30 Mart 2010 Salı

WELCOME TO DONGMAKGOL

























8 milyon dolar bütçeli bir film Welcome to Dongmakgol. Kore iç savaşı sırasında cephede yolunu kaybeden Kuzey ve Güney Koreli 5 asker ile, uçağı Kore toparaklarına düşen 1 Amerikalının, medeniyetten uzakta olduğu için, medeniyetle birlikte savaşın da uğramadığı bir köydeki yaşamlarını anlatıyor. İçinde yine bir dolu altmetin barındıran bir Kore filmiyle karşı karşıyayız. Filmi izlerken The Thin Red Line'da zirveye çıkmış insanoğlunun sadece birbirine değil, etrafında bu savaştan habersiz olan doğaya da zarar verdiğinin, ateşin başında yenilen yemekte, birbirine düşman olan hatta dilini bile konuşamayan insanların o halde birbirlerine düşman olacağı gibi aynı sofrada da oturabileceğinin, No Man's Land'de de hissedilen, askerlerin içinde bulundukları savaşın sadece bir piyonu olduklarının ve savaşın nasıl çıktığından dahi haberleri olmadığının ve bütün bu hengameden uzakta şiddet ve savaştan bihaber insanlarn, etraflarındaki bu hadiseye nasıl masumca baktıklarının dışavurumu var filmde. Örneğin Kuzey ve Güney Koreli hangi ülkenin diğerini ilk olarak işgal ettiğini dahi bilmiyorlar ve bir tanesi diğerine "Güneye gittim çünkü beni oraya gönderdiler" diyor. Filmi The Thin Red Line'la çok fazla benzerlik içerdiği için oldukça sevdiğimi ve her Kore filminde görülen o dinginliği bu sefer savaşın antitezi olarak kullanılmasının çok isabetli bir seçim olduğuu söylemeliyim. Bu dinginliği anlatan nefis sahneler de var. Savaşın insan ruhunu ve kalbini çelen Dongmakgol köyüne düşlen 6 asker, The Thin Red Line'daki er Witt misali oradan ayrılmak istemiyorlar zira, o barış havası onları cepheye göndermekten alıkoyuyor ve hatta bir süre sonra ülkelerinin değil barışın askeri olmaya karar veriyorlar.

Kore filmlerine zaafı olanlar kaçırmasın elbet, "ya ben o Japon filmlerini izleyemiyorum ya adamlar konuşmaya başlayınca gülüyorum çok komik konuşuyolar" diyenler de Tears of the Sun isimli efsane savaş filminde Monica Bellucci'nin göğüs şovuna buyursun.

5 yorum:

Atilla Çelik dedi ki...

Muhteşem bir film. Köyün delisi modunda dolanan hatuna bayılmıştım. Muazzam da bir finali var. Bana göre şaheser ve en çok sevdiğim film listesinde başlarda yer alıyor.

Ze1903 dedi ki...

Bende çok sevmiştim domuz avı sahnesine ve o sahnenin çekim tarzına bayılmıştım.

Adsız dedi ki...

valla tears of the sun filmini bilmem de, monica bellucci bu gogus sovu isinin uzmanidir. http://justfreepics.org/celeb.php?id=Monica+Bellucci&page=3& adresinden bakilabilir. bizzat incelemeden karar vermek istemeyen titiz kisiler bu sayfalara mutlaka bakmalidir.

kore filmini ise seyretmedim. ama torrent sayfalarinda 8 gb'lik versiyonlari dolasiyor ki, bu buyuklukteki bir dosyayi indirmek de mangal gibi yurek ister.

Adsız dedi ki...

köyün delisi modunda dolaşan abla oldboy un da mido'su aynı zamanda

filmle ilgili ise tek söyleyeceğim patlamış mısır

Yaz Helvası dedi ki...

İki yıldır bu filmin ismini her yerde arıyordum, kısmet bugüneymiş. Gerçekten harika bir filmdir, izninle ben de bu filmle ilgili bir anımı akatarayım. 2007 senesinde Güney Kore'nin Gazi İşleri Bakanlığı'nın Kore gazilerinin torunlarını ülkelerine davet etmesi üzerine 10 günlüğüne Güney Kore'de bulundum. (tarihlerindeki tek savaş 60 yıl önce gerçekleşmesine karşın adamlar Gazileri için bakanlık kurmuş durumda)Filmi de Seul'den Pusan'a giderken otobüste göstermişlerdi, yolda pek çok kişi uyuduğu ve altayzılar da İngilizce olduğu için sanıyorum filmi izleyen tek kişi bendim. Film bittikten sonra düşüncelerimi soran Koreliler, filmin komün yaşamına övgüde bulunduğunu söylediğimde Komün - Komünist- Düşman zincirini düşünüp dehşete kapılmışlardı. Film esasen bu düşman algısının bitmesi ve iki Kore'nin birleşmesi için sürdürülen Sunshine Politikası'nın desteklemek amacıyla gündemde tutulan bir filmdi, Koreliler de filmi o nedenle bize gösterdiler. Ancak yine Korelilerden dinlediğime göre, sunshine politikası ABD'nin işine pek işine gelmediği için Ban Ki-Moon'un BM genel sekreterliğine getirilmesi karşılığında rafa kaldırıldı.(Bush dönemi K.Kore'nin nükleer füze bulundurma tartışmalarını hatırlayın). Yine popüler bir Kore filmi olan Gwoemul (The Host) da altmetninde sunshine politikasının rafa kaldırılması nedeniyle ABD'ye duyulan öfkeyi anlatır. Özetle Korelilerin, o dinginlik içinde bizlere aktarmak istedikleri pek çok politik mesaj var. Bu filmi bloguna taşıdığın için tekrar teşekkürler.