandım ama sarıldım hayata

Ardımda büyük büyük kocaman ağır yükler
Heryerimden çektiler beni beklettiler
Dinlendim su içtim aktı dudaklarımdan
Hergün güneş doğar yeter ki açık olsun perdeler

Düşündüm buldum sandığım yüzyıllık gerçekler
Hepsiyle giyindim durdum bazen büyük geldiler
...
Bir yanda hiç susmadan konuşan dudaklar
Bir yanda küsüp susmuş sessiz akıllar
Dibe vurduysak ne olmuş elbet çıkarız
Bir gün var bir gün yokuz kiralıkmış hayatlar
...

ŞEBNEM FERAH – KORKARAK YAŞIYORSAN: Şebnem Ferah’ın söz-beste-yorum uyumunun doruk yaptığı şarkısıdır. Albümün yayınlandığı 2001 yılında sözleri okuduğumda hissettiğim şaşkınlığı halen hissediyorum. Şebnem Ferah’ın söz yazarlığının en nadide örneklerinden bir kaçına rastlanır bu albümde. Korkarak yaşıyorsan komik de bir akıbete uğramış. Sözleri, şarkıyı bilmediğiniz halde bir yerlerden tanıdık geliyorsa, muhtemelen bir ara Nietzsche tarafından yazılmış bir şiir olarak mail kutunuza düştüğündendir. Bu şehir efsanesi o kadar büyümüştür ki, ismini/cismini hatırlamadığım bir köşe yazarı bile Nietzsche tarafından yazıldığını belirterek köşesinde bu sözleri yayınlamıştır. Şebo’ya bir güzelleme olarak yorumladığım bu durum, böylesine harikulade sözlerin bir çok insan tarafından okunmasını sağladığı için anlamlı bir gülümseme yaratıyor.

öyle bir hayat yaşadım ki cenneti de gördüm cehennemi de
öyle bir aşk yaşadım ki tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
bazıları seyrederken hayatı en önden kendime bir sahne buldum oynadım
öyle bir rol vermişler ki okudum okudum anlamadım

öyle bir hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım
öyle çok değerliymiş zaman hep acele etmem bundan anladım

kendi kendime konuştum bazen evimde
hem kızdım hem güldüm halime
sonra dedim ki söz ver kendine

denizleri seviyorsan , dalgaları da seveceksin
sevilmek istiyorsan , önce sevmeyi bileceksin
uçmayı seviyorsan , düşmeyi de bileceksin
korkarak yaşıyorsan , yalnızca hayatı seyredersin

UMAY UMAY – DÜŞMEDİM DAHA: Ah, dar sokak vurgunları, kaldırın düşenleri, ağır ağır... düşmedim daha...


Mete Özgencil’in güzel bestelerinden bir tanesi. Bu şarkıyla anladık ki söz yazarlığı, bestecilik, yönetmenlik meziyetlerinin yanı sıra çok da güzel şarkı söylüyormuş. Klip de şarkı kadar güzeldi.

*Yazının başındaki resim için Diren Ayhan'a teşekkürler.


by Gand

4 yorum:

maria lopez garcia dedi ki...

elinize saglik super olmus..
bir de yine sezen aksu'dan muzigi de harika olan karadeniz turkusu tadinda "ben annemi isterim" vardır..

Dağda belimde odun, beni ne hale kodun
Tarlada ırgat avrat, hanede hazır hatun

Bir uşak göbeğimde, altısı eteğimde
Yedi bitirdi beni, anandaki o çene

Dünyanın gailesi, yetmezmiş gibi bir de
El ayak çekilince, sen bitersin dibimde

Uy çalsın kemençeler de, ben bir horon tepeyim
Çatlasın kaynımgiller, bari kurtlarım dökeyim

Fındığı ben toplarım, kırması sana düşer
Uy ellerin iyisi, geh geh gerinip şişer

Üşüdüm senden baba ocağı, gözümde tüter
Uy adaletsiz dünya, gücün hep bize mi yeter?

Bir bezden bebem vardı, bohçamda hayallerim
Kızlığım yarım kaldı, ben annemi isterim

darkhorse dedi ki...

sebepsiz savaş hakkında yazdıklarına hemfikirim.Çok güzel bir yazı olmuş.Teşekkürler Gandy

Adsız dedi ki...

Keşke daha degişik bir albüm yapsaydın. Çok aynı tarzdan olmuş.

by Ela

Gand dedi ki...

@ Ela

başka türlüsünü yapmam malesef mümkün değil. çünkü bildiklerim bunlarla sınırlı.

bu yazıların amacı biraz da paylaşım. yorumculardan da şarkı/grup adları gelip de yeni keşifler yapmak çok keyifli oluyor.