22 Aralık 2009 Salı

DAĞ GİBİ BRITTANY GETTİİİİ

Dün kalktım yataktan aşağı indim, eşim "Brittany Murphy diye bir oyuncu var tanıyor musun?" dedi. "Heee" dedim. "Ölü bulunmuş evinde" dedi. O an kalbimde bir sıkışma hissettim. Boğuluyorum gibi oldum, başım döndü, beynimden vurulmuşa döndüm, sandalyeye oturarak ancak kendime gelebildim.........Mesela yani. "mmhhmmhh" diyip su ısıtıcısına yöneldim. Brittany Murphy'nin ölümünün bende yarattığı etki budur. Akşam üzeri internet alemini bir dolaşayım dedim, bir bakarım ki Brittany Murphy denen kadın 70 milyonu üzüntüye boğup oradan oraya savurmuş. Dün dışarıdan birisi Türkiye'ye gelse, Murphy'i ilk kadın başbakan, Kurtuluş Savaşı kahramanı, veya ülkenin yetiştirdiği en büyük sanatçılardan birisi sanabilir. Kim peki aslında bu kızımız? Ya da kimdi? Hollywood'da ekseriyetle ikinci hatta üçüncü sınıf filmlerde oynayan, ara sıra eli yüzü düzgün filmlerde de ufak roller kapan, hiçbir zaman fiziki özellikleriyle anılmaktan kurtulamamış, mesleğiyle ilgili geride hatırlanacak doğru dürüst bir performans pek bırakmamış bir aktristi. Zaten ölümü ağrı kesicilere bağımlılığı sonucunda oluşan bir krizden gelmişti. Kendi elleriyle ölüme giden (hele hele böyle bağımlılıklar sonucu) insanlar için zaten pek üzüntü hissetmiyorum onu söyleyeyim.

Ama Türk insanının ölüyle olan ilişkisi konusunda bazı problemleri var. En sıklıkla gördüğüm 2 tavırdan bir tanesi bu. Hayatı boyunca hatırlanmamış, kayda değer iş yapsın ya da yapmasın hiçbir zaman akıllara gelmeyen bir şahsın öldükten sonra hatırlanması, insanların onu yere göğe sığdıramaması ve hak ettiğinden fazla değer biçmesi. Misal Barış Manço olayında bunun iyi işler yapmış versiyonunu gördük. Ölümünden önceki son zamanlarda gündemde olmayan bir adamdı Manço. Onun her pazar sabahı yayınlanan enfes seyahat günlüğü 7'de 77'ye programını kaç kişi izliyordu merak ediyorum. Ama ölümünün ardından, insanlar müzik marketlere koştu, e tabi müzikmarketler ölümünden 10 dakika sonra bütün kasetlerini rafların önüne alarak bundan iyi bir rant elde ettiler. Bu Brittany Murphy olayı da geride kayda değer bir şey bırakmayan versiyonu. Badem gözlü olmasından çıkıp, insanın içini ısıtan gülüşünden, harcanmış bir yetenek olmasından, Hollywood'da önü bilerek kapatılan yıldız adaylarından biri olmasına kadar neler sıralanmış. Hayır benim bildiğim Brittany Murphy şuydu ben mi yanlış biliyorum. Google'da ismini yazdığınızda ana sayfadaki resimlerin tümü erotizm çağrıştıran, zaten dışarıdan bakıldığında keş gibi duran, ölümünü duyduğumda "büyük ihtimal uyuşturucudandır" diye düşündüğüm, e bir bakıma haklı da çıktığım bir kızdı. Bu hengame nasıl çıktı bizde anlamadım.

Bir de bu ölüye olan bakışımızda ikinci tav olduğum durum var. "Ölünün arkasından konuşulmaz". Bunu kim ne zaman söyledi ve milleti peşinden sürükledi bilmiyorum. Hayatı boyunca süne zararlısı gibi yaşayan bir adam öldükten sonra arkasından konuşmamız engelleniyor. Yani bu mantığa göre Adolf Hitler'in arkasından konuşmak ve adamın yaptığı işleri sebebiyle eleştirmek yanlış zira ölünün arkasından konuşulmuyor. Ha bir de konumuz değil ama yeri gelmişken yazayım "mezarlıktan arabayla geçerken müzik dinlenmez" var. Bizim servis şöförü, radyoyu açar ama mezarlıktan geçerken kısardı, fırlama Ertunç da bir gün "Fahri abi, böyle kısıyosun da, mezarlığın karşısında oturanlar ne yapıcak hiç müzik dinlemiycek mi?" diye sormuş, Fahri abi bu soru karşısında bölünerek çoğalmıştı.

Velhasıl, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen Brittany öldü tamam kahroldunuz ama anne babanız, olmadı eşiniz, olmadı kardeşiniz hayatta bu kadar üzülmeyin. Kızımızın ölüm haberini "seksi fotoğrafları için tıklayınız" şeklinde veren gazetelerin de yaptığı "ölü sevicilik"tir başka bir şey değil not düşeyim.

20 yorum:

Sosyal_FB dedi ki...

Ulan hepsi doğrudur ve bir tarafa da milletin mezarlıktan geçerken yaptıklarından size ne? Kendi kendinize dillendirirsiniz, ayrı mesele. Ama Ertunç'unki sokak ortasında durup, milletin itikadlarına teker teker kulp takmaya benziyor. Beriki mezarlıktan geçerken ya da ezan duyunca müziği kısar. Ertunç da kıçını başını açar. Her yiğidin yoğurt yiyişi...

Frentzen dedi ki...

İslam dininde, ölünün arkasından konuşmak hoş değildir. Daha doğrusu kötü yönleriyle bahsetmek, caiz değildir. Ehline müracat etmek lazım :)Haydi o zaman Nusrettin Baba'ya.

varol döken dedi ki...

"Google'da ismini yazdığınızda ana sayfadaki resimlerin tümü erotizm çağrıştıran, zaten dışarıdan bakıldığında keş gibi duran, ölümünü duyduğumda "büyük ihtimal uyuşturucudandır" diye düşündüğüm, e bir bakıma haklı da çıktığım bir kızdı."

peki bunlar nerden çıktı? sen haklı çıkmasan ölmeyecek miydi? sallanan sandalyesinden torununa torbasına mutlu mesut bakarken mi ölmesi gerekiyordu?

ezan okunurken evimde müziğimi kısanın kalbini kırarım, kimsenin evinde ezan okunurken müziği sonuna kadar açmam... ölenleri de uyuşturucudan veya değil diye ayırmam!

Ortega dedi ki...

Anna Nicole Smith öldüğünde üzüldüydüm. Hatalı mıyım şimdi ey Uçan Hollandalı? Belki aramızda görüşmesek de tanışmasak da özel bir bağ vardı.Sorarım sana bunu.

Flying Dutchman dedi ki...

@varol

yazının neresinden böyle bir soru sorma ihtiyacı hissettin ki? ölürdü herhalde...ya da ölmezdi ne bileyim...ben mary poppins olsa 150 yıl yaşardı demiyorum ki...anlayamadım sorunun kaynağını

ben ayırırım

varol döken dedi ki...

türk insanının ölüyle olan ilişkisindeki problemleri irdelerken, kendinin de yaşama ve ölüme bakışını irdelemişsin...

kimler için üzüntü hissediyorsun peki? seks yaparken kalp krizinden ölen barış manço için üzüntü hissettin mi? hissettiysen bu iyi tanımandan mı yoksa uyuşturucudan ölmemesinden mi? kanat güner için (eroin güncesi nin yazarı, 24 yaşında altın dozdan öldü) üzüntü hissettin mi mesela? ya da burçin birben (eski manken, altın doz aldığı evde bayılıp mezarlığa atıldığı için öldü) için hissettin mi? tabutta rövaşata'daki kadın oyuncuya üzüldün mü mesela? (ki o da daha sonra kanserden ölmüştür, kanserden değil uyuşturucudan ölse üzülmeyecek miydin)

sorunun kaynağı şu, kendi elleriyle ölüme giden cümlesi pek öyle sıcak koltuktan yazılmış bir cümle... hiç kimse bu insanların yaşadığı hayatları yaşamıyor... onlar da herhalde böyle olmak istemiyordur...

hayır senin bildiğin britanny murphy o falan değildi... britanny murphy hakkında hiçbir şey bilmiyorsun (ben de bilmiyorum) o yüzden ölümüne üzülmemen ne kadar doğalsa, uyuşturucudan öldü diye zaten hiç üzülmem demen de o kadar saçma...

Great White dedi ki...

Chris Oliva, Kevin Dubrow, Steve Clark, Bon Scott gibi müzik ilahlarının da uyuşturucu illetinden öldükleri gerçeği ortadayken, şu blogda heavy metal kültürüne geniş yer ayıran ve hatta şu ana dek Rocknroll ruhunu hissettiğini sandığım br insanın sırf uyuşturucudan öldüğü için insanları kategorize ettiğine ibretle şahit oldum maalesef..

Flying Dutchman dedi ki...

Şimdi madde bir ben insanları uyuşturucudan ölenler/ölmeyenler diye kategorize etmedim. Ben şahsım uyuşturucu bağımlısı olarak ölenlerin arkasından o kadar fazla üzülmem dedim sadece.

Great White saydığın isimler heavy metalle uğraşıyor diye, adamların tasvip etmediğim alışkanlıklarını niye gözardı edeyim ki? Ayrıca uyuşturucu ile Rock'n'Roll ruhu? Pardon ne zaman bunlar birbirinin olmazsa olmazı oldu. Rock'n'Roll ot çekip, kafayı bulmaksa biz hiçbir şey dinlemiyoruz yıllardır. Birileri bu ikisini bir araya getirdi, kimileri de hayat felsefesini buna oturttu diye bunu doğru olarak mı kabul edeceğim. Sex, drugs,rock'n'roll yüzeysel içi boş bir laftır bana göre. Live fast, die young gibi misal. Ama dediğim gibi rock, heavy metal ile hatta herhangi bir müzik türü ile uyuşturucuyu bir arada tutamıyorum.Tutamam zaten birisi bir sanattır, diğeri insanları göz göre göre ölüme götüren bir illet.

@varol

Öyle olmak istemiyorlarsa olmasınlar o zaman, kimsenin silah zoruyla onlara ilk uyuşturucusunu kullandırdığını sanmıyorum da....

boşver, bu asabiyet ve gözünü kan bürümüş gibi saldırmanın anlamını çözemedim, nedir böyle düşmanca yorumlar içine girmene sebep?...

Mutlu olacaksan, Brittany Murphy çok iyi bir insandı, ben tanıyamadım bugüne kadar, içini bilemedim tamamdır

oldu mu?

Great White dedi ki...

Ben yukarıda, Rock n Roll ruhuna sahip bir insan uyuşturucuyu savunmak zorunda değil tabii ki ama uyuşturucudan ölen bir insana farklı, trafik kazasında ölen bir insana farklı şekillerde bakmaz demek istedim..

Ama sen bu ayrımı yapabilir ve hatta "Allahından buldu işte yezid karı" bile diyebilirsin; orası ayrı tabii..

Ayrıca şunu da belirteyim. Bana cevaben yazdıklarını John Lennon, Jim Morrison, Roger Waters, Bob Marley gibi üstadlar okumuş olsa kafaları daha bir dumanlanırdı herhalde..

Neyse efendim, kolay gele..

Flying Dutchman dedi ki...

"Allahından buldu yezid karı" demem merak etme :)

Lennon çoğu eseri kafa dumanlıyken yaratmıştır doğru bu açıdan biraz ikilem vardır ama ben aynı derecede ünlü olup bu işe bulaşmamış insanları görüyorken, aynı kefeye koyamıyorum...

kendi düşüncemdir katılmayan olabilir tabii

semioticus (shelbyl) dedi ki...

1. "Olunun arkasindan konusulmaz" dangalakligina su videoyla cevap veriyorum:

http://www.youtube.com/watch?v=hLVsIpejFgM

(Ne guzel adamlarsiniz siz ey Chasers.)

2. Sadece filmlerden tanidigi insanlar olunce "Yaw super adamdi, gozleri gulerdi, ilk 1993 yilindaki Hede Hodu Hubulu filminde kesfetmistim" tadinda entry'lerle eksisozluk'e kosanlara ben de kil oluyorum.

3. "Kendi elleriyle ölüme giden (hele hele böyle bağımlılıklar sonucu) insanlar için zaten pek üzüntü hissetmiyorum onu söyleyeyim."

Flying Dutchman'in kafasindaki utopik "Herkes rasyonel, hersey ceterus paribus" dunyasini da kiniyorum. Abi ne yaptin sen? Tabii kimse sana bu tur insanlar icin "Uzul" demiyor da, bu tur insanlari "ikinci sinif vatandas" olarak gormen de garipmis zannimca. Buraya cok terminoloji sikisir da, duz adamlik etmek istemem.

Her Yol Roma dedi ki...

varol döken'in bahsettiği burçin birben değil yahu, o adam şarkıcıydı.. yani hala şarkıcı, ölmedi..

Valthord dedi ki...

@Her Yol Roma:

burçin bircan'dır o.

varol döken dedi ki...

@flying dutchman
ne gözümü kan bürümesi yahu... gözümü kan bürüse, dün ablamın lezzetli tekirini yiyip, babamla altın seri tokuşturmak yerine, sabaha kadar ne yazılmış diye takip eder, hemen cevabı yapıştırırdım... kızdım biraz ama doğru o, yani sen de böyle bir tutum takınırsan, biz kimi ayrımcılıktan en uzak, herkesi olduğu gibi kabul eden kişiler olarak değerlendirip okuyacağız...

öyle olmak istemiyorlarsa olmasınlar falan, hiç senin bilgi birikimine sahip bir adama yakışan bir cümle değil bence... hayatın binlerce etkenden, olaydan, zamandan, mekandan oluştuğunu biliyoruz hepimiz, bildikçe de daha iyi anlıyoruz...

birine uyuşturucu kullanıyor diye saygı duymuyorum desen anlarım seni ama sen başka bir şey söylüyorsun... sonuçta uyuşturucu insanların hayatlarını değiştirir ama ölümlerini değil... belki de o seksi fotolarını koyup zaten uyuşturucudan ölmüştür dedin britanny, her gün 10 sokak köpeğini besliyordu kim bilir...

neyse gerçekten buraya sığmayacak bir fikir teatrisi bu... yorumum düşmanca değildi ama yukarıda itiraf ettiğim gibi biraz sinirlendim evet... fikirlerinin çoğuna katılmıyorum ama gerçek demokratik tarafın için okuyorum seni... sen kendi elinle, benim kafamda oluşturduğun bu imaja saldırdığın için sinirlendim...

britanny murphy öldü diye mutlu değilim, mutsuz da değilim... uyuşturucudan ölmesi hiçbir şeyi değiştirmez benim adıma... kimsenin adına değiştirmemesi gerekir...

diye düşünüyorum ben, asabiyetle ve düşmanca değil, bilakis sükunetle ve insanca... sükunet kısmı en azından bu sabah geçerli:)

varol döken dedi ki...

@her yol roma
evet ya arada yedik yeşil gözlü bestekar burçin birben'i... kasedi tutmamıştı ama belki bir desteğimiz olur burdan:)

@valthord
burçin bircan dı evet doğru...

Unknown dedi ki...

ben yazının barış manço'nun programını kim izliyordu ki ölümünden sonra baştacı edildi lafına takıldım. 7'den 77'ye türkiye televizyon tarihinde bir efsanedir ve çocukluğumuz o programla geçti. zamanın alternatifslzliğinin getirdiği mecburiyet de yardımcı olmuştur buna tabi.

maf dedi ki...

abi bu forum tarihinde gordugum en kotu post.uzuldum acıkcası.

kimse ben olunce arkamdan boyle seyler soylesin istemem, malibu'daki ıssız barakalar dahil.

Sade dedi ki...

"Allah rahmet eylesin" ile bitirilecek konunun geldiği noktalara bak.

Flying Dutchman dedi ki...

ulen sen geçende Rijkaard yazısına da böyle demiştin. :))

Yahu (bu yazıdan bağımsız) kötü insansan kötü insandın deriz. İyi insansan iyi...

Bu söylediğin lafı Milosevic'in söylediğini düşünsene bir. "Kimse arkamdan kötü şeyler söylemesin" genel anlamda mümkün mü böyle bir şey...İnsan hakkında ne düşünüyorsan ona göre değişir...

sy dedi ki...

Kac gundur yazacagim diyorum, isten yazi ekleyemiyoruz, anca simdi nasip oldu.

Kusura bakma Dutchman, ama bu olay uzerine gelip de "Boyle olene uzulmem" demek icin bir post acman bile garip olmus. Burada "biz okuyucularina olan sorumlulugun" diye sacma geyiklere girecek degilim tabi; sadece genelde dusuncelerini begeniyorum, bu post'taki dusuncelerin diger dusuncelerinle ayni yonde olmamis, o beni sasirtti.

Oyle Brittany Murphy hayrani degilim. Yine de 2-3 ic camasirli fotografini gordugun -ki ciplak olsa kesin Milliyet'in ana sayfasinda rastlardik :) - kadina "erotizmi cagristiriyor" demek, gozlerinin alti torballi diye "kes gibi duruyor" demek bana ilginc geldi. Ayrica ben kiz kalp krizinden olmus diye duydum (zayiflama ilacindan diye de soylentiler var).