31 Mart 2010 Çarşamba

MASKOTUN ÇİLESİ



















Özel günlerde, yılbaşılarında, tatil köylerinde, o günle alakalı sembolik adamların kıyafetlerini giymiş adamlar vardır. Noel Baba kostümü, palyaço kostümü, mickey mouse falan da filan. Bu tiplere dışarıdan bakınca, içinde de nur yüzlü bir adam olduğu sanılır ama genelde, içki parası çıkarmak için Noel Baba kılığına girmiş, Tecavüzcü Coşkun'dan hallice tipler bu kostümlere girerler. Özellikle Kuzey Avrupa kulüplerinde bu maskotların yeri ayrıdır. Hemen her takımın görevli bir maskotu vardır ve maçlar öncesi seyircileri coşturur. Bizim de bir kaplanımız var, her maçta tribünleri dolaşıyor da içindeki nasıl bir zattır onu bilemiyorum. Zaten minikler takımının adı da Junior Tigers. Özellikle ada futbolunda, bu maskotlar zaman zaman bazı hadiselerde başrollerde olurlar. Gretna, batmaya yakın, oynatacak futbolcu bulamazken takımın maskotu, Rocky The Rooster isimli tavuğun kaleye geçeceği konuşuluyordu (tabii tavuk kostümüyle değil). 2010 Dünya Kupası'nın maskotu leopar Zakumi'yi de inceledik daha önce. Galatasaray'ın her maç sahada dolaşan Twiggy terlikleri var ama onlar maskot değil reklam malzemesi. Türk futbolunda bu tür uygulamalara pek rastlanmıyor. Bizde direk şampiyon olunduğunda sahaya gerçek aslanı getirip, 30 bin kişi ve patlayan binlerce flaş sonucu hayvanın Allahını şaşırtma taktiği var. Ada futbolundaki şu ilginç maskot hadiselerine bakalım.

Geçtiğimiz yıl blogda yer verdiğimiz Billy the Badger olayıyla başlayalım. Şubat 2008'de, Roy Hodgson'ın Fulham'ın başındaki ilk maçında, Aston Villa karşısında, Londra kulübünün maskotu, porsuk Billy the Badger, ikinci devrenin başında taraftarları coşturmak için ceza sahasında break-dance yapmaya başlamış, hakem Chris Foy da onun yanına giderek "senin yüzünden maç başlayamıyor" ayarı çekip ona saha dışına kadar eşlik etmişti.

Derby County'nin, kulübün armasında da yer alan koçtan esinlenerek işe aldığı Rammie'yle devam edelim. Rammie the Ram, futbol tarihinin ilk tam zamanlı maskotu. Yani ek iş olarak maskotluk yapmıyor. Kulübün maaşlı çalışanı, özel günlere katılıyor, kulübün çocuklarla olan ilişkisinde aracılık yapıyor vs. Ancak Rammie'nin başı geçtiğimiz yıl kasım ayında derde girdi. Derby'nin Reading'i konuk ettiği maçta, sakatlığı sebebiyle tedavi gören Brian Howard'ın yanına 30 metre koşarak gelmiş, yere yatarak onun numara yaptığını belirten jestlerde bulunarak Howard'la dalga geçmişti (aşağıda). Howard'ın daha sonra çenesinin kırıldığı anlaşıldı ve hastaneye kaldırıldı. Bu hareket Derby kulübüne ve Rammie'nin içindeki şahsa büyük tepki gelmesine yol açtı.



















Bury'nin, polis kıyafetli maskotu Robbie the Bobby ile devam edelim. Robbie 2001 yılında tam 3 kez hakemler tarafından sahadan atılmıştı. Önce Bristol City ile oynanan maçta, Bury'nin attığı bir gol sonrası rakip tribünün önüe gidip göğsüyle kayarak onları kızdıran Robbie, ardından aynı sevinci Stoke City taraftarlarına karşı yapmış oyundan atılmış, ancak uslanmamış Cardiff City taraftarlarına da aynı tarifeyi uygulayınca yine oyundan atılmıştı. Robbie kovulmadan önce (tabii kostümü giyen şahıs) Peterborough maskotu Barclay the Bluebird ile maç içerisinde kavga etmişti. Bolton'un maskotu, Lofty the Lion (aslan), birkaç yıl önce Wolves taraftarlarını tahrik etmiş, sahaya kendisine isabet ettirilmek amacıyla atılan sosisli sandviçlerin bazılarını mideye indirmişti. Barnsley'in maskotu, bir köpek olan Toby Tyke da bir çok maçta, takımının gollerinden sonra rakip tribünün önüne gidip ayağını kaldırarak işeme hareketi yapmıştır.

Hakem kararıyla oyundan atılan maskotlar da var. Örneğin şubat 2005'te Queens Park Rangers maskotu Jude the Cat,yardımcı hakemi ofsayt pozisyonlarında rahatsız ettiği gerekçesi ile oyundan atılmış, maç sonrası Rangers başkanı Bill Power "Jude'un adını temizleyeceğiz" diye meydan okumuştu. 2008'in sonlarında QPR'nin yeni patronları, Jude'un kötü şans getirdiği sebebiyle (kendisi kara bir kedi), onu bir süreliğine "tatile" çıkardılar (ilk resim). Bu hakem kararlarının en meşhurlarından birisi 30 Nisan 2007'de yaşandı. Reading ile Newcastle arasında oynanan maçta, Reading'in maskotu, aslan Kingsley Royal hakem Mark Riley tarafından, sahaya çok yakın durduğu, oyuncularla karıştırıldığı, hatta yardımcı hakemin bir keresinde az daha onun için ofsayt bayrağı kaldıracak duruma geldiği gerekçesi ile sahadan atıldı (aşağıda). 2000 yılında da Charlton Athletic'in maskotu Chaddy the Owl (baykuş) benzer gerekçelerle sahadan atılmıştı. Bu alanda FC Dumbarton'un maskotu fil Pellie, Raith Rovers'la oynanan bir maçta sadece 4 dakika sonra, giydiği sarı formanın futbolcularla karışması sebebiyle oyundan atılması sonucu rekoru elinde bulunduruyor.














Swansea City'nin, yine armadan hareketle kullanılan maskotu Cyril the Swan (kuğu), İngiliz futbolunda rakip maskotlar ve güvenlik görevlileri ile birçok kavgaya girişmiş bir isim. BBC'nin Match Of The Day dergisi tarafından En İyi Maskot seçilen Cyril, bir Millwall maçında, rakip takımın maskotu Zampa the Lion (aslan) ile kavga etmiş (aşağıda) ve onun kafasını kopardıktan sonra yerde tekmelemişti. Olay sonrası, Zampa'ya "kuğularla uğraşma" (Don't fuck with the swans) dediğini belirten Cyril 1.000 pound ceza almıştı. Preston North End'in maskotu, şişman bir ördek olan, Deepdale Duck bir Sunderland maçında, rakip kaleciyi çok fazla kızdırınca, kafasına bir su şişesi yemiş, sonra da hakem tarafından oyundan atılmıştı. Deepdale kararı protesto için, sahadan çıkarken hızla kanatlarını çırpmıştı.
















Saha dışındaki icraatı sebebiyle işinden olan da var. Aston Villa'nın aslan maskotu Hercules, kulübün sevilen siması Debbie Robbins'e askıntılık yaptığı için işinden olmuştu. Yine Oldham maskotu Chaddy the Owl'dan bir hadise var. Carlisle ile oynanan maçta, saha kenarında bir BMX bisiklete atlayıp akrobatik hareketler yaparken, kontrolü kaybetmiş ve bileğini kırmıştı (aşağıda).


















Maskotlar arasındaki bu bitmek tükenmek iblmeyen rekabeti azaltmak için 1999 yılında, ilişkileri yumuşatacak bir organizasyon planlandı. Maskotların çeşitli yarışmalara katıldıkları (tabii kostümleriyle), bu organizasyonun 2007 atletizm yarışını şuradan görebilirsiniz. Ancak bu organizasyon tarihlere baktığınızda gördüğünüz gibi hiçbir işe yaramamış görünüyor. Misal, 2001 organizasyonundan hemen sonra Cyril the Swan , köpek kostümü giymiş bir bayana cinsel tacizde bulunmuş, olayı önlemek isteyen Harry the Hornet'ın da (eşek arısı) iki kaburgasını kırmıştı. Gerçi arada dostluk gösterileri de oluyor. 2000 yılında Harry the Hornet, Harriet the Hornet'le yine bir Wolves maçı sonrası sahada yapılan bir törenle evlenmiş ve nikah şahitliğini Wolfie yapmıştı.

4 yorum:

purgatory dedi ki...

İnanılmaz yaratıcı arkadaşlarmış şu maskotlar, gülmekten yerlere yattım :D

Atilla Çelik dedi ki...

Hey Allah'ım yareppiimm. Allah seni başımızdan eksik etmesin. Şirkette stresten bitap düşmüşken okuyayım dedim, resimlerle beraber aklımda canlandırmak istediğimde koltuğumdan düşüyordum. Yarıldım deli gibi.

Ülkemizde iyi ki yok böyle maskotlar. Yoksa bir de onların kavgasıyla uğraşır dururduk.

"Kanarya, Aslan'ın kafasını kopardı."

"Hamsi, Kartal'a pike yaptı."

"Timsah, Horoz'u sünnet etti." hesabı.. Zaten medya bitmiş, içi boşalmış, bir de bu kavgalarla uğraşırdık.

Papasito dedi ki...

Bucaspor'da bucco diye bi maskot var kulubün kendi çalışanı iç sahadaki tüm maclarda yer alıyor

orion dedi ki...

"...aslan Kingsley Royal hakem Mark Riley tarafından, sahaya çok yakın durduğu, oyuncularla karıştırıldığı, hatta yardımcı hakemin bir keresinde az daha onun için ofsayt bayrağı kaldıracak duruma geldiği gerekçesi ile sahadan atıldı."

Fotoda gördüğümüz aslan, bayağı bayağı bildiğin aslan. 3mx2m=6m2 bir arkadaş. Bunu futbolcuyla karıştıran, hatta ofsayt bayrağı kaldıracak kadar kendini kaybeden hakem nasıl bir vatandaştır, merak ettim doğrusu :)