3 Şubat 2010 Çarşamba

PCSEVENLER DERNEĞİ
















Ersun Yanal ile ilgili ne zaman bir olumsuz eleştiri yapılsa, o meşhur laptopından bahsedilir. Bilgisayar verilerinden yararlanarak antrenman programların ve futbolcuların performanslarını değerlendirmesi basına konu olduğundan beri başındadır bu söylenti. Hatta kendisine "açsın menajerlik oynasın" şeklinde saldıran dahi görülmüştür. Aslında onunki kamuoyuna bu kadar fazla taşındığı için talihsizliktir, zira artık günümüz futbolunda, özellikle üst üzey takımlarda bilgisayar teknolojisinden faydalanmayan takım yok gibi. Tabii bilgisayardan yararlanıyor derken Stoke City oyuncularının online Call Of Duty oynamasından bahsetmiyorum. Planlı bir veri depolama ile yapılan çalışmalardan ve bazı firmaların oyuncu veri tabanlarını kulanmaktan bahsediyorum. Futbol tarihi zaman zaman bu örneklere rastladı ve rastlamaya da devam ediyor. Bazıları çok hoş ayrıntılar barındıran örnekler. Biz de bir kaçını anlatalım.

Everton geçtiğimiz sezonun ilk yarısında yaptığı anlaşmaya göre David Moyes aracılığı ile Football Manager 2009'un oyuncu veritabanına sınırsız giriş hakkını elde etmişti. Moyes'in önünde 60 ülke 2.000 takım ve 370.000 oyuncu ve personelden oluşan bir hazine bulunuyor. Buna göre İskoç teknik adam oturacak bilgisayarın başına. Bütün "hot prospect for the future" ve "decent youngstar"ları not edecek sonra da kulübün scout ekibine talimatı verip beğendiği isimleri Goodison Park'a getirmeye uğraşacak. Oyunun yaratıcılarından Paul Colyer aynı zamanda sıkı bir Everton'lı. Leon Osman ve Mikel Arteta'nın oyundaki performansının sebebi biraz anlaşılıyor tabi. Hafiften kıyak geçilmiştir. Colyer'e göre FM serisi dünya üzerinde görülebilecek en iyi oyuncu veritabanı ve bugüne kadar kullanılmamış olması büyük bir hata.

Football Managers serisinden hareketle bu oyuna başvuran bir başka kulüpten örnek verelim. İrlandalı eski milli futbolcu Ray Houghton, bir çok İngiltere kulübüne futbolcu tavsiye eden bir isim ve oyuncu menajeri. Aynı zamanda oyunun veri tabanının oluşturulmasında da destek veren isimlerden birisi. Geçtiğimiz yıl Houghton, FM serisini üreten Sports Interactive firmasının genel direktörlerinden Miles Jacobson'u arayarak bir Division 1 ekibinin sol bek aradığını ve bunun için oyunun yaratıcılarından yardım istediğini belirtmişti. Houghton kulübün isteği doğrultusunda, aradıkları oyuncuda bulunması gereken özellikleri firmaya fakslamış, firma yetkilileri de 20 dakikalık bir araştırma ile 30 futbolcu ismini Houghton'a göndermişlerdi. Kulüp 3 hafta içinde bu listeden bir oyuncuyu renklerine kattı. Ancak kulüp ve futbolcu ismi açıklanmadı. Yani resmen bahsi geçen kulüp, oyundaki "search players" ve attributes" butonunu dolaylı yoldan kullanmıştı

İngiltere milli takımının başına, Kevin Keegan'ın görevden alınması ile sadece bir maçlığına geçen Peter Taylor, 15 Kasım 2000'de İtalya ile Torino'da oynanan hazırlık maçına, o zamana kadar milli takım formasını pek giymemiş Gareth Barry, Jamie Carragher, Kieron Dyer, Rio Ferdinand, Emile Heskey ve Seth Johnson gibi isimlerle çıkmıştı. Hatta bu maç David Beckham milli takım kaptanlığını ilk yaptığı maçtır. Maç öncesi sahada tanımadığı isimleri gören İtalyan milli takım hocası Giovanni Trapattoni içinden "bunlar kim yahu?" diye düşünmüş olacak ki, Demetrio Albertini imdadına yetişmiş, laptopından oyuncu bilgilerine ulaşıp Trapattoni'ye göstermişti.

Gelelim bilgisayar verilerini takım kadrolarnı oluşturmakta kullananlara. Ruslar, Doğu Almanya'nın sporcuları, makine gibi vücutlara sahip, dayanıklı insanlar olarak bilinirdi ki, bu oyunculara laboratuar ortamında bazı illegal katkılar sağlandığı söylentisi hep vardı. 1988 Avrupa Şampiyonası SSCB milli takımı bunun üzerine bir de saha içinde makine gibi işleyen bir düzen kurmuş, hatta onları finalde 2-0 mağlup eden futbol dehası Rinus Michels dahi o maçta Sovyetler Birliği'nin kendilerinden daha iyi oynadığını kabul etmiştir. O turnuvada Dasayev, Khidiyatullin, Kuznetsov, Demyanenko, Rats, Aleinikov, Litovchenko, Belanov, Mikhailichenko, Protasov, Zavarov gibi efsane isimlerin bulunduğu kadronun seçimi, Kiev'li bilim adamı Anatoly Zelentsov'un yaptığı bilgisayar testleri sayesinde yapılmıştır. Kadro için belirlenen 40 adayı bir dolu bilgisayar oyunu ve teste tabi tutan Zelentsov, en yüksek puana sahip 20 oyuncuyu federasyona bildirmiş ve bu oyuncular aday kadroya alınmıştır. Dahası Zelentsov, yaşadığı şehir Kiev'in takımı Dinamo Kiev'in de futbolcu performanslarını geliştirmek içni aynı testlerden yararlanmıştır.

2 yorum:

joe kleine dedi ki...

Lobanovski'ye, ya Belanov, Mihaylicenko gibi yıldızlar o testi geçemeseydi milli takıma almayacak mıydınız diye sorunca onlar zaten bütün testleri birinci bitiyorlardı diye cevap vermiş...
Bir de Yalçın Granit yazmıştı bir ara, İsrail ve Ncaa de bir takım böyle bir oyunla oyuncularının hızını, öngörüsünü test edip, gelişmelerini kontrol ediyormuş.

Millet böyle bizim memleketin krolarıda Hakan Şükür'ü milli takıma almıyor diye Ersun'a, laptopuna danışsın diye laf sokuyorlardı şimdide Arda'ya laf ettirmeyiz diye babalanıyorlar...Böyle bir konudan da ezeli rekabet sidikleşmesi böyle yaratılır...Buyrun :)

Bushwacker dedi ki...

bi david o'leary vardı ne oldu ona? o da leeds'e ilk geçtiğinde cm oynuyor ve viduka, kewell ve ismini hatırlamadığım birkaç diğer oyuncuyu cm'den keşfedip transfer ediyor diyorlardı, bilmiyorum ne kadar doğrudur.