15 Şubat 2010 Pazartesi
PREMIER LİG'İN TEPESİNE PLAY-OFF SİSTEMİ
Avrupa Liglerinde küme düşme-yükselme, Avrupa kupalarına katılma ve hatta şampiyonluk için ligin normal sezonu sonunda oynanan play-off maçlarının görüldüğü birçok örnek var. Çok fazla sayıda olmasına rağmen 1-2 tane sayarsak. Hollanda'da küme düşme ve yükselme maçları ile Avrupa Ligi'ne katılma play-off mücadeleleri lig sonunda oynanıyor. Geçtiğimiz yıla kadar şampiyon dışındaki Şampiyonlar Ligi'ne gidecek ikinci takım da 2-5 sıralar arasındaki 4 takımın mücadelesiyle belli oluyordu. Belçika'daki sistem daha da ilginç. Normal sezonun sonunda 1-6 arasındaki takımlar şampiyonluk, 7-14 arasındaki takımlar da Avrupa Ligi play-off maçlarına geçiyorlar. İngiltere'de Championship'ten başlamak üzere tüm alt liglerde bir üst lige yükselecek 3 takımdan birisi sezon sonundaki play-off ile belli oluyor. Yunanistan'da da sezon sonu oynanan bir Şampiyonlar Ligi play-off'u var. Diğer kıtalarda Güney Kore, Avustralya gibi liglerde de benzer uygulamalarla karşılaşıyoruz, birisini bu sabah anlattık. Şimdi bu işe bulaşması en uzak ihtimal olarak görülen ülkelerden birisi, İngiltere, Premier Lig'de, Şampiyonlar Ligi'ne gidecek dördüncü takımı belirlemek için, gelecek sezondan itibaren geçerli olacak bir play-off müsabakasını başlatma planları yapıyor.
İngilizler, Şampiyonlar Ligi'ne 4 takım göndermeye başladıkları yıldan beri (2001-02 sezonu) sadece 3 kez 4 kafa takımın (Arsenal, Manchester United, Chelsea, Liverpool) dışında bir takımı Devler Ligi'ne sundular. O da 2000-01 ve 2002-03 sezonunda Newcastle United ve 2004-05'teki Everton. Üstelik 2004-05'te Everton bu 4 takımın dışında beşinci takım olarak Devler Ligi'ne gitmişti (2005'teki Liverpool'ın efsane İstanbul şampiyonluğunun, sonraki sezon için onlara bilet kazandırması). Yani 2001-02 sezonundan beri geçen 8 sezonda, toplam 32 Şampiyonlar Ligi kontenjanının 29'unu bu 4 takıma ayırmış oldu. İngilizler buna bir alternatif üreterek, ligi 4-7 sıralar arasında bitiren 4 takımın sezon sonu, Şampiyonlar Ligi'ne gidecek dördüncü takımı belirlemek için bir play-off mücadelesine girmesini planlıyorlar. Böylece İngiliz futboluna çökmüş olan "İskoç Ligi'nin modifiye edilmiş şekli" damgasından kurtulmak istiyorlar. Örneğin şu anda, ligin söz konusu sıralarında Liverpool, Manchester City, Tottenham Hotspur ve Aston Villa var. Bu aynı zamanda bu takımların da Şampiyonlar Ligi gelirinden yararlanmasını getirecek beraberinde. Bir de tabii, sezon sonunda oluşacak ekstra maçlardan gelecek bir TV ve reklam geliri de mevcut. İngilizler zaten sıkışık trafiğin üzerine bir de bu maçların gelmesinden şikayet edebilirler ama işin ucunda Şampiyonlar Ligi ve para olduğu için, itirazları biraz yumuşatacaklardır. Zaten bu örneğin, bugünkü durumda, Manchester City'nin patronlarının balıklama atlayacağı bir uygulama. Bunun bir başka getirisi, örneğin Şampiyonlar Ligi biletini hedef almış teknik direktörlerin görevde kalma süresini uzatabilir. Örneğin bu hedefe yönelmiş ma sezon boyu altıncılıktan yukarı çıkamayan bir hocaya verilen şans play-off maçlarının sonuna kadar uzayacaktır. Tabii bu yararlı mı olur zararlı mı o başka bir tartışma konusu.
Tabii buna tepedeki 4 kulüp muhalefet edeceklerdir. Neredeyse otomatik olarak sezona "en kötü dördüncü olup Şampiyonlar Ligi'ne gideriz" parolasıyla başlayan takımlardan birisi her sezon fazladan tehlike altına girmiş olacak. Nitekim, gelen haberler bu 4 kulübün, Premier Lig CEO'su Richard Scudamore'ıun nisan ayında açıklayacağı detaylardan sonra teklife muhalefet edecekleri yönünde.
Meşhur, Manchester United-Galatasaray ön elemesindeki Galatasaray galibiyeti sonrası Şampiyonlar Ligi statüsünün değiştiği ve United'ın takım sayısını 8'den 16'ya çıkartma, böylece ön elemeden kurtulma yönünde UEFA'ya baskı yaptığı söylenilir. Hollanda'daki ikinci Şampiyonlar Ligi bileti için uygulanan play-off mücadeleleri de Twente'nin 2007-08 sezonu sonunda Ajax'ı elemesi sonucunda kaldırılmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
büyükleri kollama işi türkiyede de türkiye kupasında yapılıyor diyebilir miyiz ya da yayıncı kuruluşu?türkiyede bu sistem olsa acaba d-smart kayserinin veya bursanın avrupa kupasına gitmesini ister mi?
olaya bir de uefa gözünden bakalım. sonda yazacağımı ilk yazayım. uefa bu işe asla olur vermez. neden? çünkü bizim gibi milyonlarca insanın gönlünde büyük bir tutku ve sevgiyle karşılık bulan futbol, tepedekiler için para para para demektir. şimdi konuya gelelim. velev ki bu iş oldu 4-7 arası play off oynadı ve aston villa elemelere kaldı sonra gruplara kaldı. şimdi aston villa nın mı seyredilmesi fazla olur yoksa arsenal'in mi? (arsenal dedim çünkü son yıllarda arsenal o koltuğun sahibi) izlenme den elde edilen gelir ingilterenin 4 büyüğünde daha fazla olduğu için bence ingilterenin dört büyüğünün karşı çıkmasından önce uefa bu işe karşı çıkar.
zaten reddedilecek büyük ihtimal...
en üst liglerde playoff olmamalı. lig uzun süreli olduğu için gerçekten en iyi olanlar sezon sonunda üstte kalır. 4-7 arasında 20 puan fark olabilir. 2 maçla bunun terse dönmesi hiçbir şekilde adil değil. başaltı takımları için üretilmiş bir köstebek deliği. şampiyonlar ligine gitmek istiyorlarsa ilk 4'e girecek formüller geliştirmeleri lazım. güçlü takımları aşağı çekmekle olmaz bu işler.
bu arada belçika tam bir rezaletmiş. boşuna dalga geçmiyolar bunlarla.
ben ingiltere'de aston villayı tuttuğum için onları tercih ederim:) şaka bir yana, geçen hafta bir ödev teslim etmem gerekiyordu, gitiğim bir kurs için. son dakikaya bıraktık tabii, dolayısıyla istediğim gibi olmadı ama yine de bazı gerçekleri daha net gösterebilmesi açısından iyi bir bilgi tazeleme oldu benim için. bosman kuralı ve avrupa futboluna etkileri ana konusuydu ödevin. ingiltere en belirgini olmak üzere büyük liglerde inanılmaz bir kopma var.
şimdi çok basit bir mantık gibi gelecek ama bosman ve sonrasındaki düzenlemelerle doğal olarak yabancı sayısı arttı. yani oyuncu alınabilecek pazar genişledi. pek çok takım çok fazla şans tanımayacak olsa da denemek için bile olsa bir dolu yabancı oyuncu getirdi. transfer stratejileri farklı olsa bile bu kulüp ekonomilerinin arasındaki farkı da etkiledi. pek çok ülkeden topçusu olan büyük takımlar, zaten o ülkenin ya büyük bir yıldızına ya da genç yeteneğine sahip oldukları için taraftar demesek de sempatizanları da arttı. "işte premier league bu" vb. durumların da dolaylı bir nedeni aslında bu. nba bile daha fazla yabancı oyuncuya yönelip (başka nedenler de var elbet) dünyada çok daha fazla bir kesimin ilgisini çekerek pastayı büyütmüşken, büyük ligler ve takımlar da bu işten yararlandılar. bu tabii ki güç dengesine yansıdı.
öte yandan aklıma gelen bir başka şey ise gheorghe hagi oldu. eğer ki 1990'ların başında bosman kuralı olsaydı, romanya da ab üyesi olsaydı o yıllarda acaba hagiyi takımımızda izleyebilir miydik?
bence aston villa mı arsenal mi kıyasına girmek neredeyse basketboldaki avruba süper ligine evet demek ile aynı şeye gelmek üzere...
bu aşamadan sonra ligler bu süper lige gönderecekleri takımları belirlesinler ve bir lig kurulsun daha iyi olacak önerilerim
ingiltere : chelsea, manu, arsenal,lpool
ispanya:barca, rmadrid, amadrid, sevilla
italya:milan,inter,juve, roma(burada çok takım var:))
almanya:bayern, leverkusen, dortmund, hamburg
fransa : bordo, psg, marseille, lyon
tr : gs, fb, bjk
hol : psv, ajax, feyenord
bel : club brugge, anderlehct
yunanistan: pana, olympiakos
vs...
böylece tüm yarışmacı ruhu yok edelim, kimlerin gideceği belli olsun... liglerdeki orta ve küçük takımlar bütün amaçlarını yitirsinler...
ben aksine UEFA nın son statü değişikliğinden sonra bu tip duruma olumlu bakabileceğini ancak FA nın bu konuda gerekli kararı almakta zorlanacağını düşünüyorum.
İlk 2 den sonra gidecek takımların mini lig yada play off yöntemiyle belirlenmesi 6,7 sıralara kadar olan takımların yarışmanın içerisinde lig sonuna kadar kalması açısında faydalı olur diye düşünüyorum...
Yorum Gönder