24 Aralık 2009 Perşembe

NOEL GELDİ HOŞGELDİ



















Yazıya girmeden bir şeyi söyleme ihtiyacı hissettim. Son zamanlarda blogda yazılan bazı yazıların altında "saçmalamışsın", "çok mantıksız", "ne ki bu şimdi", "yakışmadı" gibi yorumlar görüyorum. Bir kez daha hatırlatayım dostlar, bu blogda yazdığım yazılar benim kafamdan çıkıyor, sade vatandaş Fırat Topal'ın kafasından, Güç'e dengeyi getirecek The One'ın kafasından değil. Dolayısıyla bu yazılar size ters gelse veya fikirlerini beğenmeseniz de "bak eşşeğe" ile başlayan bir düşünce asimilasyonuna girişmemenizi tavsiye ediyorum, bu bütün bloglar için geçerli. Tartışılması ve size uymaması olasıdır, en az uyma olasılığı kadar. Dolayısıyla saygı çerçevesini bozmayalım. "Ayrım yapan kalleştir" demiş Nihat usta...Yapmayalım

Niye yazdım bunu. Şimdi yine kızacaksınız ama bu Noel geldiğinde benim hazzetmediğim bir görüntü oluşuyor. Yurt dışındaki görüntüden bahsetmiyorum. Türkiye'de olanından. Hani şu domuz etini yemeyen, "elhamdülillah Müslümanız"ı her duyduğunda içi ısınan ama yurt dışına gittiğinde kiliseye girip, ayin dinleyen, mum diken ve bunu da "her dine saygılıyız" veya "a ama ne güzel gelenekleri var, dilek tutuyorsun" (dilek karşılığı 1 euro atıyorsun ama o pek söylenmez) şeklinde savunanlar var ya onlardan bahsediyorum. Şimdi o tarafı kısaca geçeyim, asıl konuya geleyim. Baştan söyleyeyim bu yazı Dinler Tarihi karşılaştırması değil o taraflara hiç girmeyeceğim. Benim bahsettiğim bu, bir dinin mensubu olup, diğer dinden de şöyle üstüne alalım biraz modunda gezenler. Bunun bir uzantısı da Noel'de karşımıza çıkıyor. İstanbul bir metropol ve 2000 yıllık tarihi olan, bu tarih boyunca nice milletleri ve dinleri bünyesinde barındırmış kent. Böyle bir kozmopolitin içerisinde her dinden farklı metaforlar görmek mümkün. Ama ben bu özenti Noel hezeyanını alamış değilim. Bakın dostlar, şöyle bir örnek vereyim. Bir Hristiyan Kurban Bayramı'nda "ne kadar güzel ama işte eğlence oluyor, insanlar birleşiyor" diye kurban kesmez. Ya da Ramazan Bayramı'nda şeker dağıtmaz. Bunu yapanlara saygılı olur ama saygılı olmak demek onu birebir uyguılamak demek değildir. Noel yani Christmas, adı üzerinde Christ'tan, yani İsa peygamberden gelir ve Hristiyan dininin peygamberi İsa'nın doğum günüdür. Noel Baba'nın doğum günü değildir. Dolayısıyla da Hristiyanlar için çok özel bir gündür, dini bir bayramdır bir bakıma, bu günde, nasıl İslam dinindeki 2 dini bayramda barış, hoşgörü, paylaşma, yardımseverlik, birliktelik önemli değerlerse, Hristiyanlıkta da aileler bir araya gelir, hediyeler dağıtılır, birlikteliğe vurgu yapılır. Ama bunların tepesinde bir dini hadise vardır.

Ancak modern zamanlarda Noel, bu dini anlamından çıkarılmış, Hristiyan olmayan toplulukların da kendisine bir pay aldığı bir gün haline gelmiştir ki benim hazzetmediğim nokta burasıdır. Evlere Noel ağacı dikme (zaten bunun için gerçek ağacı kesenlere ayrıca bir gıcığım var) ve Noel'e ilişkin ritüellerin sorgulanmdan kopyalanması. Bir de tabii, ABD'nin son 50 yılda giderek ayyuka çıkardığı kültürel emperyalizmin içinde bu Noel kültürünü pazarlamasının da payı büyüktür bana göre. Bundan en çok etkilenen ülkelerden birisi de küçük Amerika olarak nitelediğim Türkiye olduğu için çok şaşırılmamalıdır. Tabii yine baştaki notu düşeyim, aynı düşüncede olan insanlarla birleşip "önümüze gelene bir tekme" diye Türkiye'deki tüm Noel ağaçlarını yakma gibi bir niyetimiz yok, herkes istediğini yapmak da özgür de bana acaip geliyor ne yapayım.

30 yorum:

Unknown dedi ki...

Aslında haklısın ama ben daha çok bunu yeni bir yıla girmek olarak görüp öyle kutluyorum...

furkan sorkac dedi ki...

Norvecli esimle gecen sene yilbasi zamani Turkiye'ye geldigimizde alisveris merkezlerindeki "noel agaclari"ni gordugumuzde cok sasirmisti kendisi. "Hani siz Noel'i kutlamiyordunuz?" tepkisine "Onlar Noel agaci degil, yilbasi agaci" seklinde cevap vermistim. Kafasi daha da karismisti kizcagizin. Ama Turkiye, Turk insani boyle iste. Corba mi desem, arabesk mi desem. Kotu anlamda soylemiyorum ama her kulturden biraz, oradan buradan etkilenerek olusturdugumuz aliskanliklarimiz, bayramlarimiz, ozel gunlerimiz vs. var. Bu belki de guzel birseydir, sosyolojik boyutuna girmeyelim simdi. Ama disardan bakan biri icin (buna ben de dahilim) gercekten kafa karistirici bir yasam bicimi ve kultur var Turkiye'de. Cekici olabilir kimisi icin. O yuzden sig elestirilere girmeden (yazari tenzih ediyorum, sig bir elestiri yok yazida) durumu artilari ve eksileriyle tartmak lazim.

Black Pearl dedi ki...

Noel agacinin ve Noel baba'nin christmas ile hic bi alakasi yoktur. Noel babanin tamamen Coca colanin bir uydurmasi oldugunu herkes bilmektedir.

Ben musluman olarak evime yilbasi vaktinde (sahte) cam agaci dikip sonra onu süslemekten de hic bir sakinca görmuyorum. Bunlarin kültürle alakasi oldugunu dusunuyorum ve diger kültürlerden de birseyler almaktan hic rahatsiz degilim. Evime buda heykeli, noel agaci yerlestirmekten ve de Veda Hutbesini asmaktan hic cekinmem!

Ramazan ayinda bir hollandali is arkadasim 30 gun boyunca "oruc tuttu". Sayet 30 gun boyunca gerekli saatler arasinda yemek yemedi bir sey icmedi ama sigara icti. So what!

Isteyen istedigini yapsin!

Flying Dutchman dedi ki...

yapmasın demedik biz de :))

Dchetin dedi ki...

Eksik bile yazmışsın. Yazı giriş bölümünde sonlanmış. Tabi bu yazdıklarımı uyarın ve hatırlatman dahilinde değerlendirmeni istemem. Noel ve Silvester ayrı olaylardır. Yılbaşı dediğimiz de Silvester Gecesi'dir. Handikabımız Batı dünyasının takvimini kullanmamız. İster istemez o takvimi kullanmanın verdiği kolaylık ile adapte edilme ve adapte olma eşiğimiz düşüyor. Hicri Takvimi kullanalım demiyorum elbette (zaten o takvimde Osmanlı'da mali ve sosyal düzenlemeler ile bir çok kez değiştirilmiştir), ama takvimler bir toplumun yaşamının akışının ana belirleyicisidir. Vitrinlere gelince bu da tüketim periodunu uzatmak, genişletmek ve sevimli göstermek için yapılan bir numara... Türk insanının da ana görüşü "Anayasaya bir kez delinmek ile bir şey olmaz" olduğuna göre...

Demek istediğim ya oturup bunları düşüneceğiz ya da salacağız çayıra Mevlam kayıra...

Bu arada Hintlilerin asimile olma hızı bizi 5'e 10'a katlar, belirtmek istedim.

Atilla Çelik dedi ki...

Çok hassas bir konu olduğunda hem fikiriz. Özellikle bu tür hassas konuların konuşulduğu ülke Türkiye ise iyice çetrefilleşiyor her şey. Aslında hassas olmaması gerekip de iyice hassaslaştıran da ülkemiz insanına ait düşünceler bütünü, başka bir şey değil. Yıllar yılı kafayı sürekli bir şeylerle bozduğumuzdan hala ufak tefek konular üzerinde zaman kaybına sebebiyet veriyoruz. Yurtdışında nasıl daha iyi yaşarız, insanlar nasıl daha mutlu olabilir, hayat standartı nasıl yükseltilir gibi şeyler öncelikli. Ama ülkemizde yaratılmış ve palazlandırılmış o kadar suni, altyapısız, körüklenmiş, içi karıştırılmış vukuatlar var ki hayat standartı nere cümlesini bile geçmek zorunda kalıyoruz.

Yazdığım yazı ile bu yazdığınız yazının ne alakası var diyebilirsiniz. Aslında yazınızda bahsettiğiniz ilgili bakış açısının iç yüzeyinde yukarda bahsi geçen noktaların da katkısı büyük. Ama şöyle nefes alıp mantıklı düşünmeye çalıştığımızda zannedersem en çok dikkat etmemiz gereken şey "niyet" oluyor. Niyet denen şeyin iç yüzünü de kendimizden başka kimse net olarak göremez. Yılbaşı ağaçları, yılbaşı kutlaması vb etkinliklerin hangi niyetle yapıldığı çok önemli oluyor burada. Olaya toplumsal ve bireysel baktığımızda niyetin içinde saçmalık varsa o topluma da sövemiyorsun ve bireysel takılmak zorunda kalıyorsun. Son yıllarda toplumsallıktan bireyselliğe geçişimizde zaten hayat şartlarının etkisi yadsınamaz.

Ama bu yazıyı iyi ki yazdınız. Bundan 4 yıl önce başıma gelen bir olayı hatırlatmıştınız. Şirketteki sekreter ile yılbaşı konusunda bir tartışma yaşamıştık. Yılbaşlarında özel bir şey yapmadığımı, benim için sıradan günlerden biri olduğunu, ne kimsenin benim yeni yılımı kutlamasını istediğimi ve ne de benim yeni yıl kutlamak istediğimi söylemiştim. Tarihi, dini ve toplumsal süreçleri mantıklı bir süzgeçten çevirdiğimde de Noel denen şeyin bu topluma ters olması gerektiğini ve ülkemiz için sadece yeni yıla girmenin bir sevinci sayılması gerektiğini söylemiştim. Sonuçta elin paskalyası ayın 24'ünde ve 31 aralık gecesi çıldıran da tüm dünya. Biz de o dünya ile birlikte çıldırıyoruz. Bizim açımızdan olay çok farklı, onlar açısından da.

Ne dersek diyelim iş dönüp dolaşıp niyete geliyor ve ben kendime bakarım arkadaş moduna giriyoruz. Bireysellik...

Sekhranikos dedi ki...

Yeni yıl kutlamasının dini bir bayram olduğu hezeyanından yola çıkılması yanlış olmuş. 31 i 1 e bağlayan gecenin hristiyanlıkda dini bir değeri yoktur. Zaten her grup ayrı tarihde Hz. İsa nın doğumunu kutlamaktadır -24 aralık, 7 ocak, 14 ocak gibi-. Haliyle bu tamamen güncel deyimi ile globalleşen dünyanın popüler kültürüdür ve toplum bilinci populariteden etkilenir. Yok zaten biri adam akıllı ben müslümanım ve din emirleri dahilinde yaşıyorum diyorsa bu kutlamayı aklen yapmaz dinen değil -Sünnet gereği malum- Semavi dinlerin kutlamaya bakış açısı kişinin Allahı unutmaması dahilindedir. Noel değil ama diğer kutsal geceler ki yükseliş gecesi gibi diğer hristiyanlık geceleride ibadetle geçirilmelidir. Modern dünyanın eğlence baskısı kiliseleride etki altına almıştır ancak henüz islam camiası tam etki altında değildir.

Kişinin evine çam dikmesi ve buda heykeli koyması beraberinde veda hutbesi asması kabede ikonları yıkan bir peygambere en hafif tabiri ile saygısızlıktır. yok ben süs eşyası olarak koyuyorum diyorsan ayrı konu ama, buda heykeli mana ifade eden bir heykeldir ve veda hutbesi ile birlikte bulunması müslüman için hariçten güzel gözükmez zaten.

Uzun oldu affedin lakin biraz ilgi alanımdır ve benzer sıkıntıları yıllarca gözlemlediğim için yazma ihtiyacı hissettim.

Kişisel olarak yılbaşı kutlayan biri değilim ki sebebi dini değildir. Dini olarak -Allah en doğrusunu bilir- bilinen bir sakıncası yoktur günah işlemiyorsanız. yok zaten günah işleyorsanız kurban bayramıda sakıncalıdır, ramazan ayıda. Müslümanım diyen biri olaylara helal-haram çerçevresinden bamak zorundadır -müslümana helal-haramı bilmek farzdır-. Yoksa sadece müslümanım demekle kurtulamayacağınızı Kuran açık bir şekilde ifade etmektedir. -İnsanlar yalnız "inandık" demekle, hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? ankebut.2-

Haliyle burdan son bir sözümde yıllarca yeni yıl kutlamalarına samimiyetsizce sövüp hicri yılbaşı kutlayan veya her şeyi ay takvimine göre hesaplarken ayın 31 inde mekke kurtuluşu diye miladi takvim kullanan "dinci"lere olucak.
Samimi oluverin.

Allah herkese bolluk ve bereket nasip etsin yeni yılda. Dünya olarak kriz sağolsun çok sıkıldık bunaldık 2009da.

Black Pearl dedi ki...

Türkiyedeki insanlar cidden hristiyan milletini nasil göruyorlar merak ediyorum. Bu insanlar kliseye neredeyse hic gitmiyorlar. Christmas günu ailelerinde yemek yeme geleneginden kaciyorlar. Bunun teoride dinle alakasi var ama pratikte adamlar ancak restorana gidip yemek yeme ve eglenme kismini yapiyorlar. Is kültür olmus artik.

Magazalarin daha cok satmak icin bu günleri kullandigini biliyoruz ama bu Türkiyede bayramlarda da yapilmiyor mu? Bu butun özel günler: sevgililer, babalar, anneler, halloween icin gecerli degil mi?

Sizin korktugunuz, rahatsiz oldugunuz, acaip gelen sey nedir?

Can dedi ki...

Zaten bu yamuk durumun doğurduğu acayipliklerden kaynaklanmıyor mu ülkenin durumu. Zıtlaşma falan diyeceğim de bende senin gibi hiç girmeyeyim, yazıya katıldığımı belirteyim. Yılbaşı dediğin tombaladır, dansözdür(Yerini Victoria's Secret a bıraktı iyi mi kötü mü bilemedim), yerli malı haftası kıvamındaki arkadaş toplantısıdır.

Mutlu Noeller!

sukullaci dedi ki...

çam ağacı(yapay) güzel oluyo abi ışıklar süsler falan. valla bizim eve ayrı bi hava katıyo. zaten noelde deil kasımın sonunda bi çıkarıyoruz ağacı, ocak bitene kadar :)

Unknown dedi ki...

Turkiye'de kutlanan seyin noel oldugundan pek emin degilim. agaclar, hediyeler filan hep yilbasini simgeleyen seylerdir benim icin, noelin degil. Noel agaci demiyorum, yilbasi agaci diyorum mesela...
Yilbasini onemli bulup bulmamak kisiye ozel birsey. Ben yilbasi, dini-milli bayramlari ozel bulmuyorum acikcasi, kutlamalar, tebriklesmeler filan cok anlamli gelmiyor.
Ama su da var, bunlar sosyallesmek icin guzel firsatlar. Dolayisiyla, yilbasinda evde tek basima oturup saat 23'te de yatmiyorum. Parti varsa gidiyorum falan.
Isin ozu, herkesin istedigini yapmasinda. Onemli bulan gerekli onemi verebilsin, onemsiz bulan diledigini yapsin.
Isin tuketim manyakligi kismina gelince, bundan kacmak mumkun degil gibi. Neticede yilbasi gibi birsey var, tum dunyada insanlar bunu kutluyorlar, hediye aliyorlar, tuketim yapiyorlar.
Bu dunyada yasiyorsan, tuketim carkina katilmamayi da secerek, durumu garipsememek gerekir.

LLuvia dedi ki...

Herkesin demek istediği aynı şeye varıyor: Noel'i değil yılbaşını kutluyoruz, Noel ağacı değil yılbaşı ağacı..
Ne kadar kabül etmesek de yılbaşını biraz Noel havasında kutluyoruz (bakınız en basidinden alışveriş merkezlerindeki Noel babalara).
Beni kültürel ve dini yozlaşmalardan daha çok bu alışveriş furyası rahatsız ediyor. Para harcansın hediyeler alınsın diye üretilen günler, yilbaşının bu kadar önemli bir olay haline getirilmesi sadece para akışının sağlanması için yapılıyor.
Ama topluma ayak uydurmak adına ve tabii eğlenilecek bir gün daha doğdu başımıza diyerek hepsini kutluyoruz.
Mutlu seneler herkese:)

Dchetin dedi ki...

@Sekhranikos

31'i 1'e bağlayan gece gayet de dini içerikli bir gecedir. Öyle bir şey yoktur diye kestirip atmak bir işe yaramaz. Öğrenip, bilip, sonra da ayırmasını bileceğiz. Yani Yılbaşı gecesinde bir Alman, bize "siz niye bu Aziz Silvester Gecesi'ni kutluyorsunuz ki?" diyebilir.

İlgili bir bağlantı için buyurun. http://www.germanculture.com.ua/library/weekly/aa121999.htm

Ben Yılbaşı'nı kutlarım. Dini ve geleneksel bir açıklamaya da ihtiyaç duymam, zira ben yaşımı bu takvime göre sayıyorsam benim için yeni bir sürecin başı demektir, muhasebe ve hatırlama - unutma günüdür. Ama sırf merakımdan kökenini araştırır, karşılığını bilir ve kültürel bir temasta boş boş bakmak yerine kendi konumumu belirtirim.

Üstad İlber Ortaylı'nın zamanında yazdığı gibi kitleler şaşa ve eğlence ister.

http://209.85.129.132/search?q=cache:AIo9SHIyGrgJ:www.milliyet.com.tr/2005/01/26/pazar/yazortay.html+ilber+ortayl%FD+silvester&hl=de&client=firefox-a&gl=de&strip=0

Gorky dedi ki...

seneye görüşürüz

Canto dedi ki...

Güzel bişey yeni yıl. Yeni senede beyaz sayfa açma geyiği, bir takım umutlar beslenmesi falan ... TV de yıl boyunca yaşanan spor olaylarının özetini izlemek, piyango bileti, dansöz nostaljisi,"bir yıl daha geride kaldı be, teeey" melankolisi, 1.5 gün tatili... Benim için bunlardır yeni yıl. Hediye mevzusu beni her zaman gerer zaten, ona karşıyım. Yılbaşı ağacı bence de su kaçırmak oluyor.

Majesty dedi ki...

Sadece buraya özgü bir durum değil bu. Hindistan örneği verilmiş, Tayland başta olmak üzere uzakdoğu ülkelerinde de dibine vurulmuş bu sahiplenme olayının. Birkaç kişiden mutlu noeller tebriği almışlığım var o taraflardan. Ben de sana da iyi yıllar diye cevapladım.

Klişe noel filmlerinin de etkisi büyük. Ama herifler öyle filmler yapıyor ki, basit, sıradan filmler fakat eğlenceli başlıyor, izliyorsunuz filmin sonunda NOEL RUHUna bağlıyorlar işi.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Benim konuya bakisim biraz farkli.

Soyle ki, "Islam dini hosgoru dinidir" deyip de, Cumhuriyet doneminde gayrimuslimlere bol miktarda manevi eziyet etmis bir ulkeyiz. "Islam'da siddet yoktur!" deyip de Hz. Muhammed'i siddet yanlisi gosteren karikaturlere asarak-yikarak tepki veren Muslumanlar var cokca.

Hal boyleyken, Turkiye'deki bu "cakma" din toleransini "yumusak gecis" araci olarak goruyorum ben. Ikiyuzlulugun dik alasi, eyvallah, ama belki de gereklidir. Tabii bu bir surec, ulke olarak "disa acilim"i gerceklestireli daha 20 yil olmadi, 1-2 nesil gececek ki gorecegiz, ama faydali olabilecek bir durum.

Diger din mensuplarinin "saygi" gostermesiyle ilgili cumlelere aynen katiliyorum. Ama bizde "saygi" yok. Yok yani.

Bu tur cakma saygi ornekleri ya gecis saglar, ya da daha da "otekilestirir", bilemeyiz. Ama her ne kadar bu durumu sacma bulsam da, bir yandan da "olumlanabilir" oldugunu dusunuyorum.

Great White dedi ki...

Vallahi ilginç..

Önce Britanny, ardından da bu post ile şaşırmamak elde değil..

Şu son bir haftada içinize molla mı girdi bilmiyorum ama 25 aralıkda başlayan Noel kültürüyle, miladi takvimin başı olma hasebiyle kutlanan yılbaşı etkinliklerini biribirine karıştırıp bir de üzerine yazı yazmış olmanız hakikaten enteresan..

En zigindirik forumlarda bile yüzlerce kez tartışılmıştır bu geyik. Pek yakında buralarda "Şimdiki maymunlar neden evrim geçirmedi o zaman?" başlıklı bir post daha görürsem şaşırmayacağım artık..

Ama gene de kendime hakim oldum ve "Bak şu eşşeğe" demedim yani..

Flying Dutchman dedi ki...

Hafta başı Kur'an Kursu'na başladım, yarın da Rabia filminin eleştirisini yazacağım

ne mollası yahu :)

Adem dedi ki...

Kısa ve öz söyleyeyim; Noel ya da herneyse onunla ilgili bütün düşüncelerimi özetleyen bir yazı olmuş. Teşekkürler.

Adem

Adem dedi ki...

Shelby islam hosgoru dinidir deyip de Cumhuriyet doneminde gayrimuslimlere eziyet edilmis olmasinin sence farkli bi anlami yok mu? 1071'den 1923'e kadar girdigimiz topraklardaki insanlari dusununce, bir de kendi topraklarimizdakileri dusununce anliyor insan bunu. Yukselen milliyetciligin bir tezahuru olmasin sakin bu utanc verici olaylar? Takdir edersin ki kafatasi milliyetciligi dedigimiz olay Cumhuriyetle beraber doruga cikmistir. Dinle bagdastirilmasin. En azindan bu topraklarda.

Adem

Adsız dedi ki...

Yazının tamamına katılıyorum.Ellerine sağlık.

sunshine dedi ki...

Hadis-i Şerif ; 1- "Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır." Ebu Davud, libas 4
2- "Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" Tirmizi, istizan 7
3-"Aşure günü oruç tutun! Yahudilere benzememek için bir gün önce veya bir gün sonra da tutun!" İ. Ahmed
Hadislerde açıkça belirtildiği gibi onlara benzemekten kaçının özelliklede dini konularda kaçının denilmekte.O yüzden yılbaşının benim için diğer günlerden hiçbir farkı yok.Ama şöylede bir şey var ; büyük günahların normalmiş gibi havasına büründürüldüğü bu günlerde yılbaşı kutlamasına gelene kadar tartışılacak daha önemli konular var.

Great White dedi ki...

Yani yazmayayım dedim ama gene dayanamadım:)

Şu göstermelik taklitçilik hassasiyeti de ayrı bir fenomen doğrusu..

Yahudinin sünneti (malum yeri budama)aynen devam ettirilirken, gene yahudinin domuz yasağına birebir uyulurken, paganların içinde putlar varken tavaf ettikleri kabe bu sefer içinde hiçbir şey yokken tavaf edilirken, gene o kutsal binanın etrafında her türlüsünden Amerikan otelleri ve fast food kültürü inşa edilirken, gene paganların hemen hemen bütün dini rituelleri (abdest, kurban, namaz gibi) neredeyse aynen korunurken altı asla doldurulamayan tartışmalardır bunlar..

Ben yılbaşı gecesi sadece takvimimin ilk günü olması ve bir sonraki günün de tatil olması sebebiyle sabaha kadar içip kafa dağıtacağım. Aklıma gelen en son şey de birilerinin bu günde hangi amaçla eğlendikleri olacak açıkçası..

Noelin canı cehenneme.. Herkese mutlu yıllar..

sunshine dedi ki...

Great White fazla uçuyorsun bence paganları boşverde sen islam'ı önce bi araştır.Vahhabi arapların amerikan otelleri inşa etmesi bu hadisleri hiç zayıflatmaz.

Sekhranikos dedi ki...

@Dchetin

Kestirip atan bir mizacım yoktur. Önce araştır derken aslında biraz sen araştır. Hristiyanlığı pek çok hristiyandan iyi bilirim malumun olsun misyonerlik yaparız biraz biraz.

Çıkıp bir azizden bana gelme. Hristiyan milletlerin ortak azizleri vardır birde her ülke ana kilisesinin aziz ilan ettikleri vardır. Mesela şu an yaşadığım gürcistanda kilisenin ayın 31 i için özel bir kutlaması mevcut değildir. ayın 7 sinde kutlama yapılacaktır. burda bu ülkenin aziz ninosu aziz giorgisi vardır.

Aynı arapların osmanlının "ihya" ettiği berat kandili ve regaip kandilini kutlamamaları gibi. Bid'at denen illet şeytanın tuzağıdır ve her dinde mevcuttur.

İş iyice din dersine döndü:)

@Great White

Sende bir dahaki sefere yazmayayım dediğinde yazma cehalet akıyor malum. Pagan tarihini bir araştır bakim Dinler tarihinden öncemidir sonramıdır. Hz. adem ile başlayan din emirleri Allah tarafından hep değişmeden yeni milletlere aktarılmıştır. Haliyle burda araklama pagan diye bahsi geçen garibanlar tarafından yapılmıştır. yoksa abdest, namaz, oruç, secde ve benzeri tüm ritueller Hz. Adem ile başlamıştır. Malum şeytanın cennetten kovuluşu Secde etmemesi yüzündendir.

Okuyalım, düşünelim, anlayalım, bilelim. Yok bunlara üşeniyor ise bilenlere soralım.

Allah bereketli ve mubarek kılsın gelen yılı bizlere.

Great White dedi ki...

Bular derin ve uzun mevzuular. Blog köşelerinde ona bunal laf sokuşturarak tartışılabilecek şeyler değil..

Ben söyleyeceklerimi kısaca söyledim. Zaten yazdıklarımı çürütebilecek somut bir itiraz yerine çemkirme edebiyatının geleceğini de biliyordum..

Tekrardan herkese mutlu yıllar efendim:)

semioticus (shelbyl) dedi ki...

@Cezasahasi

Soruna tek kelime ile yanit veriyorum: Alevi.

Turk kimliginin icinde "Sunni" de vardir. Milliyetcilik tek basina yukselmemistir bu topraklarda.

Dchetin dedi ki...

@Sekhranikos dedi ki...

Demişsin ki : "31 i 1 e bağlayan gecenin hristiyanlıkda dini bir değeri yoktur."

Sonra yine demişsin ki: "Çıkıp bir azizden bana gelme. Hristiyan milletlerin ortak azizleri vardır birde her ülke ana kilisesinin aziz ilan ettikleri vardır."

Ben de demişim ki : "Yani Yılbaşı gecesinde bir Alman, bize "siz niye bu Aziz Silvester Gecesi'ni kutluyorsunuz ki?" diyebilir."

Demek istediğim zaten bizlere "öğretmek" istediğin Aziz dağılımı ve hiyerarşini doğrular nitelikte. Tüm Hristiyanların 25 Aralık ya da 31 Aralık'a dini bir anlam yüklediğini söylememişim, onun yerine senin savunduğun "hiç bir dini değeri yoktur" tezini çürütmek için şu an yaşadığım Almanya'dan örnek vermişim. Yılın son gününü burada dini bir referans ile kutlayan insan çok.

Herkese mutlu yıllar dilerim...

Adsız dedi ki...

Görüşlerine katılıyorum fakat insanlara birşeyleri anlatabilmek ne mümkün, herkesin tuttuğu kendine deyip çıkmak lazım işin içinden belki de.

Ice-Man