6 Temmuz 2010 Salı

GREGORY HOUSE ANAYASASI part I



















Zamanında Jeff Murdock'la ilgili bir seri yapmıştık. Dünden sonra bunu "manipulative bastard"a da uyarlayayım dedim. Başlangıç 1x05 Damned If You Do'dan geliyor. House, rahibe Augustine (Lost'ta Juliet rolüyle tanıdığımız Elizabeth Mitchell) ölüm döşeğinde, kaderini kabullenmişken yanına geliyor.

Augustine: This illness is a test of my faith. If it’s His will to take me, it doesn’t matter where I am. I can accept that.
House: Does anybody believe anything you say? You’re not accepting. You’re running away. Just like you always do. You ran away from the monastery, you get laid, you ran away from the real world when getting laid didn’t work out so good. Now things aren’t working out again, so off you go.
Augustine: Why is it so difficult for you to believe in God?
House: What I have difficulty with is the whole concept of belief. Faith isn’t based on logic and experience.
Augustine: I experience God on a daily basis, and the miracle of life all around. The miracle of birth, the miracle of love. He is always with me.
House: Where is the miracle in delivering a crack-addicted baby? Hmmm? And watching her mother abandon her because she needs another score. The miracle of love. You’re twice as likely to be killed by the person you love than by a stranger.
Augustine: Are you trying to talk me out of my faith?
House: You can have all the faith you want in spirits and the afterlife, and heaven and hell, but when it comes to this world, don’t be an idiot. ‘Cause you can tell me you put your faith in God to put you through the day, but when it comes time to cross the road, I know you look both ways.
Augustine: I don’t believe He is inside me and is going to save me. I believe He is inside me whether I live or die.
House: Then you might as well live. You’ve got a better shot betting on me than on Him.
Augustine: When I was 15, I was on every kind of birth control known to man, and I still got pregnant. I blamed God. I hated Him for ruining my life, but then I realized something. You can’t be angry with God and not believe in him at the same time. No one can. Not even you, Dr. House.

Türkçe meali

Augustine: Bu hastalık benim inancımın testi. Eğer Tanrı'nın isteği beni almaksa, buna karşı koymam ve nerede olduğum önemli değil. Kabul ederim.
House: Söylediklerine inanan var mı? Sen kabul etmiyorsun, kaçıyorsun. Her zaman yaptığın gibi, manastırdan kaçtın, erkeklerle seks yaptın, sonra da sekste işler iyi gitmeyince gerçek dünyadan da kaçtın, şimdi işler yine iyi gitmiyor, gitme zamanı...
Augustine: Neden Tanrı'ya inanmak senin için bu kadar zor.
House: Benim sorunum inanç kavramının tümüyle ilgili. İnanç mantık ve tecrübe üzerine kurulu değildir.
Augustine: Ben Tanrı'yı her gün tecrübe ediyorum. Etrafımda olan biten mucizelerle. Doğumdaki mucize, sevgideki mucize, o hep benimle beraber.
House: Uyuşturucu bağımlısının bebek sahibi olmasında mucize nerede? Hmmm. Ya da annesinin onu başka biriyle beraber olma için terketmesinde. Sevgi mucizesi. Sevdiğin biri tarafından öldürülme riski bir yabancı tarafından öldürülme riskinden 2 kat daha fazla. Augustine: Beni inancımdan vazgeçirmeye mi çalışıyorsun?
House: Ruhlar, öbür dünya, cennet ve cehennem hakkında istediğin inanca sahip olabilirsin. Ama iş bu dünyaya geldiğinde aptal olma. Çünkü bana Tanrı'yı hayatının ve yaşadığın günlerin merkezine otuttuğunu söylebilirsin ama iş köprüyü geçmeye geldiğinde, her 2 tarafa da bakacağını biliyorum.
Augustine: Ben onun içimde olduğunu ve beni kurtaracağını söylemiyorum. Ben onun içimde olduğunu ve bunun yaşasam da ölsem de aynı kalacağını söylüyorum.
House: O zaman yaşasan daha iyi olur. Onun yerine bana oynamak senin için daha kârlı.
Augustine: 15 yaşındayken bilinen tüm doğum kontrol tekniklerini kullandı ama yine de hamile kaldım. Tanrı'yı suçladım. Onu hayatımı mahvetmekle suçladım ama sonra bir şeyi anladım. Tanrı'ya inanmadan, aynı zamanda ona kızgın olamazsın. Kimse olamaz. Siz bile Dr. House....

3 yorum:

thebiglebowski dedi ki...

Mükemmel bir bölüm işte..

Junior dedi ki...

Harika bir diyalog, özellikle de sonu.. Bu blogdaki House yazıları sağolsun bir gün sanırım en baştan başlayacağım House izlemeye, TNT'de rastladıkça şöyle bir bakmak yerine :)

Naçizane düzeltmem ise çeviriyle ilgili; uyuşturucu bağımlısı anneden bahsedilirken "And watching her mother abandon her because she needs another score." cümlesinde başka biriyle olmak değil, bir doz daha kastediliyor bence.

nebuchadnezzar dedi ki...

Adam kendini Tanrı ile Kıyaslıyor, House kendini tanrıdan üstün görüyor... hatta bir bölümünde ama sen onu da yazarsan iyi olur.. skor tuttukları :D züper yani bu dizi... 6*21 deyim yenisi 4 temmuz gelsin hemen izliyecem ...