12 Mart 2010 Cuma
BURSASPOR VE KORKULAN "ŞAMPİYONLUK" KELİMESİ
Türk futbolunda, özellikle zirveye yaklaşan, hatta zaman zaman zirveye kurulan Anadolu takımlarının sıkça kullandığı bir laf var "şampiyonluk adayı değiliz". 2 hafta önce Spor Servisi programına Bursa'dan bir yerel gazeteci bağlandı. "Bursa'da şampiyonluk lafı zikredilmiyor, biz önümüzdeki maçları kazanalım, sonucunu görürüz şeklinde bir düşünce var, geçtiğimiz yıl Sivasspor'un başına gelenleri gördükten sonra Bursalılar olaya temkinli yaklaşıyor" dedikten sonra Sivasspor'un geçtiğimiz yıl aleyhine yapılan hakem hatalarından bahsederek, Anadolu takımlarının önünün kesilme ihtimalinden korktuklarını belirtti. Şimdi burada birkaç katılmadığım düşünce var. Birincisi şu kulüp içi atmosfer meselesi. Eğer ikinci ligden çıkmış, kadrosunda üst düzey oyuncular olmayan, örneğin geçtiğimiz yıl Portekiz'de mücadele eden Leixoes gibi bir takımsanız, zirveye otursanız dahi olaya temkinli yaklaşmak mümkündür. Zira ilk 10 hafta sonunda, zirveye yakınlaşma üzerine, şampiyonlukla ilgili çok fazla şey söylenmeye başlanırsa bu kulüp içi beklentiyi gereksiz yükseltebilir ve bu atmosferi kaldıramayacak oyunculara ekstra bir yük bindirebilir. Tabii ters anlamda oyuncuların kendilerine gerekenden fazla önem vermelerine de sebep olabilir. Ama iyi bir kadronuz varsa ve ligdeki diğer takımlardan daha kötü futbol oynamıyorsanız, Yunanistan'daki PAOK, Portekiz'deki Braga veya Hollanda'daki FC Twente gibi, şampiyonluk sözünden bahsetmek, o takımı bir hedef etrafında toplayıp, daha üst düzey konsantrasyona yol açabilir. Anadolu takımları, bir hedef koyduklarında, bu hedefin onları maç kazanmaktan alıkoyacağını düşünüyor.
İlk olarak, belirttikleri meşhur "ön kesme" operasyonunun hayata geçmesi için, Bursaspor'un "hedefimiz şampiyonluk" sözünü zikretmesine veya Türkiye'de şampiyonluk yolunda ilerleyen bir Anadolu kulübünü engellemek için, o kulübün iddialı açıklamalar yapmasına gerek yok. Puan durumuna bakan bir kişi zaten hedef alınacak kulübü rahatlıkla anlayacaktır. Tabii, tekrarlıyorum, bunların, belirtildiği gibi Futbol Federasyonu ve MHK'nin bir araya gelip (örneğin bu sezon için) "Bursaspor'u nasıl engelleyeceğiz?" konulu toplantılar yaptığı veya yapma ihtimalinin olduğu yönündeki teorilerin varlığını kabul ederek söylüyorum. Peki gerçekten öyle mi? Bülent Uygun geçtiğimiz yıl takımının kritik maçlardaki puan kaybına bakmak yerine Sivas'ın önünün kesildiğinden bahsetti.Bunu söyleyen Uygun, 10 yıl önce Kocaelispor'un, şampiyonluğa giderken bir anda hedeften sapmasını "birçok büyük takımla izleyen sezon için anlaşan biz, ikinci yarı sakatlanmayalım diye kendimizi çok sıkmamıştık" diye açıklayan bir adam (Türkiye'de bunu söyleyen bir adama hala futbol dünyasında görev verilmesi çok acıdır ya). Takımın üzerine üretilen komplo teorileri yerine somut gerçeklere bakmak lazım. Oyuncu kalitesi, oyun planları, alınan sonuçlar ve evet Türkiye'de 1-2 takım başarısız oldu diye çöpe atılmaya hazır hale getirilen fikstür avantajına.
Bu Bursa'ya özgü bir durum değil. Felix Magath sezon başından beri zirveyi takip etmelerine rağmen "biz şampiyonluk adayı değiliz" diyor. Önündeki Bayern ile aralarında sadece 2 puan olmasına rağmen o "arkamızdaki takımla farkımız az" diyor. Dün bir açıklama daha yaptı bu yönde. Amabu felsefenin arkasında başka bir dayanağı var onun. Fikstür. Schalke bu akşamdan başlamak üzere VfB Stuttgart, Hamburg (D), Bayern Munich (kupa maçı), Bayer Leverkusen (D) Bayern Munich (lig maçı) ile oynuyor. Yani üstüste çok zorlu 5 maç oynayacaklar. Magath'ın kafasında elindeki kadronun bu maçları kaldırıp kaldıramayacağı mevcut. FC Twente'nin teknik direktörü Steve McClaren da sezon başında zirvede olmalarına rağmen hep "şampiyonluktan bahsetmiyorum, 25-26. haftalarda hala orada olursak bir şeyler konuşuruz" diyordu. Şimdi 26. hafta geldi ve dünkü durumu yazdık. Ama hala şampiyonluk lafını çok fazla kullanmıyor. Bursaspor ve Ertuğrul Sağlam'ın durumu da böyle. Ankaraspor'dan alacakları 3 puanı bir kenara bırakırsak 9 maçları var. 11 nisandaki Gençlerbirliği maçına kadar çok zorlu maçlar oynamayacaklar. Son hafta şampiyonluk yarışındaki rakipleri Beşiktaş'ı konuk edecekler Bursa'da. İkili averajda Fenerbahçe'ye üstün duruma geldiler 3-2'lik galibiyetle. Beşiktaş ve Galatasaray'a karşı da aldıkları galibiyetler, benzer bir avantajı yaratabilir. Galatasaray'la İstanbul'da oynayacaklar ama Bursaspor bu sezon İstanbul'da oynadığı 3 maçın 3'ünü de kazandı. Ve nihayetinde, bu maçları hakederek kazandılar ve yarıştaki rakiplerinden daha aşağıda futbol oynamıyorlar.
Bursaspor şampiyonluk lafını zikretmeli, hakemlerin önlerini kesmesi, şu bu gibi düşünceler bir kenara bırakılarak. Türkiye'de yıllardır söylenen "Anadolu'dan şampiyon çıkmaz" lafı yıkılmak zorunda. Bunu, çözemediğim "Galatasaray olamazsa Bursa olsun bari" türündeki saçma sapan görüşü desteklemek için söylemiyorum, o içi boş bir felsefe. Bursa'nın şampiyonluğunun şu önemi var. Mustafa Denizli Neuchatal Xamax'ı 5-0 yendikleri maç için "bunu bir takımın yapması gerekiyodu, Avrupa'da 3-0 mağlup olunan bir maç sonrası, 'biz bu Avrupalıya 5 çekicez' deyip 5 çekmeliydi kafaların değişmesi için" der. Bursa'nın şampiyonluğunun da bu önemi var. Böyle bir şampiyonluk sonucu "e diğer Anadolu takımları yattı tabii Bursa'ya" diye ortalıkta dolaşacak aklı evveller bir kenara bırakılırsa (hoş bu sezon böyle bir şeyin söyleneceğini düşünmüyorum, Bursaspor İstanbul'un 3 büyüğünü de mağlup etti ve gücünü gösterdi) diğer Anadolu takımlarının "demek oluyormuş, biz de yapabiliriz" felsefesine ulaşması önemli.
Son tahlilde, benim pek umudum yok. 2 yıllık Sivas tecrübesi bu yoldaki takımların en kritik anda, puan kayıpları yapıp konsantrasyonu kaybettikleri ve dağıldıklarını gösterdi. Bursa'dan da kendi evindeki Manisaspor, Denizlispor veyahut Antalyaspor maçlarından beklenmedik puan kayıpları bekliyorum. Yanılıp yanılmadığımı göreceğiz. Zaten yanılırsam bu ülkede uzun süre konuşulacak bir futbol devrimi gerçekleşir onu da daha çok konuşuruz.
Bir de ufak notum var. Ertuğrul Sağlam kenardan gol kaçıran futbolcularına küfür sallamayı bıraksın. Beşiktaş'ta da yapıyordu, hoş durmuyor. İyi işler yapan bir teknik adam olduğu açık, antipatiden çok sempati toplamalı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
19 yorum:
Bu konuda düşünülmesi gerektiğni düşündüğüm bazı şeyler var; futbolcunun karakteri, yıllarıdır oynadığı takımlardaki oyun psikolojisi ve amaçları,... Teknik Direktörün bilgisi ve motive gücü, yönetimin demeçleri ve duruşu...
Durum hakkındaki düşüncem şu; Bu bünyelere şampiyonluk kelimesinin faydasından çok zararı olacağını düşünüyorum. Özellikle, son viraja yaklaşırken; konsantrasyonlarını kaybedecekler ve ardından çok basit puanlar kaybedeceker. Anadoludan Şampiyon çıksın isteğide bir başka bahara ertelenecek...
Bir başka açıdan da şöyle bir fikir dolaşıyor aklımda; ligin yayın gelirlerinin yükselmesi ve şişirilmiş fiyata var olan ürünün yaklaştırılma çalışmaları. Ama bu hangi yönde olmalı onun kararı farklı bir boyut, 2 pencere. Sesli düşünce.
aslında sivasda o maçları kaldırabilecek oyuncu yoktu. bursada ise var gibi görünüyor. ne olursa olsun hüseyin, ergiç, uefa kupası çeyrek finali yaşamış ali tandoğan, galatasarayda oynamış ömer erdoğan, italya tecrübesi olan zapotocny, bulgar milli ivankov var. ozan ipek, sercan yıldırım, volkan şen, turgay bahadır gibi oyuncularla da(4-5 oyuncuları birden cezalı, sakat olmazsa) sonuna kadar rahat rahat giderler gibime geliyor.
galatasarayım nasıl olsa bir ara yeniden şampiyon olur. bursalıyım, fırsat bu fırsat :)
Hoca küfür etmiyor ya.En fazla hadi be diyor.Topuya küfür edicek kadar terbiyesiz biri değildir Ertuğrul Sağlam.
Yine enfes bir yazı. her delik süpürülmüş, her noktayada parmak basılmış. 2 senelik bir hikaye anlatcam. bülent uygun u hiç sevmem, antipatik şovenist ve ayrıcada lüzumsuz bir insandır gözümde açıklamalarıyla. bi gün ak dediğne daha ertesi günü kara der. (ak=şampiyonluk) 2 sene önce sivas şampiyon olur dediler kahkahalarda boğuldum, önceki sene olur dediler güldüm geçtim ama bu sene bursa şampiyon olur diyolar ürperiyorum. bu olabilir mi? benim gözümde artık olabilir. çünkü takır takır top oynayan bi bursa var. sivası hatırlayalım, ne kadar büyük takımlarla maçı ve ne kadar önemli maçı (örn; ist belediye) varsa hep kaybetti. zaten bu takımın şampiyonluğundan bahsedemezdik. ama bursaya bakıyorum,kendi kendime eğer bursa diyar ve paşadan 4 puan alırsa yolu baya bi geçer demiştim. 6 puan + 5 averaj aldılar. neden bu iki maç önemliydi. çünkü fikstür avantajı diye birşey var. bursa için son 10 maç biri cepte, kaldı 9. 9 maçın 6 sı içerde 3 ü dışarda. F.D. bursanın puan kayıplarını bekliyorum demiş. bende bekliyorum hatta bu hafta bile bekliyorum. ama bjk-gs-fb ninde puan kayıplarını bekliyorum. benim gözümde bursanın yanında yarışın en büyük adayı bjk dir. bazıları gülebilir, onuda açıklayayım. bu kalan 10 maçta göreceksiniz az gol yiyen takım şampiyon olacak. 2 gol atacaklar 2 gol yiyenler olacak. defansif olarak büyük zaaf içindeki bilicalı fb ile servet li gs bu yarışta arkada kalacaklar bana göre. gs nin bir artısı olursa barosun son 4 5 hafta patlama yapması olur.
sivas la bursa arasında önemli farklar var. sivas top falan oynamıyordu tekme,tokat bir futbol anlayışı vardı. hakemler önlerini kesmedi aksine ittirdiler resmen sivası son haftalara kadar. normal bir ligte sivas her maç kırmızı görürdü.
bursa ise takır takır top oynuyor , alıcak gibi şampiyonluğu
sivasspor şampiyon olsaydı bile takımdan normal şartlar altında hiç bir oyuncu büyük takımda oynayamazdı (bilica'da mehmet yıldız'da). bursa şampiyon olamasa bile artık eline büyük takım olma yolunda çok büyük bir avantaj geçmiştir. seyircisiyle, yönetimiyle bir camia olmuştur. bugün bursa satıyorum dese 15 milyon euro çıkarır sercan,volkan,ozan üçlüsünden ki bu en düşük ihtimal. gelecek senede zirveye oynayan bursanın alacağı paraları da düşünürsek şu an ki finansal krizini atlattıktan sonra geleceği parlak gibi görünüyor.
ayrıca galatasaraylıyım. galatasaraydan başka bir takımın şampiyon olmasını istemem. gs-bjk-fb liyim ama bursa şampiyon olsun nidaları bana pekte samimi gelmiyor. tuttuğu takımın başarısız olmasını örtmeye çalışan bir çaba bence. ama kime ne faydası oluyor bilemem tabii.
Himym izleyenler bilecektir "perfect week" demek büyüyü bozar. Aynı şekilde bursalılar da "şampiyonluk" sözcüğünden kaçıyorlar gibime geliyor. büyü bozulmasın diye.
Futbolculuk döneminden bu güne kadar en sevdiğim futbol adamıdır Ertuğrul Sağlam. Lise yıllarımda İnönü'de maça gittiğimde top onun olduğu bölgede olsun-olmasın, sadece onu izlerdim ben. Hocalık döneminde de her hareketini dikkatle takip ettim. Zaten kendisi terbiyesizce Beşiktaş'tan ayrılmaya zorlandığı günden itibaren hiçbir maça gitmedim,"hangi takımlısın?" diye soranlara da "bursaspor" diye cevap veriyorum.
Bu kadar açıklamadan sonra şunu söyleyebilirim:
Ertuğrul Sağlam'ı oyuncuyken ya da hocayken küfür ederken ne gördüm ne de duydum.
Yaklaşık bir yıldır bu blogu her gün takip ediyorum ve yazdıklarınızın kıymetini bildiğimi düşünüyorum. Bu sebeptendir ki böyle ağır bir ithamda bulunduğunuza göre bir bildiğiniz vardır elbet. Ancak hocanın saha kenarındaki o tavırlarında inanın hiçbir küfür yok, bunu onun hemen arkasında maç izleyen insanlara da sorabilirsiniz. Çünkü o agrasif tavırları beni de çok rahatsız etmişti ve araştırdığımda bırakın küfür etmeyi, hakaret bile etmediğini öğrendim. Sadece tepkileri biraz aşırı okadar.
Bukadar şeyi yorum bölümüne yazdığım için kusuruma bakmayın.Niyetim yorum yapmak değil size ulaşmaktı ve bunun daha hızlı bir yol olduğunu düşündüm.
bu konuya açıklık getireyim havada kalmasın
Beşiktaş'ın başındayken Batuhan'ın Kadıköy deplasmanının son saniyelerinde kaçırdığı bir gol sonrası, Batuhan'a küfür ettiğini bizzat görmüş birisiyim ben...biliyorsunuz bizim küfürler ağızdan çok kolay okunurlar :)
konu Ertuğrul'un küfür sayısına gelmesin zira başka bir şeyi anlatıyoruz ama sağolun bu konudaki karşıt görüşler için, ben sadece kendi şahit olduğumu yazdım...yoksa yapmadığı bir şey için itham etmeyiz elbet...
zaten dediğimiz gibi, başarılı bir hoca, bu tasvip etmediğimiz 1-2 özelliğini de yenerse daha iyi olur manasıyla yazdık onu, yoksa itham değil kesinlikle
yerelden bir ek yapayım ben de.
kulüp yönetiminin ve oyuncuların "şampiyonluk" kelimesini kullanmamaktaki hassasiyeti, bursa taraftarında da karşılık bulmuş gibi gözüküyor. aslında böyle durumlarda yerel basını ve taraftarları tutmak pek kolay değildir ama benim bu süreçte bursada gözlemlediğim, taraftarların bile bunu çok fazla dillendirmediği. ya da üstüne pek gitmediği diyelim.
siz sorunca sonuna "inşallah" getirerek dileklerini söylüyorlar, o ayrı.
orada batuhan'a küfür etmeyen dünya üstünde bir tane insan var mıdır:)
o küfür de batuhan'a değildi amına koyim demişti ama özneyi belirtmemişti:)
yemin ediyorum bugün futbolcu olsam çalışmak isteyeceğim teknik adam ertuğrul sağlam, olmak isteyeceğim takım da bursaspor olurdu...
istisnasız bu sene her takımın da bursa müthiş top oynuyor, bizi hakkıyla yendiler demesi de sanırım olası bir şampiyonluğu ne kadar hak edeceklerini gösteriyor...
ben de elbette fenerbahçe'den başka takım şampiyon olsun istemem ama galatasaray olacağına bursa olsun diye itiraf etmezsem de olmaz:)
bursa'yı hem evinde hem burda en güzel oyunla yenen bizdik diye detartışmaların alevini körükleyeyim...
Fenerbahçe'ye karşı ikili averajda üstün değil bildigim kadarıyla Bursa. Lig statüsünde deplasmanda atılan gollerin bir artısı olmuyor. Şu an Bursa ve FB eşit durumdalar, gol averajına bakılır.
En azından ben böyle biliyorum. :)
küfür konusuna tamamen katılıyorum. kasımpaşa maçında daha ilk dakikalarda ofsaytta kalan futbolcusuna ettiği küfürü direkt ağzından okuduğumda , spikerinde "sanırım sitemi ofsayt olmasına değil , ofsaytta kalan futbolcusunaydı" diye gayet belli bir ayarsız enerjisi vardı ve gerçekten yılma vural'ın bir dönem ki rahatsız edici tavırlarını akıllara getirdi.
onat tayaz
a doğru biliyor.
lig sıralamasında ikili averajda deplasman golünün önemi yok. yani fenerbahçe ve bursa 3-3 eşit durumdalar. olası bir puan eşitliğinde genel averaja bakılır.
Kasımpaşa maçında Bursa'yı canlı izledim. Nazar değmesin diye fazla konuşmayayım diyorum. Taraftarları da şampiyonluk değil Şampiyonlar Ligi diyor zaten tezahüratlarda. Sivas kafaya oynarken Bülent Uygun ne kadar antipatikse (ki Sivas bu sene düşse herkes sırf bu yüzden umrsamayacak) bence Ertuğrul Sağlam da o kadar sempatiktir. Ayrıca Bursa'nın top oynaması ve taraftarı da cabası. Bursalıların totemine katılıyorum, susuyoruz ve bekliyoruz.
Ben de FD'nin sondaki sert çıkışına Varol abi'ye katılarak diyorum ki kaçan gollerden sonra Adanlıların tepkisi daha beter olabiliyor. Hele ki Yılmaz Vural'ın çileden çıkmalarını görsen canlı canlı her maç hiçbirşey dersin Ertuğrul Sağlam'ın tepkilerine...
Öncelikle yine çok iyi bir yazı olduğunu söylemem gerekiyor galiba. Böyle bir Bursaspor yazısı bence uzun süredir olmalıyıd ve muhtemelen sene sonuna doğru daha da olacak. Bunun yanında bir Sivasspor'lu olarak şunu ekleyebilirim. Bülent Uygun her ne kadar antipatik bir görüntü sergilese de Sivasspor'a menejer ve teknik direktör olarak kazandırdıklarını Türk futbolunda başka hiçkimse yapmamıştır. Gerçekten Sivasspor iyi mücadele ediyordu. Tesisleşmişti, Paf takımı şampiyon olmuştu. Çoğu göz önünden silinen futbolcuları ön plana getirmişti. Ama hiçbir zaman şampiyonluk yarışına devam edebilecek bir oyun göstermediler gösteremezlerdi. Sivas'ta bir bilet 5-10 lira iken bile TV maçı verdiği için stada gitmeyen taraftarın yanında, az önce bahsettiğim tesisleşme ve altyapı hareketini çoktan tamamlamış, Türkiye'nin en ateşli seyircilerinden birine sahip Bursaspor'un şansının kat be kat fazla olduğunu düşünüyorum. Sivasspor iyi mücadele ediyordu, takım 'reputation' anlamında iyi bir yere geldi ancak Sivas geçen sene neden şampiyon olamadıysa Bursa o yuzden şampiyon olabilir. Sivastaki her eksik Bursa'da güçlü bir yan olarak ortaya çıkıyor. Benden de son not: bu küfür olayı benim de dikkatimi çekmişti, Türk futbolundaki en efendi isimlerden birine gerçekten yakışmayan bir durum. Ya etmesin, ya da yönetmenden rica etsin kaçan gollerden sonra beni çekmeyin diye=)
Bursaspor şu anda en avantajlı takım bence şampiyonluk yolunda. Ve Sivasspor'un başına gelenlerin Bursa'nın başına geleceğini düşünmüyorum. Sivasspor iyi futbol oynayarak orada değildi. Yemeyeyim de bi tane atarsam alırım mantığıyla oynuyorlardı. Bursaspor ise ligin en formda takımı. Hücum yapan, ısıran, kazanmak için oynayan bir takım. Bursaspor'un içerde puan kaybetmesi oynayacağı takımlara da bakınca düşük bir olasılık gibi. Gs deplasmanına kaybetme lüksüyle gidecekler belki de.
Bir de şöyle bişey var ki; Trabzonspor'dan sırasıyla Fatih gitti şampiyonluk yaşadı, Gökdeniz gitti şampiyonluk yaşadı. Ve sıra Hüseyin'de. Trabzonspor'un kaptanını al şampiyon ol. :) Fatih de Gökdeniz de ilk senesinde yaşadılar şampiyonluğu.
fenerbahçeliler hemen bursasporlu olmuş. yakışır...
e.sağlam'ın küfürlerine ben de çok kez tanık oldum, futbolcuyken de, kayseri'de hocayken de... ama diğer yerli hocalara bakınca daha efendi durduğu için düzgün bir imajı var. haketmiyor bunu aslında.
Yorum Gönder