21 Mayıs 2010 Cuma
10 KOMİK OYUNCUDAN 10 CİDDİ ROL
Geçen hafta beyaz perdenin 10 ciddi adamından 10 komik rol yazısını yazmış ve yazının girişinde şöyle demiştik. Kariyerine komedilerle başlamış ve öyle isim yapmış adamlar bunun ceremesini çok çekerler. Çünkü insanlar onlaraa bir "komedyen" olarak bakar hep. Komedyenlerin genel kaderi budur zaten. Dramalarda oynadıklarında hep eğreti durduklarından bahsedilir. Ancak objektif bakıldığında ve bu değer yargısı bir kenara bırakıldığında, çok iyi işler çıkarmış aktörler de vardır. Bu yazı işte onlarla ilgili.
1-Jim Carrey (The Truman Show): BBG, X Factor, Big Brother, her türlü yetenek yarışması, 24 saat canlı yayın reality şovlar, yemek yarışmaları şu bu...Bütün bu işlerin atası Peter Weir'in 1998 yılında çektiği muhteşem film The Truman Show'dur. Jim Carrey 24 saati canlı olarak (ve anne karnında daha doğmadan önce başlayarak) televizyondan yayınlanan ama bundan haberi olmayan bir adamı canlandırır. Harika da oynar. Altın Küre alır, ama Komedi-Müzikal dalında. Oscar'a aday bile olmaz. İlginç olan Oscar'ı yine bir komedyen olan Roberto Beningni La Vita E Bella ile almıştır.
2-Meg Ryan (Courage Under Fire): Ryan son yıllarda ciddi rollere de adapte olmaya çalışıyor ama bu film resmen onun oynadığı 10 filmden 9'unun romantik-komedi olduğu bir döneme denk gelmiştir. Irak Savaşı'nda cephe gerisinde, arkadaşları tarafından bilerek bırakılarak ölüme terkedilmiş bir Amerikan askerini canlandırır. Denzel Washington da yanındadır. Güzel filmdir, Ryan'ınki de güzel performanstır.
3-Robin Williams (Dead Poets Society): Tamam Robin Williams komedi tarafı o kadar keskin bir adam değildir ve bir dolu dramada oynamıştır ama kariyeri Mork and Mindy ile başlamış sonra da Moscow on the Hudson ve Goodmorning Vietnam ile devam etmiştir. Dolayısıyla Dead Poets Society ilk büyük çaplı dramasıdır. Fim destan yazar, Williams destan yazar, filmdeki bir dolu genç oyuncu ünlü olur. Sonuç: Sadece En İyi Orijinal Senaryo Oscar'ını alır. Film Driving Miss Daisy'e, Williams da Daniel Day-Lewis'e toslar.
4-Bill Murray (Lost In Translation): Ömrü boyunca sarkastik rollerin adamı oldu Bill Murray. Tam da yılların bindirdiği bu yükten artık bunalmış bir adamı, yani belki de kendisini oynadığı bir rolde ders verdi 2003 yılında. Bu film büyük ihtimalle hem yönetmen Sofia Coppola'nın, hem Murray'in hem de Scarlett Johansson'un kariyerindeki en iyi işler olarak kalacaklar. Harika soundtrack, insanı ilk uçakla Japonya'ya gitmeye özendiren bir film ve harika bir kapanış sahnesi.
5-Cuba Gooding Jr. (Jerry Maguire): Alın bir tane daha tüm film kadrosunun bir daha o noktaya ulaşmalarının zor olduğu bir film daha. Tom Cruise, Renee Zellweger, Cameron Crowe...Bir daha bu kadar iyi bir projede yer alamadılar. Cuba Gooding Jr. ise burakın böyle projeyi bir daha adam gibi bir filmde bile oynayamadı. 3. sınıf komedilerle yoluna devam etti. Hala şaşırırım yahu böyle bir adam bu performansı nasıl verdi diye. Oscar'ı aldı, sonrası tırt...Bruce Springsteen'in Secret Garden şarkısı enfestir ama atlamayalım.
6-Will Smith (Ali): Bu aileden çekeceğimiz var. Baba oyuncu, anne oyuncu, oğullardan büyüğü oyuncu, şimdi de küçüğü Karate Kid'in yeni versiyonunda oynayacak. Bir de baba her önüne gelen filmde oynuyor. Ama hakkını verelim Ali'de iyi oynamıştır Smith. Zaten bu role hayranı olduğu Muhammed Ali'yi örnek alarak hazırlanmıştır. Kariyerinin bana göre şimdiye kadarki en iyi rolüdür.
7-Woody Harrelson (People vs. Larry Flynt): Aynen Cuba Gooding Jr. gibi içinde hep komedi sosu olan filmlerde oynamış, komik suratlı adam Harrelson, modern kültürün en tartışmalı adamlarından birisi, Hustler dergisinin sahibi, porno kralı Larry Flynt rolünde kariyerinin zirvesine çıkmıştır. Yine Oscar adaylığı, yine bir türlü tekrarlanmayan başarı.
8-Şener Şen (Muhsin Bey): Bilmiyorum arada başka filmi kaçırmış olabilir miyim ama Şener Şen'in içinde komedi sosunun en az bulunduğu ve onun rolünün tam bir drama performansı olduğu ilk fim budur. Daha önce Çıplak Vatandaş ve Değirmen de vardır ama onlar da içinde ufak komedi sosunu bulundururlar. Muhsin Bey ise nesli tükenmekte olan bir adamın hikayesidir. Filmin üzerinden 23 yılgeçti ve artık Muhsin beyler yok dünyada. Bana göre kendisinin en iyi performansı ve en iyi filmidir.
9-İlyas Salman (Sarı Mersedes): Fikrimin İnce Gülü'dür bu filmin adı ama daha çok Sarı Mersedes olarak bilinir. Hayatı boyunca Almanya'da yaşamamış olmasına rağmen bir gurbetçiyi müthiş canlandırmıştır Salman. Tom Hanks'in Cast Away'deki voleybol topuna nasıl üzüldüysek bu filmde de Mersedes'in başına gelenlere canımız yanmış gibi üzülürüz. "Bok ettin bayan.....Sıçtın kapının içine"
10-Hugh Laurie (House MD): Son maddeyi ailemizin doktoruna ayırdım. İngiltere'de Stephen Fry'la yaptığı skeçlerle tanınmış, bundan yıllar önce Friends dizindeki saniyeler süren rolüyle Hollywood'a geçmiş, konuşan bir farenin başrolde olduğu Stuart Little'da oynamış Laurie 21. yüzyılın en büyük volelerinden birisini vurdu. Nasıl vurduğu burada, Gregory House rolü için gittiği seçmelerdeki kaydı. Daha o andan bas bas bağırıyor...Bu rolü ondan başka kimse oynayamazdı...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
18 yorum:
jerry maguire yine orda komik bi roldedir. men of honor sayılsa daha mantıklı olurdu ciddi rol olarak. ayrıca genelde savaş filmlerinin falan adamıdır kendisi ciddi filmi çoktur.
bi de jim carrey de man on the moon ile en iyi komedi erkek oyuncusu ödülü aldığında ayarı vermiştir bu duruma zaten. 'bu drama filmiydi.' demiştir.
ben olsam listeye bir de "reign over me" filmiyle adam sandler'ı koyardım.
Woody Harrelson'ın The Messenger'daki performansı da başarılı.
Ilk drama filmi olmasa da, Robin Williams'in Good Will Hunting'deki rolunu tercih ederdim sahsen. Williams'i pek begenmem (overacting), ama o filmde kesinlikle gordugum en iyi oyunculuklardan birine imza atmisti. Parktaki sahnede Matt Damon'a verdigi hayat dersi (daha dogrusu "ayar") unutulmaz.
Aslında Marlon Wayans gibi sulu komedilerin yıldızının Requiem For A Dream deki performansı da unutulmazdır.Bence bu listede yer almalıydı.
Jim Carrey'in 23 filmi de dahil edilebilir.
spoilsport'un da belirttiği gibi reign over me filmindeki adam sandler da hakeza öyle.
şener şen "aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni"nde de komediyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir rolde oynamıştı.
şener şen'in eşkıya'sı da var aklıma gelen.
Listede Will Smith ve Woody Harrelson'ı görünce Seven Pounds'taki efsanevi Woody Harrelson oyunculuğunu yazma gereği hissettim. Uzun zamandır herhangi bir oyuncudan öyle etkileyici bir performans görmemiştim. Tek kelimeyle muhteşemdi.
Senin "Fikrimin İnce Gülü"nü her yerde "Sarı Mersedes" olarak açıklama ihtiyacı hissetmen gibi bir takıntın varsa benim de bu eşsiz oyunculuğu denk geldiğim her yerde yazma gibi bir takıntım oluştu...
Ama başlığı görünce ne yalan söyleyeyim aklıma direk Bill Murray geldi...
spoilsport'tan bir esinlenmeyle, Adam Sandler - Punch Drunk Love geldi aklıma, Reign Over Me'den daha iyi bir karakter performansı vardı o filmde.
jerry maguire demişim :) cuba gooding jr. tabii ki.
Being There- Peter amca unutulmuş sanırım.
will smith için the pursuit of happyness'dan da bahsedilebilir.
Ali, Will Smith'in ilk iyi dramasi olabilir; ama bu adam son yillarda bayagi bir iyi drama isleri cikarmaya basladi. Woody Harrelson'in da oynadigi Seven Pounds iyi ornektir.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind(Jim Carrey) ve Natural Born Killers(Woody Harrelson) filmleri listede kesinlikle olmalıydı.
don cheadle mukemmeldir talk to me de.
Bence Robin Williams'in en muhtesem filmi world's greatest dad
@flyingdutchman muhsin bey şener şen'in en iyi performasını olduğunu imza atmamın yanında muhsin bey'in de izlediğim en iyi türk filmi olduğunu da eklemek isterim.
Yorum Gönder