MALİ'NİN DÖNÜŞÜ VE HOTEL ANGOLA

79. dakikasına 4-0 mağlup girdiğiniz bir maça nasıl tutunursunuz? Cuma günü yazmıştık aslında defans kurgularının hayli zayıf olduğu maçlar izleyeceğimizi. O dediğimizi gördük ama aynı yazıda, sıkıntılı maçlar izleyeceğimizi de söylemiştik. İlk tarafı doğru çıktı ama ikincisini neyse ki yaşamadık. Gerçi ilk 79 dakika çok tek taraflı geçti onu itiraf etmek lazım. Angola'nın uzatmada yediği iki golün ikisi de ters taraftan atılan iki ortanın, uzak direkteki futbolcuya gitmesi ve onun da ayağının içiyle uzak direğe vurması şeklinde. Uzatmalarla beraber 15 dakikaya 4 gol sığdırdı Mali. Futbol adına sevindirici olan, Mali'nin 94. dakika başladığında ayağına geçen topu ya Allah diye ileri dikmeyip rakip alanın ortasına kadar ayağa paslaşarak gelmesi oldu. Kanoute'nin kafa golü 8 golün en güzeli. Togo tarafında ise söylenecek çok şey yok. O saldırının arkasında ne kadar Angola'lı asiler (ya da adına ne derseniz artık) varsa ilaç şirketleri, elmas ticareti, petrol derken Afrika halkını artık bacaklarına zincir vurarak değil, okyanus ötesinden sömüren Avrupalı ve Amerikalının da etkisi vardır. O saldırı bir dolu siyasi iç dinamiğin de incelenmesini gerektiriyor. Sonuç Afrikalının, Afrikalıyı öldürmesi şeklinde karşımıza çıktı. Aynısı yıllardır Orta Doğu'da yaşanmıyor mu? Filler tepişirken çimenler eziliyor işte. The Constant Gardener, Blood Diamond ve Hotel Rwanda filmlerini ardı ardına koyup izleyin mesela bir gün. O saldırı neden yapıldı, çok fazla kafa yormaya gerek kalmayacaktır. Togo ülkesine döndü. Geri dönebilecekleri yönünde bir söylenti var ama grup 3 takımla başlayacak orası kesin.