25 Mayıs 2010 Salı

ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİNDEN NOTLAR



















22 Mayıs cumartesi akşamı finali yerinden, Bernabeu Stadyumu'nun koltuklarından takip eden, Amsterdam ikametgahlı, Flying Dutchman okuyucusu Kemal Grebene bize resim ve video destekli enfes bir yazı gönderdi. İçten teşekkür ederek yayınlıyoruz. İlave yapayım, yine Bernabeu'da olan bizim Tuncay'ın da bir yazısı olacak. Kendisi 3 gündür "çok acaip şeyler oldu" diye fragman yayınlıyor. Dökülünce okursunuz...

-----------------------------------

Son derece ekstra ordiner bir tecrube oldugu icin cumartesi gunu Madrid'deki finalde yasadiklarimi Flying Dutchman araciligi ile paylasmak istedim. Ama dune gitmeden once daha geriye gidip olayin sekillenisi anlatmak istiyorum.

Eminim bircok futbolsever icin ust duzey futbol maclarini yerinde, ilgili stadyumda seyretmek buyuk ayricaliktir. Ben de keza kucuklugumden beri Avrupa stadlarinda mac izlemenin keyfini merak edip dururdum. Nitekim bundan yaklasik 10 sene once isim icabi Amsterdam'a tasininca, bu imkan ayaklarima kadar gelmis oldu. Buna rgmen yakin zamana kadar Ajax'in maclari, GS'nin Avrupa kupasi deplasmanlari haric oyle ciddi bir Avrupa mac gediklisi oldum denemez. Yani aslinda firsat ayagim gelmis olmasina karsin Flying Dutchman'in bundan aylar once yayinladigi bir postta adi gecen tarzda bi 'Groundhopper' degildim. Taa ki bundan birkac sene oncesine kadar... Gerek bu futbol endeksli seyahatlere olan merakim (elbet merak kadar vakit, maddi imkan ve bilet bulmak icin caba da gerekiyor) gerekse bu konuda bi nevi uzman olmus bir arkadasimdan aldigim gaz ve tuyolar sayesinde son yillarda bircok keyifli maci yerinde seyreder oldum. Hani bir Dunya Kupasi finalini yerinde izlemeye nail olamadim belki ama hatiri sayilir sayi ve guzellikte maca gittim, gitmekle kalmadim bendeki bu cevheri farkedip de beni bu islere sevk eden arkadas gibi tum gidilen maclarin biletlerini saklar oldum, ki bu konuya yazinin ilerisinde tekrar gelecegim.

Isbu yazinin kaynagi ise bu tarz futbol seyahatlerim arasinda zirveye koyacagim cumartesi aksamki sampiyonlar ligi finalidir. Mac gunu ve ambiansindan once bilet konusuna degineyim; bu blogun yazarlarindan biri de gecen sezon benzer sekilde Roma'daki finale gitmisti, o yuzden takip edenler az cok bilir. UEFA her sene belli sayida bileti finalist iki takim haricinde benim gibi genel futbol muptelalarina kura usulu ve elbet parasi karsiligi dagitir. Ben de Mart ayinda girdigim bu kurada iki adet bilet kaptigim icin finali yerinde izleme sansina kavustum. Acikcasi kac kisi basvuruyor da kac kisilik alokasyon var bilemiyorum ama macta etrafimin her turlu ulke ve irktan insanla cevrili oldugunu dusununce kuradan kazanma sansinin bir hayli kisitli oldugunu tahmin ediyorum. Nitekim belli ki basvuranin ne haddi var ne hesabi. Ne var ki bu, talihin bana ikinci defa konmasi, nitekim Barca-Shaktar arasinsa oynanan gecen yazki Super Kupa finalinin biletlerine de benzer yoldan ulasmistim. Sans lazim yani bu iste biraz...

Biletlerin kendisi ise ayri bi mevzu. DHL'den mac biletleri bana teslim edildinde hafif capli bi saskinlik gecirdim nitekim bildigimim, alistigim kagit bilet degil ustunde adimin yazili oldugu çipli, bir nevi kredi karti cikti zarftan. Bunun sebebinin UEFA'nin karaborsa bilet satisini engellemeye calismasi oldugu soyleniyor. Nitekim biletin her tarafinda satilamaz, devredilemez, sadece adi gecen kisiye aittir ibareleri var. Keza biletle beraber bi alay uyari yazisi da geldi bu bileti satamayacagima dair, cunku giriste biletle beraber kimlik kontrolu olacagini, uyusmazlik halinde bilet sahibinin Barnebau'da mac yerine babayi izleyecegine deginiliyor.



















Ha unutmadan UEFA size max 2 bilet icin basvuru hakki taniyor. Ben 300 euroluk en iyi kategoriden basvurup kazanmistim bu iki bileti. Ikinci bilet kiz arkadasimin adina oldugu icin UEFA'nin uyarilarini sallamayarak onun bileti elden cikarmayi dusundum. Bencil adam kendin gidiyosun ama yengeden Bernabeu'da sampiyonlar ligi finalini esirgiyorsun diyeceklere avans olarak soylemem lazim ki bahsi gecen yenge daha once benimle o stadda bir Ispanya-Turkiye milli maci, bi tane de El Classico (sonuncusu) izledi. Dolayisi ile ucuncu cok elzem degil diye kaca okutabilirimi dusunmeye basladim. Bu Bernabeu'ya ucuncu, Madrid'e mac icin dorduncu gelisim olacakti. Ne yazik ki tecrube ile sabitlenmistir ki Şampiyonlar Ligi finalinin olacagi sehirdeki otel reservasyonunuzu erkenden yapmalisiniz. Aksi halde benim gibi bu sene daha once iki kez 100 euro gecelik odediginiz otellere 400 euro bayilirsiniz, uyumak icin girdiginiz odayi sanki bir aylik kiralamissiniz gibi. Hazir maliyetler de artmisken bakalim iyi fiyat veren var mi diye gormek icin tok satici olarak bileti satisa koydum cunku kiz arkadasim benle her halukarda geliyordu. Ne var ki 300 euroluk bilete mac gunu oncesi max 650 euro oneren varken mactan hemen once bu rakam biraz daha azaldi garip bir sekilde. Ben zaten tok satici olarak hedefi 1500 euroya koyunca arz talep dengesi tutmadi ve bilet gercek sahibinde, kiz arkadasimda kaldi.

Bu arada mac gununun carsambadan cumartesine alinmasina dair de uc bes satir yazmak lazim; bu karar organizasyonun cehresini olumlu yonde baya degistirmis. Nitekim haftaicinde isini gucunu ayarlayip da gelmeye calisan tribun turistleri tribun sov isini macin haftasonuna denk gelmesi sebebiyle cok daha guzel icra ettiler. Ayrica mactan bir hafta oncesinden baslayacak sekilde Madrid'in meshur parki Parque del Retiro'da bir tur festival bolumu kurup gelen tum taraftarlari eglendirmeye yonelik programlar ayarlanmis; uzaktan kumandali kalecinin korudugu kaleye penalti atmaktan atilan penaltida topa vurus hizini olcen aletlere kadar bizim eski usul lunaparklar kivaminda tuhaf eglencelere, Sampiyonlar ligi uzerine quiz showlardan Sampiyonlar Ligi muzesine kadar. Tum bu organizasyonlardan en guzelini ise mac gunu ogleden sonrasina ayarladiklari unlu eski topcular halisaha maciydi. Beserden oynamalik bi nevi mini halisahada Ispanyol meshur eski topculari (Hierro, Butragueno, Buyo, Alfonso vardi gozume carpan) ile dunya futbolunun veteranlari (Steve Macmanaman, Michael Laudrup, Cristian Karembeu, Vitor Baia, Fernando Couto, Schifo, Bebeto gibi) kendi aralarinda mac yaptilar. Sadece ilkyarisini izledigim bu mactan sonra Madrid'e gelis sebebimi icra etmeye Bernabeu'ya gectim. Bu arada sunu da soyliyim mi bu surecte taraftarlar arasinda atisma, problem, kavganin eseri dahi yoktu. Beraber yiyip beraber icen, bagiran cagiran Bayernlisi Interlisi hep bir arada.


















Maca dair teknik taktik birsey kelam etmeyecegim, ona dair yazan bol bol cikar zaten. Sadece isin izleyici yonunden birkac gozlemimi paylasayim; TV'den ne, ne kadar anlasildi bilmiyorum ama Bayern taraftarlari bence Interlilere gore cok daha organize, cok daha vokal, cok daha baskindi. Bunda Interlilerin 45 yildir bu Avrupa kupasi kazanamamis olmasi ve ustune bir de bu macta favori gosterilmelerinin yarattigi psikolojik baski bana gore etkendi. Buna ragmen mac baslamadan hemen once actiklari dev Inter bayragi muhtesemdi, resminden de gorulecegi uzere.

Macin dengesinin Inter'e donmesi ile beraber Inter taraftarlarinin inanci da gurultusu de artmaya basladi ve bitis dudugu ile beraber ozellikle kale arkasinda bulunan Interlilerde tam anlami ile film koptu, hani daha farkli nasil aciklayabilirim bilmiyorum. Sonucta benim de ilk Sampiyonlar Ligi finalim, o yuzden diger kazanan takim taraftar reaksiyonlarini bilemiyorum. Ancak Istanbul'daki mucize macta kupayi alan Liverpoolcular haric son 10 yilda kupa sevincini bu kadar acik yasayan bir taraftar toplulugu oldugunu sanmiyorum. Tabi bunda son 10-15 yilda ManU, Barca, Milan, Real, Bayern gibi takimlarini belli araliklarla finalde gormeye alismis taraftarlardaki goreceli tokluk da etkilidir. Hele Inter gibi 30 kusur yildaki ilk finaliniz, 40 kusur yildaki tek Avrupa kupaniz olunca, ustune bir de sehrinizin obur tarafinda sizi dalga konusu yapmis Milan taraftarlari icin son 20 senede bu kupa vaka-i adiye haline gelince, o eziklikle stadi yikmamis olmalari bile efendilik sayilir benim gozumde.



















Bernabau'daki taraftar ve stad ambiansina dair bir not da bu stadda izledigim diger maclarla karsilastirma olarak vermek isterim. Daha once belirtmistim, bu staddaki ucuncu macim. Daha oncekiler gecen yilki Ispanya-Turkiye dunya kupasi eleme grup maci ve gecen Nisan ayindaki son El Classico'ydu. Yani aslinda tam anlami ile uc farkli lokasyonda bu stadi tecrube etmiş oldum. Buna gore rahatlikla diyebilirim ki bu stadda Sampiyonlar Ligi finalini izlemek ve boylece esit sayida taraftarin sovuna sahitlik etmek, sadece Ispanyollar ya da Realliler agirlikli versiyonunu izlemekten cok cok daha keyifli. Zaten Ispanyollar milli takimlarini bi tuhaf destekliyor; her daim o korna kilikli aleti otturup bas agrisi veriyorlar. Realliler deseniz El Classico gibi yuksek elektrikli maclarda bile oyle ahim sahim vokal degiller. Hatta diyebilirim ki ortalama bi Premier lig macinda seyirciler daha cok bagiriyor.

Yazimi bitirmeden once mac bileti koleksiyonuna dair son birkac seye deginecegim. Bu koleksiyon benim gibi bircoklari icin bi hastalik gibi bisey. Misal son gittigim El Classico'ya bir arkadasimin kombinesi ile girmis ve karti mactan sonra iade etmek zorunda kalmistim. Dolayisi ile mac bitisi ile beraber bir saat boyunca yerlerde ve hatta coplerde saklamalik bilet aramisligim vardir. Keza maclardan sonra elindeki biletleri nette satan da coktur. Benzer sebeple gidip de biletini saklayamadigim mac sayisi ne yazik ki az degil, ama allahtan su son Sampiyonlar Ligi maci bu kategoriye girmedi. Bu konuya da sundan girdim; mac bitip de tam staddan cikarken elinde pankartla bekleyen biri vardi ve pankartin ustunde "ben bir bilet koleksiyoncusuyum ve mac biletinizi satin alabilirim" yaziyordu. Vaaay be dedim icimden demek tek deli ben degilmisim hakkaten.

Iste boylesi bu tecrubeydi finalin sahitligi. Beni bu islere iyice musallat eden arkadasim Gino (ki kendisi bundan onceki son 4 finale arka arkaya gitmis arizada biridir, ne var ki su ara Latin Amerika futbolunu elden geciriyor bizzat yerinde izleyerek; yani benim diyen groundhopper'in Gino'nun onunde ceket ilikleyip selama durmasi lazim gelir) bu ortamlarin bagimlilik yapan hissinden bahsetmisti. Hakkaten de oyleymis. Imkan oldukca bundan sonrakilere de insallah. Sirada Wembley varken hele..

by Kemal Grebene

5 yorum:

Arkhe dedi ki...

Sadece tek bir ufak kavga gördüm, bizim otelin sokağında çıktı. Çok büyümedi, polis de zaten 5 dakika içinde geldi ama genelde sürekli aynı ortamda tezahurat yapabildiler.

Herhalde ancak Inter kupayı kaybetseydi olaylar olabilirdi.

Adsız dedi ki...

en iyisi kupanın sahada kaldırılması. herkes görüyor o zaman.

yazı da çok güzel, ispanyol taraftarlar çok kolpa
mesela geçen sene roma'daki finalde böyle bir atmosfer hiç yoktu. stad yüzünden de olabilir o

raul #7 dedi ki...

bana ne kadar uzak bi yazı..

Serdar Erken dedi ki...

Eğer bileti sonradan birilerine
-ederinden daha fazlasına- satarım diye aldıysanız, yapmaya çalıştığınız şey küçük de olsa bir karaborsacılıktır.

O s c a r dedi ki...

Yazi iyi guzel de, yapilmaya calisilan karaborsacilikla ilgili kismini hic katmasaymissiniz keske.

Gercek futbolseverler olarak zaten cok cekiyoruz karaborsadan, haliyle burada boyle seyler okumak uzuyor. Ha amaciniz farklidir vs. bilemem, su noktada pek bir seyi de degistirmiyor zaten.