Norveç Premier Ligi ya da bir diğer adıyla Tippeligaen da bu hafta başlayacak liglerden. Lig 1991 yılından beri bu isimle anılıyor ve eski isim olan Norveç 1. Ligi artık ikinci lig için kullanılıyor. 2.lig aynı zamanda 2005 yılından itibaren Adecco'nun sponsorluğu nedeni ile Adecooligaen olarak da biliniyor. UEFA'nın zorluk derecesine göre yaptığı sıralamada Tippeligaen Çek Ligi'nin altında, Avusturya Ligi'nin üstünde 19. sırada bulunuyor. Kapsamlı lig mücadelesi ise 1937/38 sezonundan beri sürüyür İskandinav ülkesinde. Son 5 sezonda 4 farklı şampiyon çıkaran lig oyun kalitesi açısından olmasa da şampiyonluğun el değiştirmesi açısından halen Avrupa'nın çekişmeli liglerinden bir tanesi. Yeni sezon başlangıcını henüz yapmışken biraz yakından bakalım.
Norveç futbolu deyince bundan 10 sene önce akla gelen bir tek takım vardı. Rosenborg. Trondheim kentinin takımı dünya üzerinde başkentin dışından gelip lige ambargo koymuş sayılı takımlardandı. 1992-2004 yılları arasında 13 yıl üstüste şampiyon oldular. Bu rekora en yakın takım 1972-75 yılları arasında 4 kez üstüste şampiyon olan Viking. Söz konusu dönemde resmen ülke futbolunda tek takım haline geldiler. Ancak 2004 yılında ilginç bir şey oldu. 12 sene boyunca ligi elini kolunu sallayarak kazanan Rosenborg o sene şampiyonluğu gol sayısı ile elde edebildi. Son haftaya Valerenga ve Rosenborg 45 puanda girdiler ve her iki takımın gol averajı +15'ti. Hangisi daha farklı kazanırsa şampiyon olacaktı. Rosenborg Lyn'i 4-1'le geçti. Valerenga kendi evinde Stabæk'i 3-0'la geçti. Puanlar 48, Averajlar +18 oldu. Statü gereği gol sayısına bakıldı ve 52 gol atan Rosenborg 40 gol atan Valerenga önünde ipi göğüsledi. Valerenga sadece 1 gol daha atabilseydi şampiyonluğu elde edecekti. Üstelik sezon içinde aralarında oynadıkları maçlarda Valerenga'nın rakibine üstünlüğü vardı. Ama Rosenborg'un serisinin sona ereceği sinyali de verilmişti öte yandan. Nitekim 2005 sezonunda beklenen oldu.
Valerenga bu sefer şampiyonluğu kucakladı. Rosenborg ligi yedinci olarak bitirmişti. Bu sezonun en ilginç yanı da şampiyon olan Valerenga'nın son 6 haftada sadece 3 puan alablmesiydi. 3 mağlubiyet ve 3 beraberlik aldılar ama şampiyonluğu kucakladılar. Şampiyonluk şansı birkaç kez ayağına gelen IK Start bunu elinin tersiyle itti. 2006'da efsane geri döndü ve Rosenborg 7 puan farkla şampiyonluğu tekrar kucakladı. 2007'de kupayı Brann Bergen devraldı. 2008'de Stabæk tarihindeki ilk şampiyonluğunu elde etti. Bu, aynı zamanda Rosenborg'un Premier Lig kurulduğundan beri ilk kez üstüste 2 yıl şampiyon olamamasının da yaşandığı yıl oldu. Geçtiğimiz yıl ise Trondheim takımı, o ambargo yıllarını hatırlatacak şekilde 13 puan farkla tekrar ipi göğüsledi.
2010'a gelelim. Yukarıda saydığımız takımlar dışında, tarihinde 5 ikincilik derecesi bulunan ama ipi hiç göğüsleyememiş Molde'yi de hesaba katmak lazım. Ligdeki 16 takımın 13'ünün hocası yerli. Molde'nin ve Rosenborg'un İsveçli hocaları Kjell Jonevret ve Eric Hamren ile Sandefjord'un İrlandalı patronu Patrick Walker yabancı hocalar. Manchester United'la 1999 yılında Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş
Henning Berg Lilleström'ün başında. Yine Norveç futbolunun efsanelerinden
Kjetil Rekdal da Aaselunds FK'nın başında. FK Haugesund ve Honefoss BK geçtiğimiz yıl Adeccoligaen'de ilk iki sırayı alıp Tippaligaen'e yükseldiler. KIL (Kongsvinger) da yükselme play-off maçlarını kazanıp ligin üçüncü yeni takımı oldu. Tippaligaen'de son 2 sırayı alan takım doğrudan küme düşerken lig 14., ikinci ligin 3.,4., ve 5. takımı ile play-off'a giriyor.
Rosenborg yine Rade Prica, Steffen Iversen, blogda incelemeye aldığımız
Per Ciljan Skjelbred gibi oyuncuları ile favori. Magne Hoseth'in sürüklediği Molde, Ligue 1 ve Bundesliga maceralarından sonra ülkesine dönen Hassan El Fakiri'nin takımı SK Brann, Abdellaoue kardeşlerin sürüklediği Valerenga onları zorlayacak takımlar.
Ligin geneline bakıldığında takımların güney şehirlerinde toplandığı görülüyor. Bu tabi ki iklimle alakalı bir durum. Ülkenin kuzeyinde ise takım yer alıyor. Bodo kentinin takımı Bodo/Glimt ve en kuzeydeki, bizim de maalesef yakından tanıdığımız Tromsø I.L. Tabi o iklimde maçlarınızı oynarsanız, zeminin futbol oynamaya son derece elverişli (!) olduğu Alfheim Stadı'nın da ceremesini çekeceksiniz. Ülkedeki 16 takımın 7 tanesinin güneydoğu kıyısına sıkışmış olmasının da sebebi yine bu iklim koşulları.
Lig tarihinde 21 şampiyonlukla gelmiş geçmiş en çok şampiyonluk kazanan takım unvanını elinde bulunduran Trollerin bu sene de şampiyon olmaları bekleniyor Norveç medyası tarafından.
Takımların seyirci ortalamalarını da verip, yazımızı bitirelim.Parantez içindekiler toplam kapasiteye oran.
Lynn-Ullevi Stadion-3.916 (%15)
Valerenga-Ullevi Stadion-10.318 (%40)
Rosenborg-Lerkendal Stadion-17.313 (%82)
Brann-Brann Stadion-15.596 (%90)
Viking-Viking Stadion-13.056 (%80)
Stabæk-Telenor Arena-9.440 (%63)
Start-Sor Arena-9.126 (%65)
Odd Grenland-Skagerak Arena-7.510 (%56)
Fredrikstad-Fredrikstad Stadion-10.045 (%81)
Lillestrom-Arasen Stadion-9.693 (%83)
Molde-Aker Stadion-7.189 (%64)
Aalesund-Color Line Stadion-10.355 (%96)
Sandefjord-Komplett.no Arena-5.979 (%66)
Stromsgodset-Msrienlyst Stadion-4.928 (%70)
Tromso-Afheim Stadion-5.278 (%65)
Bodo/Glimt-Aspmyra Stadion-3.998 (%52)
5 yorum:
ligdeki takimlarin güneyde yogunlasmasi, kuzeyde iklimin futbol oynamaya degil, genel olarak yasamaya pek uygun olmamasi. nüfusun cok büyük bir bölümü güneyde, özellikle de sahil sehirlerinde toplanmis durumda...
ben de nasil cümle kurduysam götü-basi ayri oynuyor, insan dönüp bakmaz mi cümle olmus mu diye...
rosenborg favori bakalım diğer takımlar da süpriz yapabilecekler mi? Bu arada belki çok kaliteli lig değil ama bence bazı oyuncuların takip edilmesi gereken bir lig.Bu arada hazır isveç ve norveç incelenmişken bir de Finlandiya ligini incelesek diyorum
Genel olarak 8984 kişi seyirci ortalamasına sahip bir lig. Nüfusa oranla gayet güzel bir rakam.
Rosenborg deyince aklıma "korner" geliyor. 20 seneye yaklaştık hala öğrenemedik korner kullanmasını.
veikkausliiga nisanda başlıyor, zamanı gelince inceleriz
Yorum Gönder