21 Aralık 2009 Pazartesi

DI SPALLE PER UNA SQUADRA SENZA PALLE

Her sene farklı takımlara nasip olan "acıların takımı" tanımlamasını bu sene kullanabileceğimiz birkaç takım var. Hertha Berlin kesinlikle bunların başında geliyor. VfB Stuttgart ve Atletico Madrid'i de bir nebze bunların arasına katabiliriz. Son 6 haftada artık bu tahtı ele geçirmek için ciddi biçimde ağırlığını hissettiren bir takım var. Juventus. Dün Delle Alpi'ye gelirken otobüsleri yumurta yağmuruna tutuldu. Ligde sadece 9 puan toplamış ve son sırada olan Catania'ya 2-1 mağlup oldular. Bu, Şampiyonlar Ligi dahil son altı maçtaki beşinci mağlubiyetleri. Ciro Ferrara gemiyi terketmeyeceğini, başkan Jean-Claude Blanc da hala hoca değişikliğine gitmeyeceklerini söylüyor. İtalyan basını ise Juventus'tan bu sezon ne köy ne kasaba olacağından emin. Ferrara'nın, geçtiğimiz yıl Ranieri'nin bıraktığı takımda hiçbir yenilik yapmadığını, oyunu okumada büyük zaafları olduğunu ve oyuncularla ilişkileri konusunda büyük hatalar yaptığını düşünüyolar. Örneğin, Bidone d'Oro ödülünün sahibi Felipe Melo'ya destek olarak onu ilk onbirde oynattığı ama 32. dakikada kenara alarak, işi daha da beter bir hale getirdiğini öne sürüyorlar. Takım lige dörtte dört yaparak başladıktan sonra son 13 maçta sadece 18 puan alabildi. Dünkü maç esnasında, taraftar gruplarından Curva Scirea üzerinde "Di spalle per una squadra senza palle" (cesareti olmayan bir takıma arkamızı dönüyoruz) yazılı bir pankart açtı ve tribünleri terketti. Geçtiğimiz yıl Ranieri yönetiminde, takım 17 maç sonunda şimdikinden 6 puan daha fazla almıştı ve 8 gol daha az yemişti.

Serie A'ya 17 günlük bir ara verildi. Juventus bir sonraki maçını bu senenin istikrarlı ekiplerinden Parma ile oynayacak. O maç Ferrara'nın son maçı olabilir, zira Jean-Claude Blanc "kış ara döneminde hoca değişikliği olmayacağını" vurguladı. Parma demişken bildirelim. Bu sezon Serie B'den yükselere Serie A'da mücadele etmeye başlayan 3 takımdan Parma lig beşincisi, genç defans ikilisi Ranocchia ve Bonucci'yi incelediğimiz Bari lig dokuzuncusu, Livorno da düşme hattının beş puan üstünde lig onbeşincisi. Bu Serie B ile A arasındaki güç farkının azaldığının göstergesi. Sezon başında bu 3 takım düşme hattının en büyük adayları olarak görülüyordu. Parma Şampiyonlar Ligi'ni kovalıyor. Bir de tabii ligin dibi ile tepesi arasındaki puan farkı. Dördüncü Roma ile onüçüncü Cagliari arasında sadece 5 puan fark var ki Cagliari'nin dün hava şartları sebebiyle maçı ertelendi yani 1 maçı eksik. Bu fark geçtiğimiz yıl bu dönemde 11 puandı. Parma'nın yanında Napoli, Palermo, Sampdoria, Genoagibi takımlar da Şampiyonlar Ligi şansını zorlayacaklar.

Son bir not, Roberto Donadoni, Napoli'den kovulduğunda takım 7 maçta 7 puan almıştı. Yeni hoca Walter Mazzarri göreve geldiğinden beri geçen 10 maçta yenilgi yüzü görmediler ve onbeşincilikten altıncılığa fırladılar. Oyuncular aynı, rakipler aynı, şartlar aynı. Zaman zaman televizyonlarda "teknik direktörlerin rolü futbolda çok büyütülüyor" şeklinde acaip açıklamalar duyuyoruz. Buyurun bunu da anlatın bir zahmet.

Not: rehavet nickli kullanıcı bana yorumda yazdığı şeyle ilgili bir mail atarsa çok memnun olurum.

1 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

İnter'i hariç tutarsak(Juve ve Roma'da kadro kalitesi olsada bunu nötrleyecek hoca kalitesizliği söz konusu gibi) ligin kalan takımlarının önemli bir kısmı denk güçte takımlar. Bu durumda her takımın deplasmanda yada kendi evinde rakibini alt edebilmesini ve lig genelinde puan farkının daha az olmasına neden oluyor.

Bu arada Raineri ayaklı felaket kadar olmasada ona yakın tırtlıkta bir hoca bana kalırsa. Hatta Hıncal mode on yaparsak; futbolu bilmiyor, oyuncularla ilişkileri bilmiyor birde bütün bunların üstüne korkak. Ben başkan Sensi'nin yerinde olsam devre arasını beklemeden kovarım hatta olmazsa İtalyan mayfasına temizlettiririm Hıncal mode off :)