2 Nisan 2010 Cuma
ŞU YALAN İSTATİSTİKLER
Bizde "istatistik yalan söyleme sanatıdır" diye acaip bir laf var biliyorsunuz. Gerçi sadece bizde yok herkeste var. Ancak genelde biz lafların içini boşalttığımız için bu cümle de olur olmaz yerde kullanılmaya başlandı. Artık istatistiki anlamda savunduğu şeyin çürütüldüğünü gören herkes "ehehe istatistikler yalan söyleme aracıdır ya" diye çıkış yapmaya hatta bir de bu lafla sanki tartışmada artık çürütülemez bir tez ürettiklerine inanmaya başladılar. Yunanistan'ın 2004 şampiyonluğunu "bakın adamlar her maç 1 kere geldiler şampiyon oldular, istatistiklere baksan öyle değil, biz diyoruz yalandır istatistikler diye" şeklinde anlatan aklı evveller de var ülkede. O yüzden zaten her üst düzey takım kenarda bir tane istatistikçi oturtuyor ya da kulüp bünyesinde barındırıyor zaten. Kulüpte bir tane yalancımız olsun diye. Elbette sadece rakamlara bakarak futbol sahasında olan olayları açıklamak mümkün değildir ama bazen o rakamlar anlatmaya çalıştıüğınız şey için bir örnek oluştururlar ve ışık tutarlar. Rıdvan Dilmen'in "golleri çıkar maçı kim kazandı anlamazsın Güntekin" lafıyla dalga geçenlerin istatistik bilimine laf atmaya hakkı yok zaten o ayrı konu. İkisi de aynı yola çıkıyor çünkü. Bir maçın sonundaki istatistik raporuna bakıp o maçı kimin kazandığını anlamak her zaman mümkün olmayabilir ama o maçta ortaya konan oyunun sebeplerini ve ayrıntısını açıklamada yardımcı olabilir. Neyse konuyu uzatmayayım çarşamba gecesi oynanan Arsenal-Barcelona maçından birkaç rakam vereyim yukarıda anlattıklarımızı desteklemek için. Bilgiler The Guardian'dan.
İlk yarıda Katalanlar 279 pas yapmışlar. Arsenal ise sadece 98 (bu rakamda ilk 20 dakikadaki korkunç Barcelona istilasının payı büyük)
Maç sonu bu rakam Arsenal'in ikinci yarıda hafiften toparlanmasına rağmen 265'e karşı 533 olarak görünmüş.
Söz konusu 45 dakikada Barcelona 7'si kaleyi tutan 15 şut atmış. Arsenal'de bu rakam kaleyi tutmayan 2 şut şeklinde.
Xavi'nin maç boyunca 95'i başarılı 112 pası var. Son 5 dakikayı sekerek geçiren ve sezonu kapatan aynı bölgedeki Fabregas'ın ise 31'i başarılı 39 pası.
Barcelona toplam 6 oyuncuyla gol denemesinde bulunmuş. Ibrahimovic 6 (2'si gol oldu), Messi 5, Xavi ve Sergio Busquets 2, Pedro ve Pique 1, toplam 17. Arsenal'de ise bu sayı 5 farklı oyuncuya rağmen 6. Fabregas 2 (1'i penaltı), Walcott (gol şutu), Bendtner, Nasri ve Abou Diaby'nin 1'er gol denemesi.
Bu tabloyu ortaya çıkaran Barcelona ilk 11'indeki 6 adam, La Masia'dan yani Barcelona altyapısındandı 2 akşam önce. Ve bence tüm bunların ötesinde, bu rakamları, gerek bizim blogda sık dile getirdiğimiz gerekse de tüm herkesin kabul ettiği, pas trafiğinde dünyanın en önemli takımlarından olan Arsenal karşısında elde ettiler. Premier Lig maçlarında kendi evinde ortalama 350-400 pasa ulaşabilen bir takımı 265 pasta tutmak ve karşılığında 500'ün üstünde pas yapmak her yiğidin harcı değil.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Maçın ilk 15 dakikasındaki pozisyonları izlerken acıdım Almunia'ya resmen. Halı sahada 1 kişi eksik oynayan takımın kalecisi gibiydi. Gerçi yalnız da değildi, bir ara kaleyi 3-4 kişi ile kapattı Arsenal takımı :)Ama o güzelim pozisyonları harcayan İbrakadabra gitti tavana astı 2. golde.
Bu maçta devre olması Arsenal'in zararına oldu kanımca. O gazla Almunia 90 dakika gol yemezdi, devre arasında soğuduğundan yedi heralde:)
"how to lie with statistics" kitabini HERKESIN okumasi lazim..
daha beterine nou campta hazir olun.
"Söz konusu 45 dakikada Arsenal 7'si kaleyi tutan 15 şut atmış. Arsenal'de bu rakam kaleyi tutmayan 2 şut şeklinde."
İlk cümlede Arsenal değil Barcelona olacak sanırım. Ha önemli bir şey mi, değil elbet. Ama sonradan farkedip de "ulan kimse uyarmamış, okunmuyor muyuz yoksa" tribi olmasın diye(!) yazıyorum :)
Taci YALÇIN düzeltme için teşekkürler
Serdark ben o kitap yerine her gün the guardian okuyorum, daha güzel oluyor :)
Elbette istatistik anlamlıdır ama doğru yeren bakılırsa.
Örneğin Xavi'nin attığı pas oranını oyun tarzını bildiğinden dolayı ciddiye almak gerek.
Ama bi oyuncu 80 pas atmış 70'i olumlu dediğimizde bunu neye yoracağımız oyuncuya göre değişir. Örneğin maçını izlediğin için bildiğin sürekli yana, dibindeki adama ya da geriye atan defansif orta saha Maldonado ise salla gitsin o oranı. Ama yok sürekli hücum bölgesinde cirit atan Iniesta ise maşallah dersin.
Yorum Gönder