Simon Kuper'in 01.06.2010 tarihli De Pers gazetesindeki yazısından çeviridir.
-----------------------------------
Sizce 2006 Dünya Kupası 1. tur G Grubu'ndaki Güney Kore-Togo maçını sizce kaç kişi izledi? Büyükbir ihtimalle kupanın bu 2 parıltısız takımı arasındaki mücadelenin çok fazla kişi tarafından izlenmediğini düşünüyorsunuz. Ancak bu çok tercih edilmeyeceği düşünülen maçı dünya çapında 109 milyon kişi izlemiştir. Bu geçtiğimiz yılın Super Bowl ve Barcelona-Manchester United arasındaki Şampiyonlar Ligi finalini izleyen seyirci sayısından daha fazladır. Üstelik bu 109 milyonluk rakamın içinde maçı kafe ve restoranlardan izleyenler yok.
Hollandalı Initiative araştırma şirketinin yöneticisi Kevin Alavy'nin açıklamasına göre 2010 Dünya Kupası dünya medya tarihinin en fazla izlenen organizasyonu olacak büyük ihtimalle. Beijing'deki 2008 Olimpiyat Oyunları'nı da geride bırakarak. Alavy'nin şirketi araştırmayı Dünya Kupası'na katılacak olanları da içeren 55 ülkede yapılmış. Buna göre, 2009 yılında dünya üzerindeki tüm televizyon programlarının izleyici sayısında düşüş olmuş durumda. Bunda internet, DVD, Blue-Ray tekonolojisinin gelişmesinin ve insanların TV izlemek yerine istedikleri programa bakma isteklerinin artmasının da etkisi var. Bu spor programlarına da etki etti tabii. O alanda da % 5'lik bir düşüş var. Ancak bazı organizasyonlar izleyici oranlarını korudular. Super Bowl, Olimpiyat Oyunları, Şampiyonlar Ligi finali ve büyük uluslararası turnuvalar. Dünya Kupası ise büyük ihtimalle oranlarını korumayı bırakın Alavy'e göre artıracak.
Birçok TV programı belli statüye sahip insanları çekerken Dünya Kupası maddi durum, kadın-erkek ayrımı yapmadan toplumun her kesimi tarafından her ülkede izleniyor.Bu yüzden de kulüp takımlarının karşılaşmalarından daha fazla izleniyor. Örneğin, Togo-Güney Kore maçı, herhangi bir Premier Lig maçından 10 kat daha fazla kişi tarafından izlendi. 1990 yılına kadar Avrupa-Güney Amerika kapışması gibi görülen Dünya Kupası son 20 yılda tüm dünyaya yayıldı. Ancak bunun Asya ülkelerinin nüfusuyla ilgisi yok. Dünyanın en yüksek nüfusuna sahip ülkelerinden Çin, Hindistan ve ABD Dünya Kupası izleyici sayısında son 5 ülke arasında. Bu ülkelerde de izleyici sayısının artması demek maçlar sırasında dünyada bir sessizliğin hakim olması demek. Şu anda en fanatik izleyiciler Hırvatlar, Hollandalılar ve Norveçliler. Büyük Britanya ilk 10 içinde değil. İngilizler dünya futbolunu skandallarla doğru orantılı olarak seviyorlar. Bunda asparagas haber üreten The Sun ve Daily Mirror gibi gazetelerin büyük payı var.
Maçları izleyenlerin çoğunluğu 16-34 yaş arası insanlar. Nitekim bisiklet ve golfün genç izleyicilere hitap etmesinin sonuçlarından birisi de bu. Maçları sadece erkekler değil kadınlar da izliyor. 2006 Dünya Kupası'nı izleyenlerin % 41'i kadındı.
Hele Venezuela'da kupayı izleyenlerin arasında kadınlar çoğunluktaydı. Maçları sadece alt sınıf grupları değil, üst sınıftan insanlar da izliyor. 2002'de orta sınıfın maçları izleme oranı üst sınıfla aynıydı. 206'da bu oran zengin sınıfta % 6 oranında düştü.
Dünya Kupası maçları, eğer ülkenin milli açıdan önem taşıyan günlerinden birisine veya kişiler için önem taşıyan bir zamana yakın olursa izleyici sayısı daha da artıyor. Bağımsızlık Günü, evlilik, kiliseye gidilen Pazar günleri gibi. Örneğin Yunan epidemiyologlar Eleni Petridou, Fotis Papadopoulos ve Nick Dessypris'e göre Dünya Kupası sırasındaki seri cinayetlerin sayısında düşüş oluyor.
Araştırmacılar Dünya Kupası'nın 2006'ya göre izlenme oranını % 5 oranında artıracağını düşünüyor. Bu tüm dünya çapında 670 milyonluk bir seyircinin (yani dünya nüfusunun onda birinin) en az 1 maçı izlemesi demek.
2 yorum:
Ahaha çok iyi,ben de övünüyordum Togo-Kore maçını bile izledim 2006'da diye...
Gerçi benim farkım,Korelilerin yanında izlememdi,taç olunca bile gol olmuş gibi sevinen, bağıran,kadınlı,çocuklu grubun arasında zor durabilmiştim
Paraguay - Slovakya maçını çok merak ediyorum. Avustralya - Sırbistan'ı da öyle. Çünkü ilk turun en kritik ve izlenesi iki maçı, bu maçlarmış gibi görünüyor.
Yorum Gönder