3 Şubat 2010 Çarşamba

BREMEN'İN KEÇİSİ






















Werder Bremen bu sezonun en ilginç performanslarından birisine imza atıyor. Geçtiğimiz yıl Bundesliga'yı onuncu sırada bitiren ancak UEFA Kupası Finali oynayarak uluslararası alanda 1991-92 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası zaferinden beri elde ettikleri en büyük başarıya ulaşan takım bu sezona da fırtına gibi girdi. Aralık ayının başında Lig, kupa ve Avrupa Ligi hesaba katıldığında çıktıkları 23 maçta tek bir mağlubiyet bile almamışlardı ve ligde Bayer Leverkusen'in arkasından ikinci sıradalardı. Aralık ayına da Portekiz'nin Nacional takımı karşısındaki 4-1'lik galibiyetle başladılar. Köln deplasmanından 0-0'lık beraberlikle döndükten sonra kendi evlerindeki Schalke maçına çıktılar. Ne olduysa orada oldu. Schalke Weserstadion'dan 2-0'lık galibiyet çıkardı. 2 gün sonra 11 yıllık teknik direktör Thomas Schaaf sözlemesini 2012 yılına kadar uzattı. Bugün gelinen noktada, o Schalke mağlubiyeti de dahil 7 maçtır ligde kazanamıyorlar ve son 5 maçın tümünü kaybettiler. Bu Schaaf'ın kariyerinin en kötü dönemi aynı zamanda. Geçtiğimiz hafta ligin alt sıralarında bulunan Borussia Monchengladbach'a karşı ilk 18 dakikada 3 gole engel olamadılar. Devre bitmeden 4 gol yemişlerdi bile. 1981 yılından beri takım hiç bu denli dibe oturmamıştı. Sezona çok iyi başlayan Aaron Hunt ve, Bundesliga'da, meslektaşlarınca ilk yarının en iyi oyuncusu seçilen Mesut Özil'in formlarında büyük düşüş var. Almanya'nın Fevzi Tuncay'ı dediğim Tim Wiese, artık Almanya'nın Hayrettin Demirbaş'ı olmuş durumda. Büyük hatalarının yanında kurtardığı maçlara da son verdi.

Takım ligde altıncı sırada. Bu hafta kendi evlerinde Hertha Berlin'le oynadıktan sonra, hafta içinde de Almanya Kupası'nda Hoffenheim'ı konuk edecekler. Kötü gidişi durduramazlarsa, Schaaf'ın 2012'ye kadar uzatılan kontratı, her ne kadar Genel Menajer Klaus Allofs "teknik direktör konusu gündemimizde değil" dese de konuşulacaktır. Gençlerbirliği'ne kiralanan Hırvat Vranjes'in ayrıldıktan sonra söylediği "Schaaf çalıştığım en iyi hocaydı ama, insan ilişkilerinde bir felaketti, inatçı ve hilekardı" açıklamasını not düşelim.

Hayrettin Demirbaş demişken, "Ostrava Panteri" (okuduğumdan beri gülüyorum bu lafa), futbola dönmüş, hayırlı uğurlu olsun. Futbol bu. Kısfmet

1 yorum:

varol döken dedi ki...

ostrava'da panter olsan ne olur ya... allahaşkına bu tanımın sahibini getirin bloga konuk yazar olarak...

sigma mandabaşı
tromsö angutyanı
valeranga daltarağı

bu ikilemeler de girsin artık futbolumuza, bunlar da olsun...