10 Mart 2010 Çarşamba

FREEDOM CALL - LEGEND OF THE SHADOWKING

























Bunu daha önce yazdık çok. Bu power metal denen bundan 10-15 sene önce öyle bir patladı ki ortalığı ejderhalar, kılıçlar, "mighty warrior"lar bastı. 90'lardaki Türk dizileri gibi patladılar. Hatta power metal ve Türk dizilerinin patlaması ve sonucunda oluşan süreci aynı paralelde değerlendirebiliriz. Patladılar, çil yavrusu gibi dağıldılar, 2 sene sonra akılda çok azı kaldı, 15 sene sonra ise toplasan 10 tane grup kendi ismini unutturmadı. Freedom Call da bunlardan birisiydi. Alman grubun Türkiye'de tanınması biraz da grupta 7 yıl görev yapan basçı İlker Ersin sayesinde oldu. 1999'da Stairway to Fairyland ile başladılar yolculuğa. Nurnberg'li grup çıkardığı her albümde, çıtayı biraz daha yükselten bir grup olarak bilinir. Bana göre üçüncü albüm Eternity zirve noktalarıdır ve sonra küçük bir düşüş olmuştur ama neyse...11 yıllık tarihlerindeki altıncı stüdyo albümleri piyasada. The Legend Of The Shadowking. Bir de Live Invasion adında Düsseldorf, Münh ve Suttgart'ta verilen konserlerin birleştirilmesi ile oluşmuş bir konser albümleri var. Albümün açılış şarkıları Out of the Ruins, Thunder God, Tears of Babylon bomba gibi. Herhangi bir strateji oyunu ya da WoW'u oynarken arkaya Freedom Call'u attığınızda bir süre sonra istemdışı "olum kılıç nerde keaaaldiieeeaaa" diye bağırıyorsunuz....Power metale bulaşan her grupta Manowar etkileşimi görmek mümkün ama bu albümde, özellikle de nakarat kısmında Manowar ben buradayım diye hissettiriyor kendini...Aşağıya bunun en net örneklerinden Thunder God'ı aldım...

Hiç yorum yok: